Makaleler

Published on Eylül 11th, 2023

0

9-13 Eylül kurtuluş hikâyesi… İzmir neden yakıldı? | Erdal Boyoğlu


Umarım Mustafa Kemal’in bu ırkçı yönünü merak edip sorgulamaya araştırmaya vesile olur…

“Yeni hakikatlere göre artık insanlar baş ve iskelet ve yüz görünümlerine göre sınıflara ayrılmaktadır. Bu son tasnife göre Türk, dünyanın akılda , güzellikte, tenasüpte en mütekâmil mahsulüdür. Bu hakikati milletime bildirmekle onların zaten orjinal olan enerjilerini kuvvetlendirmiş olduğumu sanıyorum. Ben bununla müftehirim( iftihar ediyorum)

Mustafa Kemal’in Türkçü resmî tarihi ile yüzleşemedik.
Cumhuriyet’in unutturma ve asimilasyon kültürünü sorgulayamadık.
Cumhuriyet süreci, tek din, tek dil ve tek millet ile türk islam sentezi ile sesimizi kestiği, boğazımızı sımsıkı sıktığı o resmi elleri fark edemedik.
Sorgulayamadık.
Mustafa Kemal üzerine araştırma ve konuşma tarzımızı değiştirirsek “Her Şey Türke Göre” şekillenen türk ırkçılığını
farkedebiliriz.
Türke göre, tarih okumanın resmi tarihinden uzaklaşırız.
Tarih okumak bizim için çok farklı, çok kültürlü seçenektir.
Tarih okumak sorgulama yoludur.
Türkiye’nin kuruluşuna ilişkin 9-13 Eylül anlatısı planlı programlı resmi tarihtir.
İzmiri yangınını Latife’nin babasının evinde yangını izleyerek müdahale etmek hiç girişimde bulunmadığını yaverleri yazdı. Yangını izlerken ah vah diyen bir Mustafa Kemal var, Resmî tarihin istekleri ve dayattığı bilgiler en çıplak haliyle yaverlerinin anı bilgilerinden öğreniyoruz.
Aynı 26 Ağustos da Mustafa Kemal’in karlar içinde çekilen fotoğrafı asparagas haber resmi tarihin
Gazetelerinde yayımlandı.
Dersim katliamında haberi yoktu diyenleri hiç yüzü kızarıyor mu? Asparagas habercilik resmi tarihin tarihçileriyle ilgili bir duruştur.

Düşünsenize şöyle bir; Resmi tarihin esir edici çekiminin bu güne kadar kırılmamış olması sadece ve sadece bu sebeblerin hâlâ var olmaya devam etmesinden kaynaklanıyor olması düşündürücü değil mi.
Kısaca Türkçü olan Turancı-ırkçı olan belleğin hatırlattıkları- yaşattıkları
unuttuklarımız…
Türiye’nin yüz yıllık tarihi özeti; “kurtuluş Savaşı “, ve Bağımsızlık Savaşı” anlatılıyor olması Türkçülüğün kara bir mizahıdır.
Malesef bu hikayenin açığa çıkartılması ulusalcı solculara destek sunan kendine solcuyum(!) diyenler tarafından açığa çıkartılması engelleniyor. Resmi tarihin kara propandasına destek oluyorlar.
Oysa Cumhuriyetin inkarci yönü açığa çıkartılmalı, kuruluş, kurtuluş hikayesin de asparagas haberler, ırkçı anlatışları açığa çıkartılması önemlidir. Ve o süreci sorgulayacak gerçeğin hikayesini bilmek gereklidir.
Mustafa Kemal’den bir alıntıyı “Yüzyıllık Apartheid, Taner Akçam” kitabından alıntılıyorum.
Umarım Mustafa Kemal’in bu ırkçı yönünü merak edip sorgulamaya araştırmaya vesile olur.

“Yeni hakikatlere göre artık insanlar baş ve iskelet ve yüz görünümlerine göre sınıflara ayrılmaktadır. Bu son tasnife göre Türk, dünyanın akılda , güzellikte, tenasüpte en mütekâmil mahsulüdür. Bu hakikati milletime bildirmekle onların zaten orjinal olan enerjilerini kuvvetlendirmiş olduğumu sanıyorum. Ben bununla müftehirim( iftihar ediyorum) Mustafa Kemal…

İkinci bir alıntıyı Ayşe Hür’ün facebook sayfasından alıntılıyorum.
Mustafa Kemal’in tavrı
İzmir’in geri alınışının arifesinde Nif (bugünkü Kemalpaşa) yakınlarındaki Belkahve’den bakarken “Bu şehre bir şey olsaydı çok üzülürdüm” diyen Mustafa Kemal’in yangın sırasındaki tavrı hâlâ bir muammadır.
Mustafa Kemal’in yaveri Salih Bozok’un anlattığına göre alevler ‘Gavur İzmir’i bir kül yığınına dönüştürürken, ileride Mustafa Kemal’in kayınpederi olacak Uşakizade Muammer Bey’in Göztepe’deki köşkünde bir ziyafet verilmekteydi. Bozok şöyle devam eder:
“Gazi, terasta kurulmuş olan sofraya Fevzi ve İsmet paşalardan başka beni, Muzaffer’i ve ev sahibimiz Latife Hanım’ı aldı. Fevzi Paşa Hazretleri’nden başka herkes önündeki kadehleri zevkle doldurdu. Mezeler çeşitli ve nefisti. Fevzi Paşa içki içmediği halde kalamar tavadan tabağına öbek öbek alıyor, ‘Bu İzmir’in kalamarı da pek başka oluyor, aman pek özlemişim’ diye afiyetle yiyordu. Velhasıl herkes son kertesine kadar sofradan ve başlayan geceden memnundu. (Aktaran İsmet Bozdağ, Atatürk’ün Başyaveri Salih Bozok Anlatıyor, Truva Yayınları, 2005, s. 8-9.)


Erdal Boyoğlu – 11.09.2023

Tags:


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑