Published on Temmuz 20th, 2024
0Hannover ve Çevresi Alevi Toplumu’nda Aşure Günü
12 gün tutulan Muharrem Orucunun sonunda Hannover Cemevi görkemli bir toplantı yaparak basına ve gelen konuklara Aşure gününün önemini Alevilikte Muharrem Orucunun dünü bu günü anlatıldı.
Cumali Yağmur (Hannover)
Yönetim Kurulu tarafından yas günü olarak tanınan Muharrem orucu üzerine .konuşmacıların alkışlanmaması önerildi.
Açılışı Hergül Özdoğan’ın balama eşiğinde Alevi deyişi ile açtı.
Başkan Murat Yaşık Alevi toplumunun yaşadığımız ülkede sorunları olduğu gibi görevlerimizde vardır dedi Muharrem orucunun önemini ve Alevilerin bu ayda 12 gün oruç tutuğuna vurgu yaptı. Alevi inancının yaşadığımız Aşağı Saksonya’da dini kuruluş olarak tanınmasını istiyorum Alevi inancı Almanya’nın bazı eyaletlerinde Devlet eliyle dini inanç olarak tanınmıştır.
Alevi inancıyla, ezilmeden horlanmadan yaşadığımız toplumlarda eşit şartlarda yaşamayı istiyoruz.
Aynı zamanda Cem yerlerimizin Türkiye’de de ibadet yeri olarak tanınmasını istiyoruz.
Eğitimin bizim için bireysel olarak değil de toplumsal olarak yeri ve önemi çok yüksektir.
Yıllarca yaşadığımız Alman toplumunda görevlerimizi yerine getirerek uyum sağladık. Uyumun tek taraflı olmadığını altını çizerek lansa ederim. Görevlerimizi yerine getirirken haklarımız olan her türlü demokratik haklarımıza yerine getirilmesini talep ediyoruz dedi
Bu gün burada toplantı yaptığımız Cem evimizi 42 yıl önce aldık ve kendi mülkümüz ve 620 üyemiz vardır.
Alevi inançlı insanların her türlü sorunları ile mücadele veriyoruz.
Dede Zeynel Aslan, Aleviliğin dünü bugünü ve anlamını çok düzgün bir Almanca ile katılan topluluğa açıklamada bulundu. Kerbela çöllerinde yezit tarafından 10 gün susuz bırakılan Hz Hüseyin ve 72 müridinin hunharca şehit edildiğini söyledi.
Aslan “Hz Muhammet öldükten sonra torunlarına ve sülalesine yapılan zulmün insanlık adına utanç vericidir” dedi.
TC Konsolusu Gül Özge Kay “Bugün Muharrem orucunu sonunda birlik olmamız çok yerinde ve doğru olanı yapıyoruz. Bugün toplumda Kerbela şehitlerine için birlik ve beraber olalım. Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki dünyada savaşların olduğu bir dönemde milliyetçiliğe ırkçılığa karşı da birlikte olalım.” derken, “Türkiye’den gelen göçmenler toplumun ayrılmaz bir parçası olduğu gibi eğitimine de çok önem vermelidir. Ana dilde eğitim de toplumumuzun geleceği için çok önemlidir. İçinde yaşadığımız ülkede demokrasinin geleceği ve gelişimi de çok önemlidir” dedi.
Alevi Gençlik kolları adına yapılan konuşmada şunlar söylendi:
“Alevi inancı ile bu toplumun ayrılmaz bir parçası halinde geldik. Burada doğdu ve burada çocuk yuvalarına da gittik. Almanya üniversitesinde Alevi inancı ile okuyoruz. Alman toplumunun ayrılmaz bir parçası halinde uyum için barışçıl bir şekilde yaşıyoruz.
Eğitim bizim için çok önemli olduğu için Alevi inançlı gençler topluma yararlı olmaları için görevlerini yerine getiriyorlar.
Almanya’da gelişen milliyetçilik ırkçılık ve yabancı düşmanlığına karşı daha duyarlı bir mücadele verilmesi gerekiyor. Demokrasi mücadelesinin yanı sıra çevre kirliliğine daha da duyarlı olmamız gerekiyor.”
Dr Andres Phlippi, Aşağı Saksonya Sosyal ve Sağlık Bakanı “Alevi inançlı sizlerin bizleri buraya çağrıldığınız için sizlere teşekkür ederim. Eyalet Bakanı Stafen Weil gelemediği için onu temsilen buradayım.
Alevilerin toplumla uyum sağlıyor barış içinde bir arada yaşadığını biliyoruz. Hep birlikte ülkemizdeki gelişen milliyetçiliğe ırkçılığa karşı birlikte demokrasimiz için mücadele edeceğiz. Ülkemizin bir göçmen ülkesi gerçeğinden yola çıkarak herkesimin üzerine düşen görevi yerine getireceğinden hiç şüphem yoktur “dedi.
Protesden kilisesi adına Prof Dr Wolfgang Reinbold şunları söyledi:
“Hannover Alevi Cem eviyle yıllardır beraber çalıştık. Her iki taraf da üzerimize düşen görevi yeteri kadar yerine getirdik. Aleviliğin Aşağı Saksonya’da dini kuruluş olarak 11 yıl önce başlatılan mücadelede faza başarılı olamadık. Bu demek değil ki bundan vaz geçelim. Yeni dönemde yeni taktik ve yöntemleri tartışarak geleceğe yönelik birlikte ne yapalım onu tartışmak gerekir.
Biz Protestan kilisesi olarak öz eleştiri verdik. Bu gün göçmenlere karşı nerde duruyoruz ve görevlerimiz nedir anlamaya çalışıyoruz
Şunun altını çizerek vurgu yapmak isderim ki göçmenlere karşı oynanan oyunlara milliyetçiliğe ırkçılığa ve yabancı düşmanlığına karşı birlikte hareket edeceğiz. Bundan 100 yönce belki de bunları söyleyemezdik ama bu gün her şeyin üstesinden geleceğiz”