Almanya

Published on Ocak 21st, 2024

0

Katledilişinin 17. yıldönümünde Hrant Dink Frankfurt’ta anıldı

Uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni, gazeteci-yazar Hrant Dink, ölümünün 17’nci yılında Frankfurt’da anıldı.

Enver Enli (Frankfurt)

Frankfurt Soykırım Karşıtları Derneği’nin çağrısıyla Frankfurt Hauptwache meydanında başlayan anma programında, “Ona Adalet borcumuz var”, ” Hrant için Adalet, 1,5 Milyon için Adalet “, “Unutulmadın, aramızdasın Ahparig” yazılı Almanca Ermenice ve Türkçe döviz ve pankartların taşındığı anma programında Ermenice müzikler çalındı.

Türkçe ve Almanca yapılan konuşmalarda Frankfurt Soykırım Karşıtları Derneği bildirisi okundu, Selay Ertem ve Döne Gündüz’ Hrant Dink davasında yaşanan hukuk dışılıkların yanı sıra Ermeni Soykırımı ile yüzleşilmesi ve soykırımın tanınması çağrısı yapıldı;


“Tam bugün Hrant Dink’in AGOS gazetesinin önünde öldürülmesinin üzerinden 17 yıl geçti. Yargı süreci başından itibaren gerçek failleri bulma ve cezalandırma yönünde asla işlemedi. Aksine delilleri ortadan kaldırma, davanın geleceğini karartma yönünde işledi ve işliyor. Neden böyle yapılıyor? Çünkü devletin bütün katmanlarının bilgisi dahilinde Hrant Dink cinayeti planlanmış ve uygulanmıştır.
24 Şubat 2004’te Hrant Dink‘e, gazetesi AGOS’ta Ermeni yetimi Sabiha Gökçen hakkında yaptığı haberi üzerine, Milli Güvenlik Kurulu (MGK) parmak sallamış, valiliğe çağrılarak gözdağı verilmiştir. O günden itibaren devletin bütün katmanlarının gözü Hrant Dink üzerine çevrilmiş, bulunduğu yer ona dar edilmiştir. Bir devlet geleneği olan siyasi cinayet için sinyali verilmiş ve tetikçi olarak bir çocuk seçilip – bebekten katil yaratarak – hedeflerine ulaşmışlardır. Devlet geleneği haline gelmiş olan Hafızalardaki Cezasızlık Kültürü, egemen topluma ve bireylerine, bazı bedenler ve toplumlar hakkında söz sahibi olma cesaretini veriyor ve vermeye devam ediyor.
Gelinen noktada Hrant Dink davasına sanki devlet içinde belli bir kanadın işlediği yönünde yön vermeleri, bu davadan kendilerine paye çıkararak, çıkar çatışması içinde olduğu kutuplara karşı bir araca dönüştürerek, kazanç elde etmeye çalışmaları ayrı da bir ayıp, ayrı bir yüzsüzlük. Dink ailesinin yasını, acısını daha da derinleştirmektedir.
Bebekten katil yaratan zihniyetin ürünü tetikçi 15 Kasım 2023’te iyi halle serbest bırakıldı. Gelen yoğun tepkiler sonucu „silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek“ten, 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası istemiyle İstanbul 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanmak üzere yeniden dava açıldı.
Görünen o ki Hrant Dink Davası da zamana yayılarak hafızalardaki cezasızlık kültürüne eklenmek isteniyor. Kolektif suç bireyselleştirilmeye çalışılıyor.
Hrant Dink davasında 17 yıllık süreç, insan hak ve özgürlükleri bağlamında her şeyin adım adım kötüye gittiğini, hukukun ayaklar altına alındığını ve bireysel özgürlüklerin ortadan kaldırıldığını gösteriyor.
Bu çaresiz gibi görünen toplumsal ve siyasi durum Hrant Dink’in uğruna çaba sarf ettiği, toplumsal barış, halklar arası eşitlik, tarih ile yüzleşilmesi meselelerinin bugün Türkiye toplumu için önemsiz hale geldiği anlamına mı gelir? Bizce kesinlikle hayır. Tam tersine: Bu meselelerin son 10-15 yıl içinde siyaset tarafından geri plana atılmış olması aslında Türkiye toplumunun ve siyasetinin daha da derin bir krize girdiğinin bir göstergesi ve aynasıdır.
Kendi tarihiyle yüzleşemeyen devlet ve toplum, işlediği suçları kabul etmeyip, aksine mağdur halklara fail muamelesi yapmaya devam ediyorsa eğer, o zaman bu toplumda derin bir çürüme yaşanıyor demektir. Sorgusuz kalan 1915 Hıristiyan halklarının soykırımından sonra, sıra sıradaki “ötekine” gelmeye devam ediyor: Kürtler, Aleviler …
Toplumu katliamla, şiddetle ve zorla dinsel ve etnik anlamda homojenleştirme politikası „Türklük“ açısından „başarılı“ görünse de, bugün bu topraklar kültürel zenginlik, dinsel çeşitlilik, bilim, bilgi, eğitim, kadın hakları, gelişmişlik ve birçok konuda tam bir çöl haline gelmiştir.
Hrant Dink kendisini sadece bir Türkiye Ermenisi olarak değil, tam da yukarıda saydığımız hak ve özgürlükler için çalışan ve bunları bir entelektüel olarak aktif şekilde talep eden bir Türkiye’li olarak algıladığı için de, devletin bütün katmanları tarafından bir tehlike olarak görülmeye başlandı. Aynı zamanda gözleri henüz din ideolojisi ve milliyetçilik zehiri ile köreltilmemiş toplum katmanlarının arzuladıǧi toplum hayalini de dile getirirdiǧi için, onun varlıǧi statüko için bir tehlike olarak algılanmaya başlandı. Kısacası Hrant Dink, bu birleştirici özelliğiyle, tarihiyle ve komşu halklarla barışık, özgür ve demokratik bir toplumun sembolüydü.
Türkiye’de Ermeni ve farklı toplumların varlıǧına hiç bir tahammülü olmayan bir toplum ve devlet yapısı baǧlamında Hrant Dink’in katledilmesi soykırımın devamı olarak görülmelidir.
Uzun vadede soykırım tarihi ile yüzleşmemenin toplum ve devleti daha derin krizlere sokmaya devam edeceǧi için de soykırımlarla yüzleşmeyi toplumsal iyileşmenin ön koşulu olarak kabul eden toplumsal güçler ancak alan kazanabilir.
Hrant Dink cinayetinin gerçek failleri yargılanmadan ve 1915 soykırımının devlet ve toplum tarafından tanınması ve onunla gerçek bir yüzleşme olmadan Türkiye’nin demokratikleşmesi mümkün deǧildir.
Bu yüzdendir ki Hrant’ın düşüncelerini ve anısını hep canlı tutacaǧiz. Bu gün olduğu gibi, Onu mücadelemizde yaşatacağız.
Hrant Dink’e adalet! 1915 Soykırım kurbanlarına adalet!
Bu dava biz bitti demeden bitmez!
Soykırım Karşıtları Derneği Frankfurt


Yapılan konuşmalardan sonra bitirilen anma programına Frankfurt Haziran Kültür Evi’nde devam edildi. Hrant Dink’ten anılar adlı belgesel gösteriminde Hrant Dingin yaşamından çarpıcı anılar gösterildi ilgiyle izlenen belgesel gösteriminden sonra , açık mikrofonda şiirler ve müziklerle devam etkinlik sona erdi.
Hrant sizin için ne ifade ediyor adlı bir panoda katılımcılar Hrant Dink’in kendileri için ne ifade ettiğini yazan yazıları panoya astılar…

Tags: , ,


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑