Makaleler

Published on Aralık 14th, 2023

0

Kırmızı Lale Sembolü – Selver Yıldırım’dan | Gül Güzel


Muş ovası Lale Festivaline gitme düşüncem ve hayalim ne yazık ki, askıda kalınca…Kötü şartlar altında güzel anılar ve düşünceler biriktirmek güzeldir dedim kendimi duygu seline bırakıp, bi nebze teskin etmek için. İnsanın bu tür düşünce, hedef ve anılarını yıllarca korumak için tekrarlaması da hem güzel hem de bir nevi devadır…

Son süreçte yoğunlaştışım Yeni Yıl Kartları modendan biraz çıkmaya çalışırken, yine benzeri anılarla karşılaşıyorum. 2003 yılında Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevindeki tutuklu koğuş arkadaşım, 2014 yılında bana Kırmızı Lale fotoğraflı-sembolük bir kartı 8 Mart vesilesiyle göndermişti. O kartı yine arşivleştirdiğim mektuplar içinden elime alınca, başım dönercesine biraz derin nefes almam gerekti. 10 yıl önce yazılan kartın göndericisi Selver Yıldırım arkadaşım ve kendisi hala cezaevinde.

Beraber bulunduğumuz Bakırköy Cezaevinden sevki Maraş/Elbistan’a çıktığında, Cezaevinde de olsa kendi doğduğu, topraklarının üstünde olacağının gizli mutluluğunu yaşamıştı. 6 Şubat 2023 tarihli merkezi depremin o bölgede oluşması nedeniyle de şimdi Ankara/Sincan Kadın Kapalı Cezaevi C 13’e sevkedilmiş. Bütün Cezaevleri yıkılırsa, herhalde siyasi tutsakları Sipan/Cudi/Kato/Ağrı…vb yerlere gönderirler😊) şaka da olsa artık isyanımız dorukta ve tahammül sınırlarımızı oldukça aşıyor uygulanan bu ve benzeri tutumlar…

Yine sevgili Selver’i bu kadar andıktan sonra Mart 2014 tarihli kartını sizlerle paylaşmak ve sevgili arkadaşıma bu vesileyle de olsa, selam, özlem ve sevgilerimi göndermek istiyorum.

Sevgili Güzel Hevalim merhaba,

Seni sımsıkı kucaklıyor, öpüyorum. Bugün 8 Mart. 8 Mart’ını ve Newroz’unu baştan kutluyorum. Bir sonraki yıla buluşma ve özgürlük sözleri vere vere, dilekleri tuta tuta yılları devirdik. O yüzden ben bu sefer öyle bir dilekte bulunmayacağım ya da dileğimi sesli dile getirmeyeceğim. Dile gelince tılsımı bozuluyor. Galiba evren sessizliği seviyor.

Mektubumu almadığını belirtmişsin. Ben de tam tersini düşünüyordum. Yani sen bana cevap yazmadın diye. Çünkü en son ben yazdım ve bir daha cevap gelmedi. Bilemiyorum, eğer sen yazmışsan ve de bana ulaşmamışsa. Zindan da arasıra oluyor böyle şeyler. Ya mektubun gitmez ya da gelen verilmez. Herşeye rağmen senden haber almak güzel.

Bundan sonraki haberini Muş ovası Lale Festivalinden alacağım herhalde. Yok, ondan önce Rojava var. Sen ordan resim çek, gönder; biz de burada kıskanalım. Neyse, bizim kıskanmalarımız hep böyle olsun. Muhtemelen bu kartı aldığında gidip dönmüş olacaksın. Tarih belirtmemişsin bunu yazından, yakın zamanda gideceğini hissettim.

Burada erkek arkadaşların yanında sekiz Rojava’lı arkadaş var. Biz sevinçten konuşuyoruz ama onlar kelimenin tam anlamıyla uçuyorlar. Öyle coşkuyla, mutlulukla bahsediyorlar ki… İlk defa Rojava’lı arkadaşları böyle mutlu, böyle kendine güvenli görüyorum. Eskiden Kuzeyli arkadaşların arasında biraz misafir gibi dururlardı. Şimdi öyle değil. Devrim yapmış bir coğrafyanın çocuğu olmanın gururu onları evsahibi yapmış. Rojava gerçekten halkımızın kimyasını olumlu anlamda değiştirdi. Belki de halk olarak ilk defa birşeyi, hem de kimseye nasip olmamış güzellikte başarmış olmamızdandır. O yüzden sen git ve biz seni kıskanalım. Eğer daha gitmemişsen de selamlarımızı da götür lütfen. Bizi ne kadar mutlu ettiklerini, gururlandırdıklarını söyle. Yolun açık olsun.(Tabii, ki o süreçte bir kere değil, birkaç defa Rojava seyahatine gittim ve bolca da fotoğraflar çekip yollamıştım. Semalka kapısında bizi karşılayan iki metre boyundaki hevalimizle de😊))…

Hala on arkadaşız. Günlerimiz daha çok seçim. Bazı yerler için arkadaşlar tatlı sözü veriyorlar. ‘’Şurayı alırsak tatlı ısmarlarım’’ diyor birkaç arkadaş. Tabii sizin de temel gündeminiz budur. İlk defa özgürlüğün de Özerkliğin de bu kadar yakın olduğunu hissediyorum. Üzerimizdeki kapılar açılsa da açılmasa da…

Sen nasılsın? Sanırım pek sabit kalmıyorsun, hep geziyorsun. Arkadaşları görüyorsun değil mi? Yaşamı seviyorsun ve dolu dolu yaşıyorsun. Biz de iyiyiz. Yoğunuz. Jinoloji ile ilgili bazı yazı çalışmaları yaptık. Şimdi odaca bir dergi çıkarmak için çabalıyoruz. Ama bu ara çalışmalarımız biraz ağırlaştı.

Burada biz iki arkadaş dışında hepsi KCK’den. Biri bile ciddi bir delile dayanarak yatmıyor. Güzel olan şu ki, hepsi ilk geldikleri zamankinden çok daha güçlü. Bunun ne demek olduğunu da sen biliyorsun…Seninle kaldığımız zamanı iyi değerlendiremediğimi düşünüyorum. O zamanın dağınık atmosferdi demek ki, bizi de etkilemiş. Bunu insan zamanla farkediyor. Hakkını veremedik. O gençlerden bazıları güzel devam ettiler, bazıları savrulup gitti. Ve ben bunun duygusunu içimde hap hissettim…

Şimdilik bunları yazayım. Yine bir Lale gönderiyorum ama nerenin lalesi bilemiyorum. Zap’ın da rengarenk çok güzel laleleri vardı. İnsan içindeyken değerini o kadar bilmiyor. Seni sımsıkı kucaklıyor, o yaşam dolu yüreğinden öpüyorum. İyi olman dileğiyle. Not: bir resmini gönder.

Selam, sevgi ve saygılarımla.

Selver Yıldırım, 08.03.2014 (Elbistan E Tipi Kapalı Cezaevi- Mektup okluma komisyonu- GÖRÜLDÜ)

Dip not: Selver Yıldırm hevalin Gözleri şarampel parçalarından zarar görmüştü. Ama tedavisi ne yazık ki yapılmadı ve şu an pek iyi göremediği için az cevap yazabiliyor…Kendisi, yukarda da belirttiğim gibi şu an Sinca/Ankara cezaevinde.


Kadının Kaleminden: Gül Güzel – 14.12.2023

Tags: ,


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑