3 milyondan fazla çocuk yetersiz besleniyor, bodurluk yüzde 2,3’lere çıktı

TMMOB Gıda Mühendisleri Odası’nın 16 Ekim Dünya Gıda Günü açıklamasındaki verilere göre, Türkiye’de 3 milyondan fazla çocuk yetersiz beslenmeye bağlı düşük kilo ve kansızlıkla mücadele ediyor.

16 Ekim Dünya Gıda Günü’nde TMMOB Gıda Mühendisleri Odası’nın yetersiz beslenme üzerine yaptığı basın açıklamasında, ‘Ucuz, Yeterli ve Güvenli Gıdaya Ulaşmak En Temel İnsan Hakkıdır’ vurgusu ön plana çıkarken Dünya Sağlık Örgütü ve Economy United’ın Türkiye verileri paylaşıldı.

Açıklamada, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü FAO tarafından, örgütün kuruluş yıldönümü olan 16 Ekim’in, dünyada yaşanan açlığa ve yetersiz beslenmeye dikkat çekmek amacıyla Dünya Gıda Günü olarak ilan edildiği belirtildi. Bu yılki tema “Kimseyi geride bırakma” olarak belirlendi. Ancak Türkiye’de son dönemlerde fahiş oranlarda artan gıda fiyatları ve başta çocuklar olmak üzere yetersiz beslenen, sağlıklı ve güvenli gıdaya ulaşamayan insanlar düşünüldüğünde çoktan geride bırakılmış durumda olunduğu vurgulandı.

47 milyon 685 bin, yani yaklaşık 50 milyon insanın açlık sınırının altında yaşadığı, yüksek enflasyon ve hayat pahalılığıyla boğuştuğu ifade edildi. Birleşmiş Milletler’in Açlık Haritası’na göre Türkiye’de 3 milyondan fazla çocuğun yetersiz beslenerek gelişmediği, kız çocuklarının yüzde 85’i, oğlan çocuklarının ise yüzde 69’unun yetersiz beslenmeye bağlı düşük kilo ve kansızlıkla mücadele ettiği vurgulandı.

Ayrıca, Türkiye’de Okul Çağı Çocuklarında Büyümenin İzlenmesi (TOÇBİ) Araştırma Raporu’nun verilerine de yer verilen raporda çocukların kronik açlığa maruz kalması sonucu bodurluğun yüzde 2,3’lere çıktığı, Batı ülkelerinde bu oranın yüzde 1’lere düştüğünü belirtildi.

TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Başkanı Cemil Gülsu, ‘Kırılgan Grup’ beslenmesine dair Gazete Karınca’ya değerlendirmelerde bulundu.

‘Gıda ürünlerine ekonomik olarak erişemiyoruz’

Beslenme sıkıntısı konusunda rakamların çok yüksek olduğunu belirten Gülsu, “Demir anemisi çocuklarda çok fazla. 0-5 yaş grubu çocukların yüzde 50’si, emzikli kadınların yine yüzde 50’si demir anemisi sorunuyla boğuşuyor” dedi.

Gıda güvencesi kavramından bahseden Gülsu, şunları belirtti:

Gıda güvencesinin dört alt başlığı var: Bir ürünün bulunabilirliği, ürüne erişmek (fiyat, ürünün bolluğu), ürünün kullanılabilirliği ve gıda güvenirliğidir. Gıda güvenirliği konusunda Dünya’da ön sırlarda olmamıza rağmen ekonomik sebeplerden dolayı gıdaya erişmekte zorlanıyoruz. Erişilebilirliğin zorlaşması, yeterli ürünün bulunmaması, tarımın desteklenmemesi gibi birçok sebepten dolayı gıdaya ulaşmakta zorlu bir sürece girdik. Mesela çiftçi çok zor durumda, kırsal nüfusta ciddi bir azalma var, kimse tarım yapmak istemiyor. Türkiye rakamlarına bakıldığında üretimin çok azalmış olduğunu görüyoruz. Çoğu ürün ham madde olarak ihraç ediliyor ve bizim ürüne ulaşımımız daha çok zorlaşıyor.

‘İnsanlar artık tek tip besleniyor’

‘Kırılgan gruplar’ olarak nitelendirilen grupların çocuklar, zihinsel engelliler, mülteci ve sığınmacılar, hamile kadın- lar’ın sayılabileceğini belirten Gülsu şunları dile getirdi:

Kırılgan grup denilen kesim üzerinde Birleşmiş Milletler’in bu sene çalışmaları var. Bunların içinde birçok başlık var ama önemli başlıklar arasında ‘Derin Yoksulluk ve Açlık’ da var. Türkiye’de beslenme konusunda ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Örneğin, ekmek şu an da 5 lira ve bayat ekmekler daha ucuza satıldığı için çok fazla talep görmeye başladı. İnsanlar artık tek tip beslenmeye başladı. Vücudun ihtiyacı olan vitamin ve mineraller alınmadığı müddetçe dengeli bir beslenmeden söz edemeyiz ve bu da kırılgan grup için çok tehlikeli bir durum. Ekmeğin ucuz olması bu işi çözmez. Etin de ulaşılabilir olması lazım, yumurtanın da ulaşılabilir olması lazım, sütünde ulaşılabilir olması lazım. Bütün ürünlerin ‘Kırılgan Gruplar’ için ulaşılabilir olması çok önemli.

‘Dengeli belenme çocukların gelişimi için çok önemli’

Çocukların dengeli beslenmesinin gelişim açısından önemini dile getiren Gülsu, “Dengeli beslenme çocukların hem fiziksel hem psikolojik hem de okul başarıları konusunda çok önemli. Ülkemizde ciddi bir gelir eşitsizliği var. Bir kesim gıdaya çok rahat ulaşabilirken büyük bir kısım ulaşamıyor” dedi.

Gıda politikalarını düzenlemek adına çalışmalar yapılması gerektiğini dile getiren İstanbul Gıda Mühendisleri Odası Başkanı, “Oda olarak ulusal gıda konseyi oluşturulması gerektiğini düşünüyoruz. Özellikle kırılgan grup bazında bile düşünürsek, çocuk ve hamile kadınların beslenmeleri, planlanması ve takip edilerek çözülmesi gerekiyor. Beş on yıllık gıda planlamaları yapılmalı” diye konuştu.

(Karınca)

Foto: Unsplash