Makaleler

Published on Haziran 1st, 2024

0

Diktatörün anayasa oltası | Ziya Ulusoy


Erdoğan’ın anayasa oltası, faşizmini hukukileştirerek, hukukileşmesini tamamlayarak, sürdürme hamlesi olması yanı sıra işçi sınıfı ve ezilenlerin dikkatini ve gündemini, antifaşist güçlerin gündemini yakıcı sorunlarından uzaklaştırmayı da hedefliyor.

Erdoğan, CHP’de beklemediği düzeyde uzlaşıcılığı bulunca, seçim yenilgisinin tedirginliğini bir kenara attı. Öncesinden öne sürmeye başladığı anayasa önerisini seçim sonrası da tekrarlamakla kalmadı. Biat ederek saflarına katılan ve meclis başkanlığına getirdiği Kurtulmuş’u partiler ziyaretine seferber etti.

Öncelikle vurgulamak gerekir ki anayasa ve yasalar verili güç ilişkileri durumunu hukuksal düzeye çıkararak daha uzun süre sürdürmeyi ifade ederler. Güç ilişkilerindeki kısmi değişiklikler de anayasal ve yasal düzeyde yansır.

TÜSİAD, ABD ve AB ittifakı Avrasyacı eğilime kayan generallerin iktidar bileşiminde hakimiyetini gerilettiği süreçte, Erdoğan elde ettiği hakimiyetini sürdürmek için yeni anayasa tartışmalarını başlatmıştı. Amacı bu tartışmayla kitle desteğini artırarak iktidar bileşiminde hakim hale gelmekti. Nitekim iktidar bileşiminde hakim hale geldi ve sonrasında fiilen İslamcı faşizmi kurmaya girişti. 2015 Çöktürme Planı, Erdoğan’ın MHP’yi ve Ergenekoncuların bir bölümünü yedekleyerek İslamcı-Türkçü faşizmi kurucu terörüydü.

Sonrasında Erdoğan’ın itirafıyla “fiilen varolan rejimi hukuki düzeye çıkarmak gerekir”di. Yeni anayasa çalışması bu faşist rejimi hukuki düzeye çıkararak ömrünü daha uzun süre sürdürmek, “kalıcılaştırmak”tır.

Erdoğan faşizmi Kürt Özgürlük Hareketi’ni ve devrimci hareketi tasfiye edebilseydi, işgalci savaşlarında daha güçlü başarılar elde etseydi, kuşkusuz faşizmini anayasal düzeyde de kabul ettirirdi. Diğer ifadeyle burjuvazinin tüm fraksiyonlarını kendi yönetimine biat ettirir, yeni rejimin kalıcı olmasını sağlayabilirdi.

Bunu başaramadı. Fakat kitle desteği gerilemiş haliyle hakimiyetini yine de yeni bir faşist anayasa düzeyine çıkarmanın manivelası yapmak istiyor. Bunun için emir eri meclis başkanını bütün partilerle görüşmeye gönderiyor. Burjuva fraksiyonlar bu tiyatroda -siyasi bunalım doğmasın diye- oyuncu olmaktan geri durmuyorlar.

Erdoğan bu arada fiilen ve çıkardığı yasalarla, anayasal değişikliklerle faşist rejimi sürdürüyor. İşgalci savaşı yoğunlaştırarak Kürt Özgürlük Hareketi’ne (KÖH) karşı zafer kazanmış pozisyonu yakalayarak kitle desteğini genişletmek ve faşist rejimin anayasasını bu yolla kabul ettirmeyi hesap ediyor.

İşlevi bu gerçeklere dayanan Erdoğan’ın anayasa oltasına takılmamak demokratik güçlerin tutumu olmalı.

Demokratik ve devrimci güçler, kazandıkları mevzileri ve hakları yasal/anayasal düzeye çıkarmayı hedefler ve işçi sınıfı ve ezilenlerin mücadelelerini geliştirmenin dayanağı yaparlar. Zafer kazanmış devrimin işçi sınıfı ve ezilenlere ilişkin programının hangi çözümlerini anayasal düzeyde kalıcılaştıracaklarını kitlelere anlatırlar. Faşist ve gerici anayasa ve yasaları teşhir ederlerken alternatif çözümleri propaganda ederler.

Ama özellikle Erdoğan’ın giriştiği “yeni” anayasanın tarihsel olarak “eski”yi temsil eden faşist rejimi hukuk yoluyla güçlendirme oyunu olduğunu, burjuva fraksiyonları ve demokratik güçleri bu oltayla avlamak istediğini sergilerler.

Erdoğan’ın faşist anayasa oltasına takılmamak, oyununu sergilemek tutumu ve çalışması, aynı zamanda işçi sınıfı ve ezilenlerin kurtuluş programının propagandası ile, güncel taleplerle mücadelelerini yürütmekle, faşizmin işgalci savaşlarına karşı kitle hareketini yaratmayla iç içe yürütülmeli.

Bu yolla hem Erdoğan faşizminin oyunu açığa çıkarılabilir hem de faşist anayasası engellenebilir. Dahası geliştirilecek kitle mücadeleleriyle, antifaşist halk kesimlerinin dikkati ve umudu, burjuva fraksiyonların olası seçim zaferleriyle faşizmden kurtuluş yanılgısından gerçek ve devrimci kurtuluş yoluna odaklanması sağlanır. O ünlü söylemle işçi sınıfı ve ezilenler “kendi kollarıyla kurtulacakları” bilincini, heyecanını ve umudunu kuşanırlar.

Erdoğan’ın anayasa oltası, faşizmini hukukileştirerek, hukukileşmesini tamamlayarak, sürdürme hamlesi olması yanı sıra işçi sınıfı ve ezilenlerin dikkatini ve gündemini, antifaşist güçlerin gündemini yakıcı sorunlarından uzaklaştırmayı da hedefliyor.

Bu yanıltmayı da bir kenara iterek, faşizme, yoksullaştırmaya ve savaşa karşı işçi sınıfı ve ezilen halkların kitle eylemlerini geliştirme çalışmasında ısrar etmek, bu momentte de tutulması gereken yoldur.


SEÇTİKLERİMİZ: Ziya Ulusoy – Yeni Özgür Politika – 01.06.2024


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑