Türkiye

Published on Ağustos 18th, 2020

0

HDP’nin bir yıllık raporu: Kayyum sistemi çökmüştür

HDP, bir yılını geride bırakan kayyum atamalarıyla ilgili raporunu açıkladı. Kayyumlarla halk iradesinin gasp edildiğini dile getiren HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Garo Paylan, siyasi partilere ve demokratik kesimlere çağrıda bulunarak, “Kayyum siyasetine son verilsin” dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Demokratik Yerel Yönetimler Kurulu, “Bir yıllık Kayyum Raporu”nu genel merkez binasında düzenlediği basın toplantısıyla açıkladı.

HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Garo Paylan, Demokratik Yerel Yönetimler Kurulu Eş Sözcüsü Hediye Karaaslan ve Demokratik Yerel Yönetimler Kurulu üyesi Yunus Parim tarafından açıklanan raporda, kayyumların bir yıllık pratiklerinin yanı sıra HDP’ye dönük saldırılar yer aldı.

ÇÖKTÜRME PLANI
HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Garo Paylan, HDP’nin güçlenmesini durdurmak ve toplumda bulduğu karşılığı engellemek için “Çöktürme Planı”nın devreye konulduğunu hatırlatarak, “Bu çerçevede çözüm süreci sonlandırıldı, maalesef şehirlerimiz yakılıp yıkıldı. Bununla birlikte HDP’nin güçlü olduğu bütün kurumsal alanların tarumar edilmesi için darbe siyaseti devreye sokuldu. Öncelikle seçilmişlerimiz, eş genel başkanlarımız, milletvekillerimiz dokunulmazlıkları kaldırılarak, Saray’dan gelen talimatlarla tutuklandılar. Meclis’e darbe vuruldu” dedi.

‘MUHALEFET YETERLİ TEPKİYİ VERMEDİ’
Paylan, 2016-2017’de kayyum siyasetinin devreye girdiğini ve belediyelerin gasp edildiğini ifade ederek, tüm olanlara rağmen HDP’nin dimdik ayakta durduğunu söyledi. Kayyum tehdidi karşısında tüm siyasi partileri uyardıklarını söyleyen Paylan, ancak muhalefet partilerinin kayyumlara karşı yeterli tepki vermediklerini de belirtti. Paylan, “Erdoğan darbecidir. Bir kez daha darbe siyasetini geçen yıl bu tarihlerde Diyarbakır Mardin ve Van belediyelerimize darbe vurarak hayata geçirdi, siyasi partiler muhalefet dahil olmak üzere kayyum darbesine karşı yeterli tepkiyi vermemiştir. Türkiye siyaseti, Türkiye’nin doğusunda olan darbelere karşı tepkiyi Türkiye’nin batısında olduğu kadar ortaya koyamadı” diye kayetti.

‘DERHAL KAYYUM SİYASETİNE SON VERİLSİN’
HDP’li belediyelerin çoğunluğuna kayyum atanarak ve belediye eşbaşkanlarının tutuklanması ile milyonlarca yurttaşın iradesinin gasp edildiğinin altını çizen Paylan, şunları söyledi: “Eğer Türkiye’nin herhangi bir yerinde darbe varsa bu bir kanser gibi bütün Türkiye’yi sarmaya ve metastaz gibi yayılma riski vardır. Bu darbe siyasetini püskürtmek için Türkiye’nin neresinde olursa olsun hep beraber bu darbe kanser ile mücadele etmeliyiz. Şu anda halkın iradesi tutuklu. Buradan bir kez daha bütün siyasi partilere, demokrasi güçlerine Türkiye halklarına çağrı yapıyoruz. Bizler derhal kayyum siyasetine son vermeliyiz. Belediye eş genel başkanlarımız, belediye meclis üyelerimiz, seçilmişlerimiz görevlerini yapamıyorlar. Derhal görevlerine dönmelerini talep ediyoruz. Bunun için bütün Türkiye halklarının demokrasi güçlerinin seslerini yükseltmesi çağrısı yapıyoruz. Kayyumları ait olduğu yere sarayın bahçesine gönderelim. Belediye başkanlarımızı görevlerini yapmasını sağlayalım.”

BİN PARTİ ÇALIŞANI GÖZALTINA ALINDI
Paylan’ın konuşması ardından söz alan Demokratik Yerel Yönetimler Kurulu Eş Sözcüsü Hediye Karaaslan, kayyum atamaları ile yerel demokrasi ve demokratik belediyeciliğin tabutuna çivi çakıldığını söyledi. 31 Mart yerel seçimlerinden sonra kayyum atamalarının başladığı 19 Ağustos tarihinde 418 parti çalışanının gözaltı kararı alındığını belirten Karaaslan, Ağustos ayı boyunca bine yakın gözaltının olduğunu ekledi. KHK gerekçesiyle YSK eliyle 6 belediyenin gasp edildiğini dile getiren Karaaslan, bu süreçte 14 belediye eş başkanı ile 48 belediye meclis üyesinin mazbatalarına el konulduğunu ifade etti.

İSTİFA İÇİN MİLYONLARCA TEKLİF
Karaaslan, siyasi ahlaktan yoksun yöntemlerin uygulandığını dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Belediye eşbaşkanlarımıza aracılar eliyle çeşitli maddi çıkarları destekleyen tekliflerde bulundular. Milyonlarca lira teklif edildi ve tek şey söylendi: ‘Ya partinden istifa edip başka partilere geçin ya da bağımsız kalın.’ Yapmayan belediye eşbaşkanlarımızın yerine ertesi gün kayyum atadılar. Siyasi ahlaktan etikten yoksun yöntemi bu dönem ortaya koydu. Ve kayyumu belediye eş başkanlarımız üzerinde tehdit olarak kullanmaya başladı. Biz de somutlaşan bazı bilgiler de söz konusu, ihtiyaç duyulursa muhatap olan belediye eşbaşkanları açıklama yapabilirler. Kimi kısa bilgi notları ile mevcut iktidar partisinin bazı isimleri kısa bilgi notları göndererek parti değiştirme teklifinde bulundular. Bu dönem böylesi siyasi ahlaktan yoksun yöntemlerle muhatap olmak durumunda kaldık. Onun içindir ki bütün eş başkanlarımız kayyum atama süreçlerinde gözaltına alındılar.”

‘FISTIKÇI, HAMAMCI KAYYUM’
Karaaslan, kayyumların icraatlarına dair ise şunları söyledi: “30 ay boyunca kayyumların yarattığı korkunç tablo ile karşılaştık. Bilanço çok ağırdı kamuoyuyla eş başkanlarımız paylaştı ve her paylaştığımızdan sonra halk bunlara başka isimler verdi. Diyarbakır belediye başkanımızın açıkladığı video sonrasında hamamcı kayyum gerçeği ortaya çıktı. Mardin büyükşehir belediye eşbaşkanımızn paylaştığı belgeler sonucunda çerezci kayyum açığa çıktı. Fıstıkçı, fincancı kayumlar açığa çıktı. Bizim karşılaştığımız tablo da Gever örneğinde ortaya çıktı. Gever 16 yıl boyunca hiçbir şekilde harcama yapmadan borç ödeyecek bir duruma sürüklenmiştir. Bunların hepsi belgelerle mevcut.”

BELEDİYE MECLİSLERİ KEYFİ FESH EDİLİYOR
Belediye eşbaşkanlarına gizli tanık ifadeleri öne sürülerek gülünç ve komik iddianameler üzerinden ceza verildiğini belirten Karaaslan, kayyumların denetlenmediğine dikkat çekti. Karaaslan, “Şu anda meclisin yetkisi atanmışlara devredilmiştir. Belediye meclisleri halk adına bütçe yaparlar, faaliyet raporlarını denetleyen, iş ve işlemleri denetleyen kritik bir role sahiptir. Oysa belediye meclisleri keyfi bir atanmış tarafından feshediliyor işlevsizleştiriyor. Meclislerin fiili olarak ortadan kaldırılması 4 milyon 268 bin 58 yurttaşın iradesinin gaspıdır” dedi.

TACİZCİ ÇALIŞANLARI YENİDEN GÖREVE ALDILAR
Karaaslan, kayyumların en büyük korkusunun kadınlar olduğunu belirterek, kayyumların başta eşbaşkanlık sistemi olmak üzere kadın kazanımlarına saldırdıklarını dile getirdi. Türkiye’de kadın belediye başkanlarının yüzde 56,5’ini HDP’nin gösterdiğini ifade eden Karaaslan, “65 belediyemizin 63’ünde eşbaşkanlık sistemiyle belediye yönetimlerine aday olduk. Kayyumların eril anlayışı merkezi hükümetin kadın düşmanı anlayışı eş başkanlık sistemimizi hedef aldı. Kara propaganda yapmaya kimi yerlerle ilişkilendirmeye başladılar. Sayıştay raporları ve diğer raporları aldık. Bu raporların hiçbirinde eşbaşkanlığın kamuyu zarara uğrattığı tespitiyle karşılamazsınız. Kadına yönelik şiddetin arttığı bir dönemde kayyumlar şiddetle mücadele eden kadın kurumlarını kapattılar. Kadın sığınaklarını kapattılar, kadın cinayetlerinin önü açıldı. Pandemi sürecinde artan erkek şiddeti ile mücadele edecek merkezlerini kapattılar. Kadın politikaları müdürlüğüne erkekleri atadılar. Mardin’e ilişkin dosyamız var, dosyamızın içerisinde 31 Mart’tan sonra açığa çıkardığımız tacizci çalışanları yeniden göreve getirdiler” diye belirtti.

NEFRETLE BAŞLADILAR
Demokratik Yerel Yönetimler Kurulu üyesi Yunus Parim ise kayyumların belediyelerde yarattıkları ekonomik yıkım, dil ve kültürel alana yönelik saldırılarını aktardı. Parim, kayyum sisteminin artık çöktüğünü belirterek, şunları dile getirdi: “Kayyumlar Kürt halkının diline ve kültürüne yönelik bir nefretle işe başladılar. Örneğin Batman Belediyesinde kayyum göreve başlar başlamaz resmi siteden, Kürtçe dil seçeneğini kaldırdı. Siirt kayyumu Celadet Ali Bedirxan Kütüphanesini kapattı. Yine Muradiye kayyumu Ayşe Şan Kadın ve Konuk Evi’nin tabelasını indirdi.”

‘KAYYUM DARBE, TALAN, GASPTIR’
Parim, adı yolsuzluğa ve tacize karışan kayyumların ikinci kez kayyum olarak atandığını hatırlatarak, “Bu raporla bir yıllık yapılanlara dikkat çekmek istiyoruz. Belediye ve irade gaspına ilişkin uygulamaları bir anlık görmemek lazım. Kürt halkına yönelik geleneksel devlet politikalarının devamıdır. Biz kayyumun darbe, gasp, talan olduğunu, seçme seçilme hakkının gaspının devamı ve Kürdistan’ın tamamında hayata geçirilen bir sistem olduğunu belirtiyoruz” dedi.

Hediye Karaaslan ve Yunus Parim tarafından özetlenen 34 sayfalık kayyum raporu daha sonra basına dağıtıldı.

(Etha)

Tags: ,


About the Author



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to Top ↑