Sömürgecilik

Published on Mart 21st, 2024

0

Diyarbakır’da görkemli Newroz kutlaması

Diyarbakır Newroz alanını hınca hınç dolduran yüzbinlerin coşkusu bir an olsun dinmedi. Bir milyonu aşkın kişinin katıldığı Newroz’da PKK lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü ve Kürt sorununda demokratik çözüm talepleri yankılandı. 

Diyarbakır’da bir milyon kişinin katılımıyla Newroz kutlanıyor. “Rabe dema azadî û serkeftinê ye” şiarıyla gerçekleşen kutlamada, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü ve Kürt sorununda demokratik çözüm talepleri yükseldi. Diyarbakır’da Newroz’un kutlama alanı geçen yıllarda olduğu gibi bu sene de Bağlar ilçesinde bulunan Newroz Parkı oldu. 

Kentin köyleri, ilçeleri, civar kentlerden, Avrupa’dan binlerce kişi sabahın erken saatlerinde Newroz alanına aktı. Qamişlo Bulvarı, Newroz Caddesi ve Bağcılar Mahallesindeki giriş kapılarında yığılmalar meydana geldi. Dışarında gelen konuklar ve gazeteciler protokol kapısından alana alındı. 

Yağışa rağmen Evrim Alataş Caddesi çok sayıda kişinin katılımıyla dolarken, sokak ve caddelerden “Bijî Serok Apo” ve “Bijî berxwedana zindanan” sloganları yükseldi. 

SOSYALİST YURTSEVERLER ALANDA YERİNİ ALDI
Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) ve Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu, Newrozu’na “Bijî Newroz bıjî sosyalizm” pankartı ve “Jin, jiyan, azadi” sloganıyla giriş yaptı. Polis sosyalist yurtseverlerin girişini engellemeye çalıştı. Engele gerekçe ise SGDF’nin bayrakları gösterildi, bayraklar alana alınmadı. 

MİTİNG ALANI KATLEDİLENLERİN FOTOĞRAFLARIYLA DONATILDI
Ulusal kıyafetlerin göz doldurduğu miting alanına şiarın yer aldığı dev pankart asıldı. Sahneye ayrıca “Zimanê me rûmeta me ye” ve “Ciwan temînata azadiyê ne” yazıları yazıldı. Newroz alanına ise, 2017 Newrozu’nda polis kurşunuyla katledilen Kemal Kurkut, İzmir’de katledilen Deniz Poyraz ile İran’da katledilen Jîna Emînî’nin dev posterleri asıldı. Yine gençlerin ve kadınların taleplerini yansıtan çok sayıda pankart ve dövize yer verildi.

ŞEHİT AİLELERİ  PROTOKOLDE YERİNİ ALDI
Roboskî aileleri, Suruç aileleri, 2015-2016 özyönetim direnişinde katledilenlerin aileleri, Mazlum Doğan’ın ailesi, Deniz Poyraz’ın ailesi, faili meçhul cinayetlerle katledilen Kürt siyasetçiler ve gazetecilerin yakınları protokolde yerlerini aldı. Yine Kürdistan ve Türkiye’den onlarca demokratik kitle örgütü ve insan hakları örgütü temsilcisi de davetliler arasında yer aldı.

PKK lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü ve Kürt sorununun çözümü için Adalet Nöbeti’nde olan anneler de Newroz’da yerlerini aldı. Adalet Nöbeti’ndeki anneler, “Newroz pîroz be” sloganlarıyla alana giriş yaptı.

NASYONALİST KÜRTLER ENGELLENDİ
Tertip Komitesi, daha önce İstanbul ve İzmir Newrozlarında provokatif girişimlerde bulunan ve kendilerini “Nasyonalist Kürt” olarak nitelendiren “Kurdên Nasyonalîst” grubuna müdahale etti.

LGBTİ+LAR ALANDA YERİNİ ALDI
Komite 20 Mart’ta yaptığı açıklamada, bu gruba karşı tedbir alınacağını ve provokasyona izin verilmeyeceğini duyurmuştu. Bir grup LGBTİ+, Newroz kutlamalarına “Aşitî” yazan tişörtlerle katıldı. 

GENÇLERİN YOĞUNLUĞU DİKKAT ÇEKTİ
Bu yılki kutlamalarda gençlerin yoğunluğu dikkat çekiyor. DEM Parti bayrakları taşıyan gençler, kendi seslendirdikleri direniş şarkılarıyla alandaki coşkuyu arttırıyor.

ÖLÜMSÜZLEŞENLER ANISINA SAYGI DURUŞU
Newroz programı Kemal Kurkut şahsında ölümsüzleşenler anısına saygı duruşuyla başladı. Bu sırada alandan “Bijî Serok Apo” sloganı yükseldi. Sahnede bulunan ses mikserine polislerin müdahale etmesi tepkiyle karşılandı. DEM Parti Amed Milletvekili Serhat Eren, ses mikserine müdahale edilemeyeceğini belirterek, polislere tepki gösterdi.

Tertip Komitesi adına Mehmet Şirin konuştu. Şirin, “Merheba Amed, merheba Kurdistan” dedi. Şirin, bu yılki Newroz kutlamalarının PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın özgürlüğüne vesile olacağını vurguladı. Ardından Newroz ateşi yakıldı. 

DEM Parti Ankara Büyükşehir Büyükşehir Belediye Eşbaşkan adayı Gültan Kışanak, Diyarbakır Newrozuna mesajla katıldı. Kışanak’ın mesajı şöyle:

KIŞANAK: BURADAYDIK VE BURADA OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ
“Amed Newroz’unu direnç ve umutla selamlıyorum. Selam olsun Newroz ateşi etrafında buluşanlara…Selam olsun zulme karşı direnenlere…Selam olsun özgürlük sevdasıyla yanıp tutuşanlara…Selam olsun Newroz meşalesini elden ele dört bir yana taşıyanlara…Newroz, halkları özgürlük ve barış halayında yan yana getiren tarihi bir mirastır. Ey tarih, umutlan! Mirasın emin ellerde. Newroz’un Kürtler açısından daha özel anlamları var fakat Newroz bütün Ortadoğu halklarının, Kafkas halklarının ortak bayramıdır, bu anlamda da son derece önemlidir. Demek ki, bayramlarımızı ortaklaştırabiliyorsak; acılarımızı da ortaklaştırabilir, çözümlerimizi de ortaklaştırabiliriz. Newroz baharın müjdecisidir. Newroz ateşi bütün soğukluğu, karakışı geride bırakan, herkesin yüreğine sımsıcak yeni umutlar müjdeleyen bir bayramdır. Bütün halklar için böyledir. Newroz baharın, değişimin müjdecisidir. Newroz gelince karakışı geride bırakır, Newroz’un sıcaklığına ve rengarenk baharına kapılarımızı açarız. O nedenle, Newroz mazlumların, ezilenlerin baharı; zalimlerin, despotların ise karakışıdır. Çünkü yaşamın özünde özgürlük vardır, baskı, zulüm esaret egemenlerin icadıdır. Yaşam her zaman özüne kavuşmak için direnir ve kazanır. Bu kez de öyle olacak, yaşam kazanacak, özgürlük kazanacak, Newroz kazanacak. Newroz DEM’i, şimdi yaşamı ve özgürlüğü kazanmanın DEM’i! Em li vir bûn, em li vir in û em ê her dem li vir bin. (Buradaydık, buradayız ve burada olacağız).”

ÖZTÜRK: BİRLİK, ÇÖZÜM VE ÖZGÜRLÜK
Söz alan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Berdan Öztürk,  “Bu Newroz’da 3 şey söyleyeceğiz ve konuşmamızı bitireceğiz. Özgürlük için 3 şey lazım. Bunların yerine getirilmesi lazım. Özgür Kürdistan ve Kürt halkı için ulusal birlik, birlik, birlik. Demokratik bir Ortadoğu ve dünya için Kürt sorununa çözüm, çözüm, çözüm. Kürt halkının ve hakların özgürlüğü için sayın Abdullah Öcalan’a özgürlük, özgürlük, özgürlük ” dedi.

AÇLIK GREVİ DİRENİŞİNDEKİ TUTSAKLAR: TECRİT YIKILACAK
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması ve Kürt sorununun demokratik çözümü talebiyle 116 gündür açlık grevinde olan politik tutsakların mesajı, görkemli Amed Newrozu’nda okundu. DEM Parti Batman Milletvekili Zeynep Oduncu’nun okuduğu tutsakların mesajı şöyle: “Newroz bir sesti; çekiç ve demirin sesi. Daha sonra ateşin sıcaklığına dönüştü. Ortadoğu’nun kalbi olan Kürdistan’da özgürlüğün sesi ve rengine dönüştü. Başta önder Apo, direnen anneler, halkımız ve tüm katılımcıların özgürlük ve direniş Newrozu’nu kutluyoruz. Biz Türkiye ve Kurdistan’da cezaevlerindeki devrimciler olarak tecridin kaldırılması ve Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü için başlatılan hamleye katıldık ve bu direnişimiz sürüyor. Tecridin yıkılacağı ve önderimizin fiziki olarak özgür olacağına inancımız tam. Newroz alanı bugün özgürlük alanına dönüştü ve enderinin özgürlüğünü haykırıyor. Baharın müjdesiyle bir kez daha herkesin Newrozu kutlu oldu.”

Sahne alan  Xezel Mistefa’nın ezgileriyle miting alanını dolduran halk halaya durdu, sloganlarını ve zılgıtlarını yükseltti.

Bu sırada DEM-GENÇ Amed üyeleri, “Genç başladık, genç başaracağız” pankartıyla alana giriş yaptı. Gençlerin yürüyüşü alanda uzun bir süre alkışlandı. Kitle uzun bir süre aralıksız bir şekilde “Bijî Serok Apo” sloganları attı.

BUCAK: BİRLİĞE VESİLE OLSUN
DEM Parti Amed Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkan adayları Serra Bucak ve Doğan Hatun alkışlar eşliğinde sahneye çağrıldı. Serra Bucak, yaptığı konuşmada, Kemal Kurkut ve tutsak kadınların Newroz’unu da kutladı. Bucak, 8 yıldır kayyumlar tarafından yönetilen Diyarbakır’dae 31 Mart’ta kayyumları Ankara’ya göndereceklerini söyledi. Bucak, “Bu Newroz Kürt ulusal birliğine vesile olsun. Kalıcı bir çözüme vesile olsun” diye konuştu.

HATUN: ÖZGÜRLÜK İSTİYORUZ
Bir diğer Eşbaşkan adayı Doğan Hatun ise, “31 Mart’ta ilk başta sandıklara sahip çıkacağız. İşgalcilere öyle bir cevap vereceğiz ki, bir kez daha irademizi gasp etmeye yeltenemeyecekler. Biz halkımıza güveniyoruz” ifadelerini kullandı.

UÇAR: NEWROZ VİCDAN, DİRENİŞ VE ÖZGÜRLÜKTÜR
Müzik dinletisinin ardından sahneye Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar çıktı. Kirmançki konuşan Uçar, Kürt halkının ve PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın Newroz’unu kutladı. Uçar, Newroz’un vicdan, direniş ve özgürlük olduğunu vurguladı. 

Ardından sanatçı Faraj Alipour sahne aldı. Alipour ve ekibinin performansı büyük beğeni topladı. Alanı dolduran kitle dakikalarca çalınan ezgiler eşliğinde halay çekti.

ÖCALAN’IN DEĞERLENDİRMELERİ OKUNDU
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Cengiz Çiçek, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın geçmiş yıllardaki değerlendirmelerini okudu. değerlendirmeleri okudu. Siyasi süreç değerlendirmesi ve hatırlatma yapan Öcalan’ın mesajında şu ifadeler yer aldı: “Biz, onlarca yılımızı tekçilik adına yok sayılan Kürt halkının varlığını kanıtlamak için feda ettik ve bu uğurda büyük bedeller ödedik. Kürtlerin tarihsel varlığına denk bir hukuki statüye kavuşma kararlılığını gösterdik. Sonu ne olursa olsun Hallacı Mansur gibi adalet, özgürlük ve yakıcı hakikat arayışından asla vazgeçmedik. Bu fedakârlıkların, bu mücadelelerin hiçbiri boşa gitmedi. Milyonlarca Kürt bugün Newroz meydanlarında öz benliğini, aslını ortaya koyuyor. 1973’lerde bir Newroz günü, yokluk sınırındaki Kürtlerin varlığını koruma direnişi ve özgürlüğünü sağlama kararlılığı ile yola çıkarak, Newroz’un direniş-özgürlük ruhunu yeniden dirilttik ve bugüne kadar getirdik. Şahsıma yönelik uluslararası komplo da Kürt halkının özgürlük ruhuna yönelikti. İmralı sürecinde de bana dayatılan komplo, tıpkı halkıma dayatılan gibi umudun zerresini bırakmayan cinstendi. İmralı’da bulunduğum ilk günlerde şöyle bir düşüncem oluşmuştu: ‘Milyonlarca kişiyi daracık bir odada nasıl tutabilirsiniz! Gerçekten Kürt Ulusal Önderliği olarak, zindana giriş koşullarında kendimi milyonların sentezi haline getirmiş veya getirilmiştim.

’24 SAAT VARLIK VE ÖZGÜRLÜK SAVAŞÇISI OLMAK MÜMKÜNDÜR’
“İnsan, ailesinden ve çocuklarından yoksun kalmaya bile hiç dayanamazken ben, bir daha hiç kavuşmamacasına ölümüne birleşmiş milyonların iradesinden ayrılmaya uzun süre nasıl dayanacaktım! Öyle büyük gerekçelerim olmalıydı ki tecride dayanabileyim, tecritte de olsa büyük bir yaşamın sergilenebileceğini kanıtlayayım. Şöyle düşünüyordum; Benim özgür yaşamı arzulamam için bağlı olduğum Kürt Toplumunun özgür olması, bir toplumsal statüye sahip olması gerekirdi. Fakat Kürtlerin yaşamı, etrafına duvar örülmüş zifiri karanlık bir zindandan farksızdı. On yıllardır Kürtlerin özgür yaşam, özgür insan ve özgür toplum arayışını gözeten bir Kürt Aklını oluşturmaya çalışıyorum. Ama hala prangalarımızdan kurtulabilmiş değiliz. Bu koşullarda bir Kürt bireyinin, kendini dışarıda özgür sanarak yaşaması, büyük bir yanılgıdır. Yanılgı ve yalanın egemenliği altında geçecek bir yaşam, kaybedilmiş ve ihanete uğramış bir yaşamdır. Bundan çıkardığım sonuç, dışarıda ancak bir şartla yaşanabileceği, onun da günün yirmi dört saatinde Kürtlerin Varlık ve Özgürlüğü için savaşım içinde olmakla mümkün olabileceğidir. Ahlâklı ve onurlu bir Kürt için yaşam, kesinlikle günün yirmi dört saatinde varlık ve özgürlük savaşçısı olmakla mümkündür.

‘YAŞAM ÖZGÜR YAŞANDIKÇA MÜMKÜNDÜR’
“İmralı’daki yaşamımla bağlantılı olarak halkımızca merak edilen bir soru, cezaevinden çıkış halinde nerede ve nasıl yaşayacağımla ilgilidir. Pek hayalcilik yapacak bir kişilik değilim. Devrimci gerçekçilik denilen bir yaşam tarzının sahibi olduğum çok iyi bilinmelidir. Çok kısaca özetlemeliyim ki benim için yaşam, özgür yaşandıkça mümkündür. İnsan yaşamı, ancak toplumsal olarak özgür, farklılık içinde eşit ve demokratik yaşanabilir. Bunun dışındaki yaşam biçimleri, sapaktır dolayısıyla hastalıklıdır. O halde olası bir cezaevinden çıkışta her nerede olursam olayım, hangi anda yaşarsam yaşayayım sonuna kadar gerekli olan her söylem ve eylem tarzıyla sürekli mücadele içinde olacağım doğaldır. Dört duvar arasında bile her gün kendimi on defa yeniyor, yeniliyor devrimler gerçekleştiriyorum. Toplumsal sorunların tek bir tanesini on devrim gerekçesi olarak ele alıyorum. Bugün dışarıda olanlar, imkanı-koşulları olanlar sizlersiniz. Amed’e, Botan’a ve daha birçok yere selam söylemiştim. Ancak bilinmelidir ki önemli olan bu selamlarıma nasıl karşılık verildiğidir!

‘SELAM OLSUN ÖZGÜRLÜĞE GÜÇ VERENLERE’
“Mesela ben olsaydım, kendi köyüme, Cudi Dağına, Cilo Dağı eteklerine, Van Gölü çevresine, Ağrı, Munzur ve Bingöl dağlarına, Fırat, Dicle ve Zap kıyılarına, Urfa, Muş ve Iğdır ovalarına kadar yolum nereye düşerse düşsün, her yerde sanki korkunç tufandan çıkan Hz. Nuh’un gemisinden inmiş gibi davranır, Hz. İbrahim’in Nemrutlardan, Hz. Musa’nın Firavunlardan, Hz. İsa’nın Roma İmparatorlarından ve Hz. Muhammed’in cehaletten kaçması misali kapitalist moderniteden kaçar, bu tarihsel kişiliklerden ve toplum gerçeklerinden ilham alarak işlerime koyulurdum. Sizleri bu düşüncelerle; bedenen, ruhen ve zihnen varoluş felsefesi temelinde benimle yol yürümeye, yeterli yoğunluk ve irade ile eşlik etmeye, Demokratik Modernitemizi inşa etmeye çağırıyorum. Selam olsun özgürlüğe güç verenlere, Bitmeyen sevgi ve selamlarımla… Bijî Newroz!”

ZANA: NEWROZ’U NEWROZ YAPAN KÜRT HALKI
Öcalan’ın değerlendirmesinin ardından Kürt siyasetçi Leyla Zana sahneye çıktı. Kürdistan’ın dört parçasında yaşayan Kürtlerin Newrozu’nu kutlayan Zana, Kürt önderlerin isimlerini saydı, minnettar olduklarını belirtti. Kürt halkının Öcalan’ın fikriyle uyandığını söyleyen Zana, Asya’da birçok ülkede Newroz’un kutlandığına dikkat çekti, Newroz’u uluslararası bir bayram haline getiren halkın Kürtler olduğunu vurguladı.31 Mart yerel seçimlerine değinen Zana, “Biz sadece belediye başkanlarını seçmeyeceğiz. İktidardaki partiler bizim aklımızla dalga geçiyor. Diyorlar ki ‘100 yıldır Kürtleri yönettik. Kürtler bizden razı ondan kaynaklı bize oy veriyorlar.’ Bir yandan AKP, bir yandan CHP, bir yandan da MHP…Artık ‘hayır’ diyoruz. Biz bundan sonra irademizi sadece kendimiz için kullanacağız” dedi. Zana, “Biz bencil ve paylaşmayan bir halk değiliz ama Newroz’u Newroz yapan Mazlum Doğan, Zekiye Alkan ve Rewşen’in bedenidir. Biz bedenlerimizle Newroz’u aydınlatıyoruz ve halklara mal ediyoruz. Hep birlikte kim ki kutlamak istiyorsa onlara kutlu olsun. İsterse dünyanın öbür ucunda, isterse de şimdi aramızda olsun. Onlara kutlu olsun, mutlu olsun” ifadelerini kullandı.

Zana, konuşmasının devamında Jîna Amînî’nin katledilmesi sonrası başlayan “Jin, jiyan, azadî” direnişine değindi. Bu sırada kitleden “Jin, jiyan, azadî” sloganı yükseldi. Zana, “Biliyorsunuz Jîna amîni’den sonra bir slogan insanlığa ve bütün kadınlara mal oldu. Jin Jiyan Azadî.”

ABDULLAH ÖCALAN’IN NEWROZ’UNU KUTLADI 
Zana, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın 1993’teki barış ve çözüm çabalarına işaret ederek, “Bir kez daha bu yolun açılmasına hazır mısınız?” diye sordu. Kitle hep birlikte “Evet” yanıtı verdi.  Zana, “Barış berekettir. Barış sevmektir. Bir kez daha yüksek sesle diyoruz; Newroz’un kutlu olsun Başkan Apo. Bütün tutsak arkadaşların Newroz’u kutlu olsun.”

EMEL MATHLOUTHİ SAHNE ALDI
Leyla Zana’nın konuşmasının ardından dünyaca ünle Tunuslu sanatçı Emel Mathlouthi sahne aldı. Mathlouthi, çıktığı sahnede alanı dolduranları Newroz’unu Kürtçe kutladı. Sonrasında birbirinden güzel şarkılarını seslendiren Mathlouthi, alandakilere keyifli dakikalar yaşattı. Mathlouthi, Amed Newrozu’ndan Filistin halkı için de bir parça seslendirdi.

BAKIRHAN: KÜRT HALKI ASLA BOYUN EĞMEYECEK
Tunuslu sanatçı Emel Mathlouthi’nin sahne almasının ardından Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan konuştu. 2017 Newrozunda katledilen Kemal Kurkut’u anan Bakırhan, savaş yerine çözüm istediklerin bunun için mücadele ettiklerini belirtti. Bugüne dek Kürt halkına yönelik saldırları hatırlatan Bakırhan, Kürt halkının asla boyun eğmeyeceğinin altını çizdi. 

ALTI ÇAĞRI
Bakırhan, şu çağrılarla devam etti: “Birinci çağrımız devlete, iktidaradır. Savaş statüsüzlük, cezaevlerine koyarak bu halkı yolundan çeviremezsiniz. İşte meydan, işte halkın ortaya koyduğu irade. Onun için bir an önce savaş yerine Türk ve Kürt ittifakını demokratik bir şekilde güncellemeye davet ediyoruz. İki; yine çağrımız iktidar ve toplumsal kesimleredir. Türkiye’nin önünde iki yol var ya bunların söylediği gibi savaş çatışma ya da demokratik, barışçıl bir yöntem. Onun için toplumsal kesimleri bu savaş çığırtkanlığı karşısında doğru yolan barış ve demokrasi mücadelesini büyütmeye, yürütmeye çağırıyoruz. Üç; en başta Meclis’te dediğiniz ‘bilinmeyen dil, teröristan’ kavramlarından vazgeçeceksiniz. ‘Bilinmeyen dil’ dedikleri 13 bin yıldır bu topraklar üzerinde konuştuğumuz Kürtçe’dir. ‘Teröristan’ dedikleri yer dört parçaya ayrılan Kurdistan’dır. Bir an önce bu siyasetinizden vazgeçin. Kürt gerçekliğini, Kurdistan gerçekliğini anlamak ve tanımak zorundasınız. Dört; ezilenlere, muhalefete seslenmek istiyorum. Kürt meselesinde cesur olalım. Doğruları dile getirelim. İktidarın baskıcı, yok sayan tutumunun yanında hizalanmaktan ziyade biz muhalefet Kürt meselesini demokrasi, özgürlük meselesini daha fazla sahiplenerek büyütelim. Bu savaş çığırtkanlığı yapanların karşısında büyük bir barış zemini örelim.  Beş; Bu çağrım Kürtlere. Hewler’den Kobanê’ye kadar Urmiye’den Amed’e kadar yaşadığımız her toprak parçasına ne diyorlar; ‘Teröristan.’ Sadece burada Kemal Kurkut katledilmiyor. Süleymaniye’de, Duhok’ta, Kobanê’de, Qamişlo’da hergün Kürtlerin başına top ve mermi yağıyor. Dolayısıyla bunlar sadece DEM Parti’nin düşmanı değil, 4 Parça Kurdistan coğrafyasında yaşayan hepimizin düşmanıdır. Onun için bütün Kürt partilerine oluşumlarına, 4 parçada yaşayan Kürtlerin oluşumlarına çağrı yapıyorum. Şimdi Ulusal Birlik zamanı değilse ne zaman? Şimdi ulusal birliğimizi kuramazsak, bu büyük operasyonu, bu Kürt karşıtı savaşı nasıl önleyeceğiz? Bugünden tezi yok, Kürtler ulusal birliklerini sağlamalı, ulusal birlikleri önündeki engelleri ortadan kaldırmalıdır. Son çağrım Türkiye’deki devrimci, sol, sosyalist, demokratlara; bu faşizan düzene itiraz eden ezilen ve yoksullardır. Bizler güçlü büyük bir ortak mücadele zemini yakalamak zorundayız. Türkiye’nin yarısı açlık ve yoksulluk sınırı altında yaşıyor. Yarısı dilini kullanamıyor, inancını kullanamıyor. Bütün bunların taleplerinin demokratik bir zeminde karşılık bulması için sol sosyalist güçlerin demokratik büyük bir devrimci mücadele zemininde bir araya gelmeye çağırıyoruz.”

Diyarbakır Newrozu, sanatçılar Mikail Aslan ve Arhat’ın sahne almasıyla sona erdi. Alandaki coşkulu kitle, yağışlı havaya aldırış etmeden çalınan şarkılar eşliğinde uzun süre halaylar çekerek eğlendi.  (etha)

Tags: , ,


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑