Makaleler

Published on Mayıs 4th, 2024

0

Kıymetli olan herşeyin bedeli de ağırdır | Gül Güzel


İnsanların yüreklerine hitap edebilmek bir gönül işidir. Bendeki 21 yılı aşan bu gönül işi, gönüle hitap etme eylemime; yolumuzu kesmek isteyen dağlar bile saygı ile eğilir ve yol verir oldular. Onun için doğruya eğilir dağlar bilesin! ibaresi çokça dilimize dolanır. Doğruya Eğilir dağlar bilesin! Diyerek, yazdığı tarihten tam 51 gün sonra bana ulaşan mektubunda Tahir Köcer’in Münih Cezaevinden kendi ifadesiyle,’’kıymetli olan herşeyin bedeli de pahalıdır! Benim için, tüm insanlığı içine alan bir toplumdan başka toplum yoktur. Ve ben hep böyle kalacağım! Ne isem o. İyi ya da fena, tıpkı doğa gibi…’’ demesi ile yine Hamburg Cezaevinden Kenan Ayas’ın,’’8 Mart ve Newroz coşkusunu hücremde hissettim. Coşkunuz hücremi aydınlattı. Özgürlüğün ışığı, hücremi aydınlatıyor.’’ Diyen,  rehin tutuldukları Almanya Cezaevlerinin beton duvarlarını aşarak, bize ulaşan iki onurlu özgürlük sevdalısının mektupları…Ve Charli Chapli’nin,’’Din, Dil, Ulus ayrımcılığı olmayan yeni bir dünya yaratalım’’ demesi misali mücadelemiz…

Merhaba Değerli Gül Abla,                                              

Mektubunu çok geç aldım. Mektubu Baharın ve Kadının rengiyle boyamışsın. İçerik ve renkler bu kadar mı uyumlu olur? Gerçekten birbirini tamamlamış. İçtenliğin, samimiyetin çok içten hissediliyor. Duyarlılığın ve samimiyetin için ne kadar teşekkür etsem azdır. İyi ki varsın.

Gelişmeleri birkaç dilden takip ettiğin için olup – bitenden haberdarsın. Bugünlerde ne düşünüyorum biliyor musun? Keşke Kafka bu dönemde yaşasaydı ve dava romanları yazsaydı. Belki de, dava romanını bu şekilde yazmazdı. Ben varım, davam devam ediyor, fakat eksik olan Kafka’dır. Benim bir Kafka’ya ihtiyacım var. Bunu çok içten söylüyorum. Belki bir Kafka bulurum. Derdimi ona anlatırım. Kafka’yı bulursam, ona soracağım ilk soru, neden ben senin doğuştan sahip olduğun haklara sahip olmak için 30 yıldır bu mahkemelere düşüyorum? Ve benzeri şeyleri diyeceğim. Romana bu sözle başlamak istiyorum ne dersin Abla? Haksızlığın en büyüğü burda başlıyor çünkü.

Anlayacağın herşeye rağmen hayat devam ediyor. 8 Mart ve Newroz coşkusunu hücremde hissettim. Coşkunuz hücremi aydınlattı. Özgürlüğün ışığı, hücremi aydınlatıyor. Hiç sönmeyen bir ışık ve hep parlıyor.

Sizlerden aldığım güç ve moralle iyi olmaya çalışıyorum. Sağlığım, moralim çok iyi. Payıma ne düşmüşse yüklemeye çalışıyorum. Bu dünyada herkesin payına bir şeyler düşer. Bizim de payımıza direnmek düşmektedir. Direnme üzerimize tapulanmış gibi.

Nasılsın diye sormayacağım. İyi olduğunu, mücadele ettiğini, moralli olduğunu çok iyi biliyorum. Hep böyle kal. Durumumu da merak etmeyin. Herşeye karşı hazırlıktayım. Hiç de yabancısı olduğumuz şeyler değil. Biz insan kalmakta ısrar edeceğiz. Biz insansak, insanın payına ne düşmüşse bizim de o. Ne kimseden az ne de kimseden çok şey istemiyoruz.

Şimdilik bu kadar Değerli Abla. Bitirirken tekrardan içtenliğin ve duyarlılığın için çok teşekkür ederim. En içten duygularla sizleri selamlıyorum.

Selam ve Saygılar,

Kenan Ayas, 22.04. 2024, Holstenglacis 3, 20355 Hamburg

*****

Çok değerli sevgili Gül arkadaş,

Beni çok sevindiren mektup ve güzel kartlarınız bu sefer erken elime geçti. 3 Mart 2024’te postaya vermişsin, 12 Mart 2024’te aldım ve zevkle okudum. Varol sevgili Gül, bana böyle sık sık yazdığınız için. Ama bak ben de sana hemen, hiç bekletmeden karşılık veriyorum. (Kenan arkadaşın hiç beklemeden 12 Mart’ta yazdığı mektup, birçok büroda sabahlamış olacak ki, elime ancak 2 Mayıs’ta ulaştı(!) )

Nasılsın? Umarım ve dilerim ki, sağlığın yerindedir! Beni soracak olursan eğer, merak edilecek ciddi bir durum yok, iyiyim ben.

 Benim zindanda olmamın gücüne gittiğini yazmışsın! Kendini üzme be can arkadaşım; biliyorsun,’’Özgürlük çok kıymetli-Rumetli(onurlu) bir şeydir’’ dolayısı ile ‘’Özgürlük için mücadele etmenin ve kazanmanın da bedeli vardır’’. Kıymetli olan herşeyin bedeli de pahalıdır! Benim için, tüm insanlığı içine alan bir toplumdan başka toplum yoktur. Ve ben hep böyle kalacağım! Ne isem, o iyi ya da fena, tıpkı doğa gibi…

Hapiste bulunduğum süre boyunca karşılaştığım insanların türü garip kaprisi, hırsı, taşkınlığı, gürültü güçsüzlüğü, kimi zaman da gücü beni fazla uğraştırdı, uğraştırıyor. Böylece kendi kendimi yeterince düşünmeye vakit bulamadım… Ama uğraşmak insanların alın yazısı…Son nefesimi verene kadar uğraşmak…Ne için? Doğruluk, inanç, sevgi, sabır, güç, olgunluk, iyilik, çaba, bütüncülük, çok yönlülük ve Serikanlılık olabilmek için…Hergün kulağımızda şunu duymalıyız: Gerekeni yap ve mümkün olanı bekle…

Newroza te piroz dikim.

Tahir Köcer, 12.03.2024, JVA Stadelheim, München


Kadının Kaleminden: Gül Güzel – 04.05.2024

Tags: ,


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑