Makaleler

Published on Şubat 7th, 2022

0

Asıl sorun | Mustafa Kumanova


Bu yüzden normal bir insanı şoka uğratan eylemler onlarda pek bir his uyandırmıyor. 10 yaşındaki bir çocuğu sahneye sürerek bir mitingde muhalefet liderine hakaret ettirmek gibi bir hareket gururlu ve kibirli gülüşler eşliğinde destek görüyor.

AKP’ye körü körüne bağlanan toplumun vasıfsız ve gerici dinci kesimleri kutsala giden yolda tek adamlığın ve AKP’nin özel olduğuna inanma eğilimi gösteriyorlar. Otoriter bir şiddetle iş birliği bir günah ve ahlaki bir suç bile olsa -ki evrensel değerlere göre öyledir- politik kararların ne kadar insanlık dışı ve anti-demokratik olduğuna bakmaksızın görüntüde Tanrı’ya özde zenginleşmeye giden yolda mutlak bir sevap adına iş birliği yapmaktan çekinmiyorlar. Diğerlerinin farklılığı tarafından yaşam alanlarının tehdit edildiği ajitasyonu çocukluklarından itibaren beyinlerinin tüm hücrelerine yerleştirildiğinden kendi yaşam tarzlarını üstün kılma amacıyla totaliter/otoriter bir gücü desteklemeyi inandıkları dine hizmet ile özdeşleştiriyorlar. Bu yüzden normal bir insanı şoka uğratan eylemler onlarda pek bir his uyandırmıyor. 10 yaşındaki bir çocuğu sahneye sürerek bir mitingde muhalefet liderine hakaret ettirmek gibi bir hareket gururlu ve kibirli gülüşler eşliğinde destek görüyor.

Muhalif insanların çoğu hayrete düşerek soruyor: “Bu kadar da olur mu?” “Bu insanlık mı?” Tüm bunlar dinin korunması ve desteklenmesi kılıfıyla içselleştiriliyor. Bize göre insanlık dışı olan onlara göre gayet normal. Bu bozukluk bir psikolojik olgudur ve davranışsaldır. Ve de gün geçtikçe bu ülkede normalleşme eğilimine girerek kanıksanmaktadır. Başkanlık sisteminin aymazlığı artık su götürmez bir şekilde yol alıyor. Bu anlayışa tavır koyulmazsa, seçim yoluyla iktidar değişse bile mantık ve anlayış değişmeyecektir. Biçimsel değişikliler olsa bile siyasal anlayışı hedef alan bir muhalefetten söz edebilmek mümkün görünmüyor.

Toplumda dine ve dinciliğe -ve bir diğer taraftan millete ve milliyetçiliğe- dayalı ve derinlerde gizlenen davranışsal bozukluklar AKP yönetimiyle su yüzüne çıkmasına rağmen toplumun kodlarına ülkenin ta kuruluşunda işlendiğinden ülkenin asıl halledilmesi gereken sorunu olarak ya görmezden geliniyor ya da oy kaygısıyla halı altına süpürülüyor. Türkiye’nin asıl meselesi din ve milliyetçilik temelli bu davranışsal bozukluklar ve psikolojik olgulardır. Çünkü birey kendine yapılan haksızlık karşısında tepki verirken kendi aynı haksızlığı kendinden olmayan farklı bir kimliğe yaptığında tüm insani değerlerin de ötesine geçerek oldukça acımasız olabiliyor. Bu ise toplumsal birlikteliğin ya da halkların kardeşliğinin önünde en büyük engeli teşkil ederek tüm hukuki sorunların temelini oluşturuyor. Kamplaşmanın at başı gittiği bir toplumda da bu hukuksuzluk, iktidar ve gücü ele geçirme adına her yolu mübahlaştırarak özünde organize bir yağmalama ve talanın kapısını aralıyor. 

Türkiye’de AKP hükümeti değişse bile bu gerçeklikler bir süre geri çekilmenin ardından tekrar dirilerek kaldığı yerden devam edecektir. Bu toplum yobaz bir din ve gerici bir milliyetçilik anlayışına saplı kaldığı müddetçe helalleşme gibi daha popülist olarak adlandırılabilecek uygulamalar sadece günü kurtarır. Demokrasi ve özgürlük için kolektif bir akıl ve bilincin nasıl tesis edilebileceği ise boşlukta kalır. 

Üstte yaşanan bu sorunlar da altta soyulan ekonominin krizlerini besler ve üzerini örter. Geride ise sadece açlık ve nefret kalır. Döngü kırılamaz ve nesiller boyu devam eder.


Mustafa Kumanova – 07.02.2022

Tags:


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑