Makaleler

Published on Temmuz 25th, 2020

0

24 Temmuz 2020: Türkiye İslam Cumhuriyeti’nin kuruluşu – Sinan Öztürk


Demek ki Cumhuriyet demek, demokrasi demek değilmiş. Bir ülkede parlamentonun, çok partili sistemin ve seçimlerin olması demokrasinin olduğunu göstermez. Yaşananlar söylediklerimin kanıtıdır.

Biz, Cumhuriyet demokratikleşsin diye mücadele ederken, bırakalım demokrasiyi, Birinci Cumhuriyet’in kendisi bile ortada kalmadı. Dün İstanbul’da yaşananlar açıkça “İkinci Cumhuriyet”in ilanı olmuştur.

Hitler, kendi dönemine ısrarla „Drittes Reich“ (Üçüncü imparatorluk dönemi, ya da Cumhuriyet diyelim) denmesini istemiştir. Oysa o dönem faşizmin tarihte geldiği en yüksek noktaydı.

Demek ki Cumhuriyet demek, demokrasi demek değilmiş. Bir ülkede parlamentonun, çok partili sistemin ve seçimlerin olması demokrasinin olduğunu göstermez. Yaşananlar söylediklerimin kanıtıdır.

Bugünlere gelinmesinin bana göre en büyük nedeni, gelmiş geçmiş bütün iktidarların solu ezmeye, yok etmeye çalışmasıdır. Oysa sol düşünce ve sol hareketler Cumhuriyet’i demokratlaştırabilecek yegane güçlerdi. Ama bu güçler bu memleketin en büyük zulmünü, işkencesini, hapsini, sürgününü ve ölümünü yaşadı. Devlet her daim özgür düşünceyi sahiplenenleri karşısına aldı.


Gelinen sonuç ortadadır. Bu sonuca katkıları olanlar sadece siyasal islamcılar, faşist partiler, “Atatürkçü darbeler!”, NATO ve ABD değildir. Aynı zamanda kendisine halkçı ve demokrat diyen CHP ve türevleri de bugün gelinen aşamanın hazırlayıcısı olmuşlardır.

Bu ülkede yaşanan hiçbir katliamın hesabı verilmemiştir. CHP de devleti temsil ettiği sürece bu siyasetini yürütmüştür. „Devlet hesap vermez, hesap alır!“ mantığıyla Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamına bile gözünü kırpmadan evet diyebilmiş bir CHP’nin, özellikle de son yıllardaki gelişmeler açısından vebali çok büyüktür.

Türkiye, bundan daha on yıl evvel bile kimsenin hayal edemeyeceği ölçüde siyasal İslam’a ve faşizme batmıştır. Bugünün iktidar sürdürücüleri siyasal İslam ve faşizmi birleştirerek İslam faşizmine dayalı bir Cumhuriyet‘i ağır ağır örerek, bütün toplumsal dengelerle oynayarak, ABD ve Avrupa’nın da desteğiyle Türkiye’yi büyük bir kötülüğün içerisinde boğmuşlardır.

Sözü uzatmanın gereği yok. Herkes olanı biteni görüyor. Aydınlanmayı, düşünmeyi, insan haklarını, adil bir yaşamı raflarından kaldıran devlet durup dururken bu noktaya gelmedi.

Olmaz denilenler oldu, yapılmaz denilenler yapıldı. Ve İkinci Cumhuriyet, yani Türkiye İslam Cumhuriyeti kuruldu. Bu oyunda emeği olmayanlar devlet tarafından elendiler, tarih sahnesinin arkasına itildiler ve güçsüzleştirildiler. Güçlülerse sahnede. Böyle bir oyunda yer almamak bile başlı başına bir erdem sayılmalıdır.


Sinan Öztürk – 25.07.2020

Tags:


About the Author



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to Top ↑