İnci Tuğsavul’un çok boyutlu kavgası – Vatansızlığı Vatan Eylemek

Doğan Özgüden, “Vatansızlığı Vatan Eylemek” adlı bu yeni kitabında İnci Tuğsavul’un çocukluğundan günümüze dek yaşamını ve çok boyutlu kavgasını belgeliyor…

Avrupa Demokrat Haber Merkezi

Yaşam ve mücadele arkadaşı İnci Tuğsavul’la birlikte 52 yıldır sürgünde bulunan Doğan Özgüden’in anıları önceki yıllarda “Vatansız” Gazeteci adı altında iki cilt olarak, sürgün yaşamında çeşitli gazete, ajans bültenleri ve dergilerde yer alan Türkçe yazılarından seçmeler ise altı cilt olarak yayınlanmıştı.

Doğan Özgüden, “Vatansızlığı Vatan Eylemek” adlı bu yeni kitabında İnci Tuğsavul’un çocukluğundan günümüze dek yaşamını ve çok boyutlu kavgasını belgeliyor.

Kitapta ayrıca İnci Tuğsavul’un Türkiye’de ve sürgünde yayınlanmış yazıları, kendisiyle yapılan söyleşiler ve mücadeleli yaşamının çeşitli dönemlerinden kareler yer alıyor.

İlk olarak Belçika’da İnfo-Türk tarafından yayınlanmış olan “Vatansızlığı Vatan Eylemek” kısa bir süre sonra da Türkiye’de Belge Uluslararası Yayıncılık tarafından yayınlanacak.

Özgüden’in kaleme aldığı sunuş yazısından bir bölüm:

Bu yazdıklarımın kitaplaşması da, Türkiye’de ve sürgünde yazdığım ve editörlüğünü yaptığım tüm kitapların müsveddelerini keşisel özellikleriyle satır satır okuyup içerik ve imla hatalarını büyük bir sabırla düzelten, matbaada baskıya girinceye dek dizgisinden mizanpajına, kapak desenine kadar tüm yükünü taşıyan İnci’nin eseri olacak.

Bu kitabı yayına hazırlarken, 83. doğum günü nedeniyle sosyal medyada kendisine ilettiğim mesajda İnci’ye duygularımı şöyle ifade etmiştim:

“Canım İnci, bir ay kadar önce ölümden döndüğümüz şaibeli bir otomobil kazasının acılarının da eklendiği fırtınalı yaşamının bugün 83. yılına giriyorsun… 9 yılı doğup büyüdüğümüz topraklarda, 52 yılı da sürgünde, her daim inançlarımız uğrundaki mücadeleler içinde olmak üzere tam 61 yılını birlikte paylaştığımız bir ömür…

“İkimiz de ileri yaşlarımızda artık takvim yapraklarının birbiri ardına giderek daha hızla düştüğünün bilincindeyiz. Hayatta kalan yakınlarımızın, dostlarımızın, mücadele arkadaşlarımızın sayısı hızla azalıyor.

“Tüm sürgünümüz boyunca bizi hiç terketmeyen o soru: Bir gün gerçekten o güzelim ülkemizde olabilecek miyiz?

“Geçtiğimiz Mayıs ayında yapılan seçimlerin tüm demokrasi, özgürlük ve barış savaşçılarını hüsrana uğratan sonuçları bunun uzun süre daha mümkün olamayacağını, belki de ilerleyen yaşlarımızın buna hiç olanak tanımayacağını gösterdi.

“Ama doğup büyüdüğümüz ülkede hiç olamadık da değil…

“Esra Yıldız’ın Boston, Paris ve Köln’de gösterilen Vatansız belgeselinin Türkiye’de de Ankara ve İzmir’deki gösterimleri sırasında suretlerimiz senin ve benim gençlik kentlerimizdeydi.

“Dahası, sosyal medya sayesinde yıllardır düşüncelerimizle ve mesajlarımızla gece gündüz zaten hep Türkiye’de değil miyiz?

“Sen değil misin Vatansız’ın Köln’deki gösterimi sırasında yaptığın konuşmada “Vatan ürettiğin yerdir” diyen?

“Türkiye’de olduğu gibi sürgünde de senin nasıl hiç durmadan ürettiğinin yakın tanığıyım. Belçika’da İnfo-Türk ve Güneş Atölyeleri büyük ölçüde senin özverili ve yaratıcı çalışmalarının ürünüdür.

“2024’te Güneş Atölyeleri’nin 50. kuruluş yıldönümünü, onları yöneten, çok yönlü çalışmalarının sorumluluğunu üstlenen ve de dünyanın dört bir yanından göçüp gelerek orada eğitim görürken evrensel kardeşliği paylaşan dostlarımızla birlikte kutlayacağız.

“Bir yıl sonra, 2025’te de, özel olarak, hem bizim evliliğimiz, hem de Akşam gazetesi ve Ant dergisi ile başlayan mücadele birlikteliğimiz 60 yılını doldurmuş olacak.

“Canım İnci, bugün 83. doğum gününü yürekten kutluyor, seni hiç dinmeyecek sevgimle bir kez daha bağrıma basıyorum.”

Evet, ne yazık ki son seçimlerde de ülkemiz üzerindeki karabasan bir daha geri gelmeyecek şekilde tarihin çöplüğüne atılamadı.

Üstelik, Azerbaycan ablukası altındaki Karabağ halkıyla dayanışma bildirisine imza koyduğumuz için 20 Ağustos 2023’te “Azerbaycan’a saldıran ‘Türk aydınları’ kim?” başlığı altında başlatılan provokatif kampanyada biz de yeniden hedef gösterildik.

40 yıl önce Türk vatandaşlığından atılmış olduğumuz halde, yine aynı çevreler tarafından olmayan vatandaşlığımızdan yeniden atılmamız istendi.

Bu saldırı ortamında geçirdiğimiz kuşkulu bir otomobil kazasında ölümden döndük…

Bu yıl ben 88’e gün sayarken, İnci de 84’ü tırmanmaya başladı…

Her şeye rağmen, ömrümüz vefa ettiği ve sağlığımız elverdiği sürece kavgamızı sürdürmeye devam edeceğiz.