Kadın

Published on Şubat 27th, 2021

0

Kadın SES’i: İstihdam perspektifinden toplumsal cinsiyet eşitliği

SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği’nin, Operation 1325 işbirliğiyle yürüttüğü “Kadın SES’i” projesinin 8. Elçiler Buluşması’nda, TÜSİAD Genel Sekreteri Ebru Dicle ve KAGIDER Yönetim Kurulu Üyesi ve Kadın SES’i elçisi Alev Akın, iş dünyası ve istihdam perspektifinden toplumsal cinsiyet eşitliği, engeller ve teşvikler üzerine konuştu.

SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği’nin, Operation 1325 iş birliğiyle kadınların sesini sosyal medyada yükseltmek amacıyla gerçekleştirdiği “Kadın SES’i” projesinin 8. Elçiler Buluşması gerçekleşti.

Proje, sosyal medyada daha çok kadının aktif olmasını sağlamak ve “Kadın SES’i”nin yükseltilmesi yoluyla karar mekanizmalarındaki kişiler üzerinde etkin olmayı, toplumsal cinsiyet, toplumsal barış ve sürdürülebilirlik, kadın yoksulluğunun azaltılması, kadına yönelik şiddet, kadının politikaya katılımı, iklim adaleti, medya özgürlüğü, kadın ve kız çocuğu mültecilerin sorunlarının giderilmesi gibi acil konulara ilişkin aksiyon alınması yönünde yaratıcı sosyal medya kampanyalarıyla farkındalık oluşturmayı amaçlıyor.

Kadın SES’i Elçilerinin her ay farklı bir konuyu tartışmak ve içerik önerileri geliştirmek için bir araya geldiği buluşmaların bu aykinde, TÜSİAD Genel Sekreteri Ebru Dicle ve KAGIDER Yönetim Kurulu Üyesi ve Kadın SES’i elçisi Alev Akın, Türkiye’de ve dünyada kadın liderliğinin potansiyelleri üzerine konuşma yaptı.

“Cinsiyet eşitliği için kesintisiz çaba”

Ebru Dicle’nin konuşmasından öne çıkan bölümler şöyle:

“Makro açıdan bakıldığında, iş dünyası açısından neden bu konu önemli? Kadınların iş gücüne katılımı, ülkelerin ekonomik performansıyla çok yakından ilişkili. Milli gelir artışı ve büyümeyle, yoksulluğun azalmasıyla, nesillerin daha sağlıklı ve eğitimli yetişmesiyle ve daha mikroda da, kurumsal yönetim performansının gelişmesiyle yakından ilişkili. ILO’nun çalışmasına göre, ekonomik hayata katılımdaki cinsiyet farkını, 2025’e kadar yüzde 25 oranında kapatabilmek, küresel milli geliri 5.3 milyon dolara ulaştırma potansiyeline sahip. Bu pozitif etkiler sadece küresel bazda değil, şirketler için de geçerli.

“Birka Araştırma bize söylüyor ki, kadınların üst düzey yönetimde yer alması, karar alma süreçlerini iyileştiriyor. Farklı bakış açılarını yönetime dahil ettiğinizde, çeşitliliği sağladığınızda, yenilikçilik artıyor, yaratıcılık artıyor, özellikle de problem çözme kapasitesi gelişiyor.

“Bu da ister istemez karlılık oranına, şirket performansını gösteren çeşitli göstergelerde iyileşmelere yol açıyor. Tabii bunları söylerken, şunun da altını çizmem gerekir. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, öncelikle bir ülkenin demokratik, ekonomik ve sosyal gelişmişliğinin göstergesidir.

“Temel bir insan hakkıdır elbette. Bunu en başa koymak gerekiyor. İş dünyası açısından, ekonomi açısından kadınların katılımının faydalarını da ayrıca altını çizmek gerekiyor çünkü bunlar çeşitli araştırmalarla ortaya konmuş durumda. Dönüşüm için ikna süreçlerinde elverişli bir imkan sunuyor. Dolayısıyla kadınların iş gücüne katılımının faydalarını veri temelli olarak vurgulamak da önemli.”

“Dönüşümü sağlamak hiçbir zaman boş bırakılmaması gereken, kesintisiz çaba gerektiren bir konu. Dünyanın önemli bir dönüşümden geçtiği bu süreçte, kamunun, özel sektörün ve STK’ların üzerine çok iş düşüyor. Yıllardır, konuşulan konu başlıkları çok farklı değil, pandemi bunların ne kadar acil olduğunu ve ne kadar hassas ele alınması gerektiğini bize tekrar gösterdi. Dijital dönüşüm bağlamında yeni şeyler de öğretti.

“Eğitim düzeyi yükseldikçe, kadınların çalışma yaşamına daha çok katıldığını biliyoruz. Dolayısıyla kız çocuklarının eğitime devamlılığını sağlamak her zaman altı çizilen bir konu. Eğitim içeriği de çok önemli. Ücret eşitsizliklerinde etkisi olduğunu düşündüğümüz mesleki segregasyondan uzak durmak, kadın-erkek mesleği ayrımını bir kenara bırakmak gerekiyor. STEM alanlarına, kız çocuklarının, kadınların yönlendirilmesi yönünde çaba sarf edilmesi çok önemli.”

“Dijital dönüşüm, dönüşen işler, işlerin geleceği konularını pandemi öncesinde de konuşuyorduk. Dijital dönüşümle beraber, yeniden becerilendirme, becerilerin bir üst seviyeye çıkarılması konusu, kadın becerilerine yatırım yapılması açısından önemini koruyor. Çalışma biçimleri açısından bakıldığında da, esnek çalışma, uzaktan çalışma ön plana çıkıyor.

“Daha evvel, dijitalleşmenin nimetlerinden kadınları işgücü piyasasına daha çok katabilmek için faydalanmak gerektiğini düşünüyorduk. Bu imkan hala var. Öte yandan uzaktan çalışmanın, kadınların ev içi yüklerini artırdığını da düşünerek, tek modeller değil, artısı, eksisini değerlendirerek şirketlerin bunu hayata geçirmesi gerektiğini düşünüyoruz.”

“Türkiye’de kadın girişimci olmak zor”

Alev Akın’ın konuşmasından öne çıkan bölümler şöyle:

“2015 yılında bir kuruluşun gayrimenkul yönetimi için masadaydık. İşler sarpa sarmıştı. Bir açıklama yapması gereken kişi yerine, benim aslında ne kadar, halden anlamadığım, ne kadar acımasız olduğum üzerine gidildi. Olayı benim üzerimden sorgulayıp prim yapmayı beklemişti. İşverenim bu konuyu geçti, toplantı bitti, hukuki yoluna girdi.

“Toplantı bittiğinde bu kişini yanındaki yönetici, bana kalkıp, ‘Alev Hanım sizin çocuğunuz var mı?’ diye sordu. ‘Yok,’ dedim. ‘Siz o yüzden yönetemediniz onu. Çocuğunuz olması lazım o müsemmayı gösteriyor olmanız lazım,’ dedi. ‘Bir ergen ve anaokulu yönettiğimi düşünmemiştim’ diye cevap verdim. Ortağım, ‘Siz bu soruyu bir erkeğe sorabilir misiniz’ diye sordu. Cevapsız kaldı tabii, çünkü buna verilebilecek bir cevap yok.”

“Kurumsal olarak toplumsal cinsiyet eşitliğini gözeten mimari ve mekan organizasyonu çok önemli. Yani süt odaları, emzirme odaları yasayla girmiş ama ancak 2017’ler, 2018’lerde. Ondan önce biz binaları açtıktan sonra taleplerini bildiren kadınlar, en azından şu anda bunu tartışmıyoruz. Ama kentlerde bunu görüyor muyuz? Toplumsal cinsiyet eşitliğini gözeten şehirler ve mekanlar yapmamız gerekiyor. Sivil toplum örgütlerinin daha fazla ses çıkarması gerekiyor. Ve mentorluk, rol model çalışmaları çok önemli.”

“Kadın olmak zor. Türkiye’de kadın olmak zor. Türkiye’de kadın girişimci olmak daha zor. Galiba bizim için isviçre çakısı iyi bir benzetme oluyor. Her işe yarayan kadınlar olduğumuz sürece, ya da her şeyi yapmaya niyetli kadınlar olduğu sürece, isviçre çakısından halliceyiz.”

Kadın Ses’i elçileri

Kadın SES’i Elçileri arasında; Meltem Cumbul, Burcu Karakaş, Evrim Kepenek, Mehveş Evin, Emine Uçak, Banu Tuna, Ayşegül Doğan, Seren Selvin Korkmaz, Esra Elmas, Pınar Akpınar, Dilara Gök, Şehnaz Kıymaz Bahçeci, Gülsüm Kav, Yasemin Öz, Hülya Tanrıöver, Elif Doğan, Alev Akın, İlayda Eskitaşçıoğlu, Menekşe Kızıldere ve Itır Erhart yer alıyor.

Eşitlik, Adalet, Kadın Platformu hakkında

Kurucusu Gülseren Onanç.

Yerel ve uluslararası basında toplumsal cinsiyet eşitliği, kadının hak ve adalet arayışı, her alanda kadın liderliği, kadının görünür kılınması, siyaset, iş dünyası ve sanatta kadın temsiline ilişkin haberleri bir araya getiren ve bu konularda özgün içerik üreten bir dijital platformu

(Bianet)

Tags:


About the Author



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to Top ↑