Almanya

Published on Kasım 2nd, 2023

0

Almanya’da farklı bir 100. yıl kutlaması


100. yıl kutlamalarının en farklısı, Köln merkezli Türkiye Almanya KültürForumu’nun aynı zamanda kendi 30’ncu kuruluş yıldönümünü kutladığı zengin içerikli etkinlikler paketiydi.

Gürsel Köksal (Köln)

Almanya’nın birçok yerinde Cumhuriyet’in 100’ncü yıldönümü çeşitli etkinliklerle kutlandı.

Bu kutlamaların en farklısı, Köln merkezli Türkiye Almanya KültürForumu’nun aynı zamanda kendi 30’ncu kuruluş yıldönümünü kutladığı zengin içerikli etkinlikler paketiydi.

1993 yılında Türkiye ve Almanya’nın büyük yazarları Yaşar Kemal ile Günter Grass’ın birlikte onursal başkanlığını üstlenmesiyle faaliyete geçen, sözcülüğünü Gazeteci ve Belgesel Yönetmeni Osman Okkan’ın yürüttüğü KültürForumu’nun kurulduğu ve şimdiye kadar birçok etkinlik gerçekleştirdiği WDR’in (Batı Alman Radyo ve Televizyon Kurumu) merkezindeki yayın salonlarında gerçekleştirilen etkinliklere Türkiye’den ve Almanya’dan çok sayıda yazar, edebiyatçı, gazeteci, politikacı, sanat ve kültür emekçisi katıldı.

Program, 100’ncü yıldönümü nedeniyle cumhuriyetin eleştirel açılardan da ele alındığı panel ve söyleşiler içeriyordu. Ayrıca KültürForum’un 30 yıllık çalışmalarının ve göçmenlerin kültürel gelişimine ilişkin tezlerin tartışıldığı bir panel gerçekleştirildi. Kutlama etkinlikleri, tanınmış müzisyenler Alexandra Gravas ile Mehmet Akbaş’ın Türkçe’den, Zacaca’ya, Ermenice’den Yunanca’ya birçok dillerden halk türküleri ve şarkılar içeren konserleriyle taçlandı.

Tek bir gün içinde, birbiri arkasına gerçekleştirilen ve toplam 6-7 saati bulan bu etkinlikler silsilesi, sadece Köln ve çevresinden değil, Almanya’nın birçok yerinden, özellikle gala bölümünde WDR’in en büyük yayın salonunu tamamen dolduran, sayıları binin üzerinde misafirler tarafından takip edildi.

ZENGİN İÇERİKLİ KUTLAMA

Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’ncü yıldönümüyle, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna ve gelişimine eleştirel bakan, ama ilerici kazanımlarına da sahip çıkan bir ruhla kurulmuş olan KültürForumu’nun 30’ncu yaşgününün eş zamanlı olarak kutlandığı bu etkinliğin zengin içeriği hakkında hızla bir fikir edinmek için konuşmacıların, tartışmacıların ve moderatörlerin listesine bakmakta yarar var.

Etkinliğin gala akşamı Almanya’da göçmen kökenli ilk federal bakan, ilk parti genel başkanı, ilk federal milletvekili, seçim bölgesinden meclise direkt seçilen ilk politikacı gibi sıfatların sahibi Cem Özdemir tarafından açıldı. Son yıllarda Erdoğan’a ve AKP hükümetine karşı sert tutumuyla bilinen Özdemir’in Yeşiller Partisinin önde gelen bir temsilcisi olarak etkinliklerin açılışını yapması, KulturForum’a ve arkasındaki eleştirel birikime 30 yıldır verdiği desteğin bir sonucuydu kuşkusuz.

Gala öncesinde yine aynı mekanda her biri 1,5 saati bulan iki de panel gerçekleştirildi.

KültürForumu’nun kuruluşundan bu yana Sözcülüğünü yürüten Belgesel Yönetmeni, Gazeteci-Yazar Osman Okkan, kendisini bir “kültür işçisi“ olarak tanımlayan Oyuncu, Yazar Renan Demirkan, genç kuşağı temsilen Gazeteci-Yazar Tuba Sarıca ve Gazeteci-Yazar Gerrit Wustmann’ın konuşmacı olarak katıldığı “Kültür Alışverişi: Eşit Düzeyde mi?“ başlıklı bir paneli, WDR’den Gazeteci Murad Bayraktar yönetti. 

Almanya Sosyal Demokrat Partisi’nden (SPD) eski Federal Milletvekili, Yazar, Psikolog Lale Akgün, Yazar Oya Baydar, HDP’den eski TMMM Milletvekili Ziya Pir, Almanya’nın en önemli günlük gazetelerinden Süddeutsche Zeitung için uzun yıllar Türkiye muhabirliği yapan, Türkiye üzerine kitaplar yazan Christiane Schlötzer, son seçimlerde Yeşil Sol Parti’den milletvekili adayı olan Gazeteci-Yazar Hasan Cemal, uzun yıllar Türkiye’de araştırmacı ve çeşitli Alman gazetelerinin yazarı olarak yaşamış olan, kitaplar yazan, son olarak Berlin’de Türkiye’ye ilişkin araştırmalar yapmak üzere kurulmuş olan CATS‘ın (Çağdaş Türkiye Araştımalar Merkezi) kurucu müdürlüğünü üstlenen Sosyolog Günter Seufert’in konuşmacı olarak katıldığı “Türkiye Cumhuriyeti 100 Yaşında – Bir Eleştirel Değerlendirme” başlıklı paneli ise 2018 yılından bu yana çalışmalarını Almanya’da sürdüren Gazeteci ve Televizyon Moderatörü Banu Güven (Deutsche Welle) yönetti.

Osman Okkan’a ödül

YAZARLARDAN OSMAN OKKAN’A ÖDÜL

Etkinlikler zincirinin programda olmayan bir sürprizi Osman Okkan’a ATYG (Avrupa Türk Yazarlar Grubu) “2022 Belgesel Film ve İnsan Hakları Ödülü”nün verildiği tören oldu. ATYG’nin Eşbaşkanları Nevin Lutz ile Kemal Yalçın’ın takdim ettiği ödülün töreni, aslında daha önce yapılacakken, Okkan‘ın geçirdiği rahatsızlık nedeniyle ertelenmişti.

Gıda ve Tarım Bakanı Cem Özdemir’in, yine WDR merkezinde, ancak bu kez büyük yayın salonunda açılışını yaptığı gala akşamı da önce esas olarak Türkiye ve 100’ncü yıl içerikli söyleşiler ve sunumlarla devam etti. Kuzey Ren Vestfalya Eyalet Başbakanı Hendrik Wüst, gönderdiği video mesajında, Kültür Forumu’nun 30 yıldır insan haklarına sahip çıkan, kültür alışverişi temelindeki önemli kazanımlarını, Okkan’ın kültür ve medya alanında eyalet sınırlarını aşan katkılarını vurguladı.

Gala akşamı boyunca Evren Zahiroviç (WDR Cosmo) ve Aydın Üstünel (Deutsche Welle Türkçe Müdür Yardımcısı) tarafından yönetilen söyleşilerin ilkinin konukları Bakan Cem Özdemir ile Hitler faşizminden kaçarak Türkiye’ye yerleşen ve Ankara Üniversitesi akademik kadrosuna katılan Ernst Reuter’in, çocukluğunun önemli bir bölümünü Türkiye’de geçiren oğlu, Almanya’nın otomotiv sektörünün en eski ve en büyük markalarından Mercedes’in uzun yıllar başkanlığı yürütmüş olan 95 yaşındaki Edzard Reuter idi. Ardından  Hasan Cemal ve Oya Baydar, sonra da sürgündeki Gazeteci-Yazar, Belgesel Yapımcısı Can Dündar, Gazeteci-Yazar Deniz Yücel, Kuzey Ren Vestfalya Eyalet Parlamentosu Baskan Vekili Berivan Aymaz ve Osman Okkan‘la söyleşiler gerçekleştirildi.

Etkinliğe hastalık nedeniyle bizzat katılamayan iki yazar Aslı Erdoğan ve Günter Wallraff da  video söyleşileri ile konuklara seslendi. Araştırmacı-Gazeteci Günter Wallraff, meslektaşı Okkan’ın Almanya’daki Türkiye kökenli göçmen işçilerin yaşadığı ırkçı, ayrımcı yaşam ve çalışma koşullarını ilk kez kamuoyu gündemine getiren kitabı “En Alttakiler“in ortaya çıkışındaki katkısını hatırlattı. Wallraff ve Okkan’ın Salman Ruhdie ile Aziz Nesin’i Almanya’da bir araya getirdikleri gizli buluşmadan tarihi görüntüler ve Can Dündar’ın “Gerçeklerin Bekçileri“ isimli belgesel dizisinden Aslı Erdoğan ile yaptığı söyleşiler gösterildi.

Yazar İmran Ayata’nın Almanya’daki Türkiye kökenli göçmenlerin beraberinde getirdikleri ve burada ürettikleri müziğin tarihine renkli göndermeler yaptığı “E5, Türkiye ve Dönüş Yolu“ başlıklı video gösterisinin ardından uzun etkinliğin zengin finaline gelindi.

Bu bölümde önce Kültür Forumu’nun otuz yıl boyunca Türkiye ve Almanya’dan onlarca ünlü kültür ve sanat insanının yer aldığı etkinliklerinden birçok doruk noktasını içeren bir belgesel sunuldu. Edebiyat gecelerinden uzun soluklu belgesellere, klasik müzik konserlerinden stadyumlarda rap gösterilerine kadar çok farklı kültür ve medya alanlarındaki çalışmaların yanısıra, Kültür Forumu‘nun Almanya’nın kültür ve sanat dünyasından, önde gelen isimlerle oluşturduğu, Türkiye’de hapisanelerde muhtaç duruma düşen tutuklulara destek sunan „

“Hukuksal Destek Fonu“ tanıtıldı. Bu bölümde Forum‘un gelecekteki kültür ve medya etkinlikleri üzerine bilgi veren Yönetm Kurulu Sözcüsü Osman Okkan tüm bunların yanısıra, Selahattin Demirtaş, Osman Kavala ve Gültan Kışanak gibi simge isimlerle birlikte tüm politik tutuklular ile Avrupa’daki dayanışmanın yükseltilmesi için çabaların sürdürüleceğini açıkladı.

TÜRKÇE, ZAZACA, ERMENİCE, YUNANCA ŞARKILAR, TÜRKÜLER

Konser bölümü, uzun yıllardır yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan Zazaca’yı yaşatmak için çaba gösteren ses sanatçısı Mehmet Akbaş’ın Nure Dlovani (keman), Beate Wolff (çello), Epaninondas Ladas (gitar), Mehmet Vefa Yamalak (vurmalı çalgılar) ve Nurullah Turgut‘tan (def) oluşan grubu ile başladı. Daha sonra Yunanistan ve Türkiye kökenleri de olan, Almanya’da doğmuş ve büyümüş dünya sanatçısı Alexandra Gravas’ın da katıldığı konser saatler süren yoğun tartışmaların, sunumların yorgunluğunu aldı, götürdü.

Konuklar Akbaş ve Gravas’ın solo ve düet olarak söyledikleri Türkçe, Zazaca, Kürtçe, Ermenice, Yunanca şarkılar ve türkülere tempo tutarak, birlikte söyleyerek eşlik ettiler. Gravas’ın çağrısıyla gece, büyük müzisyen ve Türk-Yunan dostluğunun öncülerinden Mikis Theodarakis’in sevilen eseri “Tis Dikeosinis Ilie Noite“ (Adaletin Güneşi) ile tamamlandı. Dinleyicilerin ayakta, coşkuyla eşlik ettikleri şarkı KültürForum’un temeller direklerinden biri olan Türk-Yunan dostluğunun iki ülkeden binlerce kilometre uzakta da olunsa yaşatıldığının güzel bir örneği oldu, KültürForum’a çok yakıştı.

Görüldüğü gibi sadece kutlama ve eleştirel karşılama töreninin bu zengin programını yazmak bile bu konudaki bir yazının sınırlarını aştı. Peki bu etkinliklerde neler konuşuldu, neler tartışıldı?

Tabii bunlar da önemli. Buraya peşpeşe gerçekleştirilen panellerin, söyleşilerin tümünü özetlemek bile mümkün değil. Ancak iyi haber var: Bunların hemen hepsi WDR’in radyo programında yayınlandı ve KulturForum’un internet sitesinde halen izlemek, dinlemek mümkün: https://daskulturforum.de

Girişte belirttiğimiz gibi Almanya’nın birçok yerinden geçtiğimiz haftasonu ve başında çok sayıda 100’ncü yıl kutlama etkinliği gerçekleştirildi. Bunların bir bölümünü sivil toplum örgütleri kendi olanaklarıyla gerçekleştirdiler, büyük bir bölümü ise Türkiye’nin buralardaki resmi temsilciliklerinin organizasyonuyla gerçekleştirildi. Bu ikincilerin bir numaralı konuğu ise kutlamalarda mesajı okunan Erdoğan oldu.

Tabii ki cumhuriyetin kuruluş dönemine ve bugünkü Türkiye’ye yönelik eleştirel bakış büyük masraflarla, görkemli salonlarda gerçekleştirilen bu etkinliklerin dışında kaldı.

İşte bu nedenle Almanya’daki “öteki Türkiye”nin en önemli kurumlarından KültürForum’un etkinliği çok önemli bir boşluğu, zengin ve eleştirel bir içerikle kapattı…

Tam demokratik ve özgür bir Türkiye’yi, içi demokrasi ve özgürlük normlarıyla dolu bir cumhuriyeti özleyenler, bu önemli yıldönümünde “biz de varız” diyebildiler. Eleştirilerini, hayalkırıklıklarını, özlemlerini dile getirdiler… Bu yoldaki mücadeleleri nedeniyle Cumhuriyet’in 100’ncü yılını haksız yere kapatılmış oldukları cezaevlerinde geçiren demokrasi ve özgürlük savaşçısı arkadaşlarını, meslektaşlarını unutmadılar, unutturmadılar.

Önümüzdeki günlerde uzun bir aradan sonra yeniden bir Erdoğan ziyaretine hazırlanan “Almanya’daki Türkiye”nin bir de bu boyutu var dediler, dedirttiler.

100 yıllık cumhuriyetin kazanımlarını selamlayarak, gerçek ve işleyen bir demokrasiyle taçlanmış cumhuriyete olan özlemle biz de

“Yaşasın cumhuriyet!..” diyoruz…

Ve

30’ncu yaşın kutlu olsun KültürForum!… Önümüzdeki dönemde hem Almanya’nın, hem Türkiye’nin, hem de dünyamızın sana daha çok ihtiyacı olacak!..

KültürForum ve Osman Okkan hakkında “küçük bir not”:

KültürForum, 1993 yılında Köln’de kuruldu. Türkçe’nin ve Almanca’nın büyük yazarları Yaşar Kemal ile Günter Grass’ın vefat ettikleri 2015 yılına kadar birlikte Onur Başkanlığı’nı yürüttükleri KültürForum, geçtiğimiz 30 yıl içinde Mikis Theodorakis ve Zülfü Livaneli’nin kurduğu Türkiye Yunanistan Dostluk Girişimi ve Hrant Dink Forumu ile yoğun işbirliği içinde, kamuoyunda yankı getiren çok sayıda uluslararası kültür ve medya projeleri gerçekleştirdi.

Türkiye’de baskı altında olan kültür, sanat ve medya insanlarıyla yoğun dayanışma kampanyaları da sürdüren KültürForum, tanınmış yazar ve politikacıların desteğiyle yürüttüğü “Hukuksal Destek Fonu“ ile Türkiye’de çok sayıda politik tutuklu ve ailelerine yardımcı olmaya çalışıyor.

1947 yılında Ankara’da doğan Osman Okkan, ilk ve ortaöğrenimini İstanbul’da tamamladıktan sonra, üniversite öğrenimi için 1965 yılında Almanya’ya geldi. Münster Üniversitesi’ne ekonomi, sosyoloji ve siyasal bilimler öğrenimi gören Okkan, öğrencilik yıllarından itibaren öğrencilerin, işçilerin hakları için sendikalar ve kurucusu olduğu göçmen derneklerinde aktif mücadelenin içinde oldu. 1986 yılından itibaren WDR ve bu kurumun bünyesindeki “Köln Radyosu“nda gazeteci olarak çalışmaya başlayan Okkan, 20 yıl boyunca çok sayıda belgesel filme ve programa imzasını attı, bu çalışmaları nedeniyle saygın ödüllere layık görüldü.

Türkiye’den Almanya’ya gelen işçilerin, göçmenlerin eşit haklar ve özgürlük mücadelesinin en ön saflarına yer aldı, göçmenlerin Almanya’daki siyasal, toplumsal hayata katılmaları, entegrasyonu için örgütlü mücadele yürüttü. Türkiye’deki siyasal ve kültürel gelişmelerle yakından ilgilenen Okkan, 1971 ve 1980’deki askeri darbelere karşı demokrasi ve insan hakları temelinde mücadele yürüttü, Türkiye’den Avrupa’ya gelen siyasi mültecilerle sürekli dayanışma içinde oldu.

Gazeteci olarak çalışırken, Türkiye’de hakkında yayınlanan ve kendisini “1. No‘lu terörist“ olarak tanıtan yalan haberler nedeniyle 17 yıl boyunca Türkiye’ye gidemedi. Türkiye kültürü ve edebiyatını Avrupa’da tanıtmak için büyük çabalar gösterdi. Televizyonların kültür kanallarında Nazım Hikmet, Yaşar Kemal, Aziz Nesin, Orhan Pamuk, Elif Şafak, Murathan Mungan ve Aslı Erdoğan gibi çağdaş Türk edebiyatının önde gelen yazarlarını, fotoğrafçı Ara Güler‘i tanıtan, okullarda yardmc ders malzemesi olarak değerlendirilen belgeseller hazırladı. “Türk – Yunan Dostluk Girişimi“yle, “Türkiye Almanya Kültür Forumu“nun kurucuları arasında yer aldı, her iki girişimin sözcülüğünü üstlendi.

Öldürülen Gazeteci-Yazar Hrant Dink’in yaşamını ve mücadelesini konu alan “Cinayet Dosyası: Hrant Dink“ belgesiyle “Altın Küre Ödülü“nü aldı. Onur Başkanlığı‘nı Rakel Dink’in üstlendiği “Köln Hrant Dink Forumu“nu kurdu. Türk-Kürt-Ermeni dostluğunun gelişmesi için inatla mücadele veren Okkan, halen Türkiye’deki siyasi tutuklulara destek için çalışmalarını sürdürüyor, bu amaçla Avrupa kültür ve siyaset dünyasının önde gelen isimleriyle birlikte de “Politik Tutuklulara Destek Fonu“nu kurdu.

Tags: , , ,


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑