Almanya

Published on Temmuz 21st, 2020

0

Suruç Katliamı’nın 5. yılında 33 düş yolcusu Stuttgart’ta anıldı

Hiç bir düş yarım kalmaz, Suruç düşü de… Suruç için adalet, herkes için adalettir!

Gül Güzel (Stuttgart)

Katliamın yapılacağına dair bir gün önceden alınan istihbarata rağmen 20 Temmuz 2015’in sabah saatlerinde Kobanê’ye geçmeyi bekleyen toplam 318 Düş Yolcusu, DAİŞ tarafından gerçekleştirilen canlı bomba saldırısına uğradı. Canlı bomba saldırısı sonucu 33’ü hayatını kaybetti, 104’ü de ağır şekillerde yaralandı. Halbuki onlar, Kobanê’ye geçip hem insanlara destek olacaklar, hem de düşlerini gerçekleştireceklerdi.

Almanya’nın Stuttgart şehir merkezi olan Schlossplatz meydanında, 20 Temmuz’da 33 Düş yolcusunu anmak için bir çok kurumun ortak organizasyonuyla, saat 18.00 – 19.00 arası bir miting düzenlendi. AvEG-Kon ve Avrupa Sosyalist Kadınlar Birliğinin katliama dair yazılı açıklamaları okundu. Suruç şehitleriyle geride kalan aileleri için Adalet talep edildi.

Almanca yazılı açılan büyük pankartlarla, ’’ölü ve yaralıların sorumlusu APK ve DAİŞ’dir’’, ‘’Suruç katliamındaki şehitler için ve geride kalanları için Adalet talep ediyoruz!’’denildi. Miting alanına mumlarla ‘’SURUÇ 5 YIL’’ yazılırken, aramızdan zorla koparılan gençlerin posterleri ve çocuklara götürülmek istenen oyuncaklar da temsili olarak sergilendi. Hasan Hüseyin Korkmazgil’in dediği,’’Hor baktık mı karıncaya?, Kırdık mı kanadını serçenin?, ya nasıl kıyarız İnsana?’’misali…

Mitingde söz alan, MLPD aktivisti ve o süreçte ‘Kobane Kadın ve Sağlık Merkezi’ inşaatında çalışan Eberhard Schmid ise,’’o gün ben de ölebilirdim. Sınırın öteki tarafında çalışıyordum. Ailem benim de katliamda ölmüş olduğumu düşünmüştü. Bizler Erdoğan’ın kirli savaşlarına, faşizmine ve çeteleri olan DAİŞ’e karşı  mücadelemizi sürdüreceğiz. Rojava Devrimi bütün halkların ortak devrimidir. Yaşasın halkların ortak devrimi ve mücadelesi!’’ dedi.

Suruç katliamına dair

Yakın dönemdeki katliamlarıyla dahi yüzleşmeye cesareti olmayanların, Suruç davasının 14. Duruşmasının ardından da karanlığın devam etmesi kimseyi artık şaşırtmıyor. Düş yolcuları, Urfa Suruç’taki Amara Kültür Merkezi’nde bir araya gelmişti. Yanlarında müzik aletleri ve oyuncaklar da vardı. Çocuklarla oynamak, onlar için atölye ve konser düzenlemek istiyorlardı. Onlar öğrenciler, öğretmenler, işçiler, Kürtler, Türkler, Lazlar, Çerkezler, Araplar, sosyalistler, devrimciler, anarşistler ve aktivistlerdi. Genç kalpleriyle arkadaş ve yoldaştılar. Aralarında kadınlar, erkekler, anneler, babalar ve kardeşler vardı. DAİŞ barbarlığından tarihsel direnişle kurtarılan Rojava kantonunda hayatı yeniden inşa etmek için oraya koşmuşlardı. SGDF’nin Türkiye’de “Kobanê’yi birlikte savunduk, birlikte inşa edeceğiz” sloganı altında yaptıkları çağrıdan sonra, 20 Temmuz 2015’te bir araya gelen yüzlerce sosyalist genç, Suruç’taki Amara Kültür Merkezi önünde basın açıklaması yapmış ve ardından yapılan canlı bomba ile gerçekleşen katliamda 33 Düş Yolcusu hayatını kaybetmiş, 104’ü de ağır şekillerde yaralanmıştı. 

Dönemin Başbakanı “Eğer 7 Haziran ile 1 Kasım arasında olanların ne olduğunu açıklarsak, kimse yerinde oturamaz” diyen Ahmet Davutoğlu’nun çıkıp, dürüstçe ne demek istediğini açıklaması gerektiğini belirtilerek, davanın takipçisi olmaya ve ailelerin yanında durmaya devam edileceği gerçeğinin bütün çıplaklığı ile tarihin orta yerinde durduğunu yineliyoruz.  

Avrupa Sosyalist Kadınlar Birliğinin, 33 Düş yolcusuna dair yazılı açıklaması:

5. yılında Suruç için adalet mücadelemizi büyüteceğiz!

Suruç katliamının üzerinden 5 yıl geçti. Yıkılmış bir kenti inşa etmek için yola çıkan 33 düş yolcusunu aramızdan alan AKP-DAİŞ karanlığı, onlarca genç sosyalisti de yaraladı. İstanbul’dan, Dersim’den, Hatay’dan, Samsun’dan, Kocaeli’nden, Amed’den yola çıkan Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF), “Kobane düştü düşecek” sözlerine “Beraber savunduk beraber inşa edeceğiz” diyerek karşılık vermişti. Çünkü onlar halkların eşitliğinin ve kardeşliğinin, halklar arasında köprü olmaktan ve yaraları ortak sarmaktan geçtiğini biliyorlardı.

Halkların birbirleri ile kardeşleşmesinden korkan ve iktidarını kanla, katliamla ayakta tutan Saray diktatörlüğü, Suruç Amara Kültür Merkezi’nde DAİŞ eliyle 33 düş yolcusunu aramızdan aldı. Gezi’nin çocuklarının Kobane halkıyla buluşmasını böyle engellemeye çalıştı. Bin bir umut ve düşle yola çıkan SGDF, defalarca yolda durduruldu, kimlik kontrolünden geçti ve Suruç’a gidişleri engellenmeye çalışıldı. Ancak aynı emniyet ve polis canlı bombayı engellemek için hiçbir şey yapmadı. Canlı bomba elini kolunu kollayarak Suruç’ta keşif yaptı, bir gece öncesinde gözaltına alındı ama serbest bırakıldı. Planlanmış bir katliamı gerçekleştirmesi için devletin tüm imkanları önüne serildi.

Ancak ne gözaltılar ne de tutuklamalar adalet arayışını bitiremedi. “Suruç için adalet herkes için adalet” diyenler, katliamlar coğrafyasına dönüştürülmek istenen bu topraklardaki her bir katliam için adalet mücadelesi vermeye devam ediyor. Ne kadınların ne de haksızlığa uğrayan kesimlerin mücadeleleri susturulabildi. Erkek egemen şiddet kadınların canına kast ettikçe, kadın isyanı daha da bileniyor, büyüyor…

5. yılında başta Suruç olmak üzere gerçekleştirilen tüm katliamların aydınlatılması için mücadele etmeye ve 33 düş yolcusunun bıraktığı bayrağı yükseltmeye devam edeceğiz. Ezilenleri, emekçileri, kadınları, LGBTİ+’ları ve halklarımızı Suruç için adalet mücadelesini büyütmeye çağırıyoruz.

Suruç için adalet, şiddete uğrayan kadınlar için adalet!

Tags: , ,


About the Author



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to Top ↑