Almanya Yeşilleri ve Nazizm | Nihat Veli Yüce

Almanya’da Scholz koalisyon hükümetinin ortağı Birlik 90/Yeşiller (Bündnis 90/Die Grünen) ağırlıklı olarak sol çevrelerden aldığı oylarla SPD’den sonra ikinci büyük parti olarak FDP’nin de içinde olduğu üçlü koalisyon hükümetinde yer aldı. Tarafımızca açık olsada, Alman solunun önemli bir bölümü, yeşillerin hükümetteki politikalarını merakla bekliyordu. Sol ve daha adil bir Almanya ve dünya için mi mücadele edecekler, yoksa küresel mali sermayenin ihtiyaçlarının yanında mı konumlanacaklar. Bu soruya cevap bulmak için fazla beklememize gerek kalmadı. Rusya’nın Ukrayna işgali yeşillerin safını açığa çıkardı. Turnusol kağıdı işlevi gördü.

Hitlerin iktidar basamaklarını adım adım tırmanmasına koltuk değnekliği yapan, bir anlamda yolu temizleyen, yükselen faşizmle mücadeleyi mücadelesinin merkezine oturtmak yerine, Alman solu ile mücadeleyi merkezine oturtan Alman sosyal demokratları, Hitler’e dikensiz gül bahçesi sunmuştu. Günümüzün SPD’si bugünde aynı nitelikte. CDU-CSU ile nitelik olarak bir farkları yok. Merkel-Scholz değişimi nitelik bir değişim değil. Elmanın iki yarısından birinin terazinin ağır kefesine konmasıdır. Sağcı, küresel mali sermayenin ihtiyaçlarını önceleyen politikaların kesintisiz devamı durumudur. SPD-Yeşiller-FDP koalisyonunun bu sağcı politikaları, yükselen enflasyon, büyüyen işsizlik ve yoksullaşma ile iç içe, radikal sağın, özcesi neo-nazi hareketin güçlenmesini sağlayan kaldıraç görevi görecektir. Yeşiller mevcut politikaları ile, objektif olarak solu dizginlerken, nazi hareketine de yolu açmış oluyorlar. Yeşillerin yükselen neo-nazi hareketine karşı bir mücadele stratejisi de yok. Küresel sermayenin ihtiyaçlarının yanında konumlandıkça, yükselen nazizme koltuk değnekliği yapması kaçınılmazdır. Benzin pahalı olsunla çevre koruyuculuğu değil, enerji tekellerinin cepleri doldurulur. Yenilenebilir enerji kaynaklarının kontrolü de küresel tekellerde olacaktır. Küresel tekeller enerjinin fosil yakıt veya çevre dostu, yenilenebilir enerji meselesinde belirleyen oldukları sürece, tekel kârı söz konusu olduğu sürece, yıkım politikaları devam edecektir. İç kanama geçiren hastanın bıçak yarasına yara bandı yapıştırmak, iç kanamayı durdurmuyor. Yeşiller halkın yarasına yara bandı yapıştırmayı esas alırlarken, iç kanamayı durdurmaya dönük, bir plan ve projeden yoksundurlar. Bu durum SPD’nin 1928-29 buhranındaki çözümsüzlüğü ve dükkanın anahtarlarını Hitler’e teslim etmesi gibi bir dejavu durumu yaşatmaktan öteye geçmekten uzaktır. Bunu Yeşillerin Ukrayna politikasında da görmekteyiz.

Rus işgaline karşı olmak başka birşey, Ukrayna’daki neo-nazi terörü karşısında aptallar gibi üç maymunu oynamak başka birşeydir. Elbette Rusya işgaline karşı çıkılmalı, Ukrayna halkı ile dayanışmaya girilmelidir. Buna itirazı olan yok. Neo-nazizme teslim olmuş, Ukrayna’yı dünyadaki neo-nazi hareketin buluştuğu nazi enternasyonalinin merkezi haline getirmiş olan Zelenski hükümeti ile dayanışmaya girmek ise faşizmle dayanışmaya girmektir. Zelenski Ukrayna halkının çıkarlarının hizmetinde değildir, küresel mali sermayenin ve Ukrayna’da nazi rejimi inşa etmek isteyen, bunuda büyük oranda başaran, nazi terör çetelerinin hizmetinde olan basit bir piyondur. Bir piyondan kahraman çıkmaz. Holywood pazarlama teknikleri eşliğinde medya şovları ile kahramanlaştırılmaya çalışılam Zelenski’den olsa olsa nazizmin geçici kahramanı ve piyonu bir şarlatan çıkar.

Alman yeşilleri, nazi terör çetelerinin İŞİD’i aratmayan işkence ve katliamları, Rus olanı hadım etme kararları, Rus dilini, Romenceyi, Macarcayı yasaklayan bu ilkel barbarlığı, Rus sanatı ve edebiyatını tarihin belleğinden silmek isteyen kararları, hangi demokrasi anlayışıyla, insan hakları ile uyumlu görmektedirler. Hırsızlık yapmış olsalar bile, adil bir yargılama yerine insanları belden aşağı soyup, direklere bağlayıp, ölesiye dövmeyi hangi insan hakları anlayışı ile uyumlu görmektedirler. Medyada nazi bayrakları ile poz veren nazi katliam mangalarından nasıl bir özgür Ukrayna ortaya çıkaracaklarını düşünüyorlar.

Rusya’nın işgaline karşı çıkmak, Ukraynanın özgür ve bağımsız bir ülke olmasını savunmak, bu realite ışığında Ukrayna halkları ile dayanışmak ile, Ukrayna’da nazi rejimi inşa eden, katliam mangaları ile, nazi terör çetelerinin, Rus uyruklu halka, taciz, tecavüz, işkence ve katliamlarını hangi adalet duygusu ile bağdaştırıyorlar. Nazi faşizmi Ukrayna’da iktidarlaşmıştır. Ukrayna nazi terör çetelerinin askeri üssü haline getirilmiştir. Ukrayna’da Rus işgaline karşı savaş adım, adım nazi rejimi bayrağını işgali gerekçe göstererek dünya çapında meşrulaştırma, sempati toplama projesi haline getirilmiştir. Naziler terör çeteleri, katliam mangaları, batı halkları nezninde meşrulaştırılıyor. Kapsamlı bir proje adım adım, ABD, İngiltere ve Avrupa Birliği öncülüğünde hayata geçiriliyor. Nazilere dünya çapında sempati oluşturma projesi insanları salak yerine koyarak, nazi gerçeğini dile getirenleri Putin’ci olmakla suçlayarak, psikolojik baskı kuruluyor. Bu psikolojik baskının aparatı olarak da solda duruyormuş gibi görünen, faşizme koltuk değnekliği yapan ahmaklar kullanılıyor.

Unutmayın ki, Ukrayna’daki nazilerin söyledikleri gibi, bekleyin sizin için geleceğiz diyerek, şimdiden Batı Avrupa’da yaşayan göçmenleri, solcuları, insan hakları savunucularını tehdit eden, nazi terör çeteleri, Ukrayna’dan organize olmuş, kapsamlı askeri eğitim almış, halkta Rusya karşıtlığı üzerinden sempati oluşturmuş kahramanlar olarak batı Avrupa şehirlerine doluşacaklardır. Almanya yeşiller partisi bugün aldığı pozisyon itibarı ile, bu nazi terör mangalarının yanında durmuştur. Bütün medya imkanlarına rağmen, Ukrayna’da ki nazi vahşetini dillendirmeyerek, protesto etmeyerek, kınamayarak, işgal karşıtlığı ile nazizmi desteklemeyi bir ve aynı göstererek, aynı kefeye koyarak, neo-nazizme omuz vermiştir. Rusya’nın Ukrayna işgali, Birlik 90/Yeşiller (Bündnis 90/Die Grünen) partisinin demokrasi, insan hakları, adalet, özgürlük, çevre vb. kavramları kullanarak taktığı incilerinin havını dökmüştür. Tarihten, Hitler faşizminin yükselişinde sosyal demokratların rolünden, ders çıkarmayan, tarih bilincinden yoksun, Birlik 90/Yeşiller (Bündnis 90/Die Grünen) partisinin konjöktürel rolü neo-nazizmi anti işgalci, beyaz kahramanlar olarak sunan Pentagon patentli, Hollywood pazarlama ekibi korosuna katılmak olmuştur. Alışveriş merkezinin neo-nazi terör çetelerinin askeri karargahı haline getirildiğini bile bile, buranın bombalanmasını, siviller hedef alındı diye sunmak hangi ahlaki ölçüye sığmaktadır. Birlik 90/Yeşiller (Bündnis 90/Die Grünen) çevreci soldan devşirme nazizm kollayıcılığı rolüne gayet angaje olmuş durumdadırlar. Almanya solu bu gerçekliği dile getirip anti-işgalcilik ile, neo-nazi terör çetelerinin yedeğine düşme gerçekliğini ayırt edip buna uygun konumlanmadığı sürece yeşillerin akibetine düşmekten kurtulamayacaktır. İşgale karşı çıkmak, Ukrayna halkları ile dayanışmaya girmek, Ukrayna halklarının iradesine saygı duymak ile, Ukrayna’da terör estiren, etnik temizlik yapan, neo-nazi katliam mangalarının propaganda malzemesi olmak, dolaysıyla nazi iktidarı inşa etmelerine destek olmak farklı şeylerdir. Bu ayrım açık ve net ortaya konmaz ve buna uygun mücadele ağı örülmez ise, faşizme koltuk değneği olmaktan kurtulunamaz. Bu niyetlerden azadedir, niyet bu olmasa da bu ayrım net ortaya konup, nazi dehşetine karşı pratik tutum alınmaz ise objektif olarak, neo-nazi terör çetelerinin yedeğine düşülür, faşizme koltuk değnekliği yapılır.

Nihat Veli Yüce – 23-03-2022