Sömürgecilik

Published on Kasım 8th, 2022

0

‘İmralı tecridi tüm toplumu ilgilendiriyor’

Dünyanın pek çok ülkesinden yan yana gelen avukatlar, İmralı tecridinin bütün uluslararası sözleşmelere aykırı ve kabul edilemez olduğunun altını çizdi ve Öcalan, Konar, Yıldırım ve Aktaş’ın avukat görüş hakkına dönük ihlalin derhal son bulmasını istedi.

İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Hapishanesi’nde ağırlaştırılmış tecrit altında tutulan PKK lideri Abdullah Öcalan ve ada hapishanesindeki diğer tutsaklarla görüşme talebinde bulunan Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) ve Avrupa’nın pek çok ülkesinden avukatlar, yapılan başvuruya ilişkin ÖHD İstanbul şubesinde basın toplantısı düzenledi. Açıklamaya, Asrın Hukuk Bürosu ve ÖHD üyesi avukatlar, İtalya’dan gelen imzacı Fabio Marcelly, Avrupa Demokrasi ve Dünya İnsan Hakları için Avukatlar Birliği (ELDH) Genel Sekreter Yardımcısı Thomas Schmidt ve çok sayıda avukat katıldı.

İlk sözü alan ÖHD Eş Genel Başkanı İlknur Alcan, ÖHD olarak ağır tecrit koşullarına karşı uzun süredir mücadele ettiklerini dile getirdi. 2011’den bu yana aile ve avukat görüşü yaptırılmadığını hatırlatan Alcan, İmralı adasında bulunan tutsakların hiçbir haktan faydalanamadığının altını çizdi. 700’ün üzerinde avukatla Asrın Hukuk Bürosu’nun Abdullah Öcalan ve diğer tutsaklarla görüşebilmesi için başvuruda bulunduklarını kaydeden Alcan, bunun dışında tüm dünyadan 2 bin avukatın da bu başvuruyu desteklediğini ifade etti.

’23 YILDIR BÜYÜK BİR HUKUKSUZLUK YAŞANIYOR’
Asrın Hukuk Bürosu (AHB) avukatlarından İbrahim Bilmez, İmralı’da 23 yıldır büyük bir hukuksuzluk yaşandığını vurguladı. 2019’dan bu yana avukatların hapishaneye alınmadığını söyleyen Bilmez, telefon görüşmesinin ise son olarak 2021 Mart ayında gerçekleştiğini kaydetti. “Bütün Avrupa hukuk kurumları ne yazık ki bu büyük hukuksuzluğa göz yumuyor” diyen Bilmez, tecridin sadece Kürt halkını ve Öcalan ailesini değil tüm toplumu ilgilendirdiğini, hızla tüm Türkiye’ye yayıldığını vurguladı.

‘BU TECRİDE SON VERİLMESİ GEREKİYOR’ 
Devleti yönetenlerin her zaman “güvenlik politikalarını” öncelediğine dikkat çeken Bilmez, şöyle devam etti: “Sayın Öcalan’ın mutlak tecride alınması Kürt meselesine bir çözüm yaratmıyor. 5-6 yıl önce Sayın Öcalan’ın mesajı Türkiye’nin tüm medya kurumlarında canlı veriliyordu ve ülkede çok pozitif bir atmosfer oluşmuştu. Bir de bugünkü tabloya bakalım, kimse mutlu değil, ülke açık bir cezaevine dönüşmüş durumda, ekonomi yerle bir olmak üzere. Dolayısıyla bu tecride son verilmesi gerekiyor. Bunun için yabancı meslektaşlarımızın bu tecridi görmesini çok önemsiyoruz.”

‘TECRİDİN SİYASİ VE TOPLUMSAL ETKİLERİNİN FARKINDAYIZ’
ELDH Genel Sekreter Yardımcısı Thomas Schmidt, dünya çapında 775 avukat tarafından imzalanan ve Adalet Bakanlığı’na yazılan mektubu kamuoyuyla paylaştı. İmralı’da tutulan Abdullah Öcalan, Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş’ın avukatlarıyla görüşmelerinin hukuka aykırı bir şekilde engellendiğini kaydeden Schmidt, Öcalan’ın 2019’dan bu yana, Konar, Yıldırım ve Aktaş’ın ise İmralı’ya nakledildikleri 2015 yılından bu yana avukatlarıyla görüşemediğini hatırlattı.

İmralı Hapishanesi’nde 15 Şubat 1999’dan bu yana özel ve ayrımcı bir tecrit uygulandığını vurgulayan Schmidt, “En son 25 Mart 2021 tarihinde gerçekleşen kısa bir telefon görüşmesinden bu yana Öcalan’dan haber alınamamasının ailesinde ve meslektaşlarımızda yarattığı endişeye tanıklık etmekteyiz. Türkiye’deki gelişmeleri yakından takip eden avukatlar olarak, bu durumun siyasi ve toplumsal etkilerinin de farkındayız” dedi.

‘KABUL EDİLEMEZ VE ULUSLARARASI SÖZLEŞMELERE AYKIRI’
CPT’nin (Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi), 2019 yılında İmralı Hapishanesi’ne yaptığı ziyarete ilişkin 5 Ağustos 2020’de yayınladığı raporda, Öcalan ve diğer üç mahkumun dış dünyayla temaslarının tamamen yasaklanmasının kabul edilemez ve uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunu söylediğini hatırlatan Schmidt, “Devletler, tutuklu ve hükümlülerin kimliklerine ve aldıkları cezanın niteliğine bakılmaksızın haklarını kullanabilmelerini sağlamakla yükümlüdür”
dedi.

Schmidt, şöyle devam etti: “Türkiye’deki meslektaşlarımızın tecride ve savunma hakkının ihlaline karşı sürdürdükleri mücadelenin esasen başta Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi olmak üzere Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerde korunan hakların hayata geçirilmesi için verilen bir mücadele olduğunu göz önünde bulundurarak, ilgili Yönetmeliğin 25. maddesi kapsamında Abdullah Öcalan ve İmralı’da tutulan diğer mahkumlarla görüşmek için yaptığımız başvuruyu bilgilerinize sunarız. Gerekli izni vereceğinizi umuyoruz.” (ETHA)

Tags: , , ,


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑