Makaleler

Published on Temmuz 14th, 2023

0

Gebze’den çok mühürlü, birçok anlam yüklü Mektup “Görülmüştür” | Gül Güzel


Siyasi tutsak/hükümlülerden özellikle 14 ve 28 Mayıs 2023 seçimleri evelinden daha kısıtlı olarak nadir mektup alabiliyoruz. Onun için 19.06.2023 tarihli, ‘’Gebze Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Mektup okuma Komisyonu 2 – GÖRÜLDÜ’’ her 4 sayfasının ortayerinde mühürlü mektubu almak oldukça güzel bir sürpriz oldu. Ancak mektubu yazan arkadaşın ismini açıktan yazmaktan teredütlü olduğumdan(infaz yakma vb…), gizli tutuyorum. Mektup oldukça uzun ve güçlü bir felsefe, eleştirisel bir dille hepimize mesaj verme niteliğinde yazılmış diyerek, mektubun özüne dokunmadan ancak, bir bütünün biraz kısaltılmış halini sizlerin okumunıza bırakıyorum…

Merhaba ….; Nameni ve 10 tane kartpostalı almıştım. Hepsi çok güzel çizimlerdi, anlamlıydılar. Teşekkür ederim. Namen de güzeldi. Böyle kendini anlatmak güzeldi. Bazen filmlerde, kitaplarda böyle uzak diyarların insanlarını tanımak, anlamaya çalışmak iyi geliyor. Hep etrafımızdaki insanları görüyor ve tanıyoruz. Birbirine benziyor insanlar. Halbuki daha ilk filozoflar,‘’insanların mikro evren olduğunu’’ ileri sürmüşler. Sadece değişik, farklı insanları tanıma anlamında değil, bir çok yönüyle insanı anlamaya çalışıyorum. Sanırım bu yüzden, mektuplarında kendini anlattığın bölümleri çok seviyorum. Bir de yakınlık, dostluk duygusunu veriyor. Oldukça anlamlı ve değerli buluyorum.

Hızlı yaşamanın hengamesinde bahsetmiştin. Gerçekten bu hızlı yaşam kültürü artık çok yaygın. Genelde Batıda başlıyor, buralar da Batıyı takip ediyor. Sen de farkediyorsundur, hızlı yaşamak insanı düşünce ve duygu dilinden uzaklaştırıyor. Bence, yirminci yüzyıldan beri insan düşünmeyi yavaş yavaş bırakmaya başladı. Bazıları düşünüyor, geri kalanlar da bu düşüncenin peşinde koşuyor. Köleci çağlarda insanlar baskı altında tektipleşir ve düşünemezlerdi. Şimdilerde de insanlar gönüllü olarak düşünmüyor, nasıl olsa başkaları onun yerine düşünüyor. Bir yerde okumuştum, Hitler dünyanın daha 300 milyar olduğunu, bu yüzden hızlı yaşamaya gerek olmadığını belirtmiş ki, meditasyon kültürü bundan geliyordur! İyi düşünmüşler. Keşke insan kendi kapasitesine daha çok yüklenebilseydi; böyle dünya, savaşlar tarihinden ibaret olmazdı. Dünya böyle bir avuç insanın elinde can çekişmezdi. Gelişen teknoloji de insanı hızlı yaşamaya alıştırıyor. Böylece dünyanın ömrü kısalıyor. Ekolojik sorunların kaynağında ihtiyaçtan fazla teknoloji üretimi kullanımı olduğu zaten biliniyor.

III. Dünya savaşının kısa bir tarihçesini vermiştin. Şu savı herkim ortaya atmışsa bence de doğru söylüyor. Biz genelde bu savaşa soğuk savaş diyoruz. Yani I. ve II. Dünya savaşları gibi kısa bir sürede dünyanın birçok yerinde başlayan ve biten, sık çatışmalı savaşa daha çok sıcak savaş, böyle uzun yıllara yayılan gerilimdi. Bazen bazı bölgelerde olan çatışmalı, işgal, geri çekilme, birbirine düşürme olana da soğuk savaş deriz kısaca. Yöntemi biraz daha farklı ama zararı aynı. 30 yılı aşıyor işte. Sovyetlerde içel sosyalizmin çözülüşünden sonra başladı. Rusya kapitalist argumanlarla dünyada bir blok olmayı hedefledi. Amerika ve Batı emperyalizmine benzer bir rol üstlendi. Hala da devam ediyor. Zindanda bu süreci doğru takip etmek kolay olmuyor. Bu savaşların haklı ve haksızını hiç aramıyorum. İki hegemonyanın iktidar savaşımı gibi geliyor. Ne diyeyim, sınıflı uygarlık sistemi insanın genlerine savaşı çok empoze etmiş. Sınırsız iktidar olma hırsı herkesi birbiriyle savaştırıyor. Maalesef bu genleri değiştirmek isteyen çok az insan var bu dünyada.

Karamsar mı yaklaştım? Bilmem, belki de buradaki seçim sonuçlarının etkisi de olabilir. Oradan nasıl okunup, takip ediliyor bilmiyorum ama Türkiye’de bu seçim sonucu önemli bir çoğunluğu üzdü, şoke etti. Hala tartışılıyor. Biz de tartışıyoruz. Ben hala net tespitler yapamadım. Seçimi kaybedenlerin de, kazananların da tek bir nedeni olamaz. Bir çok hata, çok fazla etken var diye düşünüyorum. Türkiye’nin bir sosyolojik tanıma ve analize ihtiyacı var. Bir çok siyasi önergeyi de yıktı geçti bu seçim. Bir kez daha anladım ki, Türkiye hiç bir yere benzemez. Geçen aylarda TV de dinlemiştim, Almanaya’da bir bakan, yanlış değilsem devletin uçağıyla tatile gidemiyormuş. Yani devletin imkanlarını bireysel kullanmış. Buna tepkiler çok yoğunmuş ülkede. Öyleki bakan görevden alınmış. Tepkiler doğru ve yerinde. Burada bu ölçü yok. Devlet imkanlarıyla servetler elde ediliyor. Buna rağman insanlar alkışlayabiliyor böylelerini. Daha sayılabilecek o kadar çok şey var ki. Gerçekten şaşkınlığımı hala üzerimden atamadım. Bir de çok büyük bir deprem oldu seçim süreci öncesi. Deprem basına yansıdı, insanların o çaresizliklerini sen de gördün. Her nedense devlet imkanları oraya yetişmedi. Binlerce insan hayatını kaybetti… Muhalefet ve bizimkiler elinden geleni yaptı demek isterdim ama yok, çok yetersiz kaldılar. Bizim özgürlüğümüz çok dillendirildi; bu karşıtlığı çok besledi. Bu hiç iyi olmadı. Seçim için varolan kitleye bu kadar çok hitap etmenin çok fazla yararı olamazdı. Bunu görmediler. Neyse biraz kırgınız, biraz üzgünüz, biraz kaygılıyız anlayacağın. Bu yılki seçimler birçok açıdan çok önemliydi. Son süreçte bizi de yordu anlayacağınız.

Ben de iyiyim. Seçim sonuçları olumsuz etkiledi hepimizi. İyi olmaya çalışıyoruz. Rutin zindan yaşamı sürüp gidiyor işte. Koşullar da aynı. Her sabah aynı güne uyanıyoruz. Bazen fark yaratmaya çalışıyoruz. Voleybol oynamak gibi… yeni bir kitabı okumaya başlamak gibi, TV de güzel bir filmi yakalamak gibi, gibi, gibi… Geçen hafta voleybol sahasında oynadık. İlk sette iyi oynadım, sonra çok yoruldum. İlk set kadar iyi oynayamadım. Enerjim düştü. Eskiden böyle değildim. Yaşlanmışım. İyiyim ama, merak edilecek bir şey yok.

Dediğine göre Corona olmayanların nedeni tam bilinmiyor. Kamerun’luların yöntemini çok sevdim. Yerli halklar gerçekten de bilge olurlar. İnsan için en zor şeyin bedenini kontrol etmesi ve hakimiyet sağlaması olduğuna inanırım. Bunu başarabilenler çok azdır ve bence bunu başarabilenler en bilge insanlardır. Bilginin ve teknolojinin göbeğinde yaşayanlar insanın sırrına vakıf olamazken, çok geri görülen Afrika halkları hastalıkları moral ve motivasyonla aşabileceklerini görebilmişler. Bence çok çok değerli bir yaklaşım. 

Yine ayrıca bu Korona üzerine söylenebilecek çok şey olmalı. Laboratuar ürünü bir salgın olduğu söyleniyor. Tam olarak ne, ne kadar doğrudur bilemem tabi. İnsanı çok etkilediği ve milyonlarca ölüme neden olduğu net. Bunun neden erken önlenemediği ise ayrı bir soru işareti. Dünyanın artık uzay çağında yaşandığı söyleniyor, atom artı tüm zerrecikleri inceleyp duruyor. Bilimin bilmediği bir şey yokken, bu salgına erkenden müdahale edememeleri gerçekten inandırıcı değil.

———……….——-

Burada bitiriyorum. Kendine çok çok iyi bak. Her zamank gibi selam ve sevgilerimi iletiyorum. Sevgiyle kucaklıyor, öpüyorum.

                Ayten                    Gebze Cezaevi

***Sana bizim oraların çiçeğini gönderiyorum. Türkçe ‘Ters Lale’ diyorlar. Kürtçe: Şilér veya Guldexwin**   


Çizim: Beritan Anahtar


Kadının Kaleminden: Gül Güzel – 14.07.2023

Tags:


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑