Makaleler

Published on Mayıs 21st, 2021

0

Mektuplar & Rüyalar: Toplam kalitesizlik | Naim Kandemir


Son günlerde yeni bir dizi vizyona girdi: Mafyanın Kirli Çamaşırlar Sergisi! Bölümlerin izlenme sayısı beş milyon civarında…

Cengiz kardeşim!

Ülkeye bir pencereden bakıp sana bir panorama çizmek istiyorum bugün.

Bu ülkede bir kalite sorunu var. Kalite deyince ille de aklımıza iyi şeylerde kalite gelmesin. Kötülükte de kendi dünyası içinde bir kalite olmalı! Yoksa sırıtıyor, batıyor insana!

Örneğin yaşanan bir Çiftlikbank vurgunu var. İşin faili Mehmet Aydın, 1991 doğumlu ve İmam Hatip Lisesi mezunu. Bütün donanımı bu. Adam 132 bin kişiyi dolandırmış ve tüymüş. Yakalanıp cezaevini boylayacağı yerde, yurtdışında kız kovalıyor. Yakalanamıyor, sanki Çakal Carlos, ki o bile yakalandı.

Şimdi, buna çarpılanlar psikolojik sarsıntı geçirip ah etmesin mi; şu çapsıza dolandırıldık, diye. Haksız da değiller bu ölçekte bir soygun için pek bir emek de harcamamış belli ki. Ayrıca yakalanmaması bu işi kotarırken tek başına olmayıp korunup kollanıldığını, belki de paranın üleşildiğini akla getiriyor.

Sosyal medyada yabancı ülkelerin yöneticilerini görüp iç geçirip vahlanıyoruz. Onların eğitimi, ahlakı, zarafeti, kul hakkı yememeleri, adaletli olmaları, ülkesini ve milletini düşünmeleri… Zaman zaman şüpheleniyorum gerçek müslüman onlar mı diye. Batı ülkelerinde bekçi olamayacaklar hak etmedikleri yerlere gelirlerse olacağı budur.

***

Son günlerde yeni bir dizi vizyona girdi: Mafyanın Kirli Çamaşırlar Sergisi! Bölümlerin izlenme sayısı beş milyon civarında. Toplumda büyük bir ihtiyaç varmış demek böyle bir diziye! Bir kısmı, mavra olsun, diye; bir kısmı, bizi de söyleyecek mi, korkusuyla; bir kısmı da, biz konuşamıyoruz, helal olsun adam konuşuyor, gevrekliğiyle izliyor olmalı!

Anlatıcı diyor ki; Bir tripoda, bir kameraya yenileceksiniz! Hay Allah, sanat kötülüğü yenecek! Eskiden böyle miydi, gel de deme.  Hele, yabancı itibarlı mafyalara bakın, dünya mafya tarihine bakın; yok böyle bir şey, her şeyi oyuncak haline getirdiler. Kaliteli ürünlerin merdiven altında üretilen muadilleri olur da böyle bir mafyatik vaziyete ağır mafyacılar el koyar mı bilmem. Adam aldığı Ferrari’ye lpg taktırınca, altından otomobili çekip alarak, üretici firma itibarını korumuştu…

Öte yandan bu mafyatik tuluatı 1996’da patlayan Susurluk’la karşılaştırıp eşleştirenler de oluyor. O bile, daha derin, daha ağırbaşlıydı! Burada mevzuya konu adamlardan; kimin neyi, ne kadar yediği, biz de yiyeceğiz, kimin nereye çöktüğü… türü bir mafyatik gurme dizisi izliyoruz. Sos olarak da vatan, millet, devlet gibi kavramlar fast food sos poşetçikleri ölçeğinde aralara boca ediliyor.

Ülkede yerli üretim iyice kısırlaştırıldı ama böyle kifayetsiz, çapsız vakalar üretilebiliyor. İtalyan mafya filmlerini izliyoruz, ABD finansal soygun dizilerini izliyoruz tadı damağımızda kalıyor! Bir yer geriyse, her şeyi geri, çapsız oluyor. Madem yapıyorsunuz, nasılsa meydan sizin; bari biraz kaliteli olsun.Toplam Kalite Yönetimi deniyor ya… Eğitim, yönetici, lider desteği alın; bıktık artık bu çapsızlıklardan.

***

Öte yandan pandeminin  sebep olduğu kriz nedeniyle bula bula hangi akıllı bulduysa, yabancı turistlere güven vermek için; turizm sektöründe çalışan yerlilere “Keyfinize bakın, ben aşılıyım” yazılı maske taktırma girişimi de dahiyâne oldu! Bu icat için para da almıştır o ileri zekalı kimse. 70’ lerde Batı Almanya’ya giden göçmen işçilerimiz işe alınmadan önce sıkı bir sağlık kontrolünden geçirilip dişlerine bile doktorlar tarafından dikkatle bakılmıştı. Hadi orası yaban eliydi. Yakında yabancı turistlere at pazarlarındaki gibi dişlerimize de baktırırlar. Ayrıca Gestapo, Yahudilere, ayrıştırmak için Yahudi Yıldızı taktırırdı. Aynılar aynı eylemde nasıl da buluşuyor.

***

Evin haylaz çocukları dükkân açar batırır. Babası yeniden açar da, ülke batınca öyle olmuyor işte. Batırdın mı çıkamıyorsun. Batan geminin malları da kalitesiz oluyor. Yirmi yılda geldiğimiz hale nereden bakarsak bakalım acemi kasap elinde heder olunmuş bir durum var ortada. Ver bir büyükbaşı acemi kasabın eline; hem kendi ellerini keser, hem de o koca canlıdan çıkara çıkara çorbalık kemik ancak çıkarır. Acı ama halimiz budur da, kabahatın çoğu akrep gibi olanlarda değil midir?

Allah; soyguncunun da, mafyanın da, zalimin de kalitelisini, zekisini versin, desem bir faydası olur mu bilmiyorum.


Naim Kandemir – 20 Mayıs 2021

Tags: ,


About the Author



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to Top ↑