Published on Temmuz 5th, 2021
0Demokrasi güçleri HDP’yi sahiplendi
Ankara’da emek ve demokrasi güçleri toplantı düzenleyerek, “HDP’nin siyaset yapma hakkını savunuyoruz” dedi. Toplantıda, harekete geçilmeden özgürlüğün mümkün olmadığı vurgulandı.
Ankara’daki emek ve demokrasi güçleri, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar’ın katılımıyla “HDP’nin Siyaset Yapma Hakkını Savunuyoruz” başlıklı basın toplantısı düzenledi. Toplantıyı düzenleyen 45 kuruluş temsilcisinin katıldığı toplantıda ilk olarak konuşan İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, demokrasi ve insan hakları için HDP’nin siyaset yapma hakkını savunduklarını belirterek, “Bölgemizde ve ülkemizde, siyasal ve toplumsal sorunların çözümü için gerekli olan diyalog ve müzakerelerin askıya alındığı, hukukun ve insan haklarının yok sayıldığı, karanlık birtakım güçlerin ortaya çıktığı bir dönemden geçiyoruz. Şiddetin dili hâkim kılındıkça kadına ve çocuğa yönelik şiddet başta olmak üzere toplumsal yaralar derinleşmekte, insanlar büyük bir baskı cenderesi altında nefessiz kalmaktadır” dedi.
‘MUHALİFLERİN HAPSEDİLDİĞİ ÜLKE’
Türkiye, muhaliflerin hapsedildiği bir ülkeye dönüşmüş, hapishaneler en ağır insan hakları ihlallerinin meydana geldiği mekânlar haline geldiğine dikkati çeken Türkdoğan, “Siyasi iktidarın Kürt sorunu başta olmak üzere ulusal ve uluslararası tüm sorunları, güvenlikçi bir zihniyet ile baskı ve kontrole dayalı yönetme tarzı, bu vahim tabloyu ortaya çıkarmaktadır. Demokrasilerin vazgeçilmez unsurlarından olan muhalif siyasi partiler, siyasi iktidar tarafından düşmanlık politikalarının hedefine konmakta, bir nefret iklimi yaratılmaktadır. Muhalefet liderleri açıkça linç teşebbüsüne uğramakta ve tehdit edilebilmekte, parti çalışanları parti binalarında öldürülebilmektedir” ifadelerini kullandı.
‘SİYASETE DARBE YAPILDI’
Türkdoğan, şöyle devam etti:
“Siyasi rakipler olarak partilerin faaliyet yürütmesi Anayasal güvence
altındayken siyasi iktidarın yargıyı sopa olarak kullanarak rakibini
devre dışı bırakmak istemesi esasen demokrasiye zarar vermekte,
demokratik siyasete kilit vurmakta ve en önemlisi toplumsal ve siyasal
nefret iklimini büyütmektedir. Bu nedenlerle, üye, yönetici ve
çalışanlarına yönelik yargı baskısının yanı sıra fiziki saldırılarla
birlikte Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) kapatılmak istenmesini
demokrasiye ve demokratik siyasete yapılan bir darbe ve Türkiye’ye
yapılmış bir kötülük olarak görüyoruz.
Siyasi düşünce ayrımı gözetmeksizin demokrasi, insan hakları ve doğayı
savunan; bunun mücadelesini yürütenler olarak ülkemizde yaşanan ve her
geçen gün büyüyen bu hak ihlallerine karşı artık dur ve yeter denilmesi
gerektiğine inanıyoruz. Türkiye’yi yönetenler Anayasal güvence altına
alınan temel insan haklarına ve demokratik değerlere saygılı olmalı,
Anayasal yükümlülüklerini yerine getirmeli, İstanbul Sözleşmesinin
feshini yok saymalıdır. İnsan hak ve özgürlüklerinin temel esaslarından
biri olan siyasi örgütlenme hakkı hiçbir gerekçe ile engellenemez.
Anayasa Mahkemesi’nin de AİHM’in DTP ve diğerleri/Türkiye kararında
belirtilen insan hakları ve demokratik ilkelere uygun ve Türkiye’deki
siyasi çeşitliliği gözeten, halkın seçme iradesini hesaba katan adil bir
karar vermesini bekliyoruz. Tüm bu nedenlerle, yargı eliyle
kapatılmaya, kolluk gücüyle sindirilmeye çalışılan ve parti binaları
basılarak üyeleri katledilen HDP’nin demokrasi ve insan hakları için
siyaset yapma hakkını savunuyoruz ve tüm demokrasi güçlerini de bu
hukuksuzluğa karşı dayanışmaya çağırıyoruz.”
‘HDP’Yİ DESTEKLİYORUZ’
Türkdoğan’ın ardından katılımcı kurum temsilcileri söz aldı. Türk
Tabipleri Birliği (TTB) Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut, özellikle
Kürt illerinde sosyal sağlığın bozulduğuna dikkat çekti. Bulut,
“Verilen oyları kayyumlarla karşılaşan bir toplum sağlıklı olabilir mi?
Şimdi de HDP’ye yönelik kapatma davası var. Bunların başarılı
olamadığını daha önce de gördük. Desteğimiz HDP ile birlikte” dedi.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Genel Başkanı
Şükran Kablan, “Emeğin de özgürleştiği, sermayenin yok olduğu bir
ortamda halkların kardeşliğinin yanı sıra halkların özgür ve eşit
yaşadığı bir dünya var edene kadar mücadele edecek, parti kapatmalara
hayır diyeceğiz” diye belirtti.
Emek Partisi (EMEP) Merkez Disiplin Kurulu üyesi Fevzi Ayber de “Elbette
ki siyaset yapma hakkını savunuyoruz. HDP’ye yapılan her saldırı ve
kapatma davası tüm demokrasi güçlerine demokrasi barış özgürlük iş ekmek
mücadelesi verenlere karşı bir saldırı olarak değerlendiriyoruz. Bu
açıdan HDP’nin siyaset yapma hakkını savunuyoruz ve ona yönelecek her
saldırıda da karşıyız” dedi.
‘BU REJİMDE HAK VE ÖZGÜRLÜK YOK’
Yazar Fikret Başkaya, “Bu rejimin bu kutsal devletin lugatında hak, özgürlük ve demokrasi gibi kavramların esameleri okunmaz. Esasen eski rejimden gerçek bir kopuş da söz konuş değildir. Bu rejim muhalefeti düşman, farklı düşüneni hain olarak görüyor ve gereğini yapıyor. Siyasetçilerin, gazetecileri katletmediği zaman hapishanelerde çürütüyor, mülteciliğe zorlamıştır. Geriye kalan yüz yıl siyaseti cinayetlerin ve katliamların tarihidir. Bu rejim reforme edilemez. İnsafa gelmesi mümkün değildir. Geçmişiyle yüzleşme yeteneği yoktur. Ama değiştirilmesi gayet mümkündür” diye kaydetti.
‘DEVLETİN TAŞERONLARI’
AKP-MHP’nin “devlet partisinin taşeronları” olduğunu ifade eden Başkaya, “HDP’yi kapatmak isteyen kutsal devletin bekçisi olan devlet partisidir. Fakat HDP’yi kapatmak istiyorlar zira HDP kutsal devletin oyununu bozuyor daha önce bozdu. Fakat bu daha başta sakat bir girişim. Zira partiyi kapatmak gerisinde olan iradeyi yok edemez. Fakat zora sokulmak istenen sadece HDP değil, HDP dışında muhalefet de hedefte. Bu nafile zorlamaların işe yaraması mümkün değil. Artık dinci saray rejimin rıza üretme yeteneği aşınmış bulunuyor. Devleti, şiddeti dayatma dışında bir kozu yok. Bu durum muhalefet cephesine büyük olanaklar sağlıyor. Top muhalefetin elinde ama o da henüz o topu nereye atacağını bilmiyor” şeklinde konuştu.
‘ADIM ATARSANIZ ÖZGÜRLEŞİRSİNİZ’
HDP’nin yalnız olmadığını dile getiren Başkaya, “Arkasında milyonlarca kitle var. Ülkenin gerçek muhalifleri var. Tüm mesele bu potansiyeli harekete geçirmekle ilgili. Muhalefet cephesi eğer vakitlice bu iktidardan kurtulamazsa geriye kurtulacak bir şey kalmayabilir. Hak, özgürlük, demokrasi ve sosyal eşitlik mücadelesinde kaybetmek diye bir şey yoktur. Mücadelenin her aşaması yeni bir kazanımdır. Adımını attın mı özgürleşmeye başlarsınız ve öylece yürüyüp gider” dedi.
MUHALEFETE ÇAĞRI
Devrimci 78’liler Federasyonu Başkanı, Şair Ahmet Telli, “Demokrasi
güçlerini burada olduğu gibi bu birlikteliği eylem alanlarına taşımak ve
yeni eylemlerde buluşturmak gerekiyor. Bunun yolu ve yordamı devrimci
kalabilmek, halkların kardeşliğine inanmak olduğunu unutmamak gerekiyor”
dedi.
Sosyalist Emekçiler Partisi (SEP) Genel Başkanı Güneş Gümüş şunları
söyledi: “Tüm muhalefetin birleşmesi gerektiği artık açıktır. AKP
iktidarının kalıcı hale gelmesini engellemek istiyorsak muhalefeti
birleştirmek gerekiyor. Yoksul emekçileri de bu mücadelenin bir tarafı
haline getirmemiz gerekiyor.”
Halkevleri Genel Sekreteri Mustafa Eberliköse, “Türkiye’de bugünü
faşizmi ne zaman sıkışsa ilk hedef aldığı parti HDP oluyor. Bu nedenle
HDP’nin siyaset yapma hakkını savunmak aslında Türkiye halklarını da
savunmak demektir” dedi.
İMZACILAR
Toplantıyı düzenleyen STK’ler şunlar:
“Alevi Bektaşi Federasyonu, Alevi Dernekleri Federasyonu, Alevi Kültür
Dernekleri, Ankara Düşünceye Özgürlük Girişimi, Askeri Darbelerin Asker
Muhalifleri Derneği, Birleşik Devrimci Parti, Çağdaş Gazeteciler
Derneği, Çağdaş Hukukçular Derneği, Demokratik Alevi Derneği,
Doğu-Güneydoğu Dernekler Platformu (DGD), Demokratik Yöre Dernekleri
Koordinasyonu, Demokrasi İçin Birlik (DİB), Demokratik Bölgeler Partisi,
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu, Devrimci 78’liler
Federasyonu, Dersim Dernekleri Federasyonu, Devrimci Sosyalist İşçi
Partisi, Diyalog Grubu, Düşünce Suçuna (?) Karşı Girişim, Emek Partisi,
Ezilenlerin Sosyalist Partisi, Emekçi Hareket Partisi, Ekoloji Birliği,
Halkevleri, Halkların Demokratik Kongresi, Hacı Bektaşi Veli Anadolu
Kültür Vakfı, Hak ve Adalet Platformu, Hubyar Sultan Alevi Kültür
Derneği, İnsan Hakları Derneği, Kamu Emekçileri Sendikaları
Konfederasyonu, Kızılırmak Yerel Dernekler Federasyonu, Özgürlük İçin
Hukukçular Derneği, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, Sosyalist Emekçiler
Partisi, Sosyalist Meclisler Federasyonu, Sosyalist Yeniden Kurulus¸
Partisi, Sosyalist Dayanışma Platformu (SODAP), Sol Parti, Türk Mühendis
ve Mimar Odaları Birliği, Türk Tabipler Birliği, Türkiye İnsan Hakları
Vakfı, Türkiye İşçi Partisi, Toplumsal Özgürlük Partisi, Yeşil Sol
Parti, Yurttaş Girişimi, 78’liler Girişimi.”