Sömürgecilik

Published on Aralık 22nd, 2022

0

Kobanê davası: Kumpasın yalanları ortaya çıkıyor

Kobanê davasında söz alan HDP Eş Genel Başkanları Yüksekdağ ve Demirtaş, müşteki beyanlarının provokasyon amaçlı olduğunu ve bu nedenle kabul etmediklerinin altını çizdi.

Kobanê davasının 20. duruşmasının 3. oturumu Sincan Hapishanesinde görüldü. Duruşmaya HDP Milletvekilleri, ÖHD üyesi avukatlar ve aileler katıldı.

YÜKSEKDAĞ: MÜŞTEKİ BEYANLARI PROVOKASYON
Duruşmanın başlangıcında söz olan önceki dönem Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, müşteki beyanlarının baskıyla ve yönlendirmeyle oluşturulduğunun altını çizerek, “Bu dava nasıl kasti ise müşteki beyanları da öyledir. Mahkeme heyeti kendisini savcılık konumuna soktu. Yalancı tanıklar ve belgelerle tutuklamayı sürdürme bahanesini sürdürdünüz” dedi. Beyanların, iddiaların ve belgelerin yalan olduğu bir yargılama süreci yürütüldüğünü belirten Yüksekdağ, “Güneş balçıkla sıvanmaz. Bizim hakkımızdaki suçlamalar iktidarın dili ile sürdürülüyor. Siyasi iktidarın repliklerini gelip bize tekrarlıyorlar ve bu aynı replikleri sizin iddianamenizde de gördük. Bu suçlamaları kabul etmemizi bekleyemezsiniz. Bu suçlamalarla müştekilerin beyanlarını esas almak büyük bir provokasyon demek” dedi. Kobanê dayanışmasının kriminalize edilemeyeceğinin altını çizen ve “Kobanî dayanışması meşruydu, provokatif güçler tarafından provoke edildi. Karanlık güçler tarafından bu dayanışmaya kan karıştırıldı” diyen Yüksekdağ, devamla şunları söyledi: “Siyasi iktidar ateşle oynuyor, çünkü koltuğunu kaybetmek istemiyor. Ama sizin ateşle oynama lüksünüz yok. Yasin Börü’nün ailesini karşımıza müşteki olarak çıkarıyorsunuz. Kapatılmış davalardan müşteki bulup karşımıza çıkarıyorsunuz. Bu karanlık çaba değil de nedir? Size Yasin Börü’nün Yargıtay kararını okudum. Katliamın yaşandığı evde, sokakta mağdur insanların verdiği ifadelerin ne anlama geldiğini sordum. Bütün Türkiye ayağa kalkmasına rağmen, defalarca polise haber verilmesine rağmen, Yasin Börü’nün evine saatler sonra müdahale ediliyor. Bu sorularımıza cevap vermeyen bir yargı nasıl bize bu suçlamaları yöneltebilir?

‘NASIL DİRENDİYSEK YİNE DİRENİRİZ’
Bu hayatın fay hatları ile oynuyorsunuz. Mahkeme salonlarında faili belli olmasına rağmen yaşamını yitiren insanlarla bizi birbirimize düşüreceksiniz öyle mi? Siz de bu provokasyonun hakemi olmak istiyorsanız olun ama biz nasıl direndiysek yine direniriz. Bizim karşımıza yalancı tanıklar çıkardığınız gibi yalancı müştekiler çıkararak bu dosyayı bitiremezsiniz. Müşteki beyanı adı altında yeniden üretilen provokasyon belgelerini reddediyorum. Bu bir suçtur. Burada gerçeklerin ortaya çıkması için halk için elimizden gelen çabayı sarf ediyoruz. Bu müştekiler hangi siyasi pazarlıklar sonucu karşımıza çıkarıldı? Bunları ifşa edeceğiz. Bir canımız var, getirirsiniz mahkeme salonuna orada veririz ama hak için veririz. Yeniden kan ve karanlık peşinden koşanlar kendilerini nasıl aklayacaklar? Bunun sonu yok, sizin için de sonu yok.  2014’ten sonra partimize yönelik siyasi operasyonlardan sonra Kürt illerinde, sahada nasıl düzenlemeler yapıldığını, pastanın Kobanî sürecinde yaşamını yitirenlerin üzerinden nasıl paylaşıldığını bilmiyor muyuz? O kan üzerinden kimler ne yedi, hala yemeye devam ediyor hepsini anlatacağız.

‘MÜŞTEKİ BEYANLARINI KABUL ETMİYORUZ’
Siz bu karanlık senaryonun filmini yapacaksanız buyurun yapın. Herkesin ayakkabı numarasını bilenler bu olayların failini neden açığa çıkarmamış, neden beklemiş bu zamana kadar. Polisin yönlendirmesiyle şikayetçi olduklarını söylüyorlar. İki yıl boyunca bu insanlar delik deşik aranmış, bulunmayanı bulmak için seferber edilmiş. Bir kısmı vazgeçmesin diye Emniyet, İçişleri Bakanı elinden gelen her şeyi yapmış. Böyle bir kalitesizlik olmaz. Madem girdiniz bu yola ben gerekeni göğüslemeye hazırım. Böyle bir seviyesizlik kabul edilemez. Müşteki beyanlarını kabul etmiyoruz, gayrimeşrudur.”

DEMİRTAŞ: KUMPASIN YALANLARI ORTAYA ÇIKIYOR
Önceki dönem Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da dosyaya yeni gelen belgelere ilişkin söz aldı. Yeni eklenen tanık beyanları arasındaki çelişkilere dikkat çeken Demirtaş, “Ferhat Aksu ya da Ferhat Aksoy ile ilgili tüm bilgilerde çelişki var. Gizli tanık Ulaş ve Mahir’i mi esas alacaksınız, yoksa Muş’ta Osman Akpolat’ın verdiği ifadeyi mi esas alacaksınız? Bu ismi geçen şahısların isimlerini de fotoğraflarını ilk defa görüyorum ve bu yüzden kumpas olduğunu düşünüyorum. Gelen evrakları da zamanımız yok incelemeye. İncelesek onlarca yalanı ortaya çıkarırız. Bu evraklar da kumpası ortaya çıkaran çelişkilerdir. Yeni bir kumpas hazırlığı olabilir. Ola ki Ahmet Altun yeni bir kumpas yaratmak istiyorsa sakın öyle düşünmesin, bütün çelişkiler ortada. Kumpası sürdürmeye kimse çalışmasın. Uyarıyoruz buradan; kumpasın yalanları ortaya çıkıyor” ifadelerini kullandı.  

KIŞANAK: SARAYDAKİLERLE SENARYO HAZIRLAMIŞLAR
Eski Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Gültan Kışanak da Yüksekdağ ve Demirtaş’ın beyanlarından sonra daha önce başladığı beyanlarına devam etti. Davadaki çelişkiler yerine ülkenin sorunlarına dönük çözümleri konuşmayı tercih ettiklerini belirten Kışanak, tanık beyanlarının hukuki nitelik taşımadığını söyledi. Mahkeme heyetine “Hukukla alakamız yok diyorsanız o da sizin bileceğiniz iş” sözleriyle seslenen Kışanak, “Bu belgeler ısmarlama olarak alınmıştır. Ahmet Altun gizli tanık Ulaş’a benim fotoğrafımı neye dayanarak teşhis ettirdi? Bu sorunun cevabı yok. Ama benim tutuklanmam için Ahmet Altun, genel geçer lafları elindeki kişiye imzalattırdı. Bu ülkede biat var, biat edilince ortaya böyle de bir cahillik çıkıyor. Bu kumpas davası AKP iktidarının bir ürünüdür. Bunlar sabah akşam yalan söyleye söyleye yandaşları da inandı. AKP’nin söylemlerine inanarak iddianame hazırlayan kişiye de savcı denmez; talimatla görevlendirilmiş özel kumpasçıdır. Saray’dakilerle birlikte bir senaryo hazırlamışlar” dedi.

‘YARGITAY’IN ONAYLADIĞI BDP PROGRAMI DOSYAYA EKLENSİN’
Beyanlarına devam eden Gültan Kışanak da, Yargıtay’ın onayladığı BDP’nin programının dosyaya eklenmesini istedi. Nedenini ise şöyle açıkladı: “Bu dava siyasi saiklerle açılmıştır. Bizim bu faaliyetlerimiz yasama dokunulmazlığı kapsamında. Bu yüzden bize dönük suçlama konusunun o belgelerle uyuşup uyuşmadığına ilişkin bilirkişiye gönderilmesini talep ediyorum. Tarihi görüşlerimiz farklı olabilir. Bu bir suç konusu olamaz. İsyan ve imhanın dışına çıkacak bir yol arayışı var. Bu memlekete isyan demek de suç. Bu isyan kelimesini ilk biz kullanmadık, Süleyman Demirel de kullandı. Başka bir yol bulmak lazım. Konuşarak, parlamento içerisinde siyasi aktörlerle konuşmak, çatışma siyasetine son vermek. Meclis’te bunu açık açık söylemişim. Benim politika hakkım yasaldır, orada söylediklerimden dolayı yargılanamam. İnanmadığımız bir şey yapmayız, inanmış gibi de yapıp söylemem. Bu kumpas davalar, siyasete inananların parlamentoda çözümü bulma inancını yok ediyor.”

Duruşma yarın devam edecek.

Tags: , , ,


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑