Irkçılık

Published on Haziran 4th, 2023

0

Hanau Katliamı’nın raporu seçimlerden sonraya kaldı

Hessen Eyaleti Meclisi Hanau Katliamı’nı Soruşturma Komisyonu üyeleri SPD Milletvekili Turgut Yüksel ve Sol Parti Milletvekili Saadet Sönmez, komisyon raporunun daha önce planlandığı ve açıklandığı gibi ekim ayında gerçekleştirilecek seçimlerden önceye değil de, daha sonraya ertelenmesine sert tepki gösterip, “skandal” olarak değerlendirdiler.


Gürsel Köksal (BirGün)

Hessen Eyaleti Meclisi Hanau Katliamı’nı Soruşturma Komisyonu üyeleri SPD Milletvekili Turgut Yüksel ve Sol Parti Milletvekili Saadet Sönmez, komisyon raporunun daha önce planlandığı ve açıklandığı gibi ekim ayında gerçekleştirilecek seçimlerden önceye değil de, daha sonraya ertelenmesine sert tepki gösterip, “skandal” olarak değerlendirdiler. 
Yüksel ve Sönmez, bu durumun katliamla ilgili kuşkuların aydınlatılamamasını sudan gerekçeler göstererek geciktiren komisyonun Hıristiyan Demokrat üyelerinden kaynaklandığını kaydederek, “Kamuoyu bu katliam sırasında, öncesi ve sonrasındaki tüm kuşkuların, polis ve diğer kamu kurumlarının hata ve ihmallerinin aydınlatılmasını, bunlardan dolayı hem öldürülen gençlerin ailelerinden, hem de kamuoyundan özür dilenmesini bekliyor. CDU’nun, koalisyon ortağı Yeşiller’in de desteğiyle bu raporu geciktirmesini büyük bir skandal olarak görüyoruz” dediler.

KİM NE DEDİ?

Almanya’nın Hessen eyaletindeki Hanau kentinde yaklaşık 3,5 yıl önce yaşanan ve büyük kısmı bu kentte ya da komşu kentlerde dünyaya gelmiş olan dokuz göç kökenli gencin yaşamını yitirdiği katliamla ilgili eyalet meclisinde iki yıldır faaliyet gösteren soruşturma komisyonu, öldürülen gençlerin ailelerinin ve onların çevresinde oluşan sivil toplum hareketlerinin baskısıyla çalışmalarına başlamıştı. 
İlk oturumlarında katliamda öldürülen gençlerin anne-babaları ya da kardeşlerini dinleyen komisyon, daha sonra da olayla ilgili çok sayıda kamu görevlisinin ifadesini aldı. Olay yerinde görev yapan polis memurlarından, sağlık ekiplerine, ailelerle ilgili psikolojik destek birimlerinin sorumlularına, cenazelerle ilgili kurumların yetkililerine, bu katliamdan önce hakkında akli dengesinin yerinde olmadığına dair kuşkular olmasına rağmen yasal olarak silah taşıma ruhsatı alabilen, tabanca atış eğitimlerini çeşitli atıcılık klüplerinde sürdüren, internet ortamında aşırı sağ, yabancı düşmanlığı ve ırkçılık içerlikli manifestolar yayınlayan katille ilgili polis ve istihbarat birimlerinin sorumlularına, bütün bu konularda bilirkişi raporları hazırlayan akademisyenlere kadar birçok kişiyi dinleyen komisyondan daha önce yapılan açıklamada nihai raporun önümüzdeki ay tamamlanacağı, Eyalet Meclisi’nin genel kurul toplantısında görüşülüp, kamuoyuna açıklanacağı belirtilmişti. Raporun yazımıyla görevli komisyonun merkez sağ parti CDU’lu (Hıristiyan Demokrat Birlik) üyeleri de birkaç hafta önceki toplantılarda da bu doğrultuda açıklamada bulunmuştu.
Ancak aynı CDU’lular son toplantıda raporun yazımıyla görevli personel sıkıntısı nedeniyle yazım işlemlerinin yaz tatilinden önce tamamlanmasının mümkün olmadığını açıklayarak bunun seçimlerden sonraya kalacağını bildirdiler.
Hessen’in başkenti Wiesbaden’daki Eyalet Meclisi’nde bugün (31 Mayıs) toplanan komisyon aslında muhalefetteki SPD (Almanya Sosyal Demokrat Partisi) ve Sol Parti (Die Linke) tarafından bu katliamla ilgili tüm hata ve ihmallerden sorumlu tutulup, istifası istenen CDU’lu Eyalet İçişleri Bakanı Peter Beuth’un ifadesinin alınması planlanıyordu. Ancak daha sonra önümüzdeki seçimlerde yeniden milletvekilliğine aday olmayacağını açıklayan Beuth’un bu oturuma katılmayacağı öğrenildi. Onun yerine Eyalet Kriminal Dairesi’nden ve katliam günü olay yerinde görev yapan polis yetkililerinden biri dinlendi. Sol Parti Milletvekili Saadet Sönmez, bu tanıkların ifadelerinin katliamın aydınlatılmasıyla ilgili fazla önemi olmadığını belirterek, “CDU’lular bugün dinlenmesini istediği tanıkların ifadesiyle kamuoyuna ‘her şey yolunda’ ya da ‘hatalardan ders alındı, herşey düzeldi’ mesajı vermek istiyorlar. Ancak önemli olan raporun önümüzdeki ay tamamlanması ve 8 Ekim’deki seçimlerden önce açıklanmasıydı. Böylece kamuoyu bu olayla ilgili başta eyalet hükümeti olmak üzere tüm devlet kurumlarının hata, ihmal ve savsaklamalarını görebilecekti. Tabii bu durum CDU ve ortağı Yeşiller’i korkutuyordu. Seçimlerden önce zor durumda kalacaklar, belki de ciddi oy kaybına uğrayacaklardı. Bu yapılanlar onların bu olayın tam olarak aydınlatmak niyetinde olmadıklarını gösteriyor” dedi.
Milletvekili Turgut Yüksel de, komisyon üyesi milletvekillerinin parti çıkarlarını öne alarak raporun yayınlanmasını engellemeye, geciktirmeye çalıştıkların belirterek, “Ancak katliamda yaşamını yitiren gençlerin aileleri, kamuoyu bir an önce olaylara ilişkin bu komisyonu raporunu bekliyor. Komisyon çalışmaları sırarısında olayla, olayın öncesi ve sonrasıyla, katille ilgili birçok konuda detaylı bilgiler edinmiştik. Bu konunun aydınlatıldığı kadarıyla içeren bir rapor çıkarmak bu komisyonun göreviydi. Bu oyalama çabalarını kınıyorum. Bütün bunlardan hangi derslerin çıkarılacağını belirlemek ise seçimden sonraki meclisin görevi olabilir. Kamuoyu görev süresi devam eden bu meclisten bu raporu bekliyor“ dedi.
Son zamanlarda üst düzey CDU’lulardan da ırkçılık ve yabancı düşmanlığı içeren açıklamalar duyulduğunu belirten Yüksel şöyle devam etti: 
“Ekim ayında Hessen’de eyalet meclisi seçimleri olacak. CDU bu eyalette eski Hessen Eyalet Başbakanı Roland Koch’un iktidara gelebilmek için çifte vatandaşlığa karşı gerçekleştirdiği çirkin imza kampanyası sayesinde çoğunluğu almıştı. Şimdiye kadar Hessen’deki çoğu siyasetçinin bu tür ırkçı yapılmaması gerektiğini anladığını sanıyordum. Ancak bir süre önce CDU Genel Başkanı Friedrich Merz’in bu ırkçı kampanyayı övdüğüne tanık oldum. Irkçı kampanyadan 25 yıl sonra, sorumluluk mevkiinde bulunan önemli bir siyasetçi bir kez daha çifte vatandaşlığa karşı böylesine bir tavır alıyor. Umarım bu kişi, hiçbir zaman başa gelemez.”
Toplumsal iklimin yabancılara ve sığınmacılara karşı daha fazla zehirlenmemesi gerektiğini kaydeden Yüksel, NSU’nun Hessenli kurbanları Enver Şimşek ve Halit Yozgat‘ı, sağcı teröristler tarafından öldürülen Kassel Valisi Walter Lübcke‘yi ve Hanau katliamında yaşamını yitiren dokuz genci de hatırlatarak, “Genç kuşakları uyarmalı ve onlara bu insanlık düşmanlığının hangi boyutlar alabileceğini göstermeliyiz“ diye konuştu.

Yeşiller artık şaşırtmıyor!

CDU’luların böyle bir tavır almaları gayet doğal, ancak her zaman bayrağına anti faşizm yazan Yeşiller’in de onlarla birlikte hareket etmesi artık kimseyi şaşırtmıyor. Daha birkaç hafta önce Hamburg Meclisi’nin sağ terör örgütü NSU’nun (Nasyonal Sosyalizm Yeraltı) bu eyaletteki cinayetini ve faaliyetlerinin araştırılması için bir meclis soruşturma komisyonu kurulmasını talep eden Yeşil Milletvekili Miriam Block, burada koalisyon ortağı olan kendi partisi tarafından cezalandırılarak, tüm görevlerinden uzaklaştırılmıştı. Hamburg’da muhalefette olan Sol Parti milletvekilleriyle birlikte söz konusu soruşturma komisyonu başvurusunu yapan Block’a yönelik bu tavır, kamuoyunda “Yeşiller partisi iktidara geldiğinde sağ terörün aydınlatılması için verdiği tüm sözleri unutuyor” yorumlarına yol açtı. Hessen’de 2014 yılından bu yana CDU’yla koalisyon ortağı olan Yeşiller, daha önce de NSU örgütünün bu eyaletteki cinayeti ve faaliyetlerini araştıran Soruşturma Komisyonu’nun çalışmasını CDU’yla birlikte engellemiş, çok sayıda dosya için “gizlilik” kararı alarak, komisyon çalışmalarından ortak bir raporun çıkamamasına yol açmıştı.

Fotoğraf: Komisyon üyeleri Sol Parti Milletvekili Saadet Sönmez ve SPD Milletvekili Turgut Yüksel.

Tags: , , ,


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑