Published on Eylül 29th, 2024
0Bolşevik Partizan: Fırtına eken, kasırga biçecektir!
Bolşevik Partizan tarafın yapılan açıklamayı aşağıda veriyoruz:
SİYONİST BARBARLIK AMACINA ULAŞAMAZ!
FIRTINA EKEN KASIRGA BİÇECEKTİR!
Siyonist İsrail, Hamas’ın 7 Ekim 2023’te yaptığı terörist saldırıyı gerekçe göstererek Gazze’yi yerle bir etti. 45 bini aşkın insan öldürüldü. Gazze yerle bir edildi. Gazze’de yürütülen soykırım savaşının yanı sıra Batı Şeria’da da barbar savaşı sürdürdü İsrail. Siyonist devletin, Lübnan’a karşı saldırılar ile genişlettiği hunhar savaş sonucu Ortadoğu bir kan deryası görünümüne büründü. Her gün onlarca insan hayatını kaybediyor, yüzlercesi yaralanıyor. Bütün dünyanın gözü önünde siyonist İsrail Gazze ve Lübnan’da katliamlar gerçekleştiriyor.
Siyonist İsrail’in çağrı cihazlarına yönelik terörü, Hizbullah’ın komuta kademesine yönelik saldırıları çatışmanın seyrini değiştirdi. Hizbullah ve İsrail, yeni bir aşamaya geçildiğinden söz etmeye başladılar. Siyonist İsrail, çağrı cihazları ve telsizlere tedarik ya da üretim sürecinde yerleştirdiği patlayıcıları 17-18 Eylül’de infilak ettirdi. 30’u aşkın insan öldü, binlerce kişi yaralandı. Bu terörist eylem, Hizbullah’ın iletişim yeteneklerine hem de kadrolarına vurulmuş büyük bir darbeydi. Siyonistler bu terörist eylemle yetinmedi. 20 Eylül’de, Beyrut’ta Hizbullah’ın komutanları toplantı hâlindeyken bombalandılar. Komuta kademesinin iki numaralı ismi İbrahim Akil ve Rıdvan biriminin 15 komutanı yaşamını yitirdi. Bu, Hizbullah’ın tek seferde verdiği en büyük kayıplar olarak kayda geçti. Toplam ölü sayısı sivillerle birlikte 50’yi aştı.
İsrail ile Hamas arasında müzakereler arabulucu ülkeler tarafından yürütülüyordu. Ateşkes görüşmeleri İsrail’in çatışmaları kalıcı olarak durdurmak ve Gazze’den çekilme koşullarını kabul etmediği için çıkmaza girdi. Siyonistler ve Batılı emperyalistler, ateşkes görüşmelerinin çıkmaza girmesinden Hamas’ı sorumlu tuttu, tutuyor. Hamas defalarca Biden’in önerdiği BM Güvenlik Konseyi’nin de desteklediği ateşkes taslağını kabul ettiğini duyurmuştu. İsrail ise sürekli yeni koşullar ileri sürerek masayı dağıttı.
ABD Başkanı Joe Biden ve Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Lübnan-İsrail hattında 3 haftalık ateşkes önerisiyle ortaya çıktı. Ateşkesin temel gerekçeleri, Yahudi yerleşimcilerin kuzeydeki evlerine dönmesinin sağlanması, Gazze’deki rehinelerin serbest bırakılması ve Hizbullah’ın kuzeydeki sınırdan uzaklaştırılması için BM Güvenlik Konseyi’nin 1071 sayılı kararının uygulanmasıdır. 21 gün ateşkes öneren ABD ve Fransa’ya göre; İsrail ve Hizbullah müzakerelerde bulunacak, her iki ülkenin vatandaşlarının evlerine dönebilmesi için bir çözüm bulunacaktır. 21 günlük ateşkes sadece İsrail ile Hizbullah arasında geçerli olacaktır. Bu ateşkes önerisine Avrupa Birliği’nin yanı sıra Avustralya, Kanada, Almanya, İtalya, Japonya Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri destek verdi. Lübnan’da bir ateşkes girişimi Amerika ve Fransa tarafından ileri sürüldüğünde, İsrail’de hem muhalefet hem de iktidar içerisinden çok ciddi tepkiler geldi.
Siyonist İsrail bilindiği gibi daha önce “Kuzey sınırının güvence altına alınması” adı altında 1978’deki iç savaş sırasında Lübnan’a saldırmış, 2002 yılına kadar Lübnan’ın güneyini “güvenlik alanı” olarak doğrudan askeri işgal altında tutmuştu. 2002’de emperyalist dünyanın Lübnan’da işbaşına gelen hükümete Hizbullah’ı silahsızlandırma görevini vermesiyle işgali kaldırmış, ordusunu İsrail sınırı gerisine çekmişti. Aynı talebi siyonist devlet bugün de ileri sürmektedir.
17-18 Eylül’deki saldırılardan önce İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, kuzey cephesini büyütmeye karar verdiğini duyurmuştu. Siyonist devlet, kara harekâtına gerek kalmadan Hizbullah’ın komuta kademesini, füze roket rampalarını, cephaneleri, yakıt depoları vb. hedef aldı. 27 Eylül gecesi Hizbullah Lideri Hassan Nasrallah ağır bombardıman sonucu öldürüldü. Bu ağır bombardımanda, 85 ton patlayıcı, Amerikan yapımı bombalar kullanıldı. Hizbullah ise yaptığı açıklamada “liderimiz öldü, İsrail ile savaşımız devam edecek” açıklamasını yaptı. Nasrallah’ın öldürülmesi sonrasında da Beyrut halkının üzerine bombalar yağmaya devam ediyor.
Ortadoğu’da yürüyen savaşın geri planında Ortadoğu’nun yeniden düzenlenmesi planları var! Yürüyen savaş emperyalistler arası yeniden paylaşım dalaşının bir parçası… Batılı emperyalistler, İsrail’in varlığının tehdit altında olduğu ve anda yürüttüğü savaşı “kendini savunma” savaşı olarak yutturuyor. Bütün Batılı emperyalistler İsrail’in suç ortağıdır. Gerçekte ise tehdit altında olan Gazze’deki 1.5 milyon Filistinlidir. Tehdit altında olan bölge halklarıdır.
Siyonist İsrail’i silahlandıran ve her türlü desteği veren ABD, İngiltere, Fransa, Alman emperyalizmidir. Ortadoğu halkları, Batılı emperyalistlerin İsrail’e verdiği silahlarla katledilmektedir.
Faşist Türk devleti de İsrail’in yaptığı katliamları kınarken, diğer yandan İsrail ile ticaret ilişkilerini sürdürüyor. Türk burjuvazisi, İsrail’in saldırılarında ölen, yaralanan, evsiz barksız kalan, göç yollarına düşen “din kardeşlerimiz” için timsah gözyaşları dökerken, diğer yandan bu savaştan en fazla nasıl rant elde edebileceklerinin hesaplarını yapıyor. Ortadoğu’da kurtlar sofrasında başköşelerde yer alabilmenin planlarını yapıyorlar.
Ortadoğu savaşı, halklar için bir felaket, sermaye için en kârlı rant kapısıdır. Savaş, sermayenin egemenliğini perçinleyen bir araç, kârlarına kâr katmalarını sağlayan en kârlı rant kapılarından biridir. Siyonist İsrail’in Gazze ve Lübnan’da yürüttüğü savaşta, İsrail burjuvazisi kendi halkını şoven milliyetçilik temelinde kendi bayrağı altında savaşa sürüyor. Burjuvazi kendi işçi ve emekçisini kendi safında birleştiriyor. Saldırıya uğrayan Gazze ve Lübnan’da ise Arap burjuvazisi, radikal İslami örgütler, dış düşmanı gösterip, Arap işçi ve emekçileri kendi bayrağı altında topluyor. Bu bayrakta Müslüman din motifleri ve Yahudi düşmanlığı da küçümsenmeyecek bir yer tutuyor. Her iki yanın burjuvazisi açısından savaş, burjuvazinin konumunu güçlendirici bir araç, milliyetçilik, ırkçılık, şovenizm temelinde emekçileri birbirine kırdırtmak için bir araçtır.
Bugün Ortadoğu’da bir gerici/emperyalist savaş barbarlığı yaşanıyor. Bu barbarlıkta, Siyonist İsrail ve onun Batılı destekçileri hedeflerine varamayacaklardır. Onlar kısa süreli başarılar elde edip, Hamas ve Hizbullah gibi örgütleri geçici ve askeri olarak zayıflatsalar da, gerçek amaçları olan “dikensiz gül bahçesi hedefine kavuşamayacaklardır. Günün acil talepleri şudur:
Ortadoğu’da derhal, kayıtsız koşulsuz ateşkes sağlanmalıdır.
İsrail Lübnan’dan ve Gazze’den derhal geri çekilmelidir.
28 Eylül 2024