..." /> Demirtaş: Bu iddianameyi Erdoğan yazdı

Sömürgecilik

Published on Aralık 27th, 2023

0

Demirtaş: Bu iddianameyi Erdoğan yazdı


“5 Haziran’da IŞİD katilleri mitingimizde bomba patlattılar, o arada Erdoğan telefonla aradı, telefonuna çıkmadım. En çok ona koyan da budur. Beni aramasınlar çıkıp halktan özür dilesinler, dedim.”

Kobanî davasının 47. duruşma periyodu Sincan Cezaevi Kampüsündeki Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinde görülüyor.

TIKLAYIN – Adalet, siyaset ve hukuk: Kobani Davası

Davada, Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) önceki dönem Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ile Selahattin Demirtaş, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, HDP Onursal Başkanı Ertuğrul Kürkçü ve HDP MYK üyelerinin de aralarında bulunduğu 108 kişi yargılanıyor.

3 bin 530 sayfa ve 324 klasörden oluşan iddianamede 108 siyasetçi için “Devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozma” ile 37 kez “insan öldürme” başta olmak üzere pek çok suçtan ceza isteniyor.

“İktidarları uğruna her türlü günahı işliyorlar”

Dünkü duruşmanın öğleden sonraki kısmında eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş beyanına devam etti:

“Türkiye’deki milliyetçilerin veya siyasi İslamcıların yaptıkları sonucu Türkiye’nin içine girdiği durum budur. Türkiye’nin bugün bu durumda olmasının sebebi cumhuriyetin kuruluşunda yapılan hatalardır ve ikincisi de bu çakma İslamcı ve milliyetçilerin yaptıklarıdır. Biz bugün niye buradayız? Bu siyasal İslamcıların attığı iftiralardan dolayı. Biz Netanyahu’nun iftiraları sonucu burada değiliz. Dönüp Netenyahu’ya, “yalan atıyorsun, katliam yapıyorsun” diyorlar ama aynısını bize karşı uyguluyorlar.

Adnan Menderes ve arkadaşları iftiraya uğramış, başlarına gelmeyen kalmamış. Siyasal İslamcılar bunca yıl sonra iktidara geldikten sonra birdenbire bir tehdit ortaya çıkmış. Kürtler. Kürtlerin, iktidarlarını alaşağı indirme ihtimali var. Onun da temsilcisi Demirtaş.

Bunlar dün yiyecek bulamazken şimdi hepsi lüks içindeler. Bunu kaybetmemeleri gerekiyor. O yüzden bize saldırıyorlar. ‘Katil Demirtaş’ diye manşet atıyorlar, delil var mı? Hayır, aksine şiddeti durdurmaya çalıştık. Davutoğlu bunların sorumlusudur. “Vurun kırın diyen Demirtaş değil mi?” diyor. Gazeteci de demiyor, “Hayır efendim böyle bir çağrısı yok Demirtaş’ın.” Bunlar Müslüman ve iftira atıyorlar. İktidarları uğruna her türlü günahı işlemekten geri durmuyorlar. Bülent Arınç bu açıklamaları yaptı. Şimdi sorsanız o dönem bizi hedef gösterdiği açıklamalarını “bunlar benim cahiliye dönemi açıklamalarımdır diyecek.”

“İktidarda biz olsaydık sorumlusu biz olurduk”

İnsanların nasıl öldürüldüğünün hiçbir şekilde araştırılmadığını çünkü yaşananların HDP ve kendilerinin üzerine yıkılmaya çalışıldığını söyleyen Demirtaş, şöyle devam etti:

“Biz neyin tehdidiyiz? Onların hırsızlığının, yolsuzluğunun rant düzenlerinin tehdidiyiz. Elde ettiklerini kaybetmek istemiyorlar o yüzden bize saldırıyorlar. Kobanî olaylarının yaşandığı Ekim ayında AKP yandaşı medyada HDP’yi hedef alan onlarca manşet onlarca köşe yazı yazıldı. O bir hafta önemliydi. Bu yaşananların sorumluluğunu kime yıkacaklardı. İktidarda biz olsaydık sorumlusu biz olurduk. Neden can kayıpları yaşandı neden olaylar yaşandı? Bunların sorumluluğunu üstlenebilirdik. Ama iktidarın sorumluluğunu örtmek için olayları bizim üzerimize yıkmaya çalıştılar.

Allah billah aşkına CNN Türk’ü açın bakın tartışanlar, telefonlara gelen mesajlarla anında konu değiştiriyorlar, başka tartışmalar yürütüyorlar. Hiç utanmıyorlar. Bunlar, araştırmaya dayanarak haber ve yazı yazmış gazeteciler değil ki! Bunlar, gazeteci kılıklı tetikçilerdir. Burada rehin tutulmamızda hepsinin sorumluluğu var.

O süre zarfında bunlar bize bu iftiraları atarlarken biz bunları sadece okumuyorduk, aynı zamanda bunların çoğunu tekzip ediyorduk. Birçoğu tekzibimizi yayınlamamıştı ama Hilal Kaplan tekzibimizi yayınlamıştı.

“Sistematik bir algı operasyonu”

Sadece bir haftalık algı oyunları nedeniyle bugün, vurun kırın yakın yıkın çağrısı yapan Demirtaş, bir haftada kamuoyunun hafızasında yer edinmiş oldu. Sonra durdu, ondan sonra bunları bulamazsınız. Ondan sonra doğru dürüst ve sistematik bir algı operasyonu bulamazsınız.

Ne zamana kadar? Biz 7 Haziran’da seçimlere parti olarak girme kararı alıncaya kadar. Durdular o zaman, Kobanî olayları yaşanmamış, Demirtaş katil değil! Niye parti olarak seçimlere girmemizi istemiyorlardı? Erdoğan doğrudan bunu söylüyordu, ‘yahu ne gerek var parti olarak giriyorsunuz’ diyordu ve bunu aracılarla bize iletti.

Ondan sonra tekrar benim katil olduğumu HDP’den çağrı yapıldığını hatırlattılar. O zaman böyle dandik dunduk köşe yazarları eliyle değil, doğrudan bu kampanyayı Erdoğan yürüttü. Koca koca manşetlerle benim ve eylemcilerin fotoğraflarını montajladılar. Cuma İçten silah tüccarıdır, şimdi DEVA’da mı nerede siyaset yapıyor. ‘Demirtaş sokağa çocuğuyla çıksın’ başlığı atıyordu.

Cuma İçten’e buradan söylüyorum, çok merak ediyorsa 6 Ekim günü kızlarım sokaktaydı. Hiçbir yeri yakıp yıkmadılar, ama IŞİD vahşetini protesto ettiler. Aleyhime açıklama yapanlar HÜDA-PAR Başkanı Zekeriya Yapıcı ve Mehmet Emin Ekmen. Mehmet Emin Ekmen o dönem AKP milletvekiliydi.

“Asıl iddianame o zaman gazetelerde yazıldı”

Kendisini hedef alan pek çok manşeti tek tek gösteren ve “sizin iddianameniz boş, asıl iddianame o zaman gazetelerde, manşetlerde yazıldı” diyen Demirtaş şöyle devam etti:

“Bunları bilmiyorsunuz bu algıya yabancısınız demiyorum. Aksine siz bu algının ortağısınız bu algıyı beslediniz. ‘Yemedi Demirtaş’ diye manşet atmışlar, yaptığımız şiddet karşıtı çağrıları böyle görmüşler. Bu ölümlere sebep olan polisler ve panzerleri kullananlar kimdi? Neden bunlar yargılanmıyorlar?

Çünkü bunların hırsızlık çarkına taş koyan HDP’dir, biziz. O yüzden bizimle uğraşıyorsunuz. Bülent Arınç, ‘kimin sözcülüğünü yapıyorsunuz da Öcalan’ı itibarsızlaştırıyorsunuz’ diyor. O zaman Arınç, Apocuydu ona göre biz Öcalan’ı itibarsızlaştırıyorduk.

Bir süre sonra basın üzerinden yürütülen bu algı operasyonları durdu. Sonra arkasından tekrar başladı. 7 yıldır buradayız, yaratılan bu algıyı yıkmak öyle kolay mı? Bir yandan devletin imkanlarını kullanıyorlar 600’den fazla yerel ve ulusal televizyon kanalları var iktidarın. Devlet kanalları hariç TRT’nin 40’tan fazla kanalı var. Trollerden bahsetmiyorum bile.

“AYM ve AİHM’de bizimle ilgili frene basılmış”

Biraz önce öğrendim. Devlet Bahçeli, Anayasa Mahkemesi’ni fırçalamış, “Bay Zühtü senin kumandan kimin elinde?” diye. Ben de soruyorum hakikaten senin kumandan kimin elinde? 5 yıldır benim davama ilişkin karar vermiyorsunuz. 4,5 yıldır haksız tutukluluk başvurusunu bekletiyorsunuz. 3 ayda karara bağlanır, değil mi? Can Atalay’da gördük. Bahçeli’nin derdi bu mu, asıl mesele bu mu? AYM karar verebilirdi ama ertelediler.

Asıl mesele AİHM kararının uygulanmamasını AYM nasıl karara bağlamaz. Çünkü sizin kararınızı bekliyorlar. AYM’ye karar verme baskısı yapıyorlar size de davada bir an önce karar verin diye baskı yapıyorlar.

AİHM’e giden Türk yargıç ki AKP’li vekilin kız kardeşidir, orada da bazı şeyleri engellemeye çalışıyorlar. Biliyoruz ki AİHM’de de AYM’de de frene basılmış. Nerede gaza basılmış? Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde gaza basılmış. Biz savunma yapmadan karar verebilirsiniz çok umurumuzda da değil.

Yaklaşık 8 yıldır bizi hedef alan kampanyanın sözcülüğünü doğrudan Erdoğan yapıyor. 22 Mart 2015’tir bu konuda yaptığı ilk açıklamanın tarihi. Bizden umudunu kesmiş, biz parti olarak seçime girme kararı vermişiz. Ukrayna dönüşü uçakta konuşmuş. ‘Halkı sokağa dökenler bunlar değil midir’ diyerek bu konuda ilk sözü söylüyor.”

“Erdoğan Goebbels’e şapka çıkartır”

Demirtaş daha sonra Erdoğan’ın kendilerini hedef alan pek çok konuşmasını kayda geçmek üzere okudu. Demirtaş, Erdoğan’ın hayatını kaybedenlerin sayısını 40-50 kişi şeklinde açıkladığını hatırlatarak, “Hayatını kaybedenler ve sayısı umurlarında değil, emin de değil o yüzden 40-50 kişinin katili diyor” şeklinde konuştu.

Erdoğan’ın o dönem yaptığı konuşmalarda “siz dağa gidip gelirsiniz, dağla iyi anlaşırsınız” sözlerini hatırlatarak, “O dönem de parti olarak dağ ile AKP arasında mesaj götürüyorduk” diyen Demirtaş “İlk açıklamaları daha makul daha mahcup. Doğrudan bizi hedef almıyor. Ama Yasin Börü’nün annesinden alınan demeç Erdoğan’ın isteği ile alındı onun üzerine miting meydanında kullanıldı. Erdoğan’ın sözlerine dikkat sayın heyet, demiyor ki ‘bunlar tahrik ettiler, halkı galayana getirdiler.’ Ne diyor? ‘Yasin Börü’yü 5’inci kattan attılar.’ Delil yok, suçlanan yok ama bunları söylüyor. Erdoğan bir algı ustasıdır, Goebbels’e şapka çıkartacak bir algı ustasıdır. Saatlerce sürebilir ama davanın iddianamesi de suçlamalar da budur. Bu iddianameyi Erdoğan yazmıştır” dedi.

“Bu insanlar umurunda değil kimse de sorgulamıyor”

Sözlerine şöyle devam etti:

“Seçimlere bir hafta var anketlerde HDP yüzde 13-14’lerde. AKP tek başına iktidarı kaybediyor ve Erdoğan bizi tehdit ediyor. Bizi destekleyen aydınları tehdit ediyor. Ona göre elime saz tutuşturulmuş ve parlatılıyorum. Seçime iki gün kala bana cici çocuk diyor onun cici çocuk dediği bu (bu arada SETA’nın kendisiyle ilgili hazırladığı raporu ve kapağındaki fotoğrafları göstererek).

Bu adam Müslüman, namaz kılıyor ama yalan söylüyor. Günde kırk tane yalan söylüyor. Ona göre Yani Börü 3’üncü kattan 4’üncü kattan, 5’inci kattan atılmış. Olaylarda 30 kişi 40 kişi 50 kişi hayatını kaybetmiş. Bu insanlar umurunda değil kimse de sorgulamıyor.

5 Haziran’da IŞİD katilleri mitingimizde bomba patlattılar, o arada Erdoğan telefonla aradı, telefonuna çıkmadım. En çok ona koyan da budur. Söylemiş duydum ‘o kendini kim sanıyor da telefonlarıma cevap vermiyor’ demiş. 22 defa Davutoğlu aradı. Cevap vermek istemedim çünkü gözümün önünde insanlar hayatını kaybetti. ‘Beni aramasınlar çıkıp halktan özür dilesinler’ dedim.

“Şeyh uçmaz müritleri uçurur”

Diyarbakır tarihinin en kalabalık mitingini yaptık, o mitinge bombayla saldırdılar. Erdoğan ne diyor buna ilişkin, ‘dün Diyarbakır’da asla tasvip etmediğim bir olay oldu iki vatandaşımız hayatını kaybetti.’ 5 kişi hayatını kaybetmiş 2 kişi diyor.

Bir önceki gün Kobanî olaylarında benim 50 kişiyi öldürdüğümü söyleyen de budur. Bu adam ikiyüzlüdür. Bunlar siyasi İslamcıdır. Alnı secdeye değiyor ama bütün bunları da yapıyor. Alnı secdeye değen, inanan bir insan neden bu yalanları atar, Allah’ı aldatmaya kalkar?

Bir tek nedeni var; iktidara bulaşmak. Dün Hasan El Bena’yı okudum ya ‘iktidara bulaştın mı inancını yitirirsin’ diyordu. Şeyh uçmaz müritleri uçurur. Bunlar da böyle, etrafındaki şakşakçılar söylenen her yalanı alkışlıyor.

“AKP’li yetkililer ağabeyime saygı duyuyor, haklılar”

Erdoğan ‘elin Avrupalısı bütün dünya terörist diyor siz niye demiyorsunuz’ diyor. Madem ölçü bu ise bütün dünya Hamas’a terörist diyor siz niye demiyorsunuz? Bunu ayrıca konuşuruz. Erdoğan, ‘kardeşi dağda yetişmiş’ diyor.

Benim ağabeyim siyaset yapmak istedi, bunda ısrar etti ama buna izin vermediler. Hakkında o kadar çok dava açtılar ki ‘seni burada yaşatmayacağız’ dediler. Kürdistan Bölgesi’ne gitti Mahmur Kampı’nda insanlara okuma yazma eğitimleri vermeye başladı. Sonra IŞİD saldırıları olunca PKK’ye katıldı.

Erdoğan diyor ki ‘kardeşi dağda yetişmiş, kendisi fırsatı bulduğunda oraya kaçar.’ Ne zaman fırsatı buldum? Çözüm sürecinde. Oraya gittiğimizde ağabeyimi gördüm 3 defa. Her döndüğümde birinde Beşir Atalay, birinde Sadullah Ergun ‘abin nasıldı selam söyleyin’ dediler. Ağabeyim Nurettin Demirtaş’a büyük saygı duyduklarını biliyorum. Haklılar da.”

“Erdoğan’ın talimatıyla yasama, yürütme ve yargı harekete geçti”

Erdoğan’ın kendilerini hedef alan açıklamalarını tek tek hatırlatan Demirtaş, Erdoğan’ın o dönem yaptığı “dokunulmazlıklar kaldırılmalı” sözlerini hatırlatarak, “Kendisi yürütmenin başında nasıl oluyor da yasamaya müdahale ediyor” dedi.

Demirtaş, Erdoğan’ın açıklamalarından sonra kendisiyle ilgili fezlekelerde büyük artış yaşandığını gösteren görselleri mahkeme heyetine gösterdi: “Verdiği talimat savcılara da verdiği talimat olduğunda savcılar da bu konuda hevesli oldukları için yaptığımız açıklamaları anında fezlekeye dönüştürdüler. Bu talimattan sonra bazı konuşmalarıma 5 yıl sonra soruşturmalar açıldı. Bu konuda Erdoğan’ın verdiği en güçlü mesaj 2 Ocak 2016 tarihli açıklamasıdır. Orada da ‘aman aman parti kapatma olmasın’ diyor.”

“Siyasal İslamcılar yalancıdır, kumpasçıdır, iftiracıdır”

Erdoğan’ın 28 Mayıs 2016 tarihinde Diyarbakır’da yaptığı konuşmada Yasin Börü üzerinden kendilerini hedef aldığını vurgulayan Demirtaş, şunları söyledi:

“’İntikamı alınacaktır’ diyor. Bunu söyleyen bu ülkenin Cumhurbaşkanıdır. Tekrar hatırlatıyorum. Bunlar siyasal İslamcıdır alnı secdeye değiyor. Bu ülkedeki siyasal İslamcılar yalancıdır, kumpasçıdır, iftiracıdır. 15 Temmuz sonrasında Bahçeli ile güç birliği yaparak bu kumpas için adım atmaya başladılar. Erdoğan ‘7 Haziran’da 80 milletvekili aldılar, hadi otur işine bak dedik, 80 milletvekili aldıklarının ertesi günü halkı sokağa döktüler. Bunlar böyledir’ dedi.

Bunu söyleyen alnı secdeye değen adamdır. 6 Ekim ne zaman 2014, 80 milletvekili çıkardığımız zaman ne zaman 7 Haziran 2015. Böyle çarpıtıyorlar. Bana bu cümlede tek bir doğru kelime gösterin. Dün boşuna konuşmadım, siyasal İslamcılar yalancıdır, iftiracıdır, talancıdır.

Bugün arkadaşlarım söyledi sosyal medyada Ermeniler gibi Kürtlerin de tehcir zamanının geldiğini yazıyormuş. Bunlar da siyasal İslamcı. Bu adama kim kafa tutabilir bizim dışımızda? Bir biz kafa tutuyoruz o yüzden HDP üzerinde bu baskı var. Yalanlarını soygunlarını talanlarını teşhir ettiğimiz için, bu ülkenin çocuklarını ölümü sürükleyip kanı üzerinde kurdukları iktidarı teşhir ettiğimiz için buradayız.

Erdoğan kafası karışık, bu gerçekleri bilmeyen biri değil. Ama bilerek bu kronolojik hataları yapıyor, bütün söylemini 7 Haziran üzerine kuruyor. ‘7 Haziran’da başarı sağladılar sonra halkı sokağa çağırdılar’ diyor. Buna göre 8 Haziran’da insanların sokağa çıkmış olması gerekiyor. Oysa 6 Ekim 7 Haziran’dan çok önce. Niye bu yalanı atıyor çünkü Allah’ı aldattığını sanıyor. O yüzden halkın çoğu bu yalanlara inanıyor. ‘Bu adam namaz kılıyor yalan söyler mi, söylüyorsa doğrudur’ diye düşünüyor. Ama kimsenin aklına bunların yalancı ve fırıldak olduğu gelmiyor.

“Karşısında boyun eğmediğimiz için öfkesi dinmiyor”

2014 yılından itibaren başladım anlatmaya bu algı operasyonu nasıl başladığını, 2018 yılında nereye geldi. Erdoğan ‘parlamento idam kararını bana gönderirse onaylarım’ diyor. Ben tutukluyum, Cumhurbaşkanı adayıyım daha yargılamam başlamamış doğru düzgün ama bunu yapıyor. Bunu kim yapıyor? Kendisini Müslüman olarak pazarlayan zat yapıyor bunu. Neden? İktidarlarını kaybetmemek için. Bu kadar öfkeliler. Bugün utanmıyor olabilirler ama bunlar yarın öbür gün kitaplaşacak.

Hitler’i nasıl okuyoruz kitaplardan bugün yaşananları da yarın herkes okuyacak. Biz hiç kimseyi meydanlarda böyle tahrik etmedik. Bizim bütün konuşmalarımız barışa dairdir, çözüme dairdir. Bu adam provokatörlüğün daniskasıydı. Bunu bir ateist yapmaz, bir başkası yapmaz ama Allah’ı kandırdığını sanan bir siyasal İslamcı çok kolay yapar.

Bana daha sonra ‘terörist başı’ diyor. Hakkımda yargı kararı yok. Bu koşullarda yargı kararının bir karşılığı yok çünkü yargının içinde 5 bin terörist çıkmış. Ölürüz kalırız söylemiş olayım. Ben hakkımı ona helal etmiyorum. Bundan korkması lazım inanıyorsa.

Recep Tayyip Erdoğan sen bizi suçsuz sebepsiz yere rehin aldın, gerçek katillerin peşine düşmedin. Bu dünyada da öbür dünyada da iki elimiz yakandadır senin. Yalancısın, iftiracısın, kumpascısın. Cumhurbaşkanı değil dünyanın başkanı da olsan bu gerçeği değiştiremeyeceksin. Öfken dinmiyor, için soğumuyor çünkü senin karşında boyun eğmedik ah vah etmedik. Karşısında ağlasaydık, biat etseydik bizi 3 ayda serbest bırakırdı. Ama ruhumuz özgür, sığmıyor 4 duvar arasına o yüzden Erdoğan’ın içi soğumuyor.”

“Tek konuşmada kaç yalan, kaç görev suçu var?”

Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı adaylığı sürecinde kendisini hedef alan sözlerini ve “YSK ile konuştum bunların mağduriyet devşirmelerine izin vermeyin gidip kaydını çekip yayınlayım dedim” sözlerini hatırlatan Demirtaş, şöyle devam etti:

“Hadi geçtim Müslümanlığını bu sözlerde kaç tane yalan var, kaç tane görev suçu var? 7 Haziran’dan sonra insanları sokağa dökmüşüz, yalan! 53 Kürt kardeşini öldürmüşüz, yalan! Yasin Börü’yü öldürmüşüz, yalan! Üstünden araba ile geçmişiz, yalan!

YSK’ya talimat vermek görev suçu değil mi? Bu sırada ben 19’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanıyordum. Murat Bey vardı konuşa konuşa akraba olduk topu size attı ve kurtulduğu gün kurban kesecekti. İnsanın düşmanı rakibi mert olsun. Bunlardan tek bir mertlik görmedik. 7 yıldır içerideyiz hala bizden korkuyorlar.

İddia ediyorum, Hüseyin Alptekin’e bu raporu tekrar hazırlatsınlar objektif bir şekilde yazarsa diyecek ki ‘Demirtaş 1’di şimdi 3. O gün HDP 1’di şimdi 7’ diyecek. O yüzden bu davayı bitiremiyorsunuz. Şimdi niye ‘Yasin Börü, HDP ve Demirtaş katil’ söylemleri yok? İstanbul seçimlerinde HDP’den beklentisi var.

Ola ki aday çıkarmaya karar verdi arkadaşlarımız ve bu da onun işine yaradı göreceksiniz hiç söz etmeyecek bizden. Çünkü Türkiye’deki siyasal İslamcılar çıkarları için her türlü hileyi hurdayı yaparlar. Müslümanlar demiyorum siyasal İslamcılar. Bunların en ağababaları cemaatçilerin neler yaptıklarını gördük, halkın başına neler getirdiklerini gördük. Bazen diyorum ki çıkıp karşısına utanmıyor musun yalan söylemeye, ben ne zaman adam öldürdüm diyeceğim.”

Erdoğan’ın sözlerinin kendisini sinirlendirdiğini belirten Demirtaş beyanlarına ara verdi.

Mahkeme heyeti, Gülser Yıldırım’ın adli kontrol yükümlülüğünün ihlal edildiğine ilişkin Mardin Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğünce bildirimde bulunulduğunu ifade ederek savcılıktan görüş istedi. Yıldırım’ın raporlu olduğu dikkate alınarak adli kontrolün ihlal edilmediğine karar verdi. Ayrıca Demirtaş’ın avukatlarının “Cuma günü açık görüşü olduğu için duruşmaya ara verilsin” talebini değerlendiren Mahkeme Heyeti, Cuma günü duruşmaya ara verilmesi talebini reddetti.

Duruşma bu sabah Demirtaş’ın beyanları ile devam edecek. (bianet – AS)

Tags: , ,


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑