Makaleler

Published on Mayıs 17th, 2021

0

Mektuplar & Rüyalar: “Bir kitap okudum” | Naim Kandemir

Cengiz!

Tam senlik bir muhabbet yaptık. Pandemi nedeniyle eve kapanıklığımızda sohbet ederken Sema sordu:

Sen de bir kitap okuyunca hayatın değişti de mi devrimci oldun?

Pat diye sorulan sorulara anında verilen yanıtların en samimi yanıtlar olduğunu düşünürüm ama bu yanıtlar süzgeçten geçirilmediği için içinde tehlike de taşır!

Yıl olarak çok olsa da geçmiş hiç uzağımda olmadı. Çocukluğumdan ergenliğime büyüdüğüm ev yaşlılar evi gibiydi. Kiralık üç katlı, daracık Rum evinde; 4 yaşlı, 4 çocuk, ana-baba; etti mi nerdeyse bir futbol takımı!

Dört kardeşiz ama hayattaki ilgi alanlarımız farklı olmuş. Aynı ana-babadan olmuşuz, aynı tencereden yemişiz, aynı evlerde büyüyüp, aynı aile içi eğitim alıp, benzer okullarda(ilk-orta-lise) okumuşuz. Üniversitelerimiz farklı olmuş sadece.

Bizim evde kılıfı içinde duvara asılı Kur’an-ı Kerim’den başka kitap pek yoktu zaten. Adalet Partisi’nin yayın organı Adalet gazetesinin verdiği Allahsız Gardiyan ve Sokaktaki Adam kitaplarını saymazsak… Buna rağmen, okuyacak çocuk bir yolunu buluyor. Ortaokulda harçlıklarımdan arttırıp Varlık Yayınları’nın küçük boy kitaplarına dadanarak kitapsız evin kitaplı çocuğu olmaya başladım ama bir kitap okudum da hayatım değişti, solcu oldum diyemem.

Evde bu kalabalık içinde büyümek, başta fiziki mekân yetersizliği açısından iyi bir şey değil. Ama, evde bu şekilde kalabalık yaşamanın faydalarını da gördüm. Çocuk teyp, sünger gibidir, bence doğru laflar. Ben, evdeki bizim ihtiyarlar sayesinde; küfürlerle, atasözleriyle, deyimlerle, manilerle, kafiyeyle, şehir havadisleriyle, masallarla, efsanelerle, çarşı-pazar hakkındaki bilgilerle, dini mevzularla… çok erken yaşlarda tanıştım, bilinçaltım küçük yaşlarımdan beri bunları kaydetti. Var olan az buçuk zekam da bunları kendi içinde örüp zihnimde depoladı. Bunun üzerine de kitap okumalarım eklenince işe yarar bir ürün çıktı sanırım ortaya!

İhtiyarlardan duyup öğrendiğim sözlerin bazılarına günümüzde ancak kapsamlı sözlüklerde rastlıyorum. Muhafazakâr bir aileden, ne olmuş da solcu bir çocuk çıkmış? Bir kitap okuyup da hayatım değişmedi. Bu söz bana hiçbir zaman doğru gelmedi. Yalnızca, reklamcılık  için iş görür bir motto olabilir. O da benim ilgim dışında. Ki bu söze sadece müslümanlar inanabilir. Kur’an-ı Kerim’i okuyup hayatlarını değiştirenler olmuştur. Türkçesini okusalar da aynı sonuç olur muydu bilmem.

Ben, ortaokulda Hürriyet gazetesinin verdiği Türkçe mealini okudum o zamanki kapasitemle. Üstelik çocukluğumda Kur’an kurslarına da gittim yazları mahalledeki modaya uyarak.

Bu, bir kitap okuyup da hayatın değişmesi veya devrimci olunması lafı efsane gelir bana hep. Bunun bir süreç ve çok bileşenli bir ilerleme- gelişme sonunda olduğunu düşünürüm.

Bu süreçte kitap okumanın elbette payı var da iş sadece kitapla bitmiyor. İnsanlara davranış şekilleri, çevremizde hapse girmiş-çıkmış insanların anlattıkları, devrimciler için halk arasında söylenen rivayetler, bir insanla tanışmak, eski bir Dev-Genç’liyi dinlemek; tetikleyici olabilir. Mevcut çırayı tutuşturan kıvılcım böyle çakabilir. Ama burada Türkçeyi kullanım önemli, konuyu doğru anlatım için. Bir kitap okudum hayatım değişti, yıldırım aşkına benzer ki yıldırım aşkının devrimciliğe benzetilmesinden hiç hazzetmem.

Bu tür aşkların sürekliliği pek olmaz genellikle. O kıvılcıma kadar gelen birikimi, duyguyu, deneyimi tetiklemesi önemli bu karşılaşmanın. Çıran varsa tutuşturucu işe yarar. Çıran yoksa, alev makinası kullansan nafile! O yanan miadlı olur.

***

Tabii, insan düşünüyor kendisinin solculuk miladını. Mahalle ve gözlem en büyük nedenlerim benim. Mahallede gördüğüm insanların kiminin filesi tıka-basa dolu, kimininki nerdeyse boş, kimisi iyi evde, kimisi yıkık-dökük evde oturuyordu…

Bir de matematik, bu gözlemlerdeki karşılaştırmayı artıran ve doğru sonuca ulaştıran unsur. Kiminin evine az, kiminin evine çok para giriyor, kiminin kirası az, kiminin kirası çok… Bu örnekler çoğaltılabilir.

Gözlem, vicdan, duyarlılık, zeka gibi önemli unsurların bileşkesi sonucu; haksızlığa, adaletsizliğe karşı olmak solcu, devrimci olmanın en iyi çimentosu.

***

Öte yandan, bizim topraklar kitap yönünden epey rötarlı. Matbaa ülkeye Avrupa’dan 200 yıl geç girmiş. Kitap yok diye Şeyh Bedreddin’i, Pir Sultan Abdal’ı nereye koyacağız? Bunlar büyük düşünür, ozan. Yüz yıllar önce söyledikleri bugün bile ışık tutuyor insanlığa.

Yakın zamandan Âşık Veysel; neyi, ne kadar okuyabilmiş? Gördükleriyle, okuduklarıyla değil ama hissettikleriyle dünyayı, toplumu yorumlamış. Ağzına sağlık.

Nazım Hikmet gayet haklı, onlar:

 “Topraktan öğrenip
kitapsız bilendir.”


Naim Kandemir – 16 Mayıs 2021

Tags: ,


About the Author



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to Top ↑