Türkiye

Published on Ocak 25th, 2024

0

Çorlu tren katliamı davası ertelendi

Çorlu tren katliamı davasında hayatını kaybedenlerin aileleri üst düzey yetkililerin yargılanmadığına işaret ederken, ailelerin avukatları kazaya zemin hazırlayan ihmalleri tek tek anlattı. Duruşma 29 Şubat’a ertelendi.

Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde 8 Temmuz 2018’de meydana gelen, 7’si çocuk 25 kişinin hayatını kaybettiği, 300’ü aşkın kişinin ise yaralandığı Çorlu tren katliamı davasının duruşması Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Çorlu Halk Eğitim Merkezi’ndeki duruşma kimlik yoklamasıyla başladı. Duruşmanın başında soruşturmanın genişletilmesine yönelik yeniden bilirkişi incelemesi yapılması talep edildi. Mahkeme bu talebi tekrar reddetti. Esas hakkındaki mütalaa iddia makamı tarafından tekrar okundu.

Ardından mağdurlara, katliamda hayatını kaybedenlerin ailelerine söz verildi.

KÖSE: BAŞKA ÇOCUKLARIN ÖLMESİNİ ENGELLEYEMİYORSAK SÖZÜM KALMADI
Katliamda yaşamını yitiren 16 yaşındaki Sena Köse’nin annesi Aysun Köse, “Benim kızım bir daha dünyaya gelmeyecek, ölene kadar onun acısıyla yaşayacağım. Aynı ihmaller devam ettiği sürece başkalarının da canı yanacak. Başka çocukların ölmesini engelleyemiyorsak benim başka söyleyecek sözüm kalmamıştır” diye konuştu.

ÖZ: OLASI KASTTAN CEZA ALIP TUTUKLANMALARINI İSTİYORUZ
Katliamda 9 yaşındaki oğlu Oğuz Arda Sel’i yitiren Mısra Öz, “6 yıldır oğlumun acısını yaşıyorum. Sizlerin de oğlu olabilirdi. Biz yıllardır sizi hukuk çerçevesinde anlamaya çalıştık. Siz bizi hiç anlamaya çalışmadınız. Buraya tanık olarak bile getirmediğiniz Genel Müdür ve yardımcılarına biz de ulaşamadık, onlar şirketlerini kurdular, hayatlarına devam ettiler” dedi.

Üst düzey yetkililerin yargı önüne çıkarılmamasını eleştiren Mısra Öz, “Hükmünüz belli, değiştirebileceğinizi zannetmiyorum. Madem burada üst makamları göremedik bari bu sanıklar bu salondan ellerini kollarını sallayarak çıkmasınlar. Olası kasttan ceza alıp tutuklanmalarını istiyoruz. Aksi halde geçmişte birilerini öldüren yarın başkalarını da öldürebilecek kişilere göz yummuş olursunuz” ifadelerini kullandı.

‘İŞLERİNİ BİLE KAYBETMEDİLER’
“Bu adamlar hâlâ işini yapıyor, işini bile kaybetmedi” tepkisini gösteren Fatih Sel, “Ankara kazasını yaşadık, oradaki insanları yaşadım, morga yürüyüşümü hatırladım. Herkese emsal olsun, insanların hayatıyla oynamak neymiş görsün herkes” dedi.

Üst düzey yetkililerin korunduğuna dikkat çeken Mehmet Öz de “Herkes üst düzey yöneticilerin yargılanmasını istiyor. Ama bu davada üst düzey yöneticiler korunuyor. Çorlu Tren Katliamı’nı mecliste dile getirmelerini istiyorum milletvekillerinden. İdarecilerin en ağır cezayı almaları için davanın peşini bırakmayacağız” dedi.

CANBAZ: SANIKLARI KELEPÇEYLE GÖRMEK İSTİYORUM
Emine Canbaz, “Bir yeğenimi annesinin montunda büyüttüm, kokusunu alsın diye. Diğer yeğenim de ömür boyu trenin izleri kaldı. Ben sanıkları kelepçeyle görmek istiyorum” derken, müftülükten emekli olduğunu belirten Ercan Cesur ise “Görevim icabı çok cenaze yıkadım ancak genç yaşta bana kardeşimin cenazesini yıkatanların en ağır cezayı almasını istiyorum” diye konuştu.

Ardından mağdurların avukatlarına söz verildi.

ÖZEN: CİNAYET DÜZENİNİ BESLEYENLE, FAİLLERİ SAKLAYAN AYNI İRADE
Av. Yalçın Deniz Özen, demir yolu ulaşımına dair kendi eğitim kurumları, atölyeleri, basımevleri dahil çok sayıda bileşeni olan TCDD’nin AKP iktidarı tarafından tasfiye edildiğini anlattı. Kurumun özelleştirme-şirketleştirme sürecine dair detayları anlatan Av. Özen, “Tüm bunlar, TCDD’nin kurumsal yapısının darmadağın olmasına, birimler arası koordinasyonun tümüyle yok olmasına ve meydana gelen katliamlarda sorumluluktan kaçmanın, altyapı üstyapı dengesizliğinin müthiş bir boyuta varmasına yol açtı” dedi.

Dava sürecinde, yetkililer hakkında suç duyurusunu kabul eden savcının görevden alındığını, süreci anlatan gazetecilerin tazminata mahkum edildiğini, adalet isteyen ailelerin yargılandığını tek tek örneklerle anlatan Av. Özen, “Tüm bu yaşananlar, karşımızda örgütlü, sistematik bir irade olduğunu, devletin temel görevi olan kamu hizmetini piyasalaştırıp yurttaşın canı ile maliyet hesabı yapanın da, bu sosyal cinayet düzenini besleyip failleri saklayanın da aynı irade olduğunu gösteriyor.”

TAŞÇI: SORUMLULUK GENEL MÜDÜRLÜKTE
Avukat Akçay Taşçı, önce 4 ardından 9 sanığın adeta yem gibi önlerine konulduğunu, bilirkişi raporunda yönetimsel sorunlara dikkat çekilmesine ve tüm taleplerine rağmen yetkililerin soruşturmaya dahil edilmediğini belirtti.

Av. Taşçı, sanıkların sorumluluğun Genel Müdürlükte olduğunu gösteren ipuçlarını şöyle sıraladı: “Meteroloji Müdürlüğüyle katliamdan sonra protokol imzalandı. Bu yetki Tevfik Baran Önder’in ifadesiyle Genel Müdürlük’tedir. Yağışlar sağlıklı bir şekilde takip edilseydi katliam yaşanmazdı. İkinci husus ise yol bekçileri. Bizzat Genel Müdürlük tarafından kaldırıldı. Bu karar da dosyamıza girdi. Daha önce yol bekçiliği yapan Ramazan Bey’i salonda dinledik ve çok faydalı bir uygulama olduğunu söyledi. Bütün sanıklar personel yetersizliği konusunda hemfikir. Bu kurumda çalışan insanların liyakatli olması gerekiyor. Mümin Karasu mühendis eğitimi alan bir insanın yapması gereken işi yapmaktaydı. Burhan Ortancıl da bulunduğu pozisyon itibariyle gerekli eğitimi almamıştı. Bu liyakatsizliklerin sorumlusu TCDD’dir.”

Taşçı, hakkaniyetli bir yargılama yapılabilmesi için Süleyman Karaman, Talat Aydın, Şükrü Kutlu, Ümit Ulvi Canik, Veysi Kurt, İsa Apaydın’ın sanık koltuğuna oturması gerektiğini söyledi.

İŞLER: DURUMU BİLİYORLAR VE HİÇBİR ÖNLEM ALMADILAR
Avukat Evren İşler, TCDD yetkililerinin trenin raydan çıkmasını önlemek için önlem almakla yükümlü olduğunu vurguladı.

İşler, “Sanıkların görev tanımları da dikkate alındığında, ihaleye çıkılıp iptal edilmesi, balastın akacağının bilinmesi, köprüler şefinin dediği gibi aynı veya daha kötü durumda olan menfez ve köprülerin bulunduğunun bilinmesine rağmen önlem alınmamasının bilmemekle, istememekle ilgisi yoktur. Durumu biliyorlar, hiçbir önlem almadılar. TCDD Genel Müdürlüğü kadar buradaki sanıkların da sorumluluğu vardır” dedi.

Davada birçok eksiklik olduğunu vurgulayan Av. Kemal Aytaç ise “Hesabını soramadığımız her katliam yenilerine sebep oluyor. Verdiğiniz kararın toplumu tatmin etmesi gerekiyor, aileler doğal olarak zaten tatmin olamayacaklar” diye konuştu.

Duruşmaya 14.00’e kadar ara verildi. Aranın ardından duruşmaya sanıklar ve sanık avukatlarıyla devam edildi. Yaklaşık 11 saat süren dava 29 Şubat’a ertelendi. (etha)

Tags: , ,


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑