Almanya

Published on Ekim 23rd, 2023

0

Almanya solunda yeni bir bölünme: Wagenknecht’in partisi ocakta kuruluyor

Berlin’de bugün düzenlenen basın toplantısında “Sahra Wagenknecht İttifakı (BSW) – Akıl ve Adalet” adıyla ilan edilen derneğin önümüzdeki ocak ayında partileşeceği duyuruldu.


Yücel ÖZDEMİR (Köln) – Evrensel

Almanya’da Sol Parti (Die Linke) içinde bir süredir başlayan ayrılık tartışmaları bugün itibarıyla resmiyet kazandı.

Berlin’de bu sabah düzenlenen basın toplantısında, Almanya solunun tanınmış simalarından Sahra Wagenknecht’in başını çektiği yeni partinin çalışmalarını başlatmak üzere kurulan derneğin tanıtımı yapıldı.

“Sahra Wagenknecht İttifakı (BSW) – Akıl ve Adalet” adıyla ilan edilen derneğin önümüzdeki ocak ayında partileşeceği açıklandı.

Yeni partinin hedefi, haziran ayında yapılacak Avrupa Parlamentosu ve sonbaharda Doğu Almanya’da yapılacak eyalet parlamentosu seçimlerine katılmak.

10 MİLLETVEKİLİ İSTİFA ETTİ

Toplantı öncesinde Federal Parlamento milletvekilleri Sahra Wagenknecht, Ali Al-Dailami, Sevim Dağdelen, Klaus Ernst, Andrej Hunko, Christian Leye, Amira Mohamed Ali, Żaklin Nastić, Jessica Tatti ve Alexander Ulrich, Sol Partiden istifa ettiklerini açıkladılar.

İstifa eden vekiller aynı anda Sol Parti Meclis Grubu’nun fraksiyon statüsünü kaybetmemesi için üyelik başvurusunda bulundular. Halen 38 üyesi bulunan fraksiyondan iki kişinin ayrılması durumunda bu statü kaybediliyor.

Ayrılan milletvekillerinin fraksiyonda kalma başvurusunun kabul edilip edilmeyeceğine ise Sol Parti karar verecek. Bir grup ayrılanların fraksiyonda kalmaması gerektiğini savunuyor. Bu süreçte, Sol Parti’de kalan bazı vekillerin SPD’ye katılması da söz konusu olabilir.

Wagenknecht ile birlikte hareket eden vekillerin ocak ayında kurulacak partiye katılması bekleniyor. Basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Sol Parti eski Meclis Grubu Eş Başkanı Amira Muhammed Ali, fraksiyon çalışanlarını düşünerek böyle bir adım atmaya karar verdiklerini söyledi.

Ortak basın toplantısına Amira Muhamed Ali ve Sahra Wagenknecht’in yanı sıra milletvekili Christian Leye, Sol Parti Kuzey Ren Vestfalya eski yöneticisi Lukas Schön ve partinin finansmanında rol oynaması beklenen iş insanı Ralph Suikat katıldı.

SOSYAL DEMOKRATLIĞA YAKIN BİR PROGRAM

Basının yoğun ilgi gösterdiği toplantıda dernek başkanı ve Sol Parti Meclis Grubu eski eş başkanı Amira Muhamed Ali, kurulan dernek ve bundan sonra izlenecek yol hakkında bilgi verirken, politik içerik derneğe adına veren Wagenkneht’e bırakıldı.

Wagenknecht tarafından yapılan konuşmada ve yayımlanan programda yeni parti dört temel ayak üzerine oturtuluyor: Ekonomi, sosyal adalet, barış ve düşünce özgürlüğü.

Dünyanın içine girdiği süreçte Almanya ekonomisinin (sermayesinin) enerji başta olmak üzere değişik alanlarda avantajlarını kaybettiği ifade edilerek, “Bu gidişle 10 yıl içinde Alman ekonomisi daha kötü hale gelecek” deniliyor. Bu nedenle Alman ekonomisinin gelişmeler karşısında güçlü bir şekilde ayakta kalması için Rusya’dan doğal gaz ve petrol alması savunulurken, gelecek teknolojilerine yatırım yapılması öneriliyor. Wagenknecht, yaptırımların Alman sanayisine zarar verdiğini savunarak karşı çıkıyor. Bu yönüyle uzun bir süredir ulusal sermayenin çıkarlarını gözetiyor.

Sosyal adalet başlığı altında ise asgari ücretin bugün yoksulluğu önlemediği, emeklilerin yoksulluk içinde yaşadığı, eğitimde fırsat eşitliğinin bulunmadığı ifade edilerek, milyonlarca insanın çalıştığı halde geçim sıkıntısı çektiğine işaret edildi. İyi ücret, güvenli iş yeri ve iyi çalışma koşullarının talep edildiği bu bölümde, zenginlerden ölçülü şekilde biraz daha fazla vergi alınması öneriliyor.

Dış politikada ise Willy Brandt ve Mihail Gorbaçov’un izlediği politikanın takip edileceği açık olarak ifade ediliyor. Wagenknecht, Ortadoğu’da devam eden savaşla ilgili  bir soru üzerine, “İsrail’in kendisini savunma hakkı elbette var. Ancak militarist yöntemlerle sorunun çözülmediği de ortada” dedi. Ukrayna savaşı konusunda da diplomatik yoldan sorunun çözümünden yana olduklarını ve Almanya’nın silah göndermesine karşı olduklarını belitti.

“Özgürlük” başlıklı dördüncü konuda ise Wagenknecht, kendilerine karşı yürütülen kampanyalara tepki göstererek Putin yanlısı gösterilmelerinden rahatsız olduğunu ifade etti. Yine, Demokratik Almanya Cumhuriyeti (DDR) tarzı ekonomiyi savunduğuna dair iddiaların da doğru olmadığını belirtti. Dolayısıyla kamulaştırma, zenginlerden çok daha fazla vergi alma gibi talepler Wagenknecht’in gündeminde yer almıyor.

MÜLTECİLER KONUSUNDA DİĞER PARTİLERLE AYNI GÖRÜŞTE

Wagenknecht, toplantıda mültecilere bir üst sınırın getirilmesinden yana olup olmadığına yönelik bir soruya verdiği yanıtta ise hükümet partileriyle aynı görüşte olduğunu gösterdi: “Kontrolsüz göç kesinlikle durdurulmalı. Ülkemiz bunu kaldıracak durumda değil. Konut, kreş gibi alanlarda birçok sorun yaşanıyor. İltica hakkı ise olmalı. Ancak bu hak AB sınırları dışında tanınmalı. AB’nin bu yönde aldığı karar hayata geçirilmeli. Hükümet ülke içindeki insanların nitelik kazanması için daha fazla harcama yapmalı. Nitelikli işgücünü dışarıdan getirme yerine ülke içindeki işgücü nitelikli hale getirilmeli.”

WAGENKNECHT İLE ÖZDEŞLEŞEN, KİŞİSEL BİR PARTİ

Programı açısından “klasik sosyal demokrat” dahi denilemeyecek düzeyde geri olan Wagenknecht’in açıkladığı platformun öncelikli hedefinin hükümet partilerinden kopan ve aşırı sağcı AfD’ye giden protesto oylarını almak olduğu ifade ediliyor. Yapılan pek çok kamuoyu yoklamasında Wagenknecht’in AfD’den özellikle Doğu Almanya’da oy alabileceği ileri sürülüyor. Bunun gerçek anlamda bir karşılığının olup olmadığı ise ancak katılacağı bir seçimde görülebilecek.

Wagenknecht ve ekibinin parti örgütleri kurup yönetmeyi başaracaklarına dair de ciddi bir veri bulunmuyor. Daha önce Wagenknecht tarafından kurulan “Aufstehen” hareketinde bu zayıflık net olarak görülmüştü.

Program içeriği pek çok açıdan diğer partilerden ciddi bir farkı ortaya koymadığı için daha çok Wagenknecht’in kişisel popülaritesi üzerinden bir propaganda sürdürülüyor. Derneğe Wagenknecht’in adının verilmesinin asıl nedeni de bu. Ancak “kişi merkezli” bu yaklaşımın pek çok kişide itici bir çağrışım yarattığı da açık. Konuyla ilgili yöneltilen bir soruya Wagenknecht, partinin adında kendi isminin olmayacağını söylemekle yetindi. Ancak, açıklanan platform ve izlenen yol, partinin programdan çok kişi merkezli bir parti olacağını bugünden gösteriyor. Tek başına tanınırlık ve medyatikliğin geniş kitleleri kalıcı şekilde bir arada tutması ise mümkün değil.

Tags: ,


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑