Meral Danış Beştaş’tan SYKP’nin açıklamasına tepki: ‘Bileşen hukukuyla bağdaşmıyor’

DEM Parti İBB Eşbaşkan adayı Meral Danış Beştaş, parti bileşeni olan SYKP’nin yerel seçimlere yönelik açıkladı ‘tutum belgesine’ tepki gösterdi. Beştaş, “Bileşen partimizin kamuoyuna bu şekilde açıklama yapması bileşen hukukuyla bağdaşır değil” dedi.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) bileşenlerinden Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi’nin (SYKP) İstanbul İl örgütünün ‘Faşizmin inşasına karşı 31 Mart’ta AKP-MHP blokuna kaybettirelim’ başlığıyla açıkladığı tutum belgesi tartışma yarattı.

DEM Parti İstanbul Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkan Adayı Meral Danış Beştaş, KARAR TV’de yaptığı açıklamada, parti bileşeni olan SYKP’nin DEM Parti’ye İstanbul’da destek açıklamayan tutumunu eleştirdi.

‘BU KİŞİSEL BİR İNİSİYATİF DEĞİL, BİZ DEM PARTİ’NİN ADAYLARIYIZ’

Söz konusu tutum belgesini olumsuz bulduğunu belirten Beştaş, “Bileşen partimizin kamuoyuna bu şekilde açıklama yapması, bileşen hukukuyla da bağdaşır değil. Neticede bizim burada aday olmamız kendi kişisel başvurumuz ve gelip burada aday olmamız değil. Bu kişisel bir inisiyatif değil, biz DEM Parti’nin adaylarıyız. Kurullardan süzülen mekanizmalar işletilerek biz buraya aday olduk” ifadelerini kullandı.

SYKP: İKTİDAR BLOKUNU VE ANA MUHALEFETİ EŞİTLEYEN ‘EŞİT MESAFECİLİK’ POZİSYONU KABUL EDİLEMEZ

SYKP’nin açıkladığı tutum belgesinin bir kısmı şöyle:

“Faşizme karşı mücadele elbette yerel seçimle sınırlı değildir. Ancak İstanbul başta olmak üzere yerel yönetimleri geri almanın AKP-MHP iktidar blokunun faşizmi inşa etme sürecindeki önemi ortadadır. İstanbul seçimlerini kazanmanın AKP- MHP blokuna faşist rejimi inşa sürecinde sosyal ve kültürel iktidarını tesis etmek ve demokrasi güçlerine karşı kaleler inşa etmek açısından ne kadar çok imkânı ifade ettiği ortadadır. Dahası, bu yerel seçimlerden zaferle çıkmasının iktidar blokunun maneviyatında yaratacağı güçlenme olasılığının ve muhalefet kampındaki 14 Mayıs’tan kalma bozgun havasının derinleşmesi riskinin 1 Nisan sonrasındaki çarpan etkisini görmezden gelmek sorumlu siyaset açısından kabul edilemez.

Dolayısıyla 31 Mart seçimlerinin öncesinde ve sonrasında üçüncü kutup yaklaşımı adı altında faşizmin kurumsallaşması tehdidini görmeyen, iktidar blokunu ve ana muhalefeti eşitleyen “eşit mesafecilik” pozisyonu kabul edilemez. Ücüncü kutup siyasetinin gereği sayılarak eşit mesafecilik anlayışı, faşizmin kurumsallaşmasının ilerlemesine engel olma ve demokratik / toplumsal muhalefeti yeniden ve güçlü bir biçimde örgütleme görevini ıskalamak anlamını taşımaktadır.
İstanbul’da 31 Mart 2024 seçimlerinde tutumumuz tereddütsüz bir biçimde AKP-MHP faşist blokuna kaybettirmek olacaktır.” (Artı Gerçek)