Makaleler

Published on Kasım 11th, 2024

0

Atatürk ve eşi Latife, Nezihe Muhiddin ve Kadın Grubu


Osmanlı’da örgütlenmiş olan kadınlar topluluğu vardı. Topluluk parti kurmak için hazırlıklara başladılar. Öncülüğünü Nezihe Muhiddin yapıyordu.

1923 yılında Kadın Halk Fırkası’nı kuran Nezihe Muhiddin’in amacı sadece kadınlardan oluşan bir parti ile mecliste yer almak, kadınların siyasi ve sosyal haklarını kazanmak, siyasi temsiliyet ile kadın haklarını savunmaktı. Ancak aynı dönemde Cumhuriyet Halk Fırkası kurulmakta olduğu için, Kadın Halk Fırkası girişimi bölücülükle suçlandı, “kadınların hayır işleriyle ilgilenmesinin daha iyi olacağı” söylendi ve siyasi partiye dönüşmesine izin verilmedi.

Kadın Halk Fırkası

Nezihe Muhiddin 1924 yılında Türk Kadınlar Birliği’ni kurdu. Kadınlar Birliği kongrelerden birinde Nezihe Muhiddin şöyle diyor: “Maksadımız kadını yalnız hayırkâr bir kadın bırakmak değildir. Ona bir vatandaşa ait bütün vazife ve hakları da vermektir.” 1925 yılında TKB mebus adayı göstermek istese de anayasada “her Türk erkek seçme ve seçilme hakkına sahiptir” gerekçesi gösterilerek adaylık başvuruları reddedildi. Türk Kadınlar Birliği’nin siyasal hakları yeniden gündeme getirmesiyle “yolsuzluk” iddialarıyla soruşturma açılmasına neden olan haberi Cumhuriyet Gazetesin de Yunus Nadi yaptı… 1908’de İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne üye olan Yunus Nadi, Cumhuriyet gazetesini Ermenilerden gasp etti. Irkçı Türk gazeteci ve siyasetçi olan Yunus Nadi Hitler’e övgüler yağdıran bir Türkçü. Gazetenin isim babası Mustafa Kemal…

Nezihe Mühiddin hakkında dava açan Vali, Türk Kadınlar Birliğinden atılması için mahkemeye verdi.Türk Kadınlar Birliğ’inden ihraç edildi. 5 Ocak 1934’de kadınlara seçme ve seçilme hakkının tanınmasından hemen sonra Mayıs 1935’de “Türk kadınına Türk erkeği kadar hak verildi “ diye bayram edildi. Oysa Kadın Hakları ve seçme seçilme hakkını savunduğu için Nezihe Muhiddin yolsuzluk yalanları ile davalar açılmıştı.
Türk Kadınlar Birliği derneğinden yalanlar ve riyakarlıklarla atılmıştı. Kemalist iktidar her türlü hile ve oyunlarla egemenliğini ilan etmişti. Dünyada Kadınlara seçme seçilme hakkını veren tek ülke yalanı olduğu gibi. Kadınlar mücadele içindeydi ve sürekli kadınların seçme ve seçilme hakkı için etkinlikler yapıyordu. Türk Kadınlar Birliği yöneticileri, 1934 yılında Atatürk’ü oy hakkı elde etmek için ziyaret ettiklerinde Atatürk, onlardan bu tür gereksiz işlerden vazgeçmelerini, kendilerini Cumhuriyetin ideallerine adamalarını ve bu idealleri Türkiye’nin her köşesindeki kadınlara ulaştırmak için seferber olmalarını istemişti. Kadınlar bununla ikna olmaz 1934 yılında Kızılay’da toplanarak Meclisin bulunduğu Ulus meydanına kadar “oy hakkı isteriz” sloganları eşliğinde yürüyüşe geçerler..
Seçme ve seçilme hakkı olan ülkelerin tarihi
Avustralya 1902
Finlandiya 1906
Norveç1913
Danimarka 1915
İzlanda 1915
Litvanya 1919
Azerbaycan 1918
Estonya 1918
Macaristan 1918
Kırgızistan 1918
Letonya 1918
Polonya 1918
Avusturya 1918
Almanya 1918
Gürcistan 1918
İrlanda 1918
Birleşik Krallık 1928
Lüksemburg 1919
Hollanda 1919
İsveç 1919
Belçika 1919
Zimbabve 1919
Kenya 1919
Arnavutluk 1920
Çek Cumhuriyeti 1920
Slovakya 1920
ABD 1920
Ermenistan 1921
Tacikistan 1924
Moğolistan 1924
Kazakistan 1924
Türkmenistan 1927
Romanya 1929
Ekvator 1929
Güney Afrika 1930
İspanya 1931
Sri Lanka 1931
Portekiz 1931
Şili 1931, 1946
Tayland 1932
Uruguay 1932
Maldivler 1932
Küba 1934
Myanmar 1935
Filipinler 1937
Özbekistan 1938
Bolivya 1938, 1952
El Salvador 1939

Dersim katliamında Mustafa Kemal’in haberi yoktu yalanları unuttuklarımız .

Atatürk’ün kurduğu Diyanet İşleri Başkanlığı unuttuklarımız.

Kızılnaş-Alevilerin dergahlarını kapatıldığı, Cem’lerini nasıl yasakladığı unuttuklarımız.
1930 da Anlara da Mum söndü tiyatro oyunlarının sergilendiği Lâiklik yalanları unuttuklarımız.

Türkçü gazetelerin “Alevilerin cem yaptıkları evler basıldı “çıplak yakalandılar, mum söndürüp rakı içerken yakalandılar” haberleri unuttuklarımız.
Türk yazarlarından, Ömer Seyfettin, Yakup Kadri, Reşat Nuri Gültekin vb “Aleviler mum söndürüyor” yayınları yaptıkları Unuttuklarımız.

Laikliğin tekçi uygulamasını sadece sunni İslam’a ve Türk milliyetçiliğine göre olduğu unuttuklarımız.
Farklılıkların, farklı kültürlerin dilinin, dininin yasaklandığı unuttuklarımız..

Kemalizm’in “Güneş Dil Teorisi” Turancı türkcülüğü unuttuklarımız. İstiklal mahkemelerinin, takrir-i sükun kanunu’nu unuttuklarımız.

4 Mayıs 1935 Tunceli kanunnamesi unuttuklarımız.
Mustafa Suphi’lerin kimler tarafından nasıl boğdurulduğu unuttuklarımız.
Cumhuriyetin unutturma kültürü olduğu unuttuklarımız.
1Mayıs emek bayramının yasaklayan rejim unuttuklarımız.
Resmi ideolojinin şırınga ettiği asparagas yayınlar ve haberler unuttuklarımız.

Koçgiri’yi, Zilan’ı, Dersim’i unutmamalıyız… unutmamalıyız…
15 Kasım 1937 günü Mustafa Kemal’in Dersim de olduğu ve aynı günü Diyarbakır’a geçtiği unuttuklarımız.

Mustafa Kemal’in Dersim soykırımından haberi yoktu yalanı unuttuklarımız.
15 kasım 1937 ‘de yaşı küçültülüp idam edilen Seyit Rıza’nın sözleri unuttuklarımız.


Erdal Boyoğlu – 11.10.2024

Tags:


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑