Güncel

Published on Mart 23rd, 2024

0

AKP’den vazgeçen, CHP’den de vazgeçiyor

Esenyurt 978 bini aşan nüfusuyla hala Türkiye’nin en kalabalık ilçesi. Belediye yönetimi son seçimde AKP’den CHP’ye geçerken, konuştuğumuz işçiler arasında oy kullanma eskisi kadar önemli görülmüyor.


Taylan POLAT (İstanbul) – Evrensel

İstanbul seçimlerinin en kritik ilçelerinden Esenyurt, 2023 sonunda 978 bini aşan nüfusuyla 52 ili geride bırakarak Türkiye’nin en kalabalık ilçesi olmayı sürdürüyor. Ekrem İmamoğlu’nun 2019’da büyükşehiri belediye başkanı seçildiği yerel seçimlerde, CHP’nin oyu yüzde 34’ten yüzde 51’e, çıkmış, AKP’nin oyu ise yüzde 47’den 46’ya düşmüştü. İlçede 2019 seçimlerine katılmayan iki partiden 2014’teki oy oranlarına bakıldığında MHP’nin oyu 2014’te yüzde 5,9, HDP’li bağımsız adayın oyu ise yüzde 10’du. CHP bu seçimlerde son anda adayını değiştirerek DEM Parti’nin de destek verdiği bir Ahmet Özer’i listeye yazdı.

AFİŞLER VAR, SEÇİM HAVASI YOK

Esenyurt’un tüm cadde ve sokakları bu seçimlerde de afiş ve pankartlarla donatıldı. Kimin parası çoksa onun görünürlüğü daha fazla sokaklarda. Son yıllarda iki kutuplu siyasete sıkıştırılmış halkın artık seçimlere dair pek bir umudu ve heyecanı kalmamış gibi görünüyor. İşçilerin genel olarak yerel seçimlere dair eğilimlerini, düşünce ve oy tercihlerini öğrenmek için yaptığımız sohbetlerde oy kullanmayı eskisi kadar önemli görmeyen ve oy kullanmayı düşünmeyen işçilerin çok olduğunu görüyoruz. Mesela çalıştığı fabrikanın servisinde sohbet ederken bir arkadaşımız, “Seçim günü hava iyi olursa çocukları da alıp pikniğe gideceğiz. Yıllardır oy kullanıyoruz ama değişen bir şey yok, yine aynı adamlar bizi yönetiyor. Çevremde birçok kişi de o günü piknik yaparak geçirmeyi düşünüyor” diyor.

“AK PARTİ SEVDALISIYDIM AMA…”

Yakın zamanda Petrol İş Sendikasında örgütlendiği bir fabrikada 8 yıldır çalışan genç bir işçi arkadaşımızın evinde buluştuk. “Uzun yıllar AK Parti sevdalısı biriydim” diye kendisini anlatan işçi, kardeşinin ölümünden sonra yaşadığı adaletsizlik yüzünden bir daha asla AKP destekçisi olmadığını anlatıyor: “Ben bu hükümet için en yakınım dediğim insanlarla bile düşman olurdum, o derece savunurdum ama kardeşimin ölümünde katile verilen ceza konusunda adaletsizlikle karşılaştık ve artık AKP’ye eskisi gibi körü körüne bağlı kalmadım. Attığı her adımı sorgulamaya başladım ve bir daha oy vermedim. Sadece bu değil, mülteci ve ekonomi konusunda da yanlışları olduğu için son yıllarda AKP yerine hep CHP’ye oy verdim. Ama son seçimden sonra Esenyurt’ta CHP’li belediyenin pek bir iş yapmadığını düşündüğüm için sandığa gitme eğilimim yoktu ama Emek Partisi Esenyurt’a dair hedeflerini ve düşüncelerini anlattı. Bu yüzden oyumu Emek Partisi’ne vermeyi düşünüyorum” diyor.

“MUHALEFETE VERDİM AMA PARA BABASIYDILAR”

Fabrikadaki eski işçilerden biri de işyerindeki sorunlardan ve düşük ücretten bahsederek bu düzen böyle devam ettikçe rahat çalışarak geleceği planlayacakları bir fabrikanın kalmayacağını, ücretlerin giderek düşeceği, çalışma şartlarının gittikçe ağırlaşacağı ve iş kazalarının artacağını söylüyor. Yerel seçimlerde oy tercihini ise “Yıllardır muhalefete oy verdim ama hepsi para babası insanlardı. Bu defa da bizim gibi işçilere verelim” diye anlatıyor.

Üniversiteden mezun olur olmaz çeşitli sektörlerde çalışmaya başlayan oğlu ise “Sokak ve yollar hâlâ bozuk. Eski Pazar pazarının olduğu yere gidin bakın, yollarda sürekli bir çalışma var ve çalışma sanki hiç bitmiyor. Kışın çamurdan geçilmiyor. Ayrıca yeteri kadar kültürel faaliyetler olmadığından dolayı oy vermeyeceğim. AKP’ye neden oy vermediğimi çok anlatmaya gerek yok. Onlar tamamen rantçı belediyecilik yapıyor. Özyurtlar’ın nasıl birden zengin olduğuna bakın ne demek istediğimi anlarsınız.”

“İLÇEDE AKP, BÜYÜKŞEHİRDE KAFAM KARIŞIK”

Çok fanatik olmasa da siyasi düşünce olarak kendisini AKP’ye yakın gören bir plastik işçisi ise çocuklarının Esenyurt’ta, kendisinin ise Avcılar’da oy kullanacağını belirtiyor. Avcılar’daki kesinlikle AKP’ye oy vereceğini, büyükşehirde ise kafasının karışık olduğunu anlatan işçi, yıllardır CHP’nin yönettiği Avcılar Belediyesi’nin hiçbir şekilde bir ilerleme olmadığını, geçmişte Kadir Topbaş’ın yaptığı işlerin sahiplendiğini düşünüyor. Büyükşehir için ise yıllardır depreme hazırlık yapılmadığı için AKP’ye kızgın olduğunu, İmamoğlu’nun ise verdiği sözleri tutmadığını ve yabancı ülkelerden emirler alarak hareket ettiğini söylüyor. Erdoğan’ın öyle olmadığını, hiçbir ülke liderinin karşısında el pençe durmadığından bahsederken kendisine Rahip Brunson olayınını hatırlatınca “Evet o da var, doğru söylüyorsun” diye karşılık veriyor. “İmamoğlu’nun tutmadığı sözlerden bir örnek verir misiniz” diye sorduğumda İmamoğlu’nun engelliler için verdiği sözü tutmadığını söylüyor. Birkaç gün önce bir televizyon kanalında İmamoğlu’nun birkaç sözünü daha tutmadığına dair haberler izlediğini belirtiyor.

HER İLÇEDE AYNI SORUN: KARANLIK VE GÜVENSİZ SOKAKLAR

Bir de çocuğuna bakmaktan ya da eşi istemediği için çalışamayan ev kadınları var. Hem komşuluk kültürünün yok olmaya yüz tutması, hem de hayat pahalılığı yüzünden evine misafir bile davet edemediği için tüm gün dört duvar arasında kaldığını söyleyen bir kadın, oturduğu mahallelerin çok karanlık olmasından, sokaklarda sürekli kavga gürültünün eksik olmadığından, köşe başlarında torbacıların durduğundan ve parkların az olmasından dert yanıyor. Hatta henüz yeni doğmuş bir çocuğu olan genç işçi ailenin sırf bu nedenlerden dolayı Esenyurt’tan taşınmayı düşündükleri ama ekonomik durumlarının elvermediğini öğreniyoruz.

Ne iktidarın ne muhalefetin bu konuları çözeceğini düşünen başka bir genç çift, oy kullanmayı düşünmediklerini ama Emek Partisi seçime giriyorsa oy kullanacaklarını dile getiriyor.


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑