Makaleler

Published on Kasım 7th, 2023

0

Pogromlar sürüyor | Hüseyin Şenol


Nazi Almanya’sı öncesi ve sonrası olduğu gibi, tüm dünyada soykırımlar devam ediyor… Dersim, Rojava, Filistin ve dünya genelinde gerçekleşen tüm soykırımlar, ayrım yapılmaksızın lanetlenmelidir…

85 yıl önce, 9 Kasım 1938, gece yarısına bir kaç dakika kala gestapo şefi Müller’in emriyle, o gece Almanya’nın her yerinde, nazi SS ve SA’lar saldırıya geçiyor. İmparatorluk sınırları içinde 7 bin 500’ü aşkın Yahudi’nin işyeri yağmalanıyor, 267 sinagog yakılıyor. 26 bin Yahudi tutuklanıp, toplama kamplarına gönderiliyor. 400’ü sadece 9 Kasım gecesi olmak üzere, bir haftada, yani 7 ila 13 Kasım arasında toplam 800 Yahudi öldürülüyor veya intihara sürükleniyor, binlercesi ağır yaralanıyor…

Kara gecenin 85. yıldönümü. 9 Kasım’ı 10 Kasım’a bağlayan gece, insanlık tarihinin en barbar, en ırkçı soykırımlarından Holokost’un başlamasını temsil eden gece. Yıllarca süren ırkçı ayrımcılık ve zulmün zirveye çıktığı “yeni” bir dönemin habercisi olan, kıyım ve katliamın yaşandığı gece, pogrom gecesi…

Holokost’un başlamasını temsil eden ve beş yıldan fazla süren ırkçı ayrımcılık ve zulmün zirveye çıktığı dönemin habercisi olan, kıyım ve katliamın yaşandığı gece, pogrom gecesi…

Naziler, çıkardıkları yangının alevleri binaların kırılan camlarında parlarken büyük bir “keşifte” bulunuyor; bu kıyım ve katliam gecesine, bütün insani değerlerle alay edercesine “Kristal Gece” (Kristallnacht) adını veriyor.

Gözü dönmüş nazilerce, soykırım gecesinde çıkarılan yangının, kırılan camlarda yansıması ve geceyi aydınlatmasına eş düşen “Kristal gecesi” tanımlaması yapılmıştır bu gece için. Fakat o gün olduğu gibi; bugün de, Almanya’daki ilerici ve demokrat kesimler bu geceyi “Pogrom Gecesi” olarak adlandırmışlardır. Ki bence de böyle tariflendirilmelidir. Gecenin asıl amaç ve anlamına uygun düşen, bir etnik topluluk veya din üzerinde baskı ve kıyımı içeren “Pogrom” (Toplu kıyım, katliam) tanımlaması doğrudur.

“Kristal gece” tanımlaması, bir nazi tanımlamasıdır. Bu, insani değerlere saldırının üstüne, bir de aşağılama ve saygısızlık tanımlamasıdır.

O gece Yahudilerin evleri, dükkanları ve sinagogları yağmalanmış, malları mülkleri sokak ortasında yakılmıştır. Gerek bu yangın sırasında kırılan camların parlamasına dayanarak, gerekse yağmalanan malların arasında altın, mücevherata ve tür malların doğal olarak bir kristal gibi parlamasına dayanarak, Almanya halkının da genelde yoksulluk ve işsizliği nedeniyle, bu halkın bir parçası olan Yahudilerin varlıklı olduklarını gösterebilmek için “kristal” deyimi kullanılmıştır.

1938’de henüz savaş ilan edilmemiş olduğu için, bu katliam girişimi Almanya halkının savaşa mobilize edilebilmesinin de bir provasıdır. Ve naziler bunda başarılı da oldular.

Almanya’nın soykırım tarihinde, bu gece önemli bir yer almaktadır. Türkiye gibi, bir çok ülkedeki soykırımları örnek alan naziler, aynı zamanda faşistdaşlarına da ırkçıdaşlarına da örnek olmuşlardır.

Pogromlar devam ediyor

85 yıl sonra bu dönemde de, Almanya, Türkiye ve dünyanın bir çok bölgesinde, 9 Kasım 1938’de yaşanan “Pogrom geceleri”, çoğu zaman aynı, hatta bazen de o dönemdeki dozajında devam ediyor.

Almanya’daki ırkçılık, mülteci yurtlarına saldırıyor, sınırlarda göçmen avına çıkıyor. Bir çok Avrupa ülkelerinde olduğu gibi, faşistler sınırlara toplanıp, mültecilere saldırıyor. Almanya’da her geçen gün artırdılar baskılarla göçmenler için yaşam dayanılmaz hal almaktadır. Bu insanlık dışı uygulamanın en nedeni de maalesef seçimlerde alınacak oy oranıyla bağlantılı.

Almanya’da polis, ordu ve diğer kurumlardaki ırkçıların artışı da diğer önemli bir sorun. Gün geçmiyor ki bir emniyet ve ordu başta olmak üzere, ırkçı bir memur, Neonazi bir grup ortaya çıkmasın.

Rusya-Ukrayna savaşı ve günümdeki yaşanan İsrail saldırılarında da görüyoruz ırkçılığı. Alman emperyalizmini veya diğer batı Avrupa emperyalist devletlerinin Rus vatandaşlarına ve Filistin halkıyla dayanışma gösterenlere yaklaşımında da bunu görüyoruz.

Türkiye, Dersim, Rojava…

Tarihi boyunca, soykırım ve katliamlarla imza atan Türkiye’deki ırkçılık da, dünyadaki ırkçıdaşlarından geri durmuyor, en azgın bir biçimde bunu sürdürüyor. 1938 Pogrom gecesi öncesi dönem ile sonrası yıllarda da süren saldırı ve linç girişimleri, bunun en canlı ve yakın örneğini oluşturuyor.

Yine 11 Kasım, Türkiye’de yaşanan bir çok ırkçı, ayrımcı uygulamalarından sadece birinin yıldönümü: 11 Kasım 1942 Varlık Vergisi Kanunu’nun TBMM’de kabulünün yıl dönümü. 79 yıl geçti üzerinden. Bu uygulama ile Müslüman olmayanlara ödeyemeyecekleri ağır bir vergi yükü getirilince, çoğu mallarını haraç mezat elden çıkarmak zorunda kaldı. Mükelleflerin yüzde 87’si, o toprakların sahiplerinden olan gayrimüslimlerden oluşuyordu. Vergisini süresinde ödeyemeyen mükellefler, borçlarını “bedenen çalışarak ödemeleri” amacıyla, Nazi Almanya’sında olduğu gibi çalışma kamplarına yollandılar…

Ermeni soykırımı ve devamında Postos, Alevi, Kürt ve diğer halklara yönelik soykırımlar, katliam, sürgünler Osmanlı sonrası, 100 yıl öncei kurulan cumhuriyette de sürekli devam etti. Kasım 1937’de idam edilen Seyid Rıza ve 1938’in Aralık ayına kadar devam eden Dersim Katliamının da yıldönümü olan günleri yaşıyoruz.

Katliam ve soykırımların yaşandığı bir yıldönümünün olmadı gün yok ki…

Sömürgeci Türk Devletinin, Türkiye dışında İran, Suriye ve Irak’taki Kürdistan topraklarına yönelik politikası da İsrail’in politikasından farklı değildir. Türk Ordusunun işgal ettiği Kürdistan’ın Afrin, Rojava, Kobanê bölgelerinin her gün bombaladığı ve zulmün hakim olduğu bir ortamda, bunu görmezden gelen hatta destekleyenlerin Filistin için döktüğü gözyaşı, sahtelikten de öte alçaklıktır.

Filistin

Gazze’deki savaşın ve yıkımın nedeni Filistin topraklarındaki İsrail’in yayılmacılığı ve işgalidir ve bu su götürmez bir gerçektir. 75 yıldır Filistinlilere dayatılan sürekli katliam, sürgün, mülksüzleştirme hiç ara vermeden sürmektedir.

Filistinlilerin yaşamaya mahkûm edildiği açık hava hapishanesi, işgal edilmiş topraklardan yapılan Tam bir ay önce, 7 Ekim’de antisemitist Hamas saldırısıyla bir kez daha bölgeyi gündemim ilk sırasına taşımıştır. Bir ay içerisinde, sadece Gazze’de 10 binden fazla insan Siyonist İsrail Devleti tarafından katledilmiştir.

Saldırının beşinci günü, 12 Ekim’de yazdığım “Düşmanımın düşmanı dostum değildir” başlıklı yazımın spotunda da dediğim gibi “İşgalci katil Siyonist Devlet İsrail düşmanımızdır ve onun düşmanı vahşet örgütü antisemitist Hamas da dostumuz değildir…”

Ortak Operasyon Odası, Aksa Tufanı sonrası kuruldu ve İslami Cihad, FHKC, FDHKC, Nidal el-Amudi Tugayı, Filistin Mücahit Hareketi, El-Nasır Selahaddin Tugayları, Ensar Tugayları gibi yapılar dahil oldu. Hamas’ın başlattığı bu sivilleri hedef alan eylemi kabullenmemek gerekiyor. Siyonist İsrail Devleti gibi, Gazze’nin hakimiyetini ele geçirmeye çalışan antisemitist cihatçı faşist Hamas’a karşı da mücadele edilmelidir.

Hiçbir vahşet, tarafımızca kabul görmemeli, haklı olduğumuz mücadelede “her yol mubah” anlayışına saflarımızda yer verilmemelidir. Yoksa, düşmanlarımızdan farkımız kalmaz. Ki ayrı bir tartışmanın konusu olmakla birlikte, yapılan eylem, yarardan çok zarar getirmiş, emperyalizme ve uydu devleti, işgalci ve yayılmacı İsrail’e yarar sağlamıştır.

Tüm soykırımlar lanetlenmelidir

Nazi Almanya’sı öncesi ve sonrası olduğu gibi, tüm dünyada soykırımlar devam ediyor… Dersim, Rojava, Filistin ve dünya genelinde gerçekleşen tüm soykırımlar, ayrım yapılmaksızın lanetlenmelidir…

Faşizmi lanetlerken, direnenleri selamlıyor, mücadelede yitirdiğimiz tüm halklardan anti faşistleri saygıyla anıyorum. Ve yazımı geçen gün izlediğim ve çok etkilendiğim bir film sonrası Facebook sayfamda paylaştığım bir notla bitiriyorum:

“Geçtiğimiz günlerde Netflix’te “Direniş” filmini seyrediyorum… Aklım Filistin’de… Kısaca filmin konusu; nazi döneminde Fransa’daki Yahudi direnişçiler… Anne-babaları Naziler tarafından katledilen Yahudi yetim çocukları Nazilerden kurtarma çabaları müthiş ve büyük saygıyı fazlasıyla hak ediyor direnişçiler… Naziler ise laneti…

Ama dedim ya aklım Filistlinli çocuklarda… Kahrolsun İsrail siyonizmi ve antisemitist İslamcı faşist Hamas barbarlığı…”

85. yılında, “pogromların” devam ettiği tüm dünyada ırkçılığı, faşizmi lanetliyorum!


Hüseyin Şenol – 07.11.2023

Tags: , , , , , , , , , , , , ,


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑