İnsan Hakları

Published on Ekim 30th, 2021

0

Anne Toraman: 30 yıldır arıyorum, evlat acım dinmedi

Cumartesi Anneleri 866. eylemlerinde, kaybedilişinin ardından oğullarını arayan Toraman ailesinin 30 yıldır maruz kaldıklarını aktardı. 75 yaşındaki anne Toraman, “Bu acılarla mı gömüleceğim” dedi ve ölene kadar ne olursa olsun mücadele edeceğinin altını çizdi. 

Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması için eylemlerini sürdüren Cumartesi Anneleri, 866 hafta eyleminde kaybedilen oğlu Hüseyin için 30 yıldır mücadele eden anne Hatice Toraman’ın feryadına ortak oldu. Covid-19 salgını nedeniyle bu haftada da online açıklama yapan kayıp yakınlarının eyleminde ilk olarak 75 yaşındaki anne Hatice Toraman söz aldı.

ANNE TORAMAN: BU ACILARLA MI GÖMÜLECEĞİM
30 yıldır ufak da olsa acısının dinmediğinin altını çizen Toraman, “Çünkü bu evlat acısı” dedi. İstediği tek şeyin katillerin bulunmasının ve yargı önünde hesap vermesi olduğunu vurgulayan anne Toraman, “Yavrularımızı kim öldürdü, nereye attılar? Muhakkak cezalandırılsınlar. Ölmeden göreyim. Katiller bulunsun, hesap sorulsun” diye konuştu. “Bu acılarla mı gömüleceğim” diyen anne Toraman, ölene kadar mücadele edeceğini söyledi.

‘BİZ BİTTİ DEMEDEN BİTMEYECEK’
Hüseyin Toraman’ın kardeşi Sakine Toraman ise 30 yıldır tüm aramalara rağmen kardeşini bulamadıklarını hatırlattı. Gözaltında kayıp dosyalarının zaman aşımı gerekçesiyle, cezasızlık politikası sonucu kapatıldığına dikkat çeken Toraman, “Bütün yıllar verilen mücadeleler sonuçsuz kalsa bile biz kayıplarımızı aramaktan asla vazgeçmeyeceğiz” ifadelerini kullandı. Toraman, “Biz bitti demeden bitmeyecek” diye de ekledi. 

YOLERİ: DOSYA YENİDEN AÇILDI ANCAK YİNE ETKİN SORUŞTURMA YÜRÜTÜLMEDİ
Davanın avukatı Gülseren Yoleri, Hüseyin Toraman’ın dosyasının da diğer kayıp dosyalarıyla birebir aynı olduğunun altını çizdi. Muhalif siyasi kimliğiyle bilinen ve polis takibinde olan Toraman’ın kaçırılmasının ardından, akıbetini soran aileye tüm yetkili makamların kapıları kapattığını belirtti. 

Yoleri, Meclis İnsan Hakları Komisyonu’na başvuru yapan ailenin olayın aydınlatılmasını istediğini söyledi ve şöyle devam etti: “Bu komisyon bir heyet oluşturuyor. B heyette Ökkeş Şemdinler, Mehmet Özkan, İbrahim Çelik yer alıyor. Araştırmalar sonucu bir rapor hazırlıyorlar. Deniyor ki, Hüseyin’in gözaltına alındığını gösteren yeterli delil yok. Ama Ermeni meselesiyle bağlantısı olabilir. Gerekçe olarak da Hüseyin’in ev sahibinin Ermeni olması, yine olaya tanıklık eden esnafın içinde Ermenilerin bulunması gösteriliyor” diye konuştu. 

93 yılında dosyaya ihbar mektubu geldiğini aktaran Yoleri, Hüseyin Toraman’ın işkencede öldürüldüğünü ve gömüldüğünün yazıldığını söyledi. Etkin bir soruşturma yürütülmediğini, iddiaların araştırılmadığını 20 yılın sonunda da zaman aşımı gerekçesiyle dosyaya takipsizlik kararı verildiğini belirten Yoleri, yapılan itirazın kabul edildiğini dile getirdi. Daha sonra soruşturma dosyasının yeniden açıldığını ancak hala etkin bir soruşturma yürütülmediğinin altını çizdi. 

SEVEN: DEVLET HUKUKA UYSUN
Cumartesi Anneleri 866 haftasının basın metnini Suruç gazisi Çağla Seven okudu. Seven, Türkiye’de devletin gözaltında kaybetmelerle ilgili politikasının yaşananlara ilişkin gerçeklerin inkarı ve suçu işleyenlerin  hukuki yaptırımlara tabi tutulmadan cezasızlıkla korunması şeklinde olduğunu söyledi. Türkiye’de kayıp aileleri için etkili bir hukuk yolu bulunmadığının altını çizen Seven, bu hafta 30 yıldır Toraman ailesinin yaşadığı işkenceyi kamuoyuyla paylaşacaklarını söyledi. 

Seven, “Hüseyin Toraman’ın gözaltında kaybedilişinin 30. yılında bir kez daha talep ediyoruz, devlet hukuka uysun; Hüseyin Toraman’ın akıbetine dair derhal etkili soruşturma yapma yükümlülüğünü yerine getirsin, suçtan sorumlu olanları tespit edip cezalandırılmalarını sağlasın” dedi. 

NE OLMUŞTU?
24 yaşındaki Hüseyin Toraman 27 Ekim 1991 sabahı İstanbul/ Kocamustafapaşa’daki evinin önünden silahlı, telsizli, sivil giyimli, kendilerini polis olarak tanıtan kişiler tarafından 34 ATZ 56 plakalı Beyaz Toros’a zorla bindirilerek götürüldü. Olaya mahalleli ve Hüseyin’in eşi tanık oldu.

Mahallelinin ihbarı üzerine Çınar Polis Karakolu’ndan gelen polis ekibi işlem yapmadan olay yerinden ayrıldı. Baba Ali Rıza Toraman Çınar Karakolu amirine ulaşarak, ” Oğlumu kaçıranlara neden müdahale etmediniz?” diye sordu. Karakol amiri Hüseyin’in kaçırılmadığını, siyasi polisler tarafından gözaltına alındığını, bu nedenle müdahale edemediklerini söyledi. Baba Toraman karakol amiri ile yaptığı görüşmenin ses kaydını aldı.

Aile hemen İstanbul Emniyetine ve savcılığa başvurdu. Ses kaydına, tanıklara rağmen  Hüseyin’in gözaltına alındığı reddedildi. Ailenin ısrarlı arayışı olayı basının ve kamuoyunun gündemine taşıdı. Oluşan kamuoyu baskısı karşısında suskunluğunu bozan İstanbul Emniyet Müdürlüğü 5 Aralık 1991 tarihinde Hüseyin Toraman’ın polis tarafından  arandığı ama kesinlikle gözaltına alınmadığı açıklamasını yaptı.

Hüseyin’in gözaltında kaybedilmesi soru önergesi ile meclise taşındı. Aile dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Mehmet Ağar, başbakan Demirel ve İçişleri Bakanı İsmet Sezgin ile görüştü. 

İçişleri Bakanı İsmet Sezgin, 13 Aralık 1991 tarihinde Hüseyin Toraman ile ilgili iddiaları içeren soru önergesine verdiği cevapta tüm iddialarını reddetti.

Toraman Ailesi’nin Hüseyin’in akıbetinin araştırılması talebiyle başvurduğu TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu da hazırladığı raporda; “kayıt dışı gözaltına alınan oğlumuz kaybedildi” diye feryad eden aileye “gözaltına alındığı ileri sürülen Hüseyin Toraman’ın gözaltına alındığına dair hiçbir kayıt bulunmadı.” dedi.

Ailenin ve İHD’nin tüm ilgili kurum ve kişilere yaptığı başvurular sonuçsuz kaldı. Hüseyin Toraman’ın gözaltına alındığı inkar edildi. 1991 yılında Fatih Cumhuriyet Savcılığı tarafından açılan soruşturma bir sonuca ulaşmadı. 2011 yılında yapılan başvuru  sonucunda İstanbul Cumhuriyet Savcılığının başlattığı soruşturma ise “zaman aşımı süresi dolduğundan soruşturmaya yer olmadığı” kararı ile kapatıldı. Yapılan itiraz sonucunda dosya üzerindeki kapatma kararı kaldırıldı. Ancak dosyada bugüne kadar bir gelişme yaşanmadı. (ETHA)

Tags: , , , ,


About the Author



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to Top ↑