Kadın

Published on Eylül 6th, 2022

0

Tunus’taki 3. Dünya Kadın Konferansı’ndan izlenimler


3. Dünya kadın Konferansı’na katılan delege ve davetli kadınlara Konferans’tan beklentileri ve Tunus’ta kadınların toplumsal ve ekonomik durumları ile ilgili ilk gözlemlerinin ne olduğu sorusunu yönelttik.

Avrupa’dan sosyalist genç kadın örgütü ZORA, Dünya Kadın Konferansından ne beklediğini şu sözlerle açıkladı:

“Dünyanın farklı yerlerinden kadınlarla iletişime geçmek istiyoruz. Kadın devriminin çizgisini yaymak istiyoruz. Yeni yoldaşlarla tanışmak ve kadın hareketini ileriye taşımak için sabırsızlanıyoruz!”

Fransa delegesi Nathalie “Öncelikle şimdiye kadar verilmiş olan mücadele ile kazanılmış haklarımızın kaybolmasına karşı birlikteliğimizin ne kadar büyük olduğunu tekrar görmüş olduk. Kadınlar birlikte oldukça daha çok başarılara ulaştığının farkına varmamız için büyük bir eylem ve buluşma olduğunu düşünüyorum. Amerika’da bundan birkaç ay önce yaşanan kürtajı yasaklama kanunundan dolayı hepimiz farkına vardık ki sürekli tetikte olmalıyız. Elimizdeki hakların tekrar bizlerden alınacağını düşünerek her gün her dakika tetikte olup mücadele etmeliyiz ve dayanışmada olmalıyız.” dedi.

“MÜCADELE PERSPEKTİFLERİMİZİN AÇIĞA ÇIKACAĞINA İNANIYORUM”

Nathalie, “Biz ne zaman birlikte olmayı tamamen başarırsak o zaman gerçekten de dünyanın daha yaşanılır olabileceğini düşünüyorum.  Bu Konferans’taki beklentim atölyeler sonucunda gelecekte vereceğimiz mücadele perspektiflerinin ana başlıklarının ortaya çıkması ve birlikte ne kadar güçlü olduğumuzu erkek egemenliğine gösterebilmek” olduğunu sözlerine ekledi.

Şırnak Milletvekili ve HDP kadın konferans delegesi Nuran İmir ise gazetemize şunları açıkladı:

“MİLYONLARCA KADININ HAYALİ TEMSİL EDİLİYOR”

Tunus sokaklarında en az Kürdistan sokaklarındaki gibi acı ve hüzün hissettim. Geçmişi gerçekten çok ciddi. Faşizm koşullarının zorbalıklarının kol gezdiği, kadınların evde sokakta her yerde şiddete maruz kaldığının bir yansımasını hissettim. Çünkü özellikle bugünkü yürüyüşte Tunuslu kadınların öfkeleri belliydi. Gözlerindeki öfke patlaması vardı. Tabii dünyanın birçok ülkesinde kadınlar burada sanırım 48-50 ülkeye yakın kadın temsiliyetleri var. Bu başlı başına muazzam bir buluşma. Kadınlar yeni bir dünya yaratıyor. Bütün kapitalist sisteme karşı dünyanın her yerinde kadınların var olduklarını ve kendi iradeleriyle kendi hayat hikayelerini, yaşam koşullarını çizmek isteyen bir kadın dünyası, bir kadın bakış açısı var. Gümbür gümbür kendisini örgütleyen, mücadele ağını geliştiren bir kadın mücadelesi var ve mücadeleler artık sınırlar tanımıyor. Kapitalist sistem sınırları önümüze örmüş olabilir. Her bir ülkeden 2 gün 3 gün hatta 15 gündür yollarda vize beklemek zorunda olan kadınlar olmasına rağmen ama hiçbir engel kadınların bir araya gelmesine engel olamadı. Kadınlar, bu engeli tanımadılar, aştılar ve geldiler. Herkes de biraz yorgunluk var. Ama ciddi bir gurur var. Çünkü her bir kadın temsiliyeti aslında gelmiş oldu. Milyonlarca kadının dünyasını, kadının hayalini temsil ediyor. Kadının özgürlük duygusunu haykırıyor kadınlar.

“Dünyanın her yerinde Kadına yönelik şiddet sarmalı var. Aslen küresel bir soruna dönüştü ve bu küresel kadın kırımına karşı çok global, çok küresel, uluslararası, sosyalist, evrensel bir kadın örgütleme ağının gelişmesi gerektiğine inanıyoruz. Bunun için bugün buradayız. Yani Afganistan’dan Şırnak’tan geliyorum. Şırnak’ın %90 iradesi işte HDP ile burada. Her yerde bir işgal var. On binlerce kadın bu işgale karşı direniş halinde. Ve kendi topraklarında kendi ana dilleri ile özgür yaşamak istiyorlar. Bunun için büyük bedeller ödüyorlar. İşte binlerce göçmen sınırlarda, kapitalizm haklara düşmanlık ediyor .Ve bu büyük düşmanlığın merkezinde kadın dünyası yatıyor. Çünkü kadını yurdundan ediyor. Kadını dünyasından ediyor. İşte kültüründen dilinden uzak ediyor. Yollara düşürüyor. Her gün sokaklarda bir kadın cinayeti ile uyanıyoruz. Kürdistan’da özellikle güvenlik politikaları adı altında uzman çavuş eliyle ve resmi kurum görevlileri, üniformalılar tarafında kadına yönelik çok ciddi taciz, tecavüz ve istismar vakaları var. Bu küresel bir savaş konsepti. Militarizm yaşamın her alanında fakat buna karşı bir kadın özgürlük mücadelesi çığlığı var.

“Global bir kadın kırımı var. Bunun karşısında global bir direniş örgütlemek gerekiyor. Örneğin Kürdistan’daki kadın bir savaş konsepti ile hedef halinde ise Kore’deki kadın ayağa kalkmalı. Rojava için de ya da biz de Afganistan için ayağa kalkmalıyız. Yani aynı zamanda refleks gösterebilmek. Eylem birliği oluşturabilmek çok anlamlı. Kadın mücadelesini birleştirmek yani. Çünkü bizler farklı dillerden, farklı inançlardan, farklı kültürlerden olabiliriz ama kadın dünyamız yeni bir dünyayı inşa etmeye adım adım gidiyor.”

KADINLARIN ÖZGÜRLÜK İSTEMLERİ ELZEM

 Enternasyonal Emekçi Kadın Platformu üyesi ve konferans katılımcısı Özlem şunları söyledi:

Tunus’a gelme ve bu konferansa katılmamın benim için çok orijinal bir deneyim olduğunu düşünüyorum bir Türkiyeli olarak. Tunus’a geldiğimde buradaki kadınları, sokakları gördüm. Halkın yaşam tarzları, sosyo-ekonomik durumu, fakirlik… bunların hepsinin kadınlar üzerindeki durumu… Hani sokakta kadın gezmesi meselesi, arabada keza kadının yanında erkeğin olması meselesine kadar nefes alacak alanı bile olmadığını gördüm kadınların. Buradaki kadınların özgürlük istemelerinin ne kadar elzem ve can alıcı da olduğunu gördüm.

Tunus Fransa’nın sömürgesi. Sokaklarda gezerken askerleri gördün, ne hissettin?

Açıkçası ben bir sosyalist olarak sistemin sürekli çelişkileri ile bu şekilde karşı karşıya geliyoruz. Burasının Fransa’nın tamamıyla bir arka bahçesi ve sömürgesi. Her alanından her kaynağını aldığı bir yer olarak görüyorum.

Dünya kadın konferanslarına katılıyorsun. Ne hissettiğini kadınlarla bir araya gelip konuşuyor musun?

“Kadınlarla bir araya geldiğimde aklıma ilk gelen şey, Alman komünist  Clara Zetkin’in, 1911 yılında toplanan Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı’nda  8 Mart 1857 tarihinde ABD’deki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart’ın “Dünya Kadınlar Günü” olarak kutlanması önerisinin oybirliğiyle kabul edilmesini anımsadım. Bu konferans bana büyük bir sorumluluk yükledi. Bir sosyalist kadın olarak toplumun her alanında kadınlara ulaşılması gerektiği hissiyatını verdi. Ve bu konferansta da ben umuyorum ki, her ücra köşeye ulaşılması.

“Kadına yönelik tüm şiddet biçimleri her yerde var. Tüm toplumlarda kadın en az 2 kere sömürülüyor. Hani hem sosyal alanda sömürülüyor hem iş ve ev alanında. Yani bunların hepsine baktığımızda kadının en az 2 kere mücadele etme zorunluluğu var. Bu konferansın bence misyonu bu olmalı. Kadınları mücadeleye çekmek. Çünkü biz kapitalist sistemde yaşıyoruz ve sömürülüyoruz. Sosyalizmin gelmesi şart. İkincisi ev içerisinde tekrar sömürülüyoruz. Patriarkal sistemin yıkılması şart.”

(Atılım – Tunus)


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑