Kitap

Published on Şubat 22nd, 2024

0

Rosa Luxemburg: Türkiye Üzerine Yazılar | İskan Tolun


Rosa Luxemburg’un Türkiye Üzerine Yazılar adlı (Belge yayınları 2013 İstanbul. Birinci baskı, 288 sayfa) kitabı ilgiyle, merakla okudum. Ragıp Zarakolu hoca hediye olarak göndermişti, sağolasın!.. Çevirinin büyük bir bölümünü ve baskısını da kendisi yapmıştır. Karl Marx’ın, Friedrich Engels’in de birer kitabı vardı bende, okumuş ama, pek bir şey anlamamıştım. Zira çevirileri kötü ve akışkan değillerdi. Ama Rosa Luxemburg’un bu kitabı oldukça akışkan ve çok iyi çevrilmiş. Rosa Luxemburg, 1871’de Rus Polonya’sında, Zamosc ilinde doğmuştur ve 15 Ocak 1919’da Berlin’de, henüz hayatının baharındayken, 49 yaşında, darp edilerek öldürülmüştür, maalesef!..

Daha sonra, ROSA LUXEMBURG adını alacak olan bir köprüden aşağı kanala attılar onu, hem de hiç acımadan. Köprü artık bir sembol ve turistlerin uğrak yeri.

Aşıklar, adının baş harflerini kilitlere işleyip bu köprünün demirlerine asıyorlar vs…

 Bu arada bir mesaj geldi, bakayım… Ragıp Zarakolu:

“Sağol İskan. Deniz’in de idollerindendi Rosa ve Karl. Nazilik bence onların katli ile başladı. Maalesef Sosyal Demokratların eliyle. Bizde de Ecevit, Bahçeli ile öpüşmedi mi?” Diye, bir mesaj atmıştı. Zira kitabı okuyup bitirince, adının yazılı olduğu bir sayfanın resmini çekmiş ve altına da, “Harika bir çeviridir bu,” diye yazıp tebrik amaçlı bir mesaj atmıştım ona, yanıtladı; Deniz Gezmiş’in tabiriyle, “Doktriner.” Neyse, fazla derinlere dalmaksızın asıl konuya, kitaba dönelim:

1919 yılının o soğuk 15 Ocak gecesi cehennemine dönüşen Eden (Eden=Cennet bahçesi) Oteli’nde Sosyal Demokrat Savunma Bakanı Gustav Noske’nin onayı ve Yüzbaşı Waldemar Pabst’ın emriyle katledilişine kadar devrim için mücadele eden Rozalia Luxemburg, kâh ikonlaştırılarak, kâh da susuş kumkumasıyla unutturulmaya çalışıldı; sadece sınıf düşmanları tarafından değil, yoldaşlarınca da… (7/8.Sayfa)

Kapitalizmin hiçbir zaman tarihin sonu olmayacağına inanan, kapitalist toplumu aşmak, sosyalizmi kurmak için yaşamı pahasına mücadele eden Rosa Luxemburg’un eserlerinin temel öğretisi benim için çok açık ve net: Demokrasi olmadan sosyalizm, sosyalizm olmadan demokrasi asla mümkün değildir! Diye aktarmış Murat Çakır, önsözün sonunda. (16. Sayfa)

Rosa Luxemburg’un adını duymuşluğum çoktur; sağda/solda, gazete/dergi ve kitaplarda onu anlatan kısa yazıları okumuşluğum olmuştur ve devrimci, sosyalist bir aktivist olduğunu biliyordum. Lâkin ilk kez bir kitabını okudum. Okurken, akışkanlığın rahatlığıyla dünya tarihinin özetini okuyordum sanki…

Nitekim kitap, 1. Yüzyıl’dan, 20. Yüzyıl’la dek, 2000 yıllık tarihi süreyi özetler nitelikte:

İlk Hıristiyanlar arasında, komünizm o kadar ileri boyutlara ulaşmıştı ki yemekler de ortak yeniliyordu (bkz.., “Resullerin İşleri”). (89. Sayfa)

Dolayısıyla birinci ve ikinci yüzyılların Hıristiyanları komünizmin ateşli savunucularıydı. (90. Sayfa)

6. Yüzyılda papalık yapmış büyük Gregorius:

“Başkalarının mülklerini çalmamak hiç de yeterli değildir; Tanrı’nın herkes için yarattığı serveti kendinize sakladığınızda büyük günah işlersiniz. Elindekileri başkalarına vermeyen canidir, katildir. Fakirleri doyuracak malları kendisine ayıran, onun elindeki bolluğa sahip olmayan herkesi öldürmekle suçlanabilir. Elimizdekleri acı çekenlerle paylaştığımızda, bize ait olanı değil, ama onlara ait olanı veririz. Bu bir merhamet eylemi değil, borcumuzu ödemektir.” (96. Sayfa)

Ve ruhbanın tüm saldırılarına cevabımız aşağıda:

Sosyal Demokrasi hiçbir biçimde dinî inançlara karşı savaşmaz. Tersine, her birey için tam vicdan özgürlüğü ile her inanç ve kanaate mümkün olan en büyük hoşgörüyü talep eder. Ama papazların vaaz kürsülerini işçi sınıfına karşı bir siyasal mücadele aracına dönüştürdükleri andan itibaren, işçiler kendi hak ve özgürlüklerine düşman olanlara karşı mücadele etmelidir. Zira sömürücüleri savunarak mevcut sefalet rejiminin uzayıp gitmesine yardım edenler, ister papaz cübbesi ister polis üniforması giysinler, proletaryanın ölümcül düşmanlarıdır. Rosa Luxemburg (114. Sayfa)

Bu pasajlarla komünist Rosa Luxemburg inançlara, kültürlere karşı duyarlı, saygılı olduğunu kanıtlıyor ve devamla, savaşa karşı olduğunu da ispatlıyor:

İnsanın, bir süre sonra çok daha avantajlı bir duruma geleceğini bildiği böyle bir durumda, karar savaşının kışkırtıcılığını yapmak aptallıktan başka bir şey olamazdı. (Altını ben çizdim. R. L.) (229. Sayfa)

Ve,

Karl Liebknecht

GELECEK HALKA AİTTİR

Hükümete Soru Önergesi

20 Ağustos 1915’ten başlayarak, Liebknecht Reichstag’da Alman Hükümeti’ni korkunç rahatsız eden soru önergeleri vermeye başladı. Ve öyle anlaşılıyor ki ölüm fermanını da imzalamış oldu. Meclis tartışmalarından geçen kısa bir konuşması, bu tezi doğrular nitelikte:

DR. K. LİEBKNECHT: “Bu kapitalist fetih politikasını gizlemektir (Büyük homurdanmalar). Dışişleri Bakanı’nın cevabı ilhak politikasının itiraf edilmesidir (yeniden büyük homurdanmalar). Halk barış istiyor” (sürekli homurdanmalar ve gülüşler) (180. Sayfa)

REICHSTAG OTURUMU, (11 Ocak 1916, 14:00)

DR. K. LİEBKNECHT ilk sorusunu okur:

“İmparatorluk Şansölyesi’nin, savaş sırasında Osmanlı imparatorluğu’ndaki Ermeni halkın evlerinden sürülüp yüz binlercesinin katledildiğinden haberi var mı? Ve… (186. Sayfa)

Meclis sırasından bağırtılar. Bu yeni bir soru! Kes artık! (187. Sayfa)

Nitekim, Karl Liebknecht enterne ediliyor ve ağır bir işkenceden sonra bir hayvanat bahçesinde kurşunlanarak öldürülüyor, ne yazık ki!.. Ve Rosa Luxemburg’tan tam on gün sonra, 25 Ocak 1919’da sokak çatışmalarında öldürülen 31 yoldaşının yanına defnediliyor.

Kısaca hülasa etmek gerekirse eğer, Rosa Luxemburg’un bu kitabı, günümüz dünyasının, halkı düşünmeksizin çıkar peşinde olan hegemonik, emperyalist, dikta rejimi devletlerin kirli oyunlarına karşı bir manifesto niteliğini taşır.

Nitekim, 3. Dünya savaşı, uzaya nükleer silahları gönderme iddiaları gibi ürkütücü konuşmalar, tartışmalar oluyor bu son günlerde. Bu hegemonik devletler geri adım atarlar, umarım!.. Biraz da optimist olmak lazım.

Rosa Luxemburg’un dürüst, adil ve eşitlikçi yaklaşımıyla, ideolojisiyle sunduğu perspektiflerin günümüz dünyasına hakim olması dileğiyle!..


İskan Tolun – 22.02.2024

Tags:


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑