Makaleler

Published on Aralık 30th, 2023

0

Biz bize benzer miyiz? | Hilmi Toy


Bir yanıyla yeni kitap hazırlığımdan, diğer yanıyla da Usar Yayınları’nda çıkan yayıma hazırladığım “Anıların Yoldaşlığında Muharrem Usta” ile kendi yazılarımın seçkisinden oluşan “YARGILANAN İMGELER” kitabımın dağıtımı yoğunluğundan kaynaklı uzun süredir yazılarıma istemeyerek de ara vermiştim. Yeni yılın giriş kapısında 2023 yılına bu yazımla veda etmek istedim.

İşte gidiyor 2023 yılı da ömürden. Hayat kavgasının orta yerinde dururken bizler, keşkeleri, ölümlü ölümsüz ayrılıkla bezenmiş hüzünlerle yüklü gün ve anları, binbir güzellikte umutla tutunduğumuz hayatın incinen, incitilen, kırılan, kırılmak istenen dalları, depremde afeti felakete çeviren sonuçları; kapitalist sömürü ve rant için doğayı tahrip ederek iklim krizinin derinleşiyor olması; işçi sınıfı ve emekçi kitleleri ekonomik siyasal ve sosyal kriz ve yıkımların, parça parça direnen işçi sınıfının direnişini aynı kulvarda birleştirecek güçten, örgütlülükten ve önderlikten yoksunluk; ezilen halkları yerinden yurdundan eden emperyalist, yağma, işgal ve talan savaşları; ekonomik kriz ile haksız savaşların toplumu ne kadar çürütücü olup, “öncü” iddialı kuvvetlerin, güçlerin yetmezliği yanında “çaresizliği” ile damgasını vurarak 2023 de gidiyor. Yemen, Sudan, Etiyopya, Suriye – Rojava, Ukrayna, Filistin ve daha bir çok ülkede bombalar yağıyor halkın üstüne, namlular kurşunlarla ölüm kusuyor. Küba dersen emperyalist gerici amborgo ile sıkboğaz, Kübalılar izole yaşama mahkum. Silah tekellerine yaslanarak ellerini oğuşturuyor emperyalistler ve onların işbirlikçileri. Onca soruna çözüm olmadan, ardında bu yığınla sorunların yükünü bırakarak gidiyor 2023.

Yaşadığımız günler ve yıl 2023. Suçu yıla atmak, derde derman, sorunlara çözüm; keşkelere umut, umuda yaslanacak omuz; Savaşa karşı barış, zulme karşı özgürlük, ayrımcılığa karşı eşitlik, ırkçılığa karşı kardeşlik diyemediğimiz, desek de başaramadığımız, anlaşılır olup anlatamadığımız her şeyi gerisinde bırakarak geldi gidiyor 2023. Dünyanın hemen her ülkesinde İşçi sınıfı ve tüm emekçiler, ezilen halklar için hak, hukuk ve adalet “hak getire” oldu bu sene de. Halkın ekmeği olamadı adalet, halkın ekmeği kadar sıcak, sımsıcak olamadı. 

Gitti gidiyor dediğimiz şu yılın en son Cumartesi günü. Cuma’dan Cumartesi gününe gecesi uzun erimli mesaj verirken gündüzü ise en verimli düşünüş ve tartışmalara tanık olsun. “Futbol arsa da güzel borsada değil” diyen Metin Kurt gelsin aklımıza. Dün biraz da bunu düşündüren oldu. Borsaya düşen futbolun sahada güzel olacağını hatırlattı. Ama bunun “Ne mutlu… diyene!” diyerek ayrımcı ideolojik saiklere savurmaması gerekir. Kimse kimseden üstün değil, herkes kendi kimliğiyle barışık, mutlu olsun, başka kimliklere saygıyı koruyarak. Hele hele ” M. Kemal’in askerleriyiz!” gibi birilerine asker selamı çakmak, asker çıkartmak tümüyle yanlış.

Fenerbahçe-Galatasaray kulübü önemli bir tavır koydu, bu tavır Suudi Arabistan kadar, maçı oraya taşıyanlara karşı. Önemli ama önemi buraya kadar. Borsadan çıktıkları, borsaya tavır aldıkları anlamını taşımıyor. Bunlarda da “parayı veren düdüğü çalıyor”. Bunlarda borsada top döndürüyor, saha da futbol sembolik. 

Her takımın taraftarlarını bu eleştirinin dışında tutuyorum tutmasına da en çok taraftar paylaşıyor birilerinin algı yaratarak paylaştığı “paylaşın” der gibi yaptıklarını. Sporun dostluk için yapılması, halklar arasında dostlukları büyüten, sahada bunu paylaşan, paylaştırıcı olması bilinci gerek. Bursa – Amedspor karşılaşması ve sonuçları hiç aklımızdan çıkmasın. Uyaran, öğreten olması açısından da unutulmasın. Dostluk değil düşmanlık üreten bir tavır, bir saldırı Bursa sporun maçında Bursa takımı ve taraftarlarının tutumu en uç örnek. 

Hepimize sağlık sıhhat içinde sol duyulu düşünmek temennisi kalıyor.

Umuda yaslanıp umutla bekleyenler birer birer düştü, düşürüldü, kurutulup koparılan oldu dalından. Hata mı dediniz, hata gidenlerde oldu hep, yanlış yapan gidenler, gitmek zorunda olanlar, hüzünle vefayı bekleyenler oldu. Ama nafile. Hep yanlış anlaşıldık, hep yanlış anlatıldı öykümüz. Risk altında yaşam, umut risk altında. “Ötekiler” olmakta var bu menzilinde hayatın. “Ev sahibi kiracı” misali “ekipmanlık”. Dünya hallerinde gele gele, alıştırıla alıştırıla geldik bu güne. Dünyalık hallerde “her şey normalmiş” geldi insanlara. Nazım Hikmet’in “Ah benim insanlarım… ” diye başlayan şiiri geliyor aklıma. Biz bize benzerken, biz bize benzemez olduk. “Akrep gibisin kardeşim… Kabahat senin demeye dilim varmıyor, ama kabahatin çoğu senin canım kardeşim” demek geçiyor içimden Nazım’ca yine. Her renk güzeldir ama her sınıfın rengi kendine başka güzel. Sonbahardan kışa evrildi mevsim. Bahar koynunda büyüyecek ne de olsa. 

İnandığımız, doğru bulduğumuz, inşasına omuz verip umut ektiğimiz, ömürler verip emekler verdiğimiz yapı yerinde vefasızlıkla susuz kaldı umut ağacının dalları, incindi kırıldı birer birer. “ahlar vahlar!” kaldı geride. Çatıdan kovulan bacadan, kapıdan kovulan tağadan pencereden tutunsa da ya da kimileri de girmeye çalışsa da değişmedi hiçbir şey, çatıdan çıtırdayan sesler oldu dallarında kurutulunca düşmek kaldı 2023 de yine binbir umut ve güzellikle orta yerinde hayat kavgasının.

2023 de geldi gidiyor işte. Aralık günleri iyi kötü, soğuk sıcak, umutlu umutsuz, iyimser karamsar olay ve olguları, haberleriyle doldurdu yılın ömrünü. Biliriz, “Köklü fidan kesildikçe dal olur”.

Gelen gün giden günleri geleni, gelmekte olan, gelen yıl geçip giden yılı aratmasın. Bütün sözcüklerden en güzel cümleleri kurarak söylemek istiyorum: hoş gelişlerin ola 2024, yeni yılınız kutlu olsun!


Hilmi Toy – 30.12.2023

Tags:


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑