Makaleler

Published on Kasım 27th, 2023

0

Dinler ve 12’ler | Erdal Boyoğlu


Dinlerin hepsi aynı; Neden?
12’ler efsanesi yaratıldı; Niçin

En büyük rivayetler  din üzerine kurulmuştur. Yüzyıllardır din duyguları ile yoksullara vaatler verilmiştir.

Çeşitli rivayetlerle ve ayetlerle insanlar kandırılmıştır.

En büyük rivayetleri ise cennet-cehennem ayrımcılığı olmuştur.

Dolayısıyla,

Yani “zenginin malına göz dikmeyeceksin, cehenneme gidersin. Yoksulluk  kaderdir razı olacaksın” öteki dünyada zenginler değil  önce yoksullar  cennete gidecek.

Bu dünya fani dünya, gelip geçici yer.

Mülk Allah’ındır.  

Onun için bu dünya da  şükretmesini bileceksin ki, cennetin kapıları sana açılsın. Kim bunları söylüyor. Zenginlere bağlı din insanları.

Anlatılan rivayetler hep aynı teraneler. Yoksulun üzerine oynanan oyunlar. “Zenginin malına mülküne, zulmüne, boyun eğen, dinin tüm dayatmalarına  biat eden yoksullar ordusunu bir taş çorbaya muhtaç edip şükür ettirmektir bütün mesele.  Kaderine razı ol, şükür et”

Nasıl olsa cennet de dolu dolu yaşayacaksın.

Yani “şarap ta içeceksin, hurilerle yaşayacaksın ”

Onun için  sabret , zengine isyan etme.

Cennet yoksulu bekliyor.  

Yani demem o ki Her şeyin Öteki dünyaya havale edilmesi de yine aynı rivayetlerle  anlatıla geldi..

Böyle de devam ediyor.

Hele bir de cehennem kavramı var ki, işkenceci bir yaşam orada da layık gösterilmektedir. Yani işkence bu dünya da ve öteki dünya da yine acı çekmekle karsı karşıya getirilmektedir. İnsanlar bir işkenceden ikinci işkenceye layık gösterilmektedir.. ki milyarlarca yıldır yaşanan dünyamızda 2000 yıldır din alanlarıyla işkenceci özel bir yer keşfedildi. Her nedense yoksullara daha yoksulluk zenginlere daha zenginlik vaat edildi.

Yahudilik de Hristiyanlık da İslamlık da parayı ve gücü elinde tutanların olmuştur. Din paralarla ve servetle içli dışlı olmuştur. En büyük sermaye gücü dini dayanak yapmıştır. Büyük servete din üzerinden oynamışlardır. Her zaman daha fazla fedakarlık ve itaatkarlık buyuran yine din olmuştur. Dini yayanlar birbirinin kopyası olmuştur. Havariler (takipçiler) 12’ler rivayeti  bütün dinlerde var. Peki bu 12’ler olayı nedir. 12 büyük takım yıldızı üzerinden 12’ler figürü nereye dayanmaktadır. Öküz boynuzu figürü bütün dinlerin figürü olmuştur. Neden? Güneş, ay, yıldız güç olan tanrıların figürü olmuştur. Neden? doğa olaylarında ki gelişmeler şimşek, sel, su, yağmur, fırtına vb neden kralların ismiyle bütünleştirilmiştir yada gücü elinde bulunduranlar tarafından benimsenmiştir? Sümerlerde, Asurlarda, Mısır da, antik Yunan da, Roma da bu isimlere çok sık rastlanılmaktır. MÖ 3000 yıllarında gerek gökyüzündeki doğa olaylarındaki gelişmelerle ilgili gerekse gücü elinde bulunduranların anlatımların da açıklayıcı bilimsellik yoktu. Akla, bilime, hukuka, adalete inanç yoktu.

Adaletsiz yaşam vardı, ticarette hırsızlık vardı, mülkiyet hırsızlığı vardı,  zengin olanlar doğrudan hırsızdı.

Toplumun hakkını hukukunu, adaletini çalıyorlardı. Şerri Allah yaratır diyorlardı ( Düşünsenize şöyle bir; Süleyman Soylu’da  zammı Allah yapıyor demişti, düşünsenize şöyle bir; Tarikatlar üzerinde hakimiyeti olan Şeyhlerin trilyonları var)

Gücün sahibi ya güneşin sahibi oluyordu ya da Su tanrıçası oluyordu. 3000 yıl önce Mısır da Horus Güneş tanrısıydı ve 12 havarisi vardı. Horus hastaları iyileştirmek ve şu üzerinde yürümek gibi olaylarla kendisinden bahsettiren biri olarak, .çizelim bir insan olarak gösteriliyordu . Horos Tanrı’nın oğlu olarak gösteriliyordu. Toros çarmıha gerilip öldürüldüğünde 3 gün gömülü kalır. Sonra tanrı tarafından dirildi diye inanılır. Mitolojik olarak  anlatılmaktadır. Yani dinler arasında aynı mitolojik kavramları ve aynı rivayetleri buluşturan alt yapı mevcuttur. Firmaya’nın Attis’i Bakire Njana’dan dünyaya geldi ve çarmıha gerildi. Gömüldü ve 3 gün sonra dirildi. Hindistan da Krisna’sı bakire olması rağmen doğum yapması var. Aynı mitolojik anlatım hep.

 12 Havarilerine mucizeler göstermesi de aynı anlatılarla rivayet hep. Ölümünden sonra dizilip göğe çıkması da aynı anlatım.

Antik Yunan’ın Dionusus hikayesi var. O da bir bakireden dünyaya geldi diye bir rivayete sarılırlar. O da gezginci ve  suyu şaraba dönüştürmek gibi mucizeler ile  anlatımlara karışıyor.  Krallar Kralı tanrının oğlu Alfa ve Omega gibi isimler de ölümden sonra dirildi diye anlatılır. Persli Mithra’ da  bir bakireden doğdu diye bir inanış vardı. ve onunda  12  havarisi (takipçi) vardı. Ve o da mucizelere anılır.  Onun hikayesinde de

3 gün gömülü kalır ve dirilir, ardından  göğe çekilir. O da Gerçek ve Işık gibi isimlerle anılır. Yani bu mitolojik anlatımlar Hz İsa’ ya kadar getirilmiştir. Ve en önemli tarihi rivayet ise  Allah’ın oğlu olması.  Bakire olan Meryem’den doğdu hikayesi mitolojik bir anlatıdır.

 Dolaysıyla ölüm ve dirilmek eski uygarlıklarda  bilinen mitolojik bir vakadır. 12 havariler yani (takipçi) özellikler hep aynı mitolojik anlatımlardır. 

Dinler ve 12 ler hep aynı rivayetlere konu olmuştur.

İsa’nın mucizeleri, açları duyurması, hastaları iyileştirmesi, tanrının oğlu olması, çarmıha gerilmesi, mezara gömülmesi 3 gün sonra dirilmesi ve göğe yükselmesi ve tarih 25 aralıktır. Bu anlatımlar birinci bölümde dinlere miras bırakılan anlatımlardır. Bu rivayeti Dinler arasında paylaşıldığını görmekteyiz.  

İsa’nın figürleri ve kafasındaki hac ile gösterilmiştir. İsa’nın tekrar yeryüzüne döneceğine inanılır. (Alevilerin bir kesimi İslam’a yamandı, İslam geleneklerine sarıldı. Bir kısım  Aleviler  Mehdi geleneği yarattı.

Bir kısım  Alevi  Mehdi’ye ve Ehli beyit soyuna inanır oldular.

Ehli beyit soyuyuz deyip Arap olmayı kabul etti.

12 imamlar diye bir şey ortaya çıkarıldı. Şeriatın öncüsü olan imamlar Alevilerin yol göstericisi oldular.  Yani 12 imam soyu ve Mehdi sevdası yaratıldı . Dolayısıyla Alevilere dayatılan İslam kültürü sonuç aldı.

12 imamlar adı altında bir Ehli beyit kültü yarattılar sonrada 12 imamlar geleneği  sıraya girdi) Aynı diğer dinlerde olduğu gibi bir 12’ler geleneği başlatıldı.  

Ali soyundan gelenler diye Arap sevdası yaratıldı. Oysa Anadolu-

Mezapotamya  ya özgü bir gelenek vardı.  Seyitlik, Dedelik, Pirlik ve Müsahiplik kültürü vardı. Müzik vardı, Deyişler , Beyitler vardı. Dört elemente  Toprak, Güneş, Ateş ve Su’ya kutsal bağlılık vardı.

Tek eşlilik vardı. Kadına saygı vardı.

12’ler  vurgusu Hititler için bir anlam teşkil ediyordu çünkü arkeolojik kazılar da bunun somut kalıntıları çıktı.

Müzik vardı, çalgı vardı. Semah vardı.

Koç çağı, boğa çağı Hitit’lerde etkili bir inanıştı. Boğa borusu çalınır, çünkü Boğa gücün sembolüydü. Güneş kutsaldı, çünkü doğayı aydınlatıyordu ve uyanınca güneşe doğru dualar ediliyordu. Turna kutsaldı, çünkü 12 bin yıl öncesi Göbekli tepeye dayanan  kültürel bir figür ve edebi eserlere konusu vardı,  Semahlara ilham kaynağı olmuştu.

İsa’da balık çağına ilgili yol göstericilik rivayeti var.

İsa’nın örnek aldığı bu gelenek

Eski  Ahit rivayetinde balıkla ilgili  mucizeler anlatılır. İsa 5 bin kişiyi ekmek ve iki balıkla doyurması mitolojik bir durumdur. Efsaneli bir rivayet söylemidir. İsa’nın varlığı, karakteri, yaşamı aynı tarih mitolojik bir anlatımdır.

Yani Mısır’ın Güneş tanrısı Horus’un hikayesi ile aynı.

Mısır’ın 3500 yıllık Luxor tapınağının duvarlarındaki sembollerle aynı.

 İsa ile Horus arasındaki rivayet  bire bir aynıdır . Nuh’un gemisi üzerine anlatımlar da aynı mucize hikayelerden alınmıştır.

M.Ö 2600 yıllara dayanan Gılgamış destanında meydana gelen bir tufandan, hayvanların bindirildiği bir gemiden bahsedilir ve bu hikâye İncil’ de var

(Mucizeler hep rivayete dayalı anlatıdır)  

Musa’nın doğum sonrası rivayeti; hasır bir sepete koyulduğu ve bir nehire bırakılıp ölümden kurtarıldığı rivayet edilir.

 Firavun’un kızı tarafından bulunur ve bir Prens olarak yetiştirilir. Firavun’un yanından ayrılana kadar bu hikaye de böyle anlatılır. 

Bu hikayenin benzeri M.Ö 2250 Akkad’lı Sargon efsanesiyle birebir aynı. Bu rivayet hikayesi Akkad tarihinden alınmıştır. Sargon doğar ve öldürülmesin diye hasır bir sepete konulup nehre bırakılmıştır. Kraliyet ailesinden olan Akki tarafından bulunur ve yetiştirilir.

Yahudilerin peygamberi

Musa; ‘ kanun koruyucu’ ve taş marketlerdeki 10 emiri getiren kişi olarak bilinir. Oysaki tanrının bir dağ da peygamberine kanunları iletme teması çok eskidir. Bu Mısır’ da Firavun öncesi anlatılan bir rivayettir.

Bu rivayet Musa’dan  (Arap peygamberi Muhammet’e Kuran’nın gelme hikayesi gibi bir rivayet. ) 

Musevi ve Hrıstiyanlık’ta olan gelenekler tamamen rivayet anlatımlardır. Örnek olarak gösterdiğimizde  Vaftiz, Ölümden sonra yaşam , Maharet, Bakire olan kızın  doğum yapması, Yeniden diriliş, Çarmıha gerilme, Gemi tufanı, Sünnet, Mesih, Kutsal müritler,  Paskalya, Noel ve buna benzer daha bir çok rivayet Mısır’ da türetilmiş ve Mısır kökenlidir. Mucize anlatımlar ve rivayetler çok daha eski uygarlıklara dayanmaktadır . Yahudilikte Hristiyanlık da, İslam da pagan dinlerden aşınmıştır. Pagan geleneğinin devamıdır. Dinlerin buluştuğu ortak payda, dinsel/ kültürel benzerliktir. Aynı inanışın faklı yorumlarıdır Yok birbirinden farkları hepsi birbirinin kopyasıdır. 

Çünkü Dinler her dönem egemenlerin sömürü aracıdır. Yoksulları ehlileştirme yoludur. Zenginlerin malını mülkünü korumaya almış dinlerdir. Egemen sisteme biat ettirilmiş, her şeyi elinde bulunduran ezenlerin, sömürenlerin yoluna kurban edilmiştir 

Emeğin karşısına dikilmiş vurucu güçtür.


Erdal Boyoğlu – 27.11.2023

Tags:


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑