İnsan Hakları

Published on Nisan 27th, 2024

0

“İsmail ve Zeycan Yedigöl’ün bıraktıkları yerden soruyoruz: Nurettin Yedigöl nerede?”

CUMARTESİ ANNELERİ 996. HAFTA – Cumartesi Anneleri/İnsanları eylemlerinin 996. haftasında “Kaç yıl geçerse geçsin, Nurettin Yedigöl için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz” diye seslendi.

“Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” talebiyle eylem yapan Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın 996. hafta buluşması bugün Galatasaray Meydanı’nda yapıldı.

Hak savunucularından sadece 10 kişinin basın açıklamasına katılmasına izin verildi.

Haftanın açıklamasını insan hakları savunucusu Ümit Efe okudu.

“AYM kararına rağmen engelleniyoruz”

 “Gözaltında kaybedilişinin 43. yılında Nurettin Yedigöl’ü unutmadık” diye seslenen Efe, şunları söyledi: 

996. haftamızda bizi buluşma mekânımız Galatasaray’dan ayıran polis bariyerlerinin önündeyiz. Bizimle özdeşleşmiş, bizimle bir hafıza mekânına dönüşmüş Meydana girişimiz Anayasa Mahkemesi kararlarına rağmen hala engelleniyor.

996. haftamızda son nefeslerine kadar oğullarını arayan mücadele arkadaşlarımız İsmail ve Zeycan Yedigöl’ün bıraktıkları yerden soruyoruz: Nurettin Yedigöl nerede?  

Nurettin Yedigöl, 70’li yıllarda üniversite eğitimi için İstanbul’a geldi. İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden mezun oldu. Öğrenciliği dönemi ve sonrasında sosyalist gençlik hareketinin içinde yer aldı. 12 Eylül Askeri Darbesi’nin ardından hakkında yakalama kararı çıkartıldı.

10 Nisan 1981 tarihinde İstanbul/ İdealtepe’de bir eve yapılan baskında gözaltına alındı. Dönemin ünlü işkence merkezi Gayrettepe Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Tayyar Sever yönetimindeki 1. Şube’de Honduras’ta işkence eğitimi alan K Gurubu tarafından sorgulandı. İfade vermeyi reddettiği için Mete Altan’ın başında bulunduğu işkence timinin en ağır işkencelerine maruz kaldı. En son şubede sorgulanan diğer arkadaşları tarafından görüldüğünde; kanlar içindeydi, konuşamıyordu, bilinci yerinde değildi. O günden sonra Nurettin’i gören olmadı.

İsmail Yedigöl İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığına yazdığı dilekçede “Oğluma işkence yapılmıştır. Onu son görenler komada olduğunu söylemektedir. Oğlumun hayatından, resmî makamlardaki suskunluk nedeniyle endişelenmekteyim.” dedi.

Tüm mercilere başvuran İsmail Yedigöl, Kenan Evren’e kadar ulaştı. Ancak resmî makamların suskunluğu devam etti. Başvurulara Nurettin’in hiç gözaltına alınmadığı cevabı verildi. 10 kişi Nurettin’i siyasi şubede gördüklerine dair tanıklık etti. “Şahidiz, işkencede öldürüldü” diye ifade verdiler ama savcılık “böyle şey olmaz, devlete iftira atmayın” dedi. 

Nurettin Yedigöl’ün gözaltında kaybedilmesi ve faillerin yargılanması ile ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından üç ayrı soruşturma yürütüldü. Ancak soruşturmalarda zaman aşımı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildi.

Anne Zeycan Yedigöl son olarak, 15 Şubat 2013 tarihinde Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. 10 Aralık 2015 tarihinde Anayasa Mahkemesi, evrensel hukuka ve teamüllere aykırı bir biçimde başvuruyu diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelemedi ve zaman bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar karar verdi. (Başvuru Numarası: 2013/1566) Aile AİHM’e başvurdu.

Gayrettepe Siyasi Şube’de kaybedilen Nurettin Yedigöl’ün akıbetini açığa çıkarmak ve bilinen faillerini yargılamak adli makamların sorumluluğundadır.

Kaç yıl geçerse geçsin, Nurettin Yedigöl için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz.

Tags: ,


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑