Faşizm

Published on Kasım 6th, 2020

0

HDP’den çağrı: Gücümüzü birleştirelim, faşizmi yenelim

HDP, “Faşizme karşı direniş, halklara demokrasi ve adalet” şiarıyla mücadele yürütecek. Açıklama yapan Parti Sözcüsü Günay, “Faşist ittifakı yenilgiye uğratana kadar, kesintisiz bir eylem sürecini başlatıyoruz” dedi, isyan eden her yüreğe, ezilen tüm işçi ve emekçilere faşizme karşı birleşik mücadeleyi büyütmeye çağırdı.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ebru Günay, parti Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısıyla yeni dönem mücadele programını açıkladı. Günay, 11 Ekim’de Parti Meclisi (PM) toplantısı ve 2 Kasım’da Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantılarında kapsamlı tartışmalar yürüttüklerini ve yeni kararlar aldıklarını söyledi.

“Mevcut rejim çürümüş ve yozlaşmış bir rejimdir, bu nettir” diyen Günay, “Bu tespiti yaptıktan sonra bizlere faşizmi alaşağı etmeye götürecek mücadele araçları örmek, demokratik direnişi büyütmek ve alternatif bir yönetim inşa etme görevi kalmıştır. Toplantımızda, AKP-MHP ittifakının kurmak istediği rejim için Türkiye’ye derin bir siyasi ve iktisadi kriz yaşattığı, iktidarda kalabilmek için her türlü zor ve hile araçlarına başvurduğu tespiti yapılmıştır” şeklinde konuştu.

‘TÜRKİYE HALKLARI NEFESSİZ BIRAKILMAK İSTENİYORUZ’
İktidarın zor ve baskı politikalarıyla ayakta durduğunu söyleyen Günay, “Geçmişte Afrikalılar sömürgecilerin faşizminde nasıl nefes alamadıysa, ABD’de George Floyd son cümlesinde nasıl nefes alamadığını haykırdıysa bugün tüm Türkiye halkları, Saray etrafında toplanan bir ittifak tarafından nefessiz bırakılmak istenmektedir. Evet, nefessiz bırakılmak isteniyoruz” dedi.

DEMOKRATİK EYLEM PROGRAMI
PM ve MYK toplantılarında aldıkları mücadele kararında “Faşizme karşı direniş, halklara demokrasi ve adalet” şiarıyla harekete geçeceklerini ifade eden Günay, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu bir meydan okumadır. Kutuplaştırıcı, ayrıştırıcı, ırkçı ve erkek egemen politikalarla toplumsal muhalefeti ve halkları hedef alan faşizme karşı hayatın her alanını siyasi, demokratik ve meşru barikatlara çevirmek hususunda yeni bir ‘Demokratik Eylem Programını’ başlatma kararı aldık. Bir çağ yangınının içerisinde olduğumuz derin krizlere karşı partimiz üzerine düşen tarihi sorumluluğu yerine getirme konusunda kararlıdır. Haliyle HDP olarak toplumsal muhalefeti ve halkları hedef alan faşizme karşı daha güçlü, sürekliliği olan toplumsal bir mücadele hattının örülmesi gerektiği kararına vardık.

Bildiğiniz gibi Haziran ayından bugüne kesintisiz bir şekilde eylemler, etkinlikler ve tartışmalar içindeyiz. Şimdi hazırladığımız Demokratik Eylem Programı, 1 Eylül’de açıkladığımız Barış deklarasyonunun bir üst aşamaya taşınmasıdır. Haziran’da yaptığımız demokrasi yürüyüşünü halkın katılımı ile büyütme kararıdır. Temmuz ayında yaptığımız demokrasi buluşmalarını genişleterek faşist bloğu yalnızlaştırma adımıdır.

‘KATLİAMLAR DEVRİNİ KAPATMAK İÇİN’
Bu mücadele programı dumanı tüten acılar istemediğimiz; cezaevleri ve mezarlıkların dolup taşmaması için tencerelerin ve tabakların yemeksiz kalmaması içindir. Bu mücadele, geleceği karartılan çocuklarımıza yaşanabilir bir gelecek bırakabilmek içindir. Emeği çalınan, alınteri görmezden gelinen halkımızın çığlığına sahip çıkmak içindir. Oyun oynar gibi savaşlar çıkaranların, katliamlar gerçekleştirenlerin devrini kapatmak içindir.

‘KARŞIMIZDA ÖRGÜTLÜ BİR ÇETE, ÖRGÜTLÜ BİR KÖTÜLÜK VAR’
Bize saldırının nedenini çok iyi biliyoruz. Bizler bugün topluma daha çok demokrasi dediğimiz için saldırı altındayız. İnkâr ve asimilasyona hayır dediğimiz için, toplumu savunduğumuz için, merkezi devlet anlayışı yerine yerel yönetimlerin, yerel demokrasinin gücünü dillendirdiğimiz için, toplumun talep ve ihtiyaçlarını görünür kıldığımız için saldırı altındayız. Rant ve yolsuzluğa savaş açtığımız için bizler suçlanıyoruz. Mevsimlik işçinin hakkında, anadilin en yasaklı kelimelerinde, korunmak istenen hafızanın merkezinde olduğumuz için tehdit ediliyoruz. Çünkü karşımızdaki anlayış, örgütlü bir çete, örgütlü bir kötülük anlayışıdır.”

‘FAŞİZMİ YENMEK DİRENİŞİ BÜYÜTMEKTEN GEÇER’
Yaşanan sürecin tarihi olduğunu ve bu sürecin HDP’yi ortak mücadelenin öncü gücü olmaya çağırdığını vurgulayan Günay, sürecin aynı zamanda demokrasi güçlerini de daha fazla yan yana durmaya, ortak hareket etmeye zorladığını kaydetti. “İktidar bloko faşist iktidarını sürdürebilmesi, Türkiye’deki demokrasi güçlerinin ve demokratik muhalefetin yetmezlikleriyle mümkün olabilir” diyen Günay, “Bunu aşmanın yolu direnişi büyütmekten geçmektedir” dedi.

‘İSYAN EDEN HER YÜREĞE SESLENİYORUZ: HAKİKATİN SAHİPLERİYİZ’
Günay, Türkiye halklarının adalet, demokrasi ve özgürlük talebini karşılamakta geciktikçe. iktidarın tahakkümünü sürdürmeye ve kalıcılaşmaya devam edeceğine dikkat çekti.

Günay, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Partimizin misyonu uçuruma sürüklenen Türkiye’yi demokratikleştirerek felaketin önüne geçmektir. Faşizme karşı mücadelenin temel dinamiği bir araya gelmek ve toplumu savunmaktır. Faşizm konusunda en esaslı tespitleri yapanlar ve riskleri görenler faşizm kapıya dayandığı zamanlar sessizleşemez, kenara çekilemez. Bu tavır ancak ve ancak kötülüğün yayılmasını hızlandıracaktır. Bu nedenle, tüm demokratik tüm kamuoyuna, vicdan taşıyan her hücreye, isyan eden her yüreğe, sömürülen tüm ezilenlere sesleniyoruz: Bizler umutlular hareketiyiz ve saraylarda değil sokakta sesi olanlarız, cesaretini kaybetmemiş, öfke ve keşfedilmiş hakikatin sahipleriyiz.

‘GÜCÜMÜZÜ BİRLEŞTİRELİM FAŞİZMİ YENELİM’
Bizler artık bu ülkenin günlük uğraşı haline getirilmiş onursuzca bir ölüme, teslimiyete, merhametsiz bir affa, anlamsız yasalara, yalanlara, sadaka kültürüne çevrilen demokrasiye, diyalogsuz bir barışa, açlığa, yoksullukla terbiye edilmeye, en otoriter grupların elindeki yönetime, ülkenin en sahtekâr insanlarından oluşan diktatöryal-totaliter tarza, şovenist ve popülizme boğulmuş siyasete, demagojiye, dayatılan savaşa ve halkı sömürmeye hayır diyoruz. Faşizmin ittifakına karşı halkların ittifakını ‘Hep Birlikte’ kurmaya çağırıyor, gücümüzü birleştirelim faşizmi yenelim diyoruz. Unutulmamalıdır ki faşizm yaymaya çalıştığı korku kadar aciz ve güçsüzdür.

KESİNTİSİZ EYLEM SÜRECİ
Bu nedenle faşizm karşısında demokratik direniş hattını örerek faşist ittifakı yenilgiye uğratana kadar kesintisiz bir eylem sürecini başlatıyoruz. Bundan sonra her sokak, her ev, faşizmin karşısında güçlü bir itirazın örgütlendiği alanlara çevrilecek. AKP-MHP iktidarını hayatın her alanından çıkarmak için ne sabrımız ne de tahammülümüz kalmıştır.  Topluma yayılan bu umutsuzluk dalgasını kırmak seçimleri aşan bir pozisyona geçmek ve demokratik güç birliğini ev ev, sokak sokak örgütleyerek meydanlara taşırmak için yürüyüşümüzü büyütecek ve ittifakımızı genişleteceğiz.”

‘HDP HALKLARIN ANADİLİDİR’
Onlar sarayları yücelttikçe bizler sokağı büyüttüğümüz için, onlar yok saydıkça bizler farklı inanç ve kültürlerin iradesine sarıldığımız ve eşit-özgür bir gelecek kurma çabamızı büyüttüğümüz için algı operasyonları altındayız. Tam da bu nedenle bugün HDP’ye üye olmak sadece bir siyasi parti üyeliği değil; onurlu bir mücadelenin temsilcisi, faşizme karşı demokratik barikatta yer alarak tarihe geçme fırsatı sunuyor bugün herkese. HDP asla sadece HDP değildir. HDP emekçinin alın teri; Kürdün, Arabın, Süryanin, Lazın, Çerkesin anadil mücadelesidir; Alevinin, Sünninin inanç özgürlüğüdür.

‘DİRENİŞİMİZİ TANIYORSUNUZ’
Çünkü bizler ilkeler ve doğrularla yaşıyoruz. Açık bir şekilde diyoruz: Tüm faşistliğinizle elinizden geleni yapın. Rehin mi alacaksınız hiç durmayın, dava mı açacaksınız durmanız kabahat, çeteci yapıları bize karşı birleştirecek misiniz? Hiç durmayın, tüm varlığımızla buradayız. Haklı olduğumuz bu davada, sadece özgürlüğümüze ve halkımıza karşı borcumuz vardır. Biz sizin korkularınızın büyüklüğünü, siz de bizim direnişimizin büyüklüğünü tanıyorsunuz. Bu yüzden asıl bu zulmün sahipleri korkmalıdır. Asla teslim olmayacağız.  Asla diz çökmeyeceğiz. Hep birlikte başaracağız. Bitireceğinizi mi zannediyorsunuz. Dönüp arkanıza bakın, biten kim büyüyen kim diye. Bu yüzden asıl bu zulmün sahipleri korkmalıdır. AKP-MHP iktidarı zulmün, faşizmin ve yolsuzluğu üssü haline gelmiştir. HDP ise halkların ortak mücadele ve ortak yaşam arzusunun demokratik direniş üssüdür.”

‘HALKIN BÜTÇESİNİ YAPACAĞIZ’
2021 bütçesinin Meclis’te görüşüldüğünü hatırlatan Günay, bütçelerin, iktidarların topluma vaat ettikleri politik tercihleri yansıttığını söyledi. Günay, şu değerlendirmeleri yaptı: “2021 yılı bütçesinin parlamentoda olduğu bugünlerde, AKP-MHP ittifakının halklara vaat ettikleri şey saraya, savaşa ve yandaşa bütçedir. Bu bütçe halka ise açlık, yoksulluk ve işsizlik vaat ediyor. 2021 yılına hakça dağıtımı değil; kan ve gözyaşını; rant ve talanı hakim kılmak istiyor. Bizler evrensel demokratik bir hak olan bütçe hakkına dayanarak; işimiz, aşımız ve soframız için halkların bütçeye katılımını parlamento dışına taşıyoruz. Parlamentoyu işlevsiz hale getirmek isteyen AKP-MHP ittifakına karşı ‘Saraya, savaşa, yandaşa değil halka bütçe’ diyoruz. Yoksulluğa karşı iktisadi adalet, açlığa karşı itiraz, kadınların iktisadi kırımına karşı toplumsal cinsiyete dayalı bütçe isteyenler olarak meydan okuyoruz, biz varız ve halkın bütçesini yapacağız diyoruz.

Bütçe hakkımızı savunarak ekmeğimize, aşımıza, tenceremize ve soframıza sahip çıkıyoruz. Bizden alınarak saraya, savaşa ve yandaşa verilmek istenen kaynakları, geleceğimizin demokratik inşasında kullanmak için harekete geçiyoruz. Bütçe hakkımızı kullanmak için her evin balkonunu bir Meclis komisyonuna, her sokağı bir Meclise, her kent meydanını bir kürsüye, her fabrikayı demokratik direniş alanına çevireceğiz. Bu kapsamda semt pazarlarından fabrika vardiyalarına; TBMM’den sivil toplum örgütlerine; sokak afişlerinden sosyal medya mecralarına kadar her muhatabı bütçe hakkının bir parçası haline getirecek şekilde Demokratik Eylem Programımızı başlatıyoruz.

‘ZORBA SİSTEME TAHAMMÜLÜMÜZ KALMADI’
Bu eylem programını sabrı tükenenlerin sesi olmak ve yıkıma karşı inşa demek için başlatıyoruz; Tiranların, zorbaların yönetimini ezilenlerin sabrı belirler. Türkiye halklarının sabrı artık tükenmiştir. Evine ekmek götüremeyen yoksulun sabrı kalmamıştır. Açlığa ve yoksulluğa itiraz eden, insanca bir yaşamı talep ettiği için coplanan, hakarete uğrayan işçinin ve emekçinin sabır gücü tükenmiştir. Dili, kültürü, kendini yönetme iradesi yok sayılan Kürdün sabrı bitmiştir. Tecrit ile tüm ülke sathına faşizmi yayan bu zorba iktidar karşısında sabrımız tükenmiştir. İnanç özgürlüğü yasal güvence altına alınmayan, inancından ötürü evlerine çarpı işareti konulan Alevilerin sabrı tükenmiştir. Her gün erkek ve devlet şiddetine maruz kalan, katledilen biz kadınların sabrı tükenmiştir. Halkların, emekçilerin, ötekileştirilenlerin sabır taşı artık çatlamıştır. Toplumu nefessiz bırakan bu zorba sisteme tahammülümüz kalmamıştır.

‘MÜCADELEDEN BAŞKA YOL YOK’
Türkiye halklarının acil demokrasi ve adalet talebini karşılamak için mücadeleden başka bir yol bulunmamaktadır. HDP olarak bu acil ihtiyaca uygun kesintisiz bir eylem hattını geliştirmiş bulunuyoruz.  Halk toplantıları, yürüyüşler, kitlesel basın açıklamalarıyla alanlarda olacağız. Bu programla soluksuz bir mücadeleyi başlattığımızı tüm halklarımıza duyuruyoruz.

Mücadeleyi büyütme kararı; demokrasiye sahip çıkma çığlığının sesidir, eşitliği sözde veya kağıt üzerinde değil yaşamın her yerinde tesis etmenin sesidir, kadınları görmezden gelenlere karşı sokakların mora boyanması, ‘Jin jîyan azadî’ sloganın sınır tanımayan haykırışıdır, gençlere söz hakkı tanımayanlara karşı gençlerin her yerde açacağı bayrağın adıdır, Kürtlere karşı kolonyal rüyalar görenlere karşı birliği büyütmek, zifiri karanlıklar dayatanlara karşı ulusal birlik çalışmalarını kalıcılaştırmanın çabasıdır.

‘YA SESSİZ KALARAK ÖLECEĞİZ YA DA MÜCADELE EDEREK SON VERECEĞİZ’
Önümüzde iki seçenek var ya sessiz kalarak her gün öleceğiz ya da direnerek, mücadele ederek bu kötü gidişata hep birlikte son vereceğiz. İkinci seçenek tek kurtuluş yoludur. Bu yüzden gün sokağın sesini yükseltme, demokratik mücadeleyi daha da büyütme günüdür.

‘DAHA ÇOK EYLEM DAHA ÇOK ÖZGÜRLÜK’
Mücadele programımız açık bir şekilde ‘Daha Çok Eylem, Daha Çok Özgürlük’ demektedir. Bu nedenle; Türkiye’nin her yerinde bölge, il ve ilçe toplantıları alacağız. Tüm örgütlü gücümüzle birlikte güçlü halk toplantıları yapacağız. Erkek ve devlet şiddetine karşı amansız bir mücadele hattı öreceğiz. Kadın ve Gençlik Meclislerimizle birlikte her yerde eylem içinde olacağız. Her türlü zulme ve zalimliğe karşı büyük yürüyüşler düzenleyeceğiz. Saraya, savaşa ve yandaşa karşı sokakta, pazarda halkın bütçesini konuşacağız. Kürtler arası gerginliği büyütmeye çalışanlara karşı Birliği savunacağız. Yaşam siyasetinin karşısına ölüm siyasetini dayatanları teşhir etmeye devam edeceğiz. Eylemlerimizle; maden işçilerinin ve deprem vergisi gasp edilen halkın sesi olacağız, evine ekmek götüremeyenlerin ve keyif çayını ömrü boyunca göremeyenlerin hakkını savunacağız, pandemi şartlarında işe gitmek zorunda kalan, sabah herkesten önce, akşam herkesten geç gelen tüm yoksulların, emeği her yerde sömürülen güvencesiz işçinin, emekliliğine göz dikilen yaşlının öfkesi olacağız.

HDP’YE ÜYE OLUN
Sadece partimizin organize ettiği eylem ve etkinliklerde değil, nerede bir ezilen, hakkı gasp edilen, haksızlığa uğrayan varsa yanında olacağız, sesine ses katacağız. Değerli halkımız, zorlu ve meşakkatli ama sonu mutlaka zafer ile bitecek bir yola girmiş bulunuyoruz. Bu zorlu yolculukta bütün halklarımıza çağrıda bulunuyoruz; HDP’ye üye olun, bu onurlu yürüyüşe omuz verin. Partimize üye olacak her bir yurttaşımız ile faşizme karşı mücadeleyi daha da büyütmüş olacağız.”

‘SÜREÇ KÜRTLERİN BİRLİĞİNİN OLUŞMA SÜRECİDİR’
Günay, Irak Federal Kürdistan Bölgesi’ndeki gelişmelere dair de Kürtçe açıklamalarda bulundu. Günay, şunları söyledi: “Önemli gündemlerimizden biride Güney Kürdistan’da yaşanan gelişmelerdir. Güney’de son günlerde yaşanan gelişmeler hepimizi üzüyor. Halkımız özgürlük ve ulusal birliği bekliyor. Kürtler arasındaki bir savaş, tüm Kürt kazanımlarını tehlikeye atıyor. Kürt halkı kazanımları için büyük bedeller ödedi. Yıllarca birçok bedel ödendi. Kürtlerin bu yüzyılda kaybetme gibi bir durumu yok. Kürt halkı tüm parçalarda bugün büyük saldırılar altında ve ulus devletler Kürtlerin bu yüzyılda da statüsüz bırakmak istiyor. O yüzden Kürtlerin ulusal birliği sağlamasını istemiyorlar. Kürtlerin parçalanmasını, bölünmesini istiyor bu yüzdende araya nifak koyuyorlar. Kürt önderleri, Kürt partileri tüm politikalara karşı tarihi bir süreçten geçiyor. Herkes tarih önünde ve Kürt halkına karşı sorumludur. Kürt kurumları ve partileri diyalogdan yana. Tüm partiler bugün daha fazla ulusal birliğin oluşması için çalışmalı. Kürtler içi bir savaşın zamanı değil, Kürtler arası birliğin ve kazanımlara sahip çıkmanın zamanıdır. HDP olarak, diyalog çağrısı yapıyoruz. Kürt liderlere çağrımız ulusal birliğin öncüleri olmalarıdır. Kürtler her dönemden daha fazla kendi aralarında diyalog kurmalı. HDP olarak barış ve diyalog ortamının gelişmesi için her türlü sorumluluk almaya hazır ve çalışmaya hazırdır. Bir kez daha Kürt taraflarına çağrımız süreç Kürtlerin birliğinin oluşma sürecidir” diye konuştu.

(ETHA)

Tags: , , ,


About the Author



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to Top ↑