..." /> Komünist Kadın Örgütü (KKÖ) 3. Konferansını topladı

Kadın

Published on Aralık 22nd, 2023

0

Komünist Kadın Örgütü (KKÖ) 3. Konferansını topladı


3. Konferansını topladıklarını duyuran Komünist Kadın Örgütü (KKÖ), işçi, genç kadınlar, LGBTİ+’lara, halklara çeşitli inanç ve mezheplerden komünist kadınların savaşım mevzisi KKÖ’yü desteklemeye, olanaklarını sunmaya, görüşlerini ve çağrılarını yaymaya, KKÖ’ye katılmaya, KKÖ’nün mücadelesini kadınların bulunduğu her yere taşımaya çağırdı.


Avrupa Demokrat Haber Merkezi

Konferansla ilgili Avrupa Demokrat’a da gelen açıklama şöyle:

KKÖ 3. Konferansı Duyuru Ve Çağrısı

Yaşasın Kadın Devrimi! Yaşasın Sosyalizm!

Komünist Kadın Örgütü 3. Konferansı, 8-17 Mayıs 2023 tarihlerinde, “Yaşasın Kadın Devrimi! Yaşasın Sosyalizm!” ve “Özgürlük İçin Toplumsallık, Özneleşme İçin Örgütlülük, Kadın Devrimi İçin Adanmışlık!” şiarlarıyla toplandı.

KKÖ 3. Konferansı, erkek egemen faşist şeflik rejimiyle cepheden bir savaşımın tam ortasında gerçekleşti. Bu savaşın içerisindeki bir anda, durumumuzu, sorunlarımızı değerlendirmenin, savaşımın önünü açarak geleceğe yürümenin önemli bir dayanağı oldu.

Konferansımız, bu çarpışma içerisinde bütün dönemin dövüşerek ve büyük zorluklar altında yüründüğüne dikkat çekti. Ölümsüzlüğe yürüyen, tutsak düşen yoldaşlarla, dönemi bedellerle göğüsleyen kadın örgütü gerçeğimizi vurguladı. Aynı zamanda, bu savaşımın yaralanmalar, yorgunluk, değişik biçimlerde savaşı sürdürme ve yükleri taşımada güçlük yaşama gibi olağan sonuçlarının da yaşandığını tespit etti.

Erkek egemen faşist şeflik rejiminin saldırıları altında, bütün bu koşullar, zorluklar ve eksikliklere rağmen yürütülen mücadelenin kesintisizliği, KKÖ 3. Konferansı’nı toplama iradesinde simgeleşti.

3. Konferansımız, Enternasyonal Marşı ve 2. Konferanstan sonraki süreçte ölümsüzleşen, partimizin ve Rojava’nın ilk trans kadın ölümsüzü İsyan (Okan Altunöz) yoldaş; Rojava Devrimi’nin genç komünist kadın öncüsü Zilan (Elende El Mihemed) yoldaş; devrimin ve kadın özgürlük mücadelesinin her düzeyde emekçiliğinde ömrünce kesintisiz yürüyen Elif Demirci yoldaş şahsında, devrim ve sosyalizm mücadelesinde ölümsüzleşen kadın komünistlerin anısına bağlılık ve Kadın Devrimi’ni zafere taşıma sözüyle başladı. Faşizmin zindanlarında tutsak yoldaşlar başta olmak üzere, tüm cephelerde görevlerinin başındaki kadın yoldaşları selamladı. Konferansımız, bu sözlere uygun bir yoldaşlık atmosferinde, kadın örgütümüzün sorunlarını ve görevlerini cesaretle ve kararlılıkla ele aldı, sonuçlar çıkardı. Kadın iradesi ve özneleşmesinin yeni bir örneği ve yeni dönemdeki çıtası oldu.

KKÖ 3. Konferansı, erkek egemen faşist şeflik rejiminin tüm engelleme saldırılarına rağmen, kadın örgütümüzün sürekliliğinin, politik iddialarını koruma ve yükseltme iradesinin, yeni nitelikler kazanma kararlılığının göstergesi olarak, bir süreklilik ve yenilenme konferansı olarak gerçekleşti.

KKÖ 3. Konferansı, geride bıraktığımız dönemde KKÖ’nün ve partimiz MLKP’nin kadın özgürlük mücadelesindeki rolünü, Kürdistan, Türkiye ve Avrupa’da politik, örgütsel, teorik ve ideolojik çalışmalarını, fiili meşru mücadeleden politik askeri mücadeleye dek değişik cephelerdeki pratiğini, 2. Konferans kararlarını uygulama düzeyini ve yönelimini özeleştirel analizden geçirdi. Faşist şeflik rejiminin kadın hareketine yönelik yeni dönem saldırıları ve mücadele perspektiflerini tartıştı. Dünyada, Türkiye’de ve Kürdistan’da kadın hareketinin gelişimi ve komünist kadınların görevlerini ele aldı.

Emperyalist kapitalist düzenin yargıdan eğitime, kültür ve sanattan basın yayına bütün araçlarıyla ve kurumlarıyla geliştirdiği erkek egemen burjuva ideolojik kuşatmaya meydan okuyarak, sosyalizm ve kadın devrimi şiarını yükseltti. Kadın hareketi içerisinden gelen reformist ve feminist ideolojik baskıya, sınırlayıcılığa, ufuk darlığına, burjuva görüş açısına rağmen, kadın devrimi ve sosyalizmin kadın kurtuluşu açısından zorunluluk, komünist programın, erkek egemenliğinin tüm ekonomik ve toplumsal yapısını, kurumsal dayanaklarını yerle bir etmenin yegane yolu olduğu ısrarını ilan etti.

Kadın hareketinin yönünü ve siyasi-ideolojik sınırlarını tartıştı, gelişim yollarını ve olanaklarını değerlendirdi. Erkek egemenliğinin bugünkü yüksek örgütlülük ve saldırı düzeyi karşısında, mevcut mücadele düzeyinin yetersiz kaldığını, hareketin gerek kuvvetlerini genişletmek, gerekse de eylem niteliğini yükseltmek zorunda olduğunu, aksi halde, yükseliş ve düşüş dönemleriyle birlikte kendini tekrarın, sonuç alamamanın ve buna bağlı inanç ve eylem zayıflamasının, mevzi kayıplarının, hatta dünyanın değişik ülkelerinde görüldüğü gibi, sınırlarına dayanmaktan kaynaklanan ayrışma ve bölünmelerin kaçınılmaz olacağını saptadı. Kadın cinsinin emekçi katmanlarıyla buluşmayı, mücadeleye daha güçlü seferber etmeyi, kitle tabanını genişletmeyi sınırlayan küçük burjuva hegemonyanın; ittifaklarını genişletmeye ve işçi sınıfı ve ezilenlerin mücadele birliğine bakış açısında, programsızlık, kesimcilik, kendi talepleriyle sınırlanma üreten feminist darlığın; mücadele araç ve biçimlerinin, grevler, fiili meşru direniş çıtasının ve kitle militanlığının yükseltilmesi, erkek ve devlet şiddetine ve cezasızlığa karşı cezalandırma ve özsavunmanın yükseltilmesi gibi biçimlerde artırılmasını engelleyen, hareketi muhalefet pozisyonundan ileriye geçmekten alıkoyan reformist pozisyonun, gelişimin başlıca sınırlarını teşkil ettiğini tespit etti.

KKÖ 3. Konferansı, ideolojik siyasi tasfiyecilik saldırılarının toplumsal hareket ve kadın hareketi üzerindeki sonuçlarını tartıştı. Erkek egemen tutumların, yaklaşımların emekçi sol saflarda gelişmesinin, emekçi soldan kitle örgütlerinde ve parti ve gruplarda kadın özneleşmesinde gerilemenin, ideolojik siyasi tasfiyeciliğin, “yasal devrimcilik” eğiliminin düzeniçileştirici sonuçlarının, umut kırılmasının kaçınılmaz sonuçlarından biri olduğu, ideolojik siyasi tasfiyeciliğe karşı mücadelenin ayrılmaz bir parçasının da erkek egemenliğine karşı mücadele olması gerektiği sonucunu çıkardı. Emekçi sol saflardan ve feminist hareketten kadınlarda da, içe dönme, bireyselleşme ve burjuva yaşam tarzının daha fazla gelişmesi, sevgili ve aile ilişkilerine savrulma, inanç zayıflaması, politik eylemden ideolojik tartışmalara gerileme biçimindeki yansımaların, siyasi çizgide ve ideolojik hatta bu yönde kırılmaların meydana geldiğini, bu durumun kadın eylemini ve özneleşmesini geriletici sonuçlar ürettiğini tespit etti.

Bu gerçeğin kadın örgütümüz saflarındaki, kadro ve örgüt gerçeğimizdeki etkilerini analiz etti. İdeolojik mücadele görevlerini ve önceliklerini saptadı. Komünist kadın gerçeğini ele aldı, özgürleşme sorunlarımızın toplumsal düşünüşü, duygulanışı ve eylemi büyütmekle, kolektif özneleşme, örgütlülük bilinci ve örgütlü davranma yeteneğinin geliştirilmesiyle kadın devrimi hedefine bağlılık, adanmışlık ve kadın cinsi adına, kadın cinsinin kurtuluşu uğruna kendinden verme ve fedakarlık çıtasını yükseltmekle bağını tartıştı. Erkek egemen burjuvazinin bireyselleştirme saldırılarına karşı örgütlülüğün ve toplumsallığın komünist kadın kadrolar nezdinde en ileri düzeyde temsil edilmesi gereğine işaret etti. Profesyonel devrimcilik niteliğini ve niceliğini yükseltme ihtiyacını vurguladı.

Kadın örgütümüzün gelişiminin en acil ihtiyacı olarak, kitle çalışmasında kararlılık ve irade, işçi, emekçi, ezilen sınıf ve tabakalardan kadınlarla, özellikle de genç kadınlarla güçlü bağlar kurma, politik ve örgütsel çalışmada yüzünü kararlı biçimde kadın kitlelerine çevirme görevini saptadı. Kadrolaşma çalışmalarında iradilik, planlılık ve sonuç alıcılığı yükseltmede atılacak somut adımları ele aldı.

KKÖ 3. Konferansı, önümüzdeki dönemde sert mücadele koşullarının süreceğini, erkek egemen politik İslamcı faşizmin ve erkek egemen yapının kadın özgürlük mücadelesine ve kadın cinsine yönelik daha sert ve cepheden saldırıları gündeminde tuttuğunu tespit etti. Faşist şeflik rejiminin, genel politikalarıyla ve kendi tabanından ve ittifak güçlerinden gelen taleplerle uyumlu biçimde, erkek egemen yapının da rejimin yeni durumu ve hedeflerine uygun biçimde restorasyonunda kararlı olduğunu, bunun, öznelerinden, öncülerinden, örgütlü yapılarından başlayarak kadın hareketine ve genel olarak kadın cinsine yönelik kapsamlı saldırıları getireceğini öngördü. Yeni yapısal düzenlemelerle erkek şiddetinin tırmandırılması ve evsel köleliğin derinleştirilmesinin yanısıra, lgbti+ hareketini ve lgbti+’ların varlığını bir bütün olarak ezme politikasını gündeme aldığını, önümüzdeki döneme kadın hareketini ayrıştırma, kadın özgürlük mücadelesinin ve cins mücadelesinin bütün ezilen taraflarının öznelerini ezme, yeterince kararlı olmayan öznelerini geriletme ve hareketin kuvvetini daraltma planlarıyla girdiğini tespit etti.

KKÖ 3. Konferansı, cins çarpışmasının keskinleşeceği, cins çarpışmasının ezilen bütün taraflarının öncülüğe, direnişe ve birleştiriciliğe derinden ihtiyaç duyacağı bu dönemde, mücadele kararlılığını ve devrimci amaçlarından geri adım atmayacağını bir kez daha ilan etti. Emperyalist kapitalizmin ve faşist şeflik rejiminin erkek egemen saldırılarına, kadın emeğinin, bedeninin kapitalist sömürüsüne, erkek egemen sömürüsüne, erkek ve devlet eliyle gelişen şiddete karşı, yasal ve yasadışı, barışçıl ve şiddet içeren bütün mücadele araç ve biçimleriyle mücadeleyi geliştirme iradesinde birleşti.

KKÖ 3. Konferansı, tüm kadın komünistlere, erkek egemenliğine karşı mücadeleyi yükseltmek için, bireyselleşmenin, içe dönmenin, kendine ağlamanın, kendi dertleriyle meşgul olmanın bütün örnekleriyle kararlı bir şekilde mücadele etme çağrısı yaptı. “Mağduriyet” değil “özneleşme” görüş açısını, ezilen cinsin herhangi bir ezilen mensubu değil, onun öncüsü, önderi olma bilincini, erkek egemenliğine muhalif olma değil, onunla cinsi adına göğüs göğüse çarpışma iradesini, her eylemiyle “cinsini temsil ediyor olma”, “kadın örgütünü temsil ediyor olma” duygusu ve kendi cinsi için bir şeyler yapma arzusunu güçlendirme zorunluluğunu vurguladı. İşçi, emekçi, ezilen kadınlara ve cins çarpışmasının ezilen bütün taraflarına yüzünü dönmeyi, erkek egemen rejimin bütün savaş gücünü, teknik olanaklarını, propaganda aygıtını kadın cinsine yönelttiği bu koşullarda, tek tek kadın komünistlerin de, kadın örgütlerimizin de, bir bütün olarak KKÖ’nün de, tüm enerjisinin bu savaşımı yükseltmenin örgütsel, politik ve ideolojik sorunlarına yöneltmesi gerektiğini ilan etti.

KKÖ 3. Konferansı, komünist kadınların özgürlük mücadelesindeki pratiği için olduğu kadar, kadın hareketinin bütünü için de, erkek egemenliği karşısında önemli bir kazanımıdır ve kararlarının cisimleşmesiyle, KKÖ’nün mücadelesinde somut bir güce dönüştürülmesiyle, bu rolü daha da fazla açığa çıkaracaktır.

KKÖ 3. Konferansının gücüyle, Jina Amini’nin katledilmesiyle patlak veren, ve faşist, sömürgeci, burjuva rejimlerin, erkek egemenliği halkasından da kırılabileceğini, toplumsal devrimlerin kadın devrimini de içererek gelişeceğini, ve 21. yüzyılın bir kadın devrimleri yüzyılı olması imkanını en parlak biçimde gösteren İran-Rojhilat ayaklanması başta olmak üzere, dünyanın dört bir yanında kadın cinsinin erkek egemenliğine ve erkek egemen rejimlere karşı direniş ve mücadelesini selamlıyoruz.

KKÖ 3. Konferansının iradesiyle, Filipinler Komünist Partisi MK sekreteri Wilma Austria-Tiamzon (Ka Bagong-Tao) şahsında değişik coğrafyalarda erkek egemen gerici rejimlerin karşısına büyük bir cesaretle, feda ruhuyla ve adanmışlıkla dikilen ve bu mücadelelerde ölümsüzleşen kadın devrimcilere, enternasyonalist duygularımızla ve birlikte mücadele arzumuzla, kavgalarına bağlılık sözü veriyoruz.

KKÖ 3. Konferansının ruhuyla, Nagehan Akarsel şahsında, Kürdistan’da inkarcı sömürgeci faşizmin saldırıları sonucu şehit düşen kadın savaşçıları, gerillaları, politik önderleri anıyor, Kürdistan’ın ve Kürdistan’lı kadınların özgürlüğü için yürüttükleri mücadeleye; antisömürgeci ve kadın özgürlükçü ideallerine bağlılıkla savaşacağımızı ilan ediyoruz.

Dünya, Türkiye ve Kürdistan kadınlarına, işçi sınıfına, ezilen halklara, emperyalist kapitalizme, sömürgeciliğe, faşizme, emperyalist ve faşist işgalci ve sömürgeci savaş ve saldırganlığa karşı mücadele kararlılığı sözü veriyoruz. Sömürgeci faşist şeflik rejiminin kadın özgürlük mücadelesine ve kadın cinsine yönelik saldırılarına, aynı zamanda onun koruması altındaki bireysel erkek şiddetine, baskısına ve sömürüsüne karşı direnişi sürdüreceğimizi, KKÖ ve KKÖ’lü kadın komünistler olarak bu uğurda kendimizi sınırsızca ortaya koyacağımızı ilan ediyoruz. KKÖ’lü ölümsüzlerimizin anılarına ve ideallerine bağlılık ve zafer sözü veriyoruz.

İlerici, demokratik, antifaşist, feminist kadın örgütlerini, öznelerini, öncülerini, birleşik kadın mücadelesini yükseltmeye, rejimin yeni dönem saldırılarına örgütsel, siyasal ve ruhsal olarak hazır olmaya, direniş gücünü korumaya çağırıyoruz. İşçi ve emekçi sınıflardan kadınlarla, onların politik talep ve özlemleriyle buluşmada sınırlarını aşmaya, işçi ve ezilenlerin mücadeleleriyle daha güçlü bağlar kurmaya, kadın cinsinin dayanışma geleneğini ve gücünü etkinleştirmeye, ittifakları genişletmeye ve militanlığı yükseltmeye çağırıyoruz.

Devrimci partileri ve örgütleri, emekçi sol yapıları, cins mücadelesinde daha fazla sorumluluk almaya ve erkek egemen sınırlarıyla yüzleşmeye; saflarında kadın özneleşmesini geliştirmeye ve kadın hareketinin eleştiri, öneri ve ihtiyaçlarıyla ilişkide ciddiyet düzeyini yükseltmeye; saflarındaki örgütlü kadın siper yoldaşlarımızı, bu dönüşüme öncülük etmeye çağırıyoruz.

İşçi kitle örgütlerini, demokratik Alevi örgütlerini, kültür sanat kurumlarını, ilerici ve demokratik dernekleri, iç mekanizmalarında kadın iradesinin önünü açmaya ve erkek egemen saldırılara karşı politik tutum almaya çağırıyoruz.

İşçi ve ezilen sınıf ve tabakalardan erkekleri erkeklikleriyle yüzleşmeye; erkek egemen ayrıcalıklarını korumak için, kendi ezilmelerinden mesul olanlarla çıkar birliği yapmayı reddetmeye, sömürgeci, faşist, baskıcı rejimlerin egemenlik boyunduruğunun, erkek egemenliğinden geçtiği bilincini yükseltmeye, kadın cinsine yönelik saldırılarda, sömürülen sınıf, ezilen ulus, inanç, mezhep olarak safını belirlemeye davet ediyoruz. Komünist erkekleri, erkek egemen ayrıcalıkları reddetmeye, erkeklikleriyle yüzleşmeye, eylemsizlik ve ilgisizliğin çürütücülüğünden kopuşmaya, erkeklikle toplumsal yüzleşmenin geliştirilmesinde sorumluluk almaya çağırıyoruz.

Lgbti+ hareketine, faşist şeflik rejiminin, cins özgürlükçü mücadeleyi ayrıştırma ve bölme politikalarını boşa çıkartmaya, lgbti+ hareketi bir yandan ezerken, bir yandan devrimci örgütlere karşı yedekleme çabalarına tutum almaya, kadın özgürlük mücadelesi başta olmak üzere diğer işçi ve ezilenlerin mücadeleleriyle ittifakı güçlendirmeye çağırıyor, politik ve toplumsal özgürlük mücadelesinde KKÖ’nün başarı dileklerini, destek ve dayanışmasını iletiyoruz.

Genç kadınları, geleceğini erkek egemenliğinin köleci sığınaklarına; burjuva düzenin, para karşılığı satılan ambalajlı “kişisel özgürlük paketlerine” değil, eşit ve özgür yaşam düşüne dayandırmaya, yaşamını ve safını bireysel özgürlüğün toplumsal özgürlükten geçtiği bilinciyle belirlemeye, kadın cinsinin ve tüm ezilen, sömürülenlerin özgürlüğü için mücadele etmeye çağırıyoruz.

Genç kadın komünistleri, KKÖ’nün geleceği için kendini ortaya koymaya, görevler omuzlamaya, yeni sorumluluklara hazırlanmaya, KKÖ’nün omurgası ve önder kadroları olma

yolunda devrimci hazırlıklarını güçlendirmeye çağırıyoruz.

İşçi kadınları, erkek egemenliğine ve sermaye sömürüsüne karşı mücadeleyi yükseltmeye, kadın özgürlük hareketi içinde militan, öncü ve birleştirici özne olmaya, sendika ağalarının ve sendikal bürokrasinin erkek egemen karakterini teşhir etmeye ve cins özgürlükçü sınıf sendikacılığını yükseltmeye, KKÖ’yü desteklemeye ve saflarında örgütlenmeye çağırıyoruz.

Erkek egemenliğine karşı mücadele etmek isteyen, kadın özgürlüğüne ve gerçek eşitliğe inanan, cins ayrımsız bir toplum özlemiyle dolu tüm kadınları, erkek egemenliğine ve onun temel dayanağı olan emperyalist kapitalist sisteme karşı ayağa kalkmaya, isyan etmeye, evsel kölelik zincirlerini kırmaya, özgürlük için evde, okulda, fabrikada, mahallede, atölyede harekete geçmeye, Kürt, Türk, Arap, Çerkes, Laz, Gürcü, Ermeni, Rum, Roman, Pomak, Boşnak, Arnavut, Asuri, Süryani, Keldani, Ezidi ulus ve ulusal topluluklarından, çeşitli inanç ve mezheplerden komünist kadınların savaşım mevzisi KKÖ’yü desteklemeye, olanaklarını sunmaya, görüşlerini ve çağrılarını yaymaya, KKÖ’ye katılmaya, KKÖ’nün mücadelesini kadınların bulunduğu her yere taşımaya çağırıyoruz.

Şan Olsun KKÖ 3. Konferansına!

Şan Olsun KKÖ’ye! Şan Olsun MLKP’ye!

Özgürlük İçin Toplumsallık, Özneleşme İçin Örgütlülük, Kadın Devrimi İçin Adanmışlık!

Yaşasın Kadın Devrimi! Yaşasın Sosyalizm!

20 Aralık 2023

MLKP / KKÖ

Kadın Önderliği

Tags: , , ,


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑