Belçi̇ka’daki̇ olaylar üzeri̇ne, Doğan Özgüden’i̇n Le Soir gazetesi̇ndeki̇ yorumu

Belçika’daki geçtiğimiz pazar günü Leuven’deki Newroz kutlamalarından dönmekte olan Kürt’lere Limbourg’ta Türk ırkçıları tarafından yapılan saldırılar, buna karşı pazartesi günü Brüksel’de Avrupa Parlamentosu önünde Kürt örgütleri tarafından gerçekleştirilen protesto mitingi, ardından Liège’de iki yerde iki topluluk arasında yaşanan gerginlik Belçika medyasında geniş yer aldı.

La Libre Belgique gazetesi bugünkü sayısında olayları “Ankara’nın siyasal gündemi Belçika’daki Türk’ler ve Kürt’ler arasında bölünmeye yol açıyor” başlığıyla yansıtırken, Le Soir gazetesi de Baudouin Loos’un olayları analiz eden yazısında Info-Türk yayın yönetmeni Doğan Özgüden’in gerginliğin doğmasına Ankara rejiminin baskıcı politikalarının ve Avrupa kurumlarının bu konudaki sessizliğinin neden olduğunu vurgulayan açıklamasına yer verdi:

“Ulusal haklar çiğnendi”

“Elli yılı aşkın bir süredir Belçika’da sürgünde bulunan duayen gazeteci Doğan Özgüden ise üzüntü verici şiddet olaylarının bağlamına dikkati çekti:

“Newroz kutlamaları, cumhuriyetin kuruluşundan bu yana kimliği, ulusal hakları ve ifade özgürlüğü sürekli ihlal edilen Kürt halkının sesini duyurabildiği nadir olanaklardan biridir. Bu halk seçim kampanyalarında bile baskıya maruz kalmaya devam eder, seçilmiş belediye başkanları görevlerinden alınıp hapse atılır, Kürt partisinin milletvekilleri ve liderleri hâlâ cezaevinde tutulur, Türk ordusu sadece Türkiye’nin Kürt illerinde değil, Irak ve Suriye’de de askeri operasyonlarına devam ederken, sadece Türkiye’de değil, yurt dışındaki diasporalarında da sesini yükseltmek bu Kürt halkının en meşru hakkıdır.

“Avrupa ülkeleri, Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği Kürt halkına yönelik baskı ve zulüm karşısında sessiz kalırken, diasporadaki Kürtlerin tıpkı soykırım mağduru Ermeni ve Asuriler gibi tepki göstermeleri son derece anlaşılır bir durumdur.

“Türkiye’de Bozkurt’lar tarafından desteklenen Erdoğan’ın İslamcı hükümetinin, hem yurt dışında hem de yurt içinde Kürt direnişini susturmak için kontrolü altındaki ırkçı ve İslamcı örgütleri ve medyayı sürekli kullanmakta olduğu unutulmamalıdır.

“Son olaylar da bunun bir uzantısıdır.

“Limburg’da Newroz kutlamalarından dönen Kürtler saldırıya uğramış, bunun üzerine ertesi gün Avrupa Parlamentosu önünde tepkilerini dile getirmişlerdir.

“Adaletsizliğe ve istemlerinin dikkate alınmamasına karşı bir isyan ruhu içinde, aşırı sağcı çevrelerden gelen provokasyon ve saldırılara tepki olarak bazen istenmeyen taşkınlıklar meydana gelebiliyor.

“Ancak Kürt diasporasını temsil eden kuruluşların bunları önlemek ve engellemek için ellerinden geleni yaptıklarını biliyorum. Bence tek çözüm bu örgütlerin liderleriyle yapıcı bir diyalogun geliştirilmesidir.”

Kürt federasyonu NAV-BEL’in açıklaması

“Newroz’da barışçıl bir kutlamadan evlerine dönen Kürt bir aile acımasız bir saldırının kurbanı oldu. İşgal altındaki Afrin’den buraya sığınan Suriyeli Kürtler kuşatıldı ve saldırıya uğradı. Aile ve komşuları polisi aradı. Tamamen dehşete düşen bu aile arkadaşlarını da yardıma çağırdı. Yardım istemek için gelen Kürtlerin karşısına Ülkü Ocakları’na bağlı gruplar çıktı. Ülkü Ocakları saatlerce sokaklarda Kürtlere saldırdı.

“Nav-Bel olarak daha fazla provokasyonu önlemek ve gerginliği yatıştırmak için derhal inisiyatif aldık. Yaralılarla ve aileleriyle ilgilendik. Tansiyonu düşürmek için ertesi gün Brüksel’de barışçıl ve siyasi bir gösteri düzenleyerek toplumumuza barış mesajımızı ilettik.

“Bu vahşi saldırının gerçekleştiği günden bu yana ne yazık ki pek çok provokatif olay yaşandı. Nav-Bel olarak buna hiçbir şekilde göz yummuyoruz. Bir toplum örgütü olarak her zaman yasalar çerçevesinde hareket edilmesi çağrısında bulunduk. Toplumumuzu sadece yasal, insani ve barışçıl bir çerçevede hareket etmeye çağırıyoruz. Bu çerçeveye girmeyen her şeyi reddediyoruz. Belçika yasalarına saygı gösterilmelidir. Son günlerde yaşanan şiddet olaylarını reddediyor ve sükunet çağrısında bulunuyoruz.”