Makaleler

Published on Nisan 4th, 2021

0

Macron işsizlik ödeneklerini gasp ediyor – L.Michel Destan


İşçi ve emekçiler, işsizler, sosyal garantisi olmayanlar, işini kaybetme riski taşıyanlar, boyun eğmeyi reddeden, örgütlenen ve mücadele eden herkes “İşsizlikten işsizler sorumlu değildir!” diyor ve  “herkese yaşanabilir bir gelir” talep ediyorlar.

Kapitalist sistemin saldırı boyutlarının krizden öncesi ve sonrası yok. Zira kapitalist ekonomik kriz devam ederken ardı sıra bir yıldır devam eden pandemi kaynaklı sağlık krizi nedeniyle; kazanılmış hak ve özgürlük saldırılarına her gün bir yenisi ekleniyor.

Ülkelerin adı değişebilir ama kapitalizmin temsilciler pandemi kaynaklı erteledikleri kimi politik ve ekonomik saldırıları yeniden devreye sokmaya başladılar bile.

Macron hükümetinin hazırladığı emeklilik ve işsizlik sigortası yasalarına karşı tepkiler sokaklarda gösterildi. Polisle çatışan, greve giden emekçilerin mücadelesine sağlık krizi de eklenince Macron hükümeti iki yasayı dondurduğunu ve bazı değişikliklere gideceğini açıklamıştı. Fakat sağlık krizi ile mücadelede başarısız olan Macron hükümeti, OHAL yetkilerini de kullanarak öncelikle ertelemek zorunda kaldığı emeklilik yasasını onaylattı ve sırada işsizlik sigortası yasası var.

Başta CGT olmak üzere tüm sendikalar tarafından reddedilen ve halkın da itiraz ettiği işsizlik sigortası “reformu”na geri adım attırılmadığı taktirde, 1 Temmuz’da hükümet tarafından alınan karar ile uygulanmaya başlanılacak. Hükümet yeni yasa ile işsizlik yardımlarına erişimi sınırlandıracak. İşsizlik ödeneği hakkından faydalanma koşullarını zorlaştıracak.

Şimdiye kadar işsizlik maaşı işsiz kalan kişinin sadece çalıştığı günler göz önünde bulundurularak hesaplanıyordu. Reformla birlikte işsizlik maaşı çalışılmamış günlerin de içinde olduğu bir aylık ortalamasına göre yapılacak. Böylelikle yüz binlerce işsiz, yüzlerce euroya varacak ciddi  gelir kaybına uğrayacak. Hükümet ekonomik krizin faturasını yoksullukla cebelleşen emekçilerden çıkarırken aynı zamanda işsizlik ödeneğinde kesintiye giderek tasarruf yapacak. Önünü açtığı güvencesiz ve kısa süreli sözleşmelerle sömürü çarkını güçlendirecek. Yeni işsizlik yasası sadece kayıtlı 800 bin işsizi değil 1.5 milyon kişiyi olumsuz etkileyeceği şimdilik ön görülen. Ayrıca süreli sözleşmeli ve geçici  çalışanların % 80’i işlerini kaybettiklerinde tazminatlarında da % 17 kayıp yaşayacak. 500 bini aşkın işsizin güvenceli iş bulma koşulu yaşları ilerlediği için yok denecek oranda olacak. Toplamda 1.7 milyon kişinin işsizlik ödenekleri düşecek ya da kaybedecek. Zaten sağlık krizi nedeniyle 10 işsizden 6’sı krizden önce de yardım alamıyordu.

Fransa’da sağlık krizinden önce 9,3 milyon yoksul insan varken, 2020 sonunda 10 milyon sınırı aşıldı. Bir yıl içinde yardım kurumlarına, gıda yardımına başvuranların oranı bazı bölgelere göre yüzde 25 ile 50 oranında arttı. Fransa’da RSA (Aktif dayanışma yardımı- asgari yardım) harcamaları ortalama yüzde 9,2 arttığı belirtiliyor. Gıda yardımı kuruluşlarının önünde genç yaştaki insanlar uzun kuyruklar oluşturuyor. Ve hiç şüphesiz durum giderek daha da kötüleşecek. İşsizlik ödeneklerinde yaşanacak kesintiler RSA başvurularında artışa, yardım kuyruklarının uzamasını yol açacak, yoksulluğu artıracak.

Macron iktidara geldiğinden bu yanı neoliberal politikaları hayata geçirirken hiç tereddüt etmedi. Fransız halkının yoksulluk sefaletine itti / itmeye devam ediyor. Genel güvenlik yasası ile örgütlenme ve eylem hakkı başta olmak üzere özgürlüklere saldırdı. Sağlık krizine rağmen sağlık ünitelerini kapatmaya devam etti. Sokağın, sendikaların, kadınların , gençliğin, göçmenlerin sesini duymadı, kolluk kuvvetlerini halkın üzerine saldırdı, polis devletini adım adım hayata geçirdi.

Pandemi koşullarında emekçi düşmanı politikalarını hayata geçiren Macron ve hükümetinin amaçlarından biri “ekonomiyi kurtarmak” için tekellere hibe etiği devasa miktarların faturasını emekçilere ödetmek ise diğeri de 2022 cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce sermayeye ekonomik ve sağlık krizine rağmen iktidarda olduğu dönem esnasında vaat ettiği emekçi karşıtı-reformları uyguladığını göstermektir.

Macron işçi sınıfının mücadelesi sonucu kazanılmış işsizlik sigortası ödeneklerine göz dikerek işsizlere yeni bir savaş açtı. İşsizlik maaşı ve genel olarak da tüm sosyal yardımların tembelliğe teşvik olarak değerlendirip gerici-ırkçı ideolojik propaganda ile kitleleri etkileme gayreti içinde. Fakat, Macron’un etrafındaki destek çemberi de giderek daralıyor.

2017 yılı seçimlerinde Macron’u destekleyen ekonomistler görünen tablo karşısında işsizlik sigortası yasasını eleştirerek iş arayanlar için geçerli olan yeni kuralların, mevcut durgunluktan “işgücü piyasasının kenarlarındaki güvencesiz insanları cezalandırma” riski taşıdığını belirterek tepki gösteriyor. Hükümetin neoliberal saldırı politikalarına karşı pandemi kısıtlamalarına rağmen emekçiler sokakta, eylemlerde, direnişlerde ve grevlerde tepkilerini göstermeye devam ediyor.

Sağlık krizi nedeniyle milyonlar iş bulamazken, işlerini kaybederken, kısıtlamalar nedeniyle çalışamazken hükümetin en yoksul kesimi olan işsizleri hedef almasına karşı tepkiler farklı işkolu  direnişlerine de yansıyor. Fransa genelinde bir yıldır sahne alamayan ve ekonomik kriz içine giren kültür emekçileri 100 kültür merkezindeki işgal eylemlerinin ana gündemi olarak “işsizlik sigortası reform” yasasının geri çekilmesi olarak belirlediler. Kültür emekçileri mücadelelerinin kültür sektörünün taleplerinin ötesine geçtiğini ve hazırlanan işsizlik sigortası reformuna karşı genel seferberlik çağrısı yaptıklarını ilan ettiler.

İşçi ve emekçiler, işsizler, sosyal garantisi olmayanlar, işini kaybetme riski taşıyanlar, boyun eğmeyi reddeden, örgütlenen ve mücadele eden herkes “İşsizlikten işsizler sorumlu değildir!” diyor ve  “herkese yaşanabilir bir gelir” talep ediyorlar.


L.Michel Destan – 04.04.2021

Tags:


About the Author



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to Top ↑