Makaleler

Published on Aralık 15th, 2023

0

Ortadoğu’nun kadim halkı “Ezdi” | Gül Güzel


Ezdi halkıyla 2012 yılından beri yakın temaslarım ve iki defa da kutsal Şengal topraklarındaki Laleş’e gitmelerim oldu. Onun için Ezdi halkına dair gözlemlerimi kısa bir metin halinde siz okurlarımızla paylaşmak istedim.

Ézdi inancı, Dünya’nın en eski inançlarından olup, Şeyh Adiyy el-Hakkari tarafından reforme edilmiş. Ézdi’ler Kürt halkıdır. Meleki Tavus ve Siyah yılan’’Maré Reş’’ Ézdi’likte kutsaldır. Kendi inançlarının dışında birisiyle evlenmezler. Kendi inancı dışında birisiyle evlenen kişi, Ézidi’lik inancından çıkmak zorundadır ve akrabalarıyla da ilişkisi biter. Lahana, fasulye ve domuz etini yemezler. Cehennemin olduğuna inanmazlar. Çünkü Meleki Tavus, Ézdi halkının cehenneme gitmemesi için Dünya’nın etrafından 40 bin kere dönerek, cefa çekmiştir. Tek bir Tanrı’ya ‘’Xwedé’’(kendi kendini yaratma veya oluşturan) ye inanırlar. Kutsal yerleri olan Laleş, Şeyh, Adiyy’nin mezarının bulunduğu yerdir. Kutsal kitapları ise, Siyah kitap veya Meshafa Reş ile Kitab–ül Çilve’dir. 

Gül Güzel (Laleş)

Ézidi kültür ve halkı hakkında en çok 1970’li yıllardan sonra konuşulup, yazılmaya başlandı. Çünkü o yıllarda Türkiye’deki Ézdi Kürt halkı işçi olarak Almanya’ya gelmeye başladı. Bunun yanında Ortadoğu’daki siyasi değişimlerden dolayı Irak, Suriye, Kafkasya, Gürcistan, Ermenistan ülkelerinden de göç ederek yaklaşık 80 bin Ézdi insanı Almanya’ya yerleşti. En son göç etme nedenleri ise 2007 yılında El-Qaide ve 3 Ağustos 2014 yılında DAİŞ çetelerinin Şengal’a saldırmasıyla Irak’ta yaşayan yaklaşık 1 milyon Ézdi’nin büyük bir kısmı Dünya’nın çeşitli ülkelerine göç etmek zorunda kalmasıyla oldu.

Ézdi halkı kendi içinde yıllarca dışa açılmadan Arap feodal yapısının da doğrultusunda hiyerarşik dar, kapalı cemaat şeklinde yaşadı. Okula gidebilecekleri ülkelerde eğitim dili ya Türkçe veya Arapça olmak zorundaydı. Ayrıca okula giden çocukları İslamlaştırılmaya çalışılıyordu. Bu yüzden okula çok az bir kesim gidebildi. Ancak bu durum özellikle Almanya’ya olan göçlerden sonra yavaş yavaş değişmeye başladı. Çocukları okullara gitmeye başladı. Cemaatin dar çerçevesi değişerek, yüzyıllardan sonra Ézdi halkı özgürlük, Demokrasi ve kişiye özel haklar konusunda kendini geliştirmeye, değiştirmeye, savunmaya başladı.

Yaşadıkları Ortadoğu ülkelerinde İslamcı baskılar altında kalan Ézdi’ler kendilerini izole ederek, inanç ve ibadetlerini sürdürebildiler. Ama batı ülkelerinde izolasyonla/tecrit kendi inanç ve ibadetlerini sürdüremeyeceklerini anlayan Ézdi halkı, İslam’ın baskılarından uzak, dünya halklarına kültür, inanç, ibadet ve kimliklerini tanıtmak için imkanlarını geliştirmeye başladılar. Batı ülkelerine göç eden Ézdi halkının 3. ve 4. Jenerasyonu/kuşağı ,yüksek tahsil yaparak  kültür ve kendi kimliğini kabul ettirip, tanıtma konusunda büyük başarı gösteriyor. Bu gelişme beraberinde cemaat ve genç jenerasyon/kuşak arasında çatışmaya, zorlanmaya neden oluyor. Çünkü Ortadoğu coğrafyasında yaşadıkları süreçlerde kendilerini izole/tecrit ederek, yaşayan cemaat, çok az okuma-yazma ve eğitim- öğrenim  imkanlarından yararlanabildi. Onun için, ne zaman oruç tutuklarını, bayramlarını kutlayacaklarını ve neden vaftiz edildiklerini yazıya yeterince dökemediler. Kültürleri ve inançlarını dilden dile ve görsel olarak kuşaktan kuşağa aktarmaya çalıştılar. Ortadoğu coğrafyasında İslamcı baskıların altında yaşamak zorunda kaldılar. Bu yüzden hiç bir halk, Ezdi halkı kadar büyük tecrit altında yaşamamış; korku, baskı, işkence, asimilasyon ve teröre maruz kalmamıştır.

Almanya’ya göç eden Ézdi’ler yaklaşık 45 yıldan beri yaşadıkları Oldenburg, Chelle, Pforzheim..vb. gibi şehirlerde kurdukları merkezlerde, inanç, kültür ve geleneklerini yaşatmak için çalışmalar yürütüyor. Bu genç Ézdi jenerasyonu/kuşağı kendi kültür ve inancını yazılı döküman haline getirmeye çalışıyor. Almanya’da entegre olmaya başlayan genç jenerasyon/kuşak Ézdi topluluğu ise, bu ülkeyi kendi yeni yurdu olarak görmeye başlamış durumda.

Mart 2015 yılında Almanya/Stuttgart’ta özel bir mültecilik konumunda getirilen Ezdi halkıyla; genelde DAİŞ çetelerinden kurtarılan 100’den fazla kadına çeşitli kurumlarda eşlik ettim. O zaman 8-9 yaşındaki çocuklar şimdi yetişkin gençler olmuş ve hepsi birer meslek öğrenmiş durumda. Şehirde bazen bana rastladıklarında,’’Gulé tu çawayi?’’ diye sorduklarında ilk önce kim olduğunu bilmek için isimlerini soruyorum. Bu durum ve karşılaşmalar beni oldukça mutlu ediyor. Aynı şekilde hiçbir şekilde okuma-yazmaları olmayan Anneler de… Ancak belli bir program çerçevesinde getirilen bu kadın ve çocukların çoğu şimdi Irak’ta savaş olmadığı, güvenceli bir ülke iddiasıyla geri gönderilmek isteniyorlar. Alman mercilerin uygulamaya çalıştıkları bu geri gönderme planı birçok kadın ve gençlerde korku, huzursuzluk yaratmış durumda. ‘’Bizim gidecek ne evimiz, bahçemiz ne de akrabalarımız artık oralarda var!!!… diyerek hıçkırıklara boğuluyorlar. O yüzden şimdi de yine Ezdi halkıyla dayanışma zamanı diyor ve bu günlerde kutladıkları, ‘’İDA EZİ’’ bayramlarını kutluyorum.


Kadının Kaleminden: Gül Güzel – 15.12.2023

Tags: ,


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑