Cezaevinde tutulan Tahir Köçer ve Ali Engizek’ten gelen selam | Gül Güzel

Mevcut sistemlerin, iyi şeyleri yapanları da cezaevlerine attıklarını biliyoruz…

Tahir Köçer’den gelen mektubu okuyunca, eskiye giden dalgın, derin ve acıtan duygulara kapıldım…Kasım 2015 seçimleri için Amed’de gitmiştim. Yanımda Alman dostlar da vardı. 2015, Ekim ayı sonlarıydı. Diyarbakır Barosunu ziyaret ettik. Barodan ziyade Tahir Elçi’yi ziyaret etmekdi amacımız. Ve de öyle oldu.

Baronun kapısında bizi yüzündeki aceleci gülücükleriyle karşıladı. Malum büro oldukça geniş bir alan üzerindeydi. Bizi kendi odasına aldı ve daha önce ziyaretine gelenlerin getirdiğini söylediği tatlıdan ikram etti. Kendisi sürekli bir aceleci telaş ve sanki zaman ile yarış içindeydi. Bizimle konuşurken; diğer yandan da Avukat arkadaşlarına sürekli bir dosyalar ve neler yapmaları gerektiğine dair talimatlar veriyordu…O ara kendisinin bir kaç fotoğrafını çekmiştim. Bu fotoğraflarım belki de onun en son çekilen fotoğrafları oldu. Çünkü kısa bir süre sonra, 28 kasım 2015’te 4 Ayaklı Minarenin önünde şehit edilmişti. Tahir isminin ve bilgelikteki benzerlikleri olsa gerek ki, beni bu kadar etkileyen şey diyor ve siz okurlarımızı ilk önce Tahir Köçer’in ve ardından Ali Engizek’in Almanya Cezaevlerinden yazdıkları mektuplarla başbaşa bırakıyorum.

Merhaba çok değerli Gül ve soyadı kadar güzel insan,

26.07.2023’te yazmış olduğun mektubunu 22.08.2023’te aldım. Mektubunu süslediğin bu doğanın güzel resimleri ile birlikte yazmış olduğun anlamlı ve değerli yorumlarından dolayı çok ama çok teşekkür ederim.

Beni soracak olursanız, her ne kadar şartlar ağır olsa da, kronik bazı rahatsızlıklarımdan dolayı sıkıntılı olsa da, merak edilecek çok ciddi bir durum yoktur. Ben iyiyim.

Şartlar ne kadar zor olsa dahi bu zorluklarla mücadele etmek de benim kararlılığım ile baş edilecektir!,’’İnsanlığı olgunluğa götüren en hızlı Af Izdıraptır’’!!!

Çok insanlaardan, özellikle Alman aktivist dost arkadaşlardan mektuplar alıyorum. Bana çok moral veriyorlar, çok sevindiriyorlar. Ama senden aldığım bu mektup ile, daha çok moral aldım ve bana enerji kattın.

Hem gurbette hem de Cezaevine koymaları üstelik suçsuz ve günahsız ne zor şey diye üzüntünü belirtmişsin…

Bir kere şunu bilmeni isterim; her zaman kötü şeyleri yapanları hapse koymuyorlar! Bazen iyi şeyleri yapanları da Cezaevine koyduklarını biliyoruz. Bu sistemler tarafından…

İstemiyerek de olsa satırlarımın sonuna geldim. Seni en kalbi duygularımla tekrar selamlıyor, kucak dolu sevgilerimi iletiyorum. Beni soran tüm dost arkadaşlara da JVA Stadelheim duvarları arkasından selam ve en sıcak duylarımla kucaklıyorum…

Sizleri çok seven Tahir…

Tahir Köçer, 22.08.2023, Stadelheimer Str. 12, 81549 München

Selam Ana CAN, 28.08.2023

Hak etmediğim iltifat kelamıyla bezenmiş mektubunu aldım. Aşk ile Eyvallah ama bu kelamlar bizim gibi yol talipleri için biraz fazla gibime geldi. Bizim Sinemilli Aşiretinin Kayseri-Sarız yöresindeki koluna mensup ve birkaç yıl önce Hakka yürüyüp Devri Daim eyleyen ozan FEDAİ’nin şu dörtlüğü sanırım durumumuzu kısmen ifade eder. Şöyle der Ozan ‘’Fakiri cennete layık görseler / Yaşamı cehennem, canı sıkılır / Her yanını sırma ile örseler / Çul – çaput giymezse canı sıkılır…’’ bizimki de biraz böyle AnaCan. İçinde bulunduğumuz yaşamdan özlediğimiz yaşama geçiş biraz zahmetli geliyor bize. Çul-çaputtan ötesi Dost kelamı da olsa, garibimize gidiyor. Ama buna rağmen dosttan ne gelirse Kerem odur diyenleriz. Dost elinden zehiri şerbet niyetine içenlerdeniz AnaCan. Sağolasın, Berxwedan olasın. Bir de kitap göndermişsiniz ama henüz almadım. Burada bürokrasi var. Yani mahkemeye başvurmak gerekiyor. Mahkeme onay verse bile bazı kitaplar yönetime takılıyor ve verilmiyor. Umarım gönderdiğniz bir yere takılmadan elime ulaşır… geçenki mektubu Dostlarla paylaşmışsınız ve selamlarını iletmişsiniz. Baş – göz üstüne. Selamlarımı alıp gönül defterinin arşivine yerleştirdim. Benden de hepsine selam, saygı ve hürmetler olsun. Yazarlarsa, sevinirim. Yazmazlarsa bile ikrar verdiğimiz yolun Aşkına hepsine Niyaz ediyorum. Ha bir de ‘’SUÇ’’ sözcüğü kullanmışsınız. Bizler sıfatında Hakkı gördüğümüz insanlarda suç değil, marifet görürüz. Peyamber MANİ der ki,’’Benim Tanrım, kendine tapacak insan aramaz. Çünkü o kendisi insandır…’’

Sevgi ve saygılarımla AnaCan.

Not: El yazımın berbatlığı için özür dilerim. Kazma – kürek sallamaktan kalem tutmaya pek zamanım olmadı. Onun için bu tarafım evrimselleşmedi(şaka)

Ali Engizek, JVA Stammheim, Asperger Str. 60, 70439 Stuttgart

Kadının Kaleminden: Gül Güzel – 13.09.2023