AVEG-KON: Kadına yönelik şiddete karşı yaşam özsavunmasına!
Avrupa Ezilen Göçmenler Konfederasyonu (AVEG-KON) tarafından yapılan, 25 Kasım açıklamasında erkek-devlet şiddetine karşı mücadele yürüten kadınlar selamlandı…
Avrupa Demokrat Haber Merkezi
AVEG-KON tarafından yapılan açıklama şöyle:
KADINA YÖNELIK ŞİDDETE KARŞI YAŞAM ÖZSAVUNMASINA!
Dominik Cumhuriyeti’nde Trujillo diktatörlüğüne karşı direnen Mirabel Kardeşlerin isyan ateşi, bugün şiddete karşı mücadele de öncü bir mevzi olarak kadınlara güç ve onur vermeyi sürdürüyor. Dünyanın dört bir yanından kadınlar, erkek-devlet şiddetine, erkek egemenliğine, savaşa ve yoksulluğa karşı alanları doldurarak isyanlarını haykırıyor. Bugün bu isyan, Filistin kamplarında Sena, İran sokaklarında Jina, Şili’de Las Tesis, Meksika’da Ni Una Menos, Kürdistan ve Ortadoğu’da “jin jiyan azadî” haykırışlarını birleştiriyor. Her geçen gün bir kartopu gibi büyüyen kadın mücadelesi, tüm erkek-devlet kaynaklı engellemelere karşı azimli bir direnişçilik örneği sergiliyor.
Nereye bakarsak, sefalet, şiddet, savaş ve krizin olduğu tüm dünyada, bu koşullardan en çok etkilenenlerin kadınlar olduğu herkesçe bilinen bir gerçek. İş yerinde ücret eşitsizliğinden ev içi ücretsiz emeğe, aile içindeki ataerkil şiddetten, cinsel şiddete ve “aşk dramı” olarak önemsizleştirilen kadın cinayetlerine kadar her yerde kadınlar “kadın” olmalarından dolayı saldırıya uğruyor. Bu şiddet bir tesadüf ya da tekil bir olay değildir, kökleri erkek egemen kapitalist sisteme dayanmaktadır.
Avrupa’da da özellikle göçmen kadınların erkek egemen şiddetin ilk hedefi
olduğu görülmekte. En kötü işlerde, en ağır koşullarda üç kuruşa çalışmaya
zorlanan göçmen emekçi kadınlar, sokakta ırkçı saldırılara maruz kalıyorlar.
Ancak sadece göçmen kadınlar değil, evlerinde aileleri ya da eşleri tarafından
tehdit edilen kadınlar, devletin polis-yargı-adli tıp süreçlerinde de görmezden
geliniyor. Bu durum ise çoğu zaman başka bir kadın cinayetiyle sonuçlanıyor.
Neredeyse her kadın hayatı boyunca psikolojik ya da fiziksel şiddete mutlaka
maruz kalıyor. Katledilen, şiddete uğrayan her bir kadın için ayağa
kalkmalıyız!
Ancak şiddet başka biçimlerle de karşımıza çıkıyor. Soykırım bombardımanı
altındaki Filistin’de on binlerce katledilen insan içerisinde sayıca en fazla
yine kadınlar oldu. Filistin’de kadınlar açlığa, susuzluğa teslim edilerek,
sağlıksız koşullar içerisinde bir yaşam mücadelesi veriyor. Rojava’da ise
sömürgeci faşist Türk devletinin saldırıları sürüyor. Rojava’da kadın devrimi,
tüm dünya kadınlarının özgürleşmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliği için büyük
başarılar elde etti. Burada işgalci Türk devleti sadece kadınları kasten
öldürmekle kalmıyor, aynı zamanda altyapılarını yok ederek, en başta kadın
devrimini ortaya çıkaran tüm toplumsal yapıya saldırıyor.
Bizler eşitlik ve özgürlük mücadelemizi kadınların özgücüyle ortaya çıkardığı direniş dinamiğinin birleştiriciliğinden ilham alarak büyüteceğiz. Erkek yoldaşlarımıza çağrımız ise bu mücadele gününde kadınların miting ve gösterilerde yer alabilmesi için 25 Kasım’da ve öncesindeki tüm hazırlıklarda kadınlara pratik destek vermeleridir.
Selam olsun erkek-devlet şiddetine karşı meydanlara akan kadınlara, selam olsun “bir kişi daha eksilmeyeceğiz” diyerek alanları dolduran kadınlara!