Erdoğan’dan boykot çağrısı: Fransız mallarını almayın

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “Milletime sesleniyorum. Asla Fransız markalara iltifat etmeyin, bunları sakın almayın” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara’daki Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen Mevlid-i Nebi Haftası açılış programında konuştu.

Erdoğan, Mevlid-i Nebi’yi dünyayı etkileyen koronavirüs salgını ve Müslümanların yaşadığı yerlerde yaşanan sıkıntılar sebebiyle buruk yaşadıklarını söyledi.

“Salgını dengeli yönetiyoruz”

Dünya genelinde bugüne dek 1 milyon 200 bin insanın yaşamını yitirmesine neden olan salgının yayılmaya devam ettiğini hatırlatan Erdoğan, “Rehavete kapılmıyor, tedbiri asla elden bırakmıyoruz. Ülkemizi, milletimizi, rızkının peşindeki insanlarımızı sıkıntıya sokmadan dengeli, önü arkası iyi hesaplanmış adımlarla yönetiyoruz” dedi.

Müslümanlara yönelik ayrımcılık nedeniyle Almanya’da ve Fransa’da yaşanan olayları kınadığını söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti:

“Şimdi ben, buradan milletime sesleniyorum. Sakın Fransız markalara asla iltifat etmeyin, bunları sakın almayın. Düşünebiliyor musunuz?

Müslüman kadınlar, kılık kıyafetlerinden dolayı sokakta, çarşıda, otobüste, vapurda ya hakarete ya da fiili tacize uğruyor.
Müslüman çocukların hiç olmadık bahanelerle eğitim, öğretim hakları ellerinden alınıyor. Gün geçmiyor ki Müslümanlara ait bir ibadethaneye, mescide, derneğe yapılan saldırı haberini almayalım.

Son olarak Almanya ve Avustralya. Daha önce Avustralya’da büyük bir felaketi görmüştük. Şimdi yine ibadethanelere, oralarda saldırı gördük.

“Merkel, hani sizde dini özgürlük vardı?”

Aynı şeyi, Almanya’da gördük. Ben buradan, Şansölye Angela Merkel‘e de sesleniyorum, hani sizde dini özgürlük vardı? Hani sizde, din veya dinini yaşayanlara karşı devletinizin güvencesi vardı?

Bir sabah namazında nasıl oluyor da 100’ü aşkın polis, camiye saldırıyor?
Bunların tam tersini siz bugüne kadar Türkiye’den duydunuz mu? Hayır. Niye? Çünkü bizde gerçek din özgürlüğü var. Ama bunlarda bu yok.”

(Bianet)