Published on Mart 24th, 2021

AvEG-Kon’dan, Cumartesi Anneleri’yle dayanışma çağrısı

AvEG-Kon, Cumartesi Anneleri’nin 700. haftasına yönelik polis saldırısında işkenceyle gözaltına alınanlara yönelik açılan davanın 25 Mart’ta görülecek ilk duruşmasına çağrı yaptı.

Avrupa Ezilen Göçmenler Konfederasyonu’nun (AvEG-Kon), 25 Mart’ta görülecek Cumartesi Anneleri’nin duruşmasına ilişkin yaptığı açıklama şöyle:

CUMARTESİ ANNELERİ YARGILANAMAZ, KAYBEDENLER KAYBEDECEK !

Cumartesi Anneleri ve insanları, topluma gözdağı vererek sindirme, yıldırmayı amaçlayan kaybetme saldırısına karşı, her türlü baskıya, gözaltı, işkence uygulamasına rağmen, direnmenin, hesap sormanın sembolüdür.

Plaza De Mayo’dan, Bolivya’ya, Bolivya’dan, Nikaragua’ya, Cezayir’e kadar faşist diktatörler işçi ve emekçilerin mücadelesini engellemek, topluma gözdağı vermek için başvurmaktadırlar gözaltında kaybetme saldırısına.

T.C Devleti ise her dönem kaybetme saldırısına başvurmuştur. 1980 askeri faşist darbesi ile daha sık başvurulan, 90’larda yükselişe geçen bu yöntem Kürt Özgürlük Hareketine ve devrimci mücadelenin öncü güçlerine en sık biçimde uygulanmıştır. Bu yöntem giderek kitlesel boyutlara ulaşmıştır. Beyaz toroslarla faili belli güçlerce kaçırılan yurtsever, ilerici, devrimcilerden bir daha haber alınamamıştır.

21 Mart 1995 yılı, Hasan Ocak’ın kaçırılarak kaybedilmeye çalışıldığı dönem ise Türkiye ve Kürdistan’da kayıplar mücadelesinde yeni bir dönemin adı olmuştur. 21 Mart’ta kaçırılan Hasan Ocak’ın cansız bedeni ailesinin, yoldaşlarının, devrimci ve ilericilerin mücadelesi ile 17 Mayıs’ta Beykoz Ormanı’nda bulunmuştur. O günden sonra, giderek kitleselleşen gözaltında kaybetme saldırısına karşı, Galatasaray Meydanı’nda Cumartesi eylemlilikleri başlatılmıştır. Kürdistan’ın Amed, Batman, Siirt gibi birçok kentinde yapılan oturma eylemleri dönem dönem kesintiye uğrasa da devam etmektedir.

Gülistan Doku, İstanbul Keldani Kilisesi Papazı Remzi Diril’in anne ve babası Hürmüz Diril ve Şimuni Diril kaybetme saldırısının son dönem örnekleridir.

Yine, 20 Ocak 2021 tarihinde kaçırılarak kaybedilmeye çalışılan, ajanlık teklif edilerek işkencelerden geçirilen Gökhan Güneş kaybetme saldırısının başka bir örneğidir. Gökhan Güneş, ailesinin, yoldaşlarının, devrimci, ilerici güçlerin ısrarlı mücadelesi sonucu 6 gün sonra serbest bırakılmış, gözaltında kaybetme silahı bu kez, faşist rejimin elinde patlamıştır.

Hasan Ocak’ın kaçırılıp kaybedilmeye çalışıldığı 1995 yılından beri her Cumartesi günü, İstanbul Galatasaray Meydanı’ında oturma eylemi yaparak ‘’kayıpların bulunması, faillerinin hesap vermesi’’ni isteyen Cumartesi Anneleri ve İnsanları burjuva devlet mahkemelerince yargılanmak isteniyor.

20 Mart 2021’de 834’üncü eylemini yapan Cumartesi anneleri, 2018 yılındaki 700. haftada gerçekleştirilen, oturma eylemi nedeniyle hakim karşısına çıkarılacak. Faşist Saray Rejiminin kolluk güçlerince vahşice saldırılan eylemde, Hasan Ocak’ın annesi Emine Ocak da gözaltına alınanlar arasındaydı. Hem suçlu, hem güçlü olan ceberut faşist devlet geleneği, bu olayda da kendisini ortaya koyarak saldırıya uğrayanlara dava açmıştır. İçişleri Bakanı Soylu tarafından Cumartesi Anneleri ve İnsanlarına açılan davada 46 kayıp yakınının 3 yıla kadar hapsi istenmektedir.

25 Mart günü görülecek dava ile başta kayıp yakınları olmak üzere direnen, mücadele eden, harekete geçen tüm toplumsal kesimlere gözdağı verilerek, kaybetme saldırısına karşı yürütülen mücadele de engellenmek istenmektedir.

Bu nedenle, bulunduğumuz her alanda Cumartesi Annelerinin ve İnsanlarının sesi, çığlığı olmalıyız! Bu insanlık dışı saldırıyı teşhir ederek, işçi ve emekçilerin enternasyonal dayanışmasını yükselterek karşı koymalıyız.

Avrupa’da faaliyet yürüten tüm kurumlara, antifaşist, ilerici bireylere seslenerek bu insanlık dışı saldırıya ve Cumartesi Annelerinin ve İnsanlarının yargılanmasına karşı ses çıkarmaya, mücadeleyi birlikte büyütmeye çağırıyoruz!

Cumartesi Anneleri ve İnsanları onurumuzdur, yargılanamaz!

Gözaltında kayıplar bulunsun; hesap verilsin!

Gözaltında kayıpların akıbeti açıklansın, sorumlular yargılansın!