Published on Eylül 4th, 2021
0Doğa katliamı ve yangınlar protesto edildi
Fransa’nın başkenti Paris’te Kürdistan’da bilinçli yakılan orman yangınlarını protesto etmek için ADHK, ACTİT, BİR-KAR, ÖNCÜ PARTİZAN, CDK-F, PDD , SKB, YS ve ODAK’ın çağrısı ile Strasbourg St. Denis/Kemer önünde bir eylem yaptı.
Devrimci, sosyalist göçmen örgütlerinin çağrısı ile Faşist Türk devletinin Kürdistan ve Türkiye’de emekçilere, kadınlara, farklı milliyet ve kimliklere, inançlara ve doğaya donuk saldırılarını Saint Denis Kemer önünde yapılan eylemler protesto edildi.
Dün akşam saat 18:00 de kemer önünde yapılan eylemde kurumlar adına ortak açıklama yapıldı. Açıklamada, Türkiye’siz Kürdistan’da halk kitlelerini açlığa mahkum eden AKP-MHP faşizmi, kadın katliamlarını kadınlara reva giren bir adalet anlayışıyla hareket ederek her ay 30 un üzerinde kadının katledilmesine dolaylı dolaysız vesile olduğuna dikkat çekilerek “Kürt halkı basta olmak üzere ezilen ulus ve milletler üzerinde ırkçı faşizan politikalarını aralıksız sürdürürken bir yandan nefret ve düşmanlığı yaygınlaştırmak öte yandan ise uygun zemini buldukları illerde Kürtleri ve mülteci statüsünde bulunan halkı katletmek de yada lince maruz bırakmaktadır.” denildi.
AKP-MHP faşist iktidarının bir başka saldırı alanın doğa olduğunun altı çizilen açıklamada
Bütün kültürel ve tarihi varlıkları yağmalamış ve nehirleri, gölleri, akarsu yataklarını ise hidroelektrik santral projeleri ve barajlarla talan etmiştir. Dağlar maden şirketlerine parsel parsel kiralanmış ve buralarda milyonlarca hektarlık ormanlık alanlar yok edilmiştir. Tatlı su kaynakları kirletilmiş yaban hayati ve insan yaşamı zehirlenmiştir.
Akarsu yataklarına yapılan HES projeleri ve yapılaşma sonucunda meydana gelen toprak kaymaları ve seller can ve mal kayıplarına yol açmış, doğada geri dönüşü olamayan zararlara yol açmıştır.
Kar amaçlı doğaya saldırıların bir diğer yansıması ise ormanların bir fiil devlet eliyle yakılarak ormanlık alanların Toplu konut idaresi aracılığıyla imara açılmasıdır. .Özellikle ülkenin batısında ve kıyı sahillerine paralel uzanan bölgelerin de her yıl çıkarılan yangınların sonuçları irdelendiğinde bu sunucu çok net göstermektedir. Yangın çıkarılan ormanlık alanların yerini oteller ve yazlık siteler almıştır.
1990 lı yıllarda devletin uyguladığı köy boşaltma ve yakma, ormanları yakarak yok etme politikası halen kesintisiz sürmektedir. Yaşamını tarım ve hayvancılıkla zor koşullarda sürdüren kuzey Kürdistan halkı devletin orman yakma politikası sonucu mağdur edilmiştir. Yaylalarda bulunan suru sahipleri, arıcılık yapan bal üreticileri bu mağduriyeti yasayan öznelerdir.
Yangınlar sonucu Dersim başta olmak üzere bölgenin flora ve faunası ciddi zararlar görmüştür. İki haftayı asan Dersimde ki yangınlar halk kitlelerinin, belediye başkanları ve devrimci kurumların müdahale ve mücadelesi sonucu yer yer söndürülse de halen devam etmektedir” denildi.
Benzer bir durumun Bingöl, Bitlis ve Şırnak içinde geçerli olduğu ifade edilen açıklamada Bu alanlarda devlet hiçbir yangın söndürme ediminde bulunmadığı gibi yangını söndürmek isteyen gönüllü halk kitlelerini de engellemekte olduğu belirtildi.
Doğa
severler ve yaşam savunucuları olarak kendilerini ifade etiklerini belirten
açıklamada “sizler katlettikçe, sizler yaktıkça, yok saydıkça bizler Pir sultan
Abdal’ın deyişiyle “bir ölüp bin dirilerek” veya Anka kuşu misali “kendi
küllerimizden yeniden doğarak” yeşereceğiz.
Toprağımıza, ağacımıza, dağlarımıza o dağları mesken tutan canlılara,
yiğitlerimize sahip çıkacağız. Nehirlerimizin yeniden özgürce akması için
mücadele edecek, maden şirketlerini def edip o dağları özgürlük türküleriyle
yeşerteceğiz” denildi.
Eylem atılan “Devlet katlediyor, Devlet yakıyor”, “Erdoğan terörist, terörist Erdoğan” ve “Kahrolsun faşist Türk Devleti“, “Dersim yanmıyor, yakılıyor” sloganlarıyla son buldu.