Pandemi sürecinde kadınlar sokağı boş bırakmıyor – Ayşe Yumli

…kadınlarla daha güçlü mücadeleleri örgütlemeye, taleplerimizi kabul ettirmeye, kapitalizm karşısında alternatif bir yaşamı sosyalizmi haykırmaya devam etmekten başka şansımız yok…

Sınıf hareketinin farklı bölükleri gibi, biz kadın hareketi de küresel çapta pandemi ile ilk kez karşı karşıya geldik. Pandemi döneminde kadınların, işçi sınıfı ve emekçilerin sokak eylemlilikleri adeta askıya alındı. Anti kapitalist, antifaşist, anti sömürgeci, kadın özgürlükçü mücadelenin tüm özneleri bu süreçte belli bir dönem sokakta değilse de yeni araçlar keşfetmeye ve kullanmaya başladı. Kadın örgütleri olarak ilk aşamada sosyal medya ve iletişim araçları üzerinden kadına yönelik şiddeti ve kadın dayanışmasını gündemleştirdik. İkinci aşamada ise sokağa çıkarak askıya alınan sokak hareketine dönük sessizliği bozduk. Kendi örgütsel ağlarımız içinde evlerde kadınları sık sık arayarak yalnız bırakmadık. Sınırlı da olsa ekonomik ihtiyaçları olan kadınlarla dayanışma içinde olduk. Aile içi kadına yönelik şiddeti apartmanınızda, sokağınızda kadın dayanışması ile püskürtelim çağrısı yaptık. Her ülkenin alo şiddet hatlarını sosyal medya üzerinden yaymaya çalıştık. Evden telefonla arayamazsanız eczaneye masque 19 şifresiyle gidin, koşulunuz yoksa komşudan “tuz istiyorum” bahanesiyle şiddeti duyurun dedik. Yayınlarımızı dijital çıkarttık, internet tv programlarını örgütledik, telekonferanslarla atölyeler, eğitimler yaptık. Sokak ayağında ise özellikle Mart sonundan itibaren Sosyalist Kadınlar Birliği’nin Avrupa çapında her çarşamba kadınları kapısının önünde, meydanlarda kadınları elde dövizle eyleme çağırması, kadınlara camlar, balkonlar, cadde ve sokaklara afişlemeler yaptırarak evlerden çıkartması önemliydi.

Bu süreçte SKB’nin çağrısıyla yanyana gelen kadın örgütleri, birlikte emek vererek Avrupa Kadın Dayanışmasının kuruluşunu deklare etti. SKB, Yeni Kadın, TJK-E, ADKH, SYKP, MHK, Yaşanacak Dünya, FEDA, PKAN’dan oluşan Avrupa Kadın Dayanışması (AKD) birleşik kadın hareketinin gücüyle pandemi sürecinde kadınları evlerden çıkartarak işçi, emekçi kadınların ve şiddete maruz kalan tüm kadınların talepleri için her çarşamba sokağa, eyleme çağırdı. Kapitalizmin kar amaçlı sağlık politikalarının sonucunu ve erkeğin şiddetini derinden yaşayan kadınların çağrılarına, taleplerine karşı sessiz kalınamayacağını duyurdu. Her hafta bir konuyu belirleyen AKD Nisan ayı boyunca az sayıda kadınla da olsa sokakta olmayı bildi. Mülteci kadın ve çocukların pandemi koşularını, yaşadıkları şiddeti gündem yaptı. Sağlıkta çalışan ve tüm işçi kadınların işçi sağlığı ve güvenliğini konu etti. Ev emekçisi kadınların görünmeyen emeğini, cinsiyetçi işbölümünü, kadına yönelik şiddeti ve kadın cinayetlerini masaya yatırarak, 1 Mayıs’ta evde değil sokakta olmaya çağırdı. Sokağa dönük sessizliği kırmaya çalıştı.

Ayrıldığı eski eşi tarafından iki çocuğu ile birlikte yakılarak katledilmek istenen Meryem Mesude Şahin’in ve katledilen Rojavalı Ahmad’ın eyleminde ise AKD salt kendi içindeki kadın örgütleri ile değil, salt Türkiyeli, Kürdistanlı kadın grupları ile değil Avrupa’nın bir çok ülkesinde farklı uluslardan kadın hareketlerinden, partilerden, sendikalardan kadınları yan yana getirerek, kadın iradesinin açığa çıkartılmasında önemli bir adım attı. Meryem’in sevdiği türküde olduğu gibi “Şu kanlı zalimin ettiği işler” e patriarkal sisteme müdahale etmek, sokakları boş bırakmamak kadın özgürlük mücadelesini büyütmek örgütlü ve birleşik mücadeleden geçecektir.

Önümüzdeki dönem pandemi ve kadına yönelik saldırılar devam edecek. Yeni mücadele planları, biz kadınları bekliyor. Erkek egemen kapitalist düzeni, erkeğin şiddetini daha fazla sorgulayan cins bilincine varan kadınlarla daha güçlü mücadeleleri örgütlemeye, taleplerimizi kabul ettirmeye, kapitalizm karşısında alternatif bir yaşamı sosyalizmi haykırmaya devam etmekten başka şansımız yok.

Ayşe Yumli – 09.05.2020