Basın-Yayın

Published on Mayıs 2nd, 2024

0

Gazetecilikte “Adli Kontrol” Mahpusluğu ve İşkence Devri

3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü – 2024’ün ilk çeyreğinde basın özgürlüğü alanında olumlu bir değişim yaşanmadı. İktidar, ‘online sansür’ konusunda iptal kararı veren Anayasa Mahkemesi’ne yönelik olarak da itibarsızlaştırma çalışmasına başladı.


Erol Önderoğlu – bianet

BİA Medya Gözlem : Ocak – Şubat – Mart 2024

Avrupa Birliği nezdinde ve ülke içinde temel haklarla ilgili bir iddiası kalmayan Türkiye’de iktidar, bir yandan yargıyı amaçları doğrultusunda araçsallaştıröaya devam ediyor. İktidar diğer yandan da online sansüre yönelik kararlarından sonra da ‘ciddi manada rahatsız’ olduğu Anayasa Mahkemesi’ni itibarsızlaştırma ve yetkilerini törpüleme peşinde.

Ocak – Şubat – Mart aylarını kapsayan BİA Medya Gözlem Raporu da, gazeteciliğe yönelik yaygın yargı tacizi karşısında AYM’nin, ifade özgürlüğüyle ilgili kararları geç gündeme gelse de, “Yanıltıcı bilgi yaymak” (Dezenformasyon) gibi stratejik düzenlemeleri iptal etme konusunda önemli fırsatları heba etse de, tek adalet güvencesi olarak kaldığını gösteriyor. 

Rapora göre, Terörle Mücadele Kanunu ve Türk Ceza Kanunu temelinde yargılanan en az 195 gazeteciden 14’ünün toplam 25 yıl 7 ay hapse mahkum edildiğini; iktidar ittifakının gazetecileri kamuoyu önünde tehdit etmeye ve online haberciliğe yönelik sansürü sonuna kadar kullanmaya devam ettiğini; gazeteci tutuklama döngüsünün son üç ayda daha ziyade yerel gazetecileri hedef aldığını; onlarca haberciye yönelik adli kontrolün “mahpusluğun bir başka şekli” olarak dayatıldığını gözler önüne seriyor.  Ayrıca; bianet sitesi muhabirleri Tuğçe Yılmaz, Aren Yıldırım ve Ali Dinç ile AFP video muhabiri Eylül Deniz Yaşar örneklerinde olduğu gibi medya temsilcilerine yönelik işkence ve aşağılayıcı muamele şikayetlerinde de kayda değer bir artış gözleniyor. 

Bu dönemde Türkiye yetkililerine en ciddi uyarı, yayımladığı Memorandum ile Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Dunja Mijatović’ten geldi. Mijatović, raporunda, “Türkiye’de insan hakları savunucuları ve gazetecilerin yüz yüze kaldığı sayısız ceza soruşturması, yargılamalar, tutuklamalar ve cezalar, insan hakları savunucularını susturmak ve sivil toplum aktivizminin önünü kesmek için yargı süreçlerinin kötüye kullanıldığı yaygın bir pratiğe işaret etmektedir” dedi.

Kürt medyasından sonra tutuklanma sırası yerel habercide! 

Geçen yıl RSF Bilançosunda dünyada “gazeteci tutuklama döngüsü en hızlı işleyen ülkeler”den olan Türkiye’de bu yöndeki kötü alışkanlık son üç ayda da sürdü. 2023’ün son üç ayında Tolga Şardan, Barış Pehlivan, Elif Akkuş, Batuhan Çolak ve Merdan Yanardağ tahliye edilirken 2024’ün ilk üç ayında bu kez de İzmir’den Süleyman Gençel, Antalya’da İdris Özyol ve Mersin’de Diren Keser hapsedildi. 

195 sanık, 14 mahkumiyet, 18 beraat 

Türkiye’de en az 195 gazeteci, hapis cezası istemiyle “örgüt üyeliği”, “örgüt propagandası”, “Cumhurbaşkanına hakaret”, “yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak”, “kamu görevlisine hakaret”, “hakaret”, “devlet kurumlarını aşağılama”, “Toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet” gibi iddialarla Ocak – Mart aylarında mahkemeye çıktı. Ayrıca altı gazeteci de, toplam 2 milyon 900 bin TL’lik tazminat davası kapsamında yargılanıyordu. 

Ocak – Mart aylarında görülen yargılamalarda, altı gazeteci “örgüte yardım”, “örgüt propagandası” ve “terörle mücadele edeni hedef yapmak” iddiasıyla 21 yıl 10 ay hapse, altı gazeteci “kamu görevlisine hakaret” ve “hakaret” suçlamasıyla toplam 1 yıl 9 ay 20 gün hapis ve 22 bin 160 TL adli para cezası, iki gazeteci de “Cumhurbaşkanına hakaret” iddiasıyla toplam 1 yıl 11 ay 10 gün hapse mahkum edildi. Bu dönemde 14 gazeteciye verilen hapis cezalarının toplamı 25 yıl 7 ay oldu. Ceza davalarından yargılanan 18 gazeteci de beraat etti.

Keyfi polis müdahalesine “işkence” eklendi 

Ocak – Mart döneminde en az 11 gazeteci gözaltına alındı. Habercilerden beşi, İzmir’de,“örgüt üyeliği” şüphesiyle, üçü Van’da, “örgüte finansman sağlamak” iddiasıyla gözaltı yaşadı. İşlemler sırasında, son yıllarda da yaygınlık gösteren “ters kelepçe” gibi onur kırıcı muamele ve işkence şikayetleri ile “adli kontrolle salıverme” gözlendi. Bir polisin, Yenikapı’daki Newroz kutlamaları izlemek isterken gözaltına alınan AFP video muhabiri Eylül Deniz Yaşar’a, “Sizi Yahudiler gibi sabun yapmadığımıza dua edin…” dediği gündeme geldi. 

Söz konusu üç aylık dönemde, en az iki gazeteci ve iki medya kuruluşu saldırıların hedefi oldu, beşi de tehdit edildi: İstanbul Yenikapı’daki Newroz kutlamalarını izlemek isteyen bianet haber sitesi muhabirleri Tuğçe Yılmaz ve Ali Dinç, çekim yapmalarına engel olan polislerce saldırıya uğradı. Yerel Seçim günü Diyarbakır Sur’da silahla çatışan iki grup Anadolu Ajansı ve Demirören Ajansı ekiplerini de hedef aldı. Saldırıdan haberciler yara almadan kurtuldu.

Tehdit eden çevrelerde devletin tepesi de var

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yerel seçim öncesi Yeniden Refah Partisi ile ilgili ittifak ihtimaliyle ilgili sorularıyla karşılaştığı A Haber kanalı muhabiri Rüya Akkuş’a “Rüya kendine gel!” diye uyardı. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral da, yerel seçimler öncesi dini yapılanmalarının etkisini YouTube yayınında eleştiren gazeteci Fatih Altaylı için, “…bu mürted zındık için saniye dahi geçmeden gereken yapılmalı. Ajan olarak bu ülkede müslüman kılıklı dolaşan bu alçak yakalanıp en ağır cezaya tabii tutulmalıdır” dedi. BirGün gazetesi muhabiri İsmail Arı, Menzil Tarikatını konu edindiği haberler ve kitabı nedeniyle tehdit edildi. 

20 gazeteci “Cumhurbaşkanı” sanığı, 10 yılda 76 mahkum

Son üç ayda en az 20 gazeteci ve karikatüristin adı (Uğur Koç, Furkan Karabay, İhsan Çaralan, İnan Kızılkaya, Sedef Kabaş, Mustafa Sönmez, Barış Pehlivan, Ozan Alper Yurtoğlu, Julien Serignac, Gerard Biard, Laurent Sourisseau, “Alice”, Rüstem Batum, Baransel Ağca, Ramazan Yurttapan, Haydar Ergül, Ahmet Sever, Deniz Yücel, Hayko Bağdat, Erk Acarer) “Cumhurbaşkanına hakaret” gerekçesine dayandırılan davalarda geçti. Bu dosyalardan toplam 93 yıl 4 ay hapis cezası isteniyordu.

Son üç ayda görülen davalarda BirGün gazetesinden Uğur Koç ile gazeteci ve TV yorumcusu Levent Gültekin ertelemeli 11 ay 20 gün hapse mahkum edildi. Bu dönemde yargılanan ekonomist ve gazeteci Mustafa Sönmez, beşinci “Cumhurbaşkanı’na hakaret” davasından da beraat ediyordu. 

Ne yazık ki, “Cumhurbaşkanına hakaret” maddesinin yürürlükten kaldırılmasına dair Venedik Komisyonu tavsiyesi ve AİHM’in Ekim 2021 tarihli Vedat Şorli mahkumiyeti varken “Cumhurbaşkanı’na hakaret” maddesine dayanan yargılamalar sürüyor. Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçildiği Ağustos 2014’ten bu yana hapis veya para cezasına mahkum edilen gazetecilerin sayısı 76’yı buldu. 

Online sansür iktidarın hizmetinde! 

Ocak – Mart 2024 döneminde, “kişilik haklarını ihlal” gerekçesiyle online haberciliği keyfi şekilde susturmak için başvurulan sansür, ne yazık ki, Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararından sonra da sansür fırsatçılığı olarak sürdü. 

Sulh Ceza Hakimlikleri ve Erişim Sağlayıcıları Birliği, İnternet Kanunu’nun 9. maddesinin yürürlüğünün AYM tarafından 10 Ekim 2024’te durdurulmasına karar verilmiş olması itibariyle “10 Ekim’e kadar vaktimiz var” yaklaşımıyla yeni başvurular üzerinden erişim yasaklarını sürdürdü. AYM kararından sonra da en az 41 gazetecilik içeriğine “kişilik hakları” gerekçesiyle erişim engeli veya haber silme kararı verildi.

Yılın ilk üç ayında da “kişilik hakları” suçlamasına, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın aile çevresi, Adalet ve Kalkınma Partisi eski veya mevcut milletvekilleri, parti yetkilileri, partiye bağlı Bakanlık yetkilileri veya  parti belediye adaylarının eleştiri veya isnatlardan korumanın bir kisvesi olarak başvurduklarını gösteriyor. 

AYM “Dezenformasyon”a yol verdi! 

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ittifak ortağı MHP lideri Devlet Bahçeli’nin “ciddi manada rahatsız” olduğu Anayasa Mahkemesi, son üç ayda, iktidar çevreleri ve muktedirlerin online sansür için bol kepçe işlettiği 5651 sayılı İnternet Kanunu’nun “kişilik hakları” ve orantısız siteye kapatmaya götüren “milli güvenlik” düzenlemeleriyle ilgili önemli kararlar aldı. 502 bireysel başvuruya ilişkin hak ihlali kararını da açıklayan AYM, “kişilik hakları” maddesini 10 Ekim itibariyle iptal edeceğini bildirdi; 18 bin 800 TL  Ancak bu arada online sansüre dair fırsatçılık da sürüyor!

AYM, son üç ayda, Basın İlan Kurumu’nun “basın ahlak ilkelerini” gerekçe yaparak ilan kesme cezası kesmesine imkan veren  maddesi ve gazeteci İrfan Uçar’’a uygulanan yurtdışı çıkış yasağı gibi alanlarda yeni başvurular almaya da devam ediyor. 

Ye yazık ki AYM, geçmişte “Cumhurbaşkanı’na hakaret” örneğinde olduğu gibi, 8 Kasım 2023’te “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçuna ilişkin TCK’nın 217 A maddesini görüşürken de iptal etme yolundaki fırsat kaçırmıştı. AYM Başkanı Zühtü Arslan da, emekliliğe ayrılmadan önce karşı çıktığı karar için, “Demokratik toplumun temeli olan çoğulcu düşüncenin önündeki en büyük engel tek tipçi yaklaşımdır” dedi.

AİHM’den Türkiye’ye Parıldak mahkumiyeti

Geçen yılın son üç ayında TRT Türkiye Haberleri müdürü Ersin Şanlı’nın tutukluluğunu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ihlali olduğuna hükmeden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) 2024’ün ilk üç ayında da, yine tutukluluğunu hukuka aykırı bulduğu Zaman gazetesi eski muhabiri Ayşenur Parıldak’a Türkiye’nin 22 bin avro tazminat ödenmesine karar verdi. 

RTÜK’ten 42 milyon TL’lik ceza

Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Ocak, Şubat, Mart 2024 döneminde haber ve program yayınlarından dolayı TV kuruluşlarına toplam 29 kez idari para cezası ve bir kez yayın durdurma cezası verdi. Kurul, TV kuruluşlarına toplam 42.172.592 TL idari para cezası verdi. Rapor döneminde radyolara toplam 86.179 TL idari para ceza verilmedi.

Türkiye’de cezasızlığın kökleri derin

30 yılı aşan Uğur Mumcu cinayetinde “bombacı” denilen Oğuz Demir’in hala gıyabında yargılanıyor olması aynı zamanda iktidarın cinayeti çözmede iradesizliğinin de aynası. 

Bianet haber sitesi eski muhabiri Beyza Kural’ın 2015’teki YÖK eyleminde şiddetli ve ters kelepçeli şekilde ekip aracında tutulmasıyla ilgili üç polise sadece “çalışma hürriyetini ihlal”den adli para cezası verildi. 2019 Seçimleri sürecinde Yeniçağ gazetesi köşe yazarı Yavuz Selim Demirağ’ın Ankara’daki evinin önünde ağır şekilde darp edilmesiyle ilgili yargılamanın hala devam etmesi; Tatvan Belediye Başkanı Mehmet Emin Geylani’nin korumalarının gazeteci Sinan Aygül’e ağır şekilde saldırmalarıyla ilgili sembolik cezayla kurtulmallarına karşılık Aygül’ün “hakaret”ten mahkum edilmesi; ters kelepçeli gözaltıyla şiddet gören AFP foto muhabiri Bülent Kılıç’ın kendisinin yargılanması ve daha pek çok örnek Türkiye’de polisin veya muktedirlerin adının geçtiği dosyalarda cezasızlığın köklülüğüne işaret ediyor. 

Bursa’da kent rantlarını kamuoyuna duyuran gazeteci ve Başka Gazete sitesi yayın yönetmeni Yaman Kaya’ya yönelik 13 Kasım 2023’te silahlı saldırıya giriştikleri gerekçesiyle iki zanlı, 8 Mayıs’ta Bursa Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıkacak. 

Üç ayda 10 gazeteci işsiz 

Ocak – Mart döneminde en az 10 medya çalışanı işten çıkarıldı ya da yayın kuruluşunun yayın çizgisinden doğan anlaşmazlıklar çerçevesinde işi bırakmak zorunda kaldı. Geçen yılın aynı döneminde de bu rakam 10’du. 

(EÖ)

Tags: , ,


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑