Sosyalizm

Published on Aralık 22nd, 2023

0

MLKP 7. Kongresini gerçekleştirdi

29 Mayıs-16 Haziran tarihleri arasında 7. Kongresini gerçekleştirdiğini duyuran MLKP; devrimci partileri, tutarlı antifaşist-antişovenist grupları ve ulusal demokratik hareketi birleşik mücadele zeminindeki potansiyeli en verimli tarzda değerlendirmeye, birleşik demokratik cephe etrafındaki milyonlara dayanarak yeni bir yükselişi örgütlemeye çağırdı. MLKP, “yasal devrimcilik” pratiğini ve zihniyetini redderek, sınıf mücadelesini yükseltmeye ve MLKP’de örgütlenmeye çağrı yaptı.

Marksist Leninist Komünist Parti (MLKP), 7. Kongresini gerçekleştirdiğini duyurdu. Faşist inkarcı sömürgeciliğin tüm saldırılarını ve kuşatmasını boşa çıkararak kongresini topladığını kaydeden MLKP, “29 Mayıs’ta, ölümsüzler anısına saygı duruşu, devrimci şiarlar ve Enternasyonal marşıyla başlayıp 16 Haziran’da yine devrimci sloganlar ve Enternasyonal’in söylenmesiyle kapanan MLKP 7. Kongresi her gün 7 oturum halinde 10 saat çalıştı” denildi.

‘BAYRAKLAŞAN ONLARCA YOLDAŞ 7. KONGRENİN KLAVUZU OLDU’
MLKP 7. Kongresinin faşist inkarcı sömürgeciliğin MLKP’yi özel hedef haline getirdiği bir direniş ve savaşım sürecinin yankısı olduğu kaydedilen açıklama şu vurguyla devametti: “6. Kongreden sonra suikast saldırılarında ölümsüzleşen MLKP Merkez Komitesi’nden Bayram Namaz ve Zeki Gürbüz, Rojava Komitesi’nden Şenol Sağaltıcı ve Ümit Tekin, merkezi güvenlikten Özgür Namoğlu, Kobanê Komitesi’nden Osman Nuri Ocaklı; Eskişehir’deki kuşatılmış üslerinde çarpışarak ölümsüzleşen FESK Kızıl Müfrezeler’den Ozan Sökmen ve Fırat Şeran; hava saldırılarıyla Dersim ve Serhat dağlarında ölümsüzleşen FESK Kürdistan Kır Birliği’nden Taylan Kutlar ve Hıdır Çallı, FESK Karadeniz Kır Birliği’nden Sinan Güneş ve Koray Aspir; yine Serhat’ta bir kuşatmada son mermisine değin vuruşarak ölümsüzleşen FESK Karadeniz Kır Birliği’nden Ulaş Alankuş, Serêkaniyê direnişinde ölümsüzleşen Kerem Pehlivan; Rojava’da ve Avrupa’da devrimci görevlerinin başında ölümsüzleşen Elende El Mihemed, Welat Yıldız, Okan Altunöz, Elif Demirci ve Yaşar Dündar yoldaşlar ile partimizin değişik cephelerinde savaşım yürütürken tutsak düşen, sorguda, zindanda ve mahkemelerde bayraklaşan onlarca yoldaş bu yankının simgesi ve 7. Kongrenin kılavuzu oldular.

‘KONGREMİZ TÜM VARLIĞIYLA SAVAŞMAYA DEVAM EDECEĞİNİ İLAN ETTİ’
“7. Kongremiz, ölümsüzlerimizi, zindanlardaki, kentlerdeki, dağlardaki tüm parti güçlerini, 8-17 Mayıs’ta gerçekleştirilen Komünist Kadın Örgütü (KKÖ) 3. Konferansı’nı, başta Türkiye ve Kürdistan olmak üzere, dünyanın dört bir köşesinden ölümsüzleri, tutsakları ve kararlılıkla savaşım yürüten devrimci güçleri selamladı. Bu mücadelede toprağa düşen kadın, erkek ve LGBTİ+’ların özgürlük, adalet, cinsiyetlere ve halklara eşitlik ve sosyalizm ideallerine sımsıkı bağlı kalacağını, devrimi örgütlemek ve zafere ulaştırmak için tüm varlığıyla savaşmaya devam edeceğini ilan etti.

‘DEĞİŞİK KARARLAR ALINDI’
“Kardeşler! İllegal bir devrimci savaş partisinin önündeki tüm olağan ve döneme has olağanüstü engelleri aşarak, canlı bir tartışma sürecinin ardından 7. Kongresini toplayan MLKP, sosyalist demokrasi zihniyet ve kültürünü, kolektivizm ilkesine, düzgün parti işleyişine her düzeyde bağlılığını pratikte bir kez daha gösterdi. MLKP 7. Kongresi, açılışın ardından divan seçimiyle sürdürdüğü çalışmalarında, kararlaştırdığı gündeme uygun biçimde ilk olarak Merkez Komitesi Örgütsel ve Siyasi Çalışma Raporu’nu görüştü. Canlı, verimli tartışmalarla Merkez Komitesi faaliyetlerini denetleyen Kongre, politik durumu ve uygulanacak siyasi taktiği, ardından partinin tek tek tüm temel cephelerinin ve örgütlerinin 6. Kongre sonrası örgütsel, siyasi ve ideolojik gelişimini tartıştı. Enerjik, coşkulu, zorlu, devrimci gerilimle yüklü ve zengin tartışmaların damgasını vurduğu onlarca oturumun ardından, tüm bu örgüt ve cephelerin yeni dönem görevleri ile partinin uygulayacağı taktiği kararlaştıracağı çalışmalara geçen 7. Kongre, delegelerce seçilen üyelerden oluşan Komisyonların her bir konuda oluşan ana eğilimden hareketle hazırladığı taslakları tartışarak, karar ve perspektiflerini netleştirdi. Kongre, örgütsel önderlik öncelikleri, görevleri ve hattı; tüzük ve program değişiklikleri; partili ölümsüz veya parti şehidi tanımı ve başka bazı gündem maddelerini görüşerek değişik kararlar aldı. Tüm bu dinamik, zorlu, coşkulu oturumların ardından MLKP Eş Genel Başkanlarını ve Merkez Komitesi üyelerini seçen 7. Kongre devrimci görevlerini başarıyla yerine getirerek 16 Haziran’da çalışmalarını tamamladı.

‘İDEOLOJİK MÜCADELEYİ GÜÇLENDİRME TALİMATI VERDİ’
“Kardeşler! 7. Kongremiz, partimizin 6. Kongreden sonraki süreç boyunca önderlik sürekliliğini, örgütsel sürekliliğini ve çizgi sürekliliğini koruyarak yürüdüğünü, direnen ve savaşan parti gerçeğinde somutlanan bir pratik sergilediğini; buna rağmen faşist şeflik rejiminin gitgide şiddetlenen saldırılarının ve yalana dayalı faşist psikolojik savaşının örgütlediği ideolojik-politik tasfiyeciliğin saflarında etkiler yaratmasını, kadroların dar bir bölümünü de kapsamak üzere üye gücü içinde tasfiyeci sürüklenişe kapılmayı önleyemediği sonucuna ulaştı. Tasfiyeciliğin henüz tümüyle yok edilememiş etkileriyle ideolojik mücadeleyi güçlendirme talimatı veren 7. Kongre, partimizin devrimci amaç ve çizgisine sımsıkı bağlılığının ifadesi olarak, ‘Sömürgeci faşist şeflik rejimini yıkacağız! Yaşasın birleşik devrim’-‘Em ê rejîma serektiya faşîst a mêtinger hilveşinin! Bijî şoreşa yekbûyî’ şiarını yükseltti.

‘7. KONRGEMİZ SİLKİNME VE İLERİ ATILMA TALİMATI VERDİ’
“7. Kongremiz, faşist şeflik rejiminin ağır, giderek yoğunlaşan ve sistematik faşist terör yoluyla kitle hareketini en dar sınırlara ittiğini, korkuyu egemen kılarak yığınlardaki memnuniyetsizlik ve öfkenin kitle hareketi biçiminde maddileşmesini önlediğini; aynı koşullarda tutsaklık, legal faaliyet imkanını kaybetme, ideolojik ve siyasi gerileme nedeniyle yaşanan örgütsel nitelik zayıflaması ve özgün olarak da korona sürecinin dolaysız etkisiyle partimizin kitle bağlarında gözle görülür bir daralma yaşadığını, kitle çalışması biçim, yöntem ve araçlarında sınırlanma ve kireçlenme sorunlarıyla karşı karşıya kaldığını saptadı. Partimize, siyasi çalışma alanlarının genişletilmesi ve emekçi semtlerde, işçi havzalarında, fabrikalarda, işletmelerde, okullarda, yurtlarda, sendikalar ve meslek birlikleri başta olmak üzere demokratik kitle örgütlerinde yürütülecek çalışmalarla işçi sınıfıyla, kadınlarla, gençlerle, yoksullarla mevcut bağların güçlendirilmesi ve yeni bağlar kurulması için kuvvetli bir irade sergilenmesi direktifini vererek, bir silkinme, ileri atılma talimatı olarak ‘Kitleleri örgütleyelim devrimi büyütelim’-‘Girseyan rêxistin bikin şoreşê gur bikin’ şiarını yükseltti.

‘YASAL DEVRİMCİLİK KONUMU VE ZİHNİYETİNİ REDDETMEYE ÇAĞIRDI’
“7. Kongremiz, Saray cuntasının uzun yıllardır kesintisiz ve artan bir şiddetle yürüttüğü faşist sömürgeci terörle irade kırmak, devrimci partileri ve ulusal demokratik hareketi ideolojik-siyasi tasfiyeciliğe yöneltmek hedefli kuşatma ve saldırılarının, devrimci hareket içinde diğer zayıflıklar bir yana, ‘yasal devrimcilik’ biçiminde büyük bir tasfiyeci tehlike geliştirdiğine dikkat çekti ve partimize, bu çok önemli tehdit karşısında ideolojik ve siyasi kararlılığı yükseltme talimatı verdi. Faşizm ve inkarcı sömürgecilikle karakterize, tepeden tırnağa yasak, zor, faşist devlet terörü zırhı içindeki düşman karşısında, illegalitenin ve mücadelenin askeri araç ve biçimlerinin bir tercih değil, zorunluluk olduğunu hatırlatan 7. Kongremiz, kimi yapıların özgür veya illegal ajitasyon ve propaganda araçlarıyla, silahlı örgüt ve biçimlerle politika yapmaktan fiilen koptuklarına, durumun giderek ideolojik-siyasi anlayışları etkilemeye başladığına dikkat çekerek, devrimci partileri ve örgütleri bu gerçekle yüzleşmeye, ‘yasal devrimcilik’ konumunu ve zihniyetini pratik yoluyla reddetmeye çağırdı.

‘YENİ BİR YÜKSELİŞİ ÖRGÜTLEMEYE ÇAĞIRDI’
“Birleşik mücadelenin stratejik olduğu kadar güncel siyasi görev olmaya devam ettiği değerlendirmesine ulaşan 7. Kongremiz, tüm pratik, moral adımlara ve dikkate değer bir dizi başarıya rağmen, geride kalan dönemde gerek birleşik demokratik cephenin, gerekse fedakar ve kahraman duruşuna karşın HBDH’nin politik mücadeleyi geliştirmede ve geniş yığınlardaki memnuniyetsizliği maddi bir güce, etkili bir kitle hareketine dönüştürmede yetersiz kaldığını, birleşik devrimci fiili meşru mücadele kolektifinin ise beklentilere cevap olamadığını vurguladı. 7. Kongremiz, durumu değiştirmek için en başta HBDH milislerinin güçlendirilip tüm yaşam alanlarına yaygınlaştırılması; birleşik demokratik cephenin seçim-meclis cenderesinden çıkıp kitlelerin örgütlenmesine, harekete geçirilmesine ve ‘üçüncü cephe’nin en geniş yığınlar için bir seçeneğe dönüştürülmesine odaklanması; fiili meşru mücadele görevlerine ‘yasal devrimcilik’ temelinde sırt dönülmesiyle daha etkin mücadele edilmesi görevlerinin öncelikli olduğu sonucuna ulaştı. Devrimci partileri, tutarlı antifaşist-antişovenist grupları ve ulusal demokratik hareketi birleşik mücadele zeminindeki potansiyeli en verimli tarzda değerlendirmeye, birleşik demokratik cephe etrafındaki milyonlara dayanarak yeni bir yükselişi örgütlemeye çağırdı.

SINIF MÜCADELESİNE KATILMAYA VE SAVAŞMAYA ÇAĞRI
“Kardeşler! 7. Kongremiz: Politik özgürlükten yoksun bırakılan, işgücü yağmalanan, sendikal örgütlenme ve grev hakları en dar alana hapsedilmiş, iş cinayetleriyle katledilen Türkiye ve Bakur Kürdistan işçi sınıfını,

“Tayyip Erdoğan’ın faşist politik islamcı rejiminin, erkek egemen devletin ve erkek cinsinin yasaklarına, fiziki ve cinsel saldırılarına, durmak bilmeyen cins kıyımına maruz bırakılan kadınları,

“Faşist devlet terörünün, okul ve yurtlardaki özel güvenlik zorbalığının, sayısız yasağın, insani barınma hakkından yoksunluğun ve geleceksizlik cenderesine sıkıştırılmış olmanın binbir zorluğu, tasası ve öfkesi içindeki gençliği,

“İşsizlik, pahalılık, yoksulluk acısıyla kavrulan, en ağır çilelere mahkum edilen; söz, basın, örgütlenme, toplantı ve eylem haklarına kelepçe vurulan, doğal çevrenin yıkımının ağır sonuçlarıyla yüz yüze bırakılan kent ve kır emekçilerini,

“Cinsiyet kimlikleri nedeniyle zulme, ayırımcılığa, aşağılanmaya, devlet ve erkek terörüne uğrayan LGBTİ+’ları,

“Dilleri, kültürleri, ulusal kimlikleri asimilasyonla yok edilmeye çalışılan, ulusal nitelikteki demokratik hakları cendereye alınmış Çerkes, Arap, Laz, Ermeni, Gürcü, Rum, Süryani, Keldani, Boşnak, Pomak, Türkmen ve Roman ulusal topluluklarından emekçileri, yoksulları,

“İnançları ve dinsel anlayışları nedeniyle ayrımcılığa, faşist devlet terörüne, sivil faşist çetelerin saldırılarına, yasaklara ve politik İslamcı faşist şeflik rejiminin çeşitli türden küstahlıklarına maruz kalan Türk ve Kürt Alevilerini, Nusayrileri ve antikapitalist Müslümanları,

“İnkarcı sömürgeci faşist rejimin yok edici terörü altında ulusal demokratik hakları gasp edilen, asimilasyon ve faşist katliam saldırısı altında tutulan, ulusal kaderini tayin etmesi engellenen Bakur halkımızı,

“Ülke parçalarının bir bölümü Türk burjuvazisinin sömürgeci faşist ordusunca işgal altında tutulan, soykırımcı saldırganlığa maruz bırakılan; Rojava ve Suriye’nin Arap halkıyla gönüllü, demokratik birliği sabote edilmeye çalışılan Rojava halkımızı,

“Türk burjuvazisinin sömürgeci faşist devletiyle işbirliği halindeki KDP’nin ulusal ihanetinin, oligarşik, gerici yönetimin, derinleşen toplumsal eşitsizlik ve adaletsizliklerin, baskı ve zorbalıkların; Rojava’ya uygulanan ambargonun; Türkiye’nin işgalci ve Medya Savunma Alanları’ndan Şengal’e kimyasal silah saldırılarıyla boyutlandırdığı soykırımcı saldırılarının, Irak’ın bağımsızlık hakkını sömürgeci terörle engellemesinin acılarını çeken Başûr halkımızı,

“Sömürgeci politik İslamcı İran rejiminin faşist terörü altında ulusal özgürlük hakkı engellenen, ulusal ve sınıfsal nitelikteki demokratik hak ve özgürlükler uğruna mücadelesi nedeniyle idamlara, işkenceye, katliamlara maruz bırakılan Rojhilat halkımızı,

“Birleşmeye, örgütlenmeye, faşizme, sömürgeciliğe, işgal ve soykırım saldırılarına, kapitalist sömürüye, erkek egemen sisteme ve emperyalizme karşı savaşmaya, Kürt, Türk, Arap, Acem, Beluci, Azeri uluslarından ve bölgenin ulusal topluluklarından halkların demokratik ve sosyalist federasyonları için savaşmaya çağırdı.

‘KONGREMİZ MLKP’Yİ DESTEKLEMEYE ÇAĞIRDI’
“Kardeşler! 7. Kongremiz Avrupa’dan Kanada’ya dünyanın değişik bölgelerine ekonomik ve politik nedenlerle göç etmek zorunda bırakılan; kültürel hor görmenin, ırkçılığın, ayırımcılığın, doğduğu ve büyüdüğü topraklara hasretin, en ağır ve kötü işlerde çalışmak zorunda kalmanın acısına mahkum edilen işçileri, emekçileri, kadınları, gençleri, aydın ve sanatçıları emperyalist kapitalizmin bencilleştirme, bireycileştirme, ıslah etme değirmeninde öğütülmeye izin vermemeye, özgür, onurlu ve kardeşçe bir hayat talebini yükseltmeye; devrimin örgütlenmesi ve zaferi için MLKP’yi desteklemeye, MLKP, KKÖ, KGÖ saflarında görevler omuzlamaya, bulundukları ülkelerde sınıf mücadelesine katılmaya çağırdı. Tek yol devrim yaşasın sosyalizm! Yaşasın işçi-emekçi meclislerine dayalı halk cumhuriyetleri birliği! Yaşasın proletarya enternasyonalizmi! Yaşasın dünya devrimi!” (etha)

Tags: , , ,


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑